Çocukluğuma dair bir simgeydi “O”...

Nelson Mandela’nın, kayan bir yıldız gibi evrende yer ve boyut değiştirmesi, çocukluğumdaki bir dönemin derinliklerine çekti beni. Dünyayı yeni yeni anlamaya ve kavramaya başladığım zamanlardı. Kendi ülkemin liderleri dışında bellediğim ilk yabancı liderdi Mandela...

Haberin Devamı

Meğer o, beni dünya ile zihinsel olarak bütünleştiren köprüleri kuran isimmiş. Bunu, onu kaybettiğim bugünlerde anladım.

Bir çocuğun kendi iç dünyası ile dışındaki dünyayı birleştirme faaliyeti çok doğru bir yerden başlamalı zannımca. Bu bir şans elbette bir yönüyle. Çünkü çocukluğunuzu hangi dönemde yaşadığınız da önemlidir ki; keza o zamanların dünyasının konjonktürel durumu da etkindir bu birleştirme çalışmalarında. Benim çocukluğum, ırk eşitliği mücadelelerinin son demlerine denk geldiği için, Mandela çocukluğumun ilk özgürlük simgelerinden biriydi; ama onun hapiste tutulduğunu da bilirdim... Şimdilerde anlıyorum ki zor ama doğru bir yerden başlamışım dünyayı anlamaya.

Üzgünüm; ama o kadar parçalı değil içim. Vefatının ardından, onun evinin önüne koşan Güney Afrikalı bir adamın sarfettiği sözler çok doğru geldi kulağıma; şöyle diyordu adam: “Buraya yas tutmaya gelmedim. Büyük bir adamın hayatını kutluyoruz. O büyük bir birleştiriciydi...”
Bu içten anlatım, kendime dahi ifade edemediğim duygularıma başlık oldu adeta. Orada yaşasaydım, ben de katılırdım o kutlamalara tüm coşkumla. Boşuna harcanmayan, her dakikası yaşam için ve özgürlük için feda edilmiş bir hayat var ellerinde, sıkı sıkıya sarıdıkları ve hiç unutmayacakları... Kutlanmayıp da ne yapılabilirdi. Afrika, her şeyi yerli yerinde, doğru, samimi bir yer ve tek başına özgün bir dünya değil miydi zaten...

Ve bakmayı göz ardı emediğim annelik yönüyle de çok gurur verici bir evlattı sanırsam Mandela... Her ne kadar annesi göremese de mücadele ettiği özgürlük savaşında zafere ulaştığını; pek çok Afrikalı anne tahayyül edebilmiştir Nosekeni Fanny’nin hissedeceği büyük gururu... Kendimi o kadının yerine koymaktan alamadım bir an; dertli, düşünceli, endişeli, korku dolu ve üzgün olurdum hep. Ama nihayetinde onurlu bir adamın gururlu annesiydim işte...

DİĞER YENİ YAZILAR