Kadın, müzeye sığar mı?

25 Ocak 2014

“Erkek müzesi” yokken “kadın” müzesi diye bir şey, ileri düzey feministler için pek sevilesi bir şey değildir. Zira “müzeye koymak” kadını mağdur, hassas, zayıf, kırılabilir, korunması gereken Çin porseleni gibi bir mertebeye indirir… diye düşünürler. Doğru mudur bu? Tartışılır. Müzecilik özellikle son 20-30 yılda çok değişti. Müzeyi hangi fikirden yola çıkarak ve nasıl yaptığına bağlı…

İzmir Konak Belediyesi geçtiğimiz günlerde Basmane’de bir Kadın Müzesi açtı. Twitter’da “en çok konuşulan” ilk üç konu arasına girdi. İnsanların belli ki çok hoşuna gitti bu fikir. İzmir’in her zaman “özgür” “bağımsız” “müdanasız” kadına destekleyici bir hassasiyeti vardır zaten. Desteklemeleri hem çok hoş hem çok beklenen bir şey.

Müze, daha önce hiç derinlerine dalmadığım Basmane semtinin Tilkilik mahallesinde… Eskiden zenginlerin oturduğu makbul bir mahalleymiş. Zamanında nefis konaklar yaptırmış orada oturanlar. Sonra birçok nedenle zenginler başka yerlere taşınmış, konaklar kaderlerine terk edilmiş. Bazıları yıkılmış, yerine berbat gecekondu apartmanları yapılmış, bazıları ise ferlerini kaybetmiş halde kalmışlar.

Konak Belediyesi, orada burada kalmış bu son örnekleri alıp önce restore ediyor. Radyo Müzesi de aynı şekilde kazandırılmış. Kadın Müzesinin binası çok etkileyici. Labirent gibi geçişleri olan üç katlı kocaman bir tarihi yapı. Restore edilmiş olması hakikaten sevindirici. Elbette müze olması da.

Devamını Oku