Yaklaşık bir aydır, İstanbullular bir hava saldırısı altındaymış gibi yaşıyor... Uçaklar (rüzgar veya yoğunluk nedeniyle… tam olarak bilmiyorum) boğaz üzerinden alçalıyor, şehrin yarısını gürültü ve gaza boğup, Atatürk Havalimanı’na konuyor…
Günde bir iki tane falan değil. 2-3 dakika arayla 400-500 uçaktan söz ediyorum. Sabah 7’de bir başlıyor, gece yarısı 1’e kadar durmadan devam ediyor. Bilhassa akşam vakti, 19 ila 24 arasında, aklımı kaçıracak gibi oluyorum. Sanki 2. Dünya Savaşı’ndayız da Alman bombardıman uçakları tepemizde bombalayacak yer arıyor!
OK. Biz kuzu bir milletiz, “niye bu uçaklar tepemizden uçuyor? Neden bizim sinirimizi bozuyor, havamızı kirletiyor, ciğerlerimizi belliyor?” diye sormuyoruz. Peki dünyanın gelişmiş ülkeleri ne yapıyor?
Televizyonda alt yazı geçiyor. “2013’te bir buçuk milyon uçak indi kalktı Türk havalimanlarına!”
“Biliyorum” dedim kendi kendime. Bunların en az 200 bini tepemden geçti.
Ne tepemi? Evimden, uykumdan, CİĞERLERİMDEN geçti.
Sabahın köründen gece yarılarına kadar tepemdeki gök gürlüyor…
Cuma gecesi Twitter’da çok komik bir hashtag açıldı. #köylütürkler.
Kim başlatmış bunu diye bakınca aaa bir de ne gördük? Azeriler!
Allah Allah ne oluyor ne bitiyor derken anladık ki “iki devlet, tek millet” çoktan efsane olmuş, meğer “iki devlet tek gıcıklık” hasıl olmuş!
Olay, bir akşam vakti, iki Azeri Twitter’da kendi aralarında Dexter dizisi hakkında konuşurken, bir Türk’ün sohbete müdahil olmasıyla başlıyor. Türk, Azerice konuşmaya ve hafiften dalga geçmeye çalışınca Türkiye Türkçesine gayet hakim olduğu anlaşılan Azeri “sen takıl kendi köylü Türkçenle abi. Aristokratik Azerize sizlere göre değil” diyor.
Amerika’nın en sevilen televizyoncularından Jay Leno, “hayatımın en güzel 22 yılını yaşadım” diyerek bitirdi programını…
Zira 22 yıldır yaptığı “Tonight” programını bundan sonra yapmayacak. Kanalı NBC, 22 yıl sonra kontratı uzatmamaya karar verdi.
Bundan sonra aynı programı genç komedyen Jimmy Fallon devam ettirecek.
Son 1 aydır her gece programı bitirme ile ilgili espriler yapıyordu. Veda programı nasıl olacak diye bir aydır merak ediyordum.
Geliyor… O meşum gün geliyor… Siz mutlu aşıklar, bir yerlere gidip şahane yemekler yiyin, aşkınızı yüz on altıncıya ilan edin, birbirinize dünyanın en çirkin küpelerini, en iğrenç kravatlarını, en berbat süveter, kazak ve berelerini hediye edin, çok beğenmiş numarası yapın sonra da datlu datlu sevişin diye icat edilmiş bu SİNİR gün…
Evet geliyor… (Burnundan duman çıkan asık surat…)
N’apalım… Ben yalnızım diye elalem de evinde kös kös oturacak değil.
Çıkın, gezin, tozun eğlenin tabii… Sevenleri ayırmayın… Swarowski bu günler için var… Ekonomi sayenizde dönecek… Dönmeli… Dönsün…
Dünkü yazımda, şarkı türkü çığıran birkaç oyuncağın sözlerini anlamak için kafayı yediğimi yazdım…
Meğer ben tek değilmişim! Türkiye, oyuncaklardaki şarkıları anlamak için kıvranan, kafayı sıyıran anne babalarla dolup taşıyormuş!
İnternette öyle komik bir forum buldum. Forum da değil! Oyuncak markasının resmi sitesinde, bizzat oyuncağın tanıtıldığı sayfada “yorum” bölümünde yazmış ebeveynler. Bu yorumlar aracılığıyla birbirleriyle haberleşmiş gibi bir şey olmuş…
Şöyleymiş meğer şarkılar:
Kafayı yemek üzereyim…
Şimdi bildiğiniz gibi sessiz sakin oyuncak diye bir şey yok.. Hepsi ötecek! Hepsi şarkı türkü söyleyecek ve hepsi illa ki eğitecek!
Bir ki üç, van tu tri, a be ce de…
Allahım ne eğitimler ama! Senfoni orkestralarından beraber ve solo müzik aletleri sesleri mi istersiniz, Afrika safarilerinde vahşi hayvan sesleri mi, masal okuyan tırtıllar mı…
Başlıkta pek güzel durdu ama ne yazık ki böyle bir şey yok… Zira bu topraklardaki anneler ne serseri olabilir ne mutsuz…
Piti (the bebek) eve geldiğinden beri evde yemek pişiyor.. Daha önce ne yiyordum, ne siz sorun ne ben söyleyeyim… Aşırı sağlıklı ile aşırı sağlıksız arasında gidip gelen saçma sapan bir mönü… Bir bakıyorsun armudun sapı üzümün çöpü bir bakıyorsun köşedeki balıkçıdan ısmarlanmış kızarmış balıklar, kalamarlar…
Şimdi tamam… İyi kötü bir aile olduk. Koca/baba yok ama düzgün yemek var.. (Kalamarları misafir gelince ısmarlıyorum bir tek…)
Adam gibi yemek yapmasını bilmiyorsan o vakit ne yapıyorsun? İnternette tarif arıyorsun bol bol…