Kredi kartında yeni limit kriterleri hem bankaların hem vatandaşın canını yakacak. Finansal mühendislik yapıp bir kartla diğerini ödeyen vatandaş yeni dönemde zorlanacak. Bankacı ise batık artışından endişeli.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) Cuma günü kredi kartlarına limit getirmeye yönelik attığı adımlar ve bir taslak hazırlığının ortaya çıkması hem sektör hem de tüketiciler nezdinde büyük tartışma yarattı.
Hazırlanan taslağa göre, geliri 1.000 TL ve altındakiler için kredi kartı limiti 1.000 TL ile sınırlandırılacak. Limiti 1.000 TL üzerinde olanların ise gelirini belgelendirmesi istenecek ve gelirin sürekliliği de kontrol edilecek.
Bankaların 11 Eylül’ü
İlk yarı kârlarını yüzde 25 artıran bankalar, faiz artışı, kredi artış hızındaki yavaşlama ve temettü gelirlerindeki azalma nedeniyle üçüncü çeyrekte kârlılıkta frene basabilir.
Hisseleri borsada işlem gören 11 banka ve Ziraat Bankası bu yılın ilk 6 ayına ilişkin mali tablolarını açıkladı. Bu 12 banka sektörde oluşan rakamların neredeyse tamamını oluşturuyor. İlk yarıya ilişkin rakamlara bakıldığında 12 banka, kârlarını artırmaya devam etti.
Geçen yılın ilk yarısında toplam 9 milyar 784 milyon lira olan 12 bankanın toplam net kârı bu yılın aynı döneminde yüzde 25’lik artışla 12 milyar 210 milyon liraya çıktı.
Kâr artışında kredilerin yanında son dönemlerde en çok tartışılan konuların başında gelen ‘komisyon ve ücretlerden’ elde edilen gelirlerdeki artış da etkili oldu.
Kredi kartlarında yapılan promosyonlar (taksitlendirme, taksit öteleme, puan kazanma vb. gibi) tüketim harcamalarının ertelenmesini engelleyerek krizin daha da derinleşmesini engellemiştir” ifadeleri oldukça dikkat çekici. Kredi kartının üye işyerlerinin müşterileri sayısını artırdığı ve iş hacimlerini genişlettiği belirtilen raporda, kredi kartlarının ekonomik büyümeye katkısının rakamsal ifadesi ise şu şekilde: Kredi kartları ile 1.000 liralık harcama GSMH’yi 0.0142 lira artırıyor.
Borcunu ödeyemeyen kişi sayısı artıyor
Kredi kartının ekonomiye katkılarının yanında “doğru kullanımı” da bir o kadar önemli. Hanehalkı borçluluk oranlarının kontrolsüz biçimde yükselmesi ekonominin tamamı için de bir tehdit oluşturabilir. Bu nedenle bazı uzmanlara göre kredi kartı cüzdanlarda taşınan birer ‘el bombası’. Merkez Bankası verilerine göre, şu anda tüketiciler kredi kartları aracılığıyla toplam 84.7 milyar liralık kredi kullanmış durumda. 5 Temmuz itibarıyla kredi kartında takibe düşmüş alacakların oranı yüzde 4.86 yani 4 milyar 119 milyon lira. Bu oran global ekonomik krizin etkisiyle 2009’da yüzde 12’lere çıktı.
Ücret ve komisyon gelirinin net kâra oranı en yüksek banka Finansbank. Tutar olarak en yüksek geliri elde eden banka Garanti Bankası. Ancak kamu bankaları faiz dışı gelirlerini artırmada son 1 yılda müthiş bir atağa kalkmış vaziyette
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın önceki akşam bankaların aldığı ücret ve komisyonları eleştirmesi ve ‘kredi kartı kullanmayın’ çağrısı yapması üzerine gözler yeniden bankacılık sektörüne çevrildi.
Önceki akşam şehit yakınlarına düzenenlenen iftara katılan Başbakan Erdoğan, “Geçenlerde ben, ‘faiz lobisi’ derken boşuna demedim. Bir şeyler bildiğim için bunları söylüyorum, zira faiz dışı gelirlerle abad olan bir lobi var. Hani şu kredi kartları falan diyorsunuz ya, bunları almayın. Bunlardan ödediğiniz paralar, sadece bir bankayı vereceğim, isim vermiyorum, 600 trilyon bir yılda geliri, faizin dışında. Bunun yanında Ziraat, Halk, Vakıf üçünün bu yandan toplam gelir 600 trilyon. Oynanan oyunun ne kadar büyük olduğunu görüyor musunuz? Kim ödüyor bu parayı? Zengin değil, benim fakir, fukara kardeşim. Allah selamet versin, bayılıyor da ‘bir tane kredi kartı elime alayım’ diye, onunla sanki hava atıyor. Ay sonu gelmeden maaş bitiyor, faizi, şunu, bunu vesaire. Oynanan oyun büyük, bu oyunu hep beraber bozmamız lazım. Herkes ayağını yorganına göre uzatmayı bir öğrense, o zaman onlar bu parayı göremeyecekler” açıklamasını yaptı.
Bu açıklamanın üzerine sektördeki ilk çeyrek sonuçlarına baktık. Sektörün en büyük 11 bankasının toplam net komisyon ve ücret gelirleri bu yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 27.92 artarak 2 milyar 890 milyon liradan 3 milyar 697 milyon liraya yükselmiş durumda.
Fed’in para musluklarını kısacağını açıklaması, en büyük ihracat pazarı AB’deki yavaş büyümeye Mısır da eklendi. 106 dolara çıkan petrol, cari açık endişelerini alevlendirdi.
Türkiye ekonomisi için yurtdışından peş peşe kötü haberler geliyor. ABD Merkez Bankası’nın (Fed) Türkiye gibi gelişmekte olan ülke piyasalarına sermaye akışını sağlayan parasal genişleme politikasına son vereceğini açıklaması ve Avrupa’da yeniden alevlenmeye başlayan borç krizine şimdi de Mısır’daki askeri darbe eklendi. Mısır’da yaşananların Türkiye ekonomisine iki yönlü etkisi var. İlki doğrudan ihracat ile ilgili. Mısır, Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı 13’üncü ülke. 2012 yılında Mısır’a toplam ihracat yüzde 33.4’lük artışla 3.7 milyar dolara ulaşmıştı. Bu yılın ilk 5 ayında da Mısır’a 1.4 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Askeri darbe sonrası Mısır’da yaşanacak kargaşa Türkiye’nin bu ülkeye yapacağı ihracatı olumsuz etkileyebilir.
Mısır’ın ikinci etkisi ise dolaylı. Türkiye ekonomisinin kronik sorunu olan cari açığın en önemli nedeni enerji ithalatı. Geçen yıl 60 milyar dolarlık enerji ithalatı olması cari işlemler dengesi milli gelirin yüzde 2’si kadar fazla verecekti. Mısır’daki olaylarla Brent petrol 106 dolara iyice yaklaşırken ABD hampetrolü 102 dolar ile 14 ayın zirvesine çıktı. Dolayısıyla petroldeki artışın devam etmesi enerji ithalatının faturasını kabartacak ve cari açık üzerinde baskıyı artıracak. Mısır kontrolündeki Süveyş Kanalı ve Kızıldeniz’den Akdeniz’e petrol taşıyan Sumed boru hattının geleceğiyle ilgili belirsizlik endişelerin ana kaynağını oluşturuyor.
Para girişi azalıyor
Yatırımcıların ellerinde tuttuğu ve Merkezi Kayıt Kuruluşu’na kaydettirmedikleri toplam 150 milyon lira değerindeki hissenin sahibi artık Yatırımcı Tazmin Merkezi.
Yastık altında tutulan ve sisteme kaydettirilmeyip “çöp” olan hisse senetlerinin ayrıntıları ortaya çıktı. Tam 150 milyon lira değerindeki hisse senedi eski adıyla Yatırımcı Koruma Fonu olan Yatırımcı Tazmin Merkezi’ne (YTM) devredildi. Yani ellerindeki hisseleri Merkezi Kayıt Kuruluşu’na kaydettirmeyen yatırımcılar için artık bu hisselerin hiçbir değeri yok. Hisse senetleri borsada işlem gören 285 şirket Kasım 2005’te kaydi sisteme geçti.
Kaydileştirme kısaca menkul kıymetlerin hak sahiplerinin adına açılan hesaplara aktarılması anlamına geliyor. Kasım 2005’ten itibaren yatırımcılara ellerindeki hisse senetlerini kaydileştirmeleri için 7 yıllık bir süre tanındı ve bu süre 31 Aralık’ta sora erdi. Bu süre zarfında kaydileştirilmeyen ve Yatırımcı Tazmin Merkezi’ne geçen 285 farklı hisse, 3 ay içerisinde resmi müzayede yoluyla satılacak.
8.1 milyon adet İş C
Brezilya Borsası’nda Bovespa Endeksi bu yıl yüzde 25.51 düşerek en fazla kaybettiren ikinci borsa olarak listede yerini aldı. Bu yıl en fazla düşen borsalar sıralamasında Brezilya’yı yüzde 18 ile Rusya Borsası izledi. Listede 9’uncu sırada bulunan Borsa İstanbul’dan daha kötü performans gösteren borsalar arasında Mısır, Kolombiya, Meksika, Hong Kong, Güney Kore, Şili borsaları da yer alıyor. En büyük 41 borsanın 23’ü şu an 2012 kapanışının altında işlem görüyor.
Venezuela Borsası’nda uçuş bu yıl da sürüyor
Geçen yıl yüzde 300’e yakın yükselişi ile dünyanın en fazla artan borsası olmayı başaran Venezuela Borsası bu yıl da uçuşuna devam ediyor. Efsane devlet başkanı Hugo Chavez’in Mart ayında hayatını kaybetmesi de Venezuela Borsası’ndaki yükselişi durduramadı. Hacim olarak çok sayıda borsaya oranla “küçük” olarak değerlendirilebilecek olan Venezuela Borsası, yılbaşından bu yana yüzde 100’ün üzerinde arttı. Pakistan Borsası yüzde 25’lik yükselişi ile en fazla artan ikinci borsa oldu. Merkez bankasının para musluklarını açtığı Japonya’da Tokyo Borsası bu yıl yatırımcılarına ortalama yüzde 24.76 getiri sağladı.
Gezi Parkı olaylarına bir de ABD Merkez Bankası’nın (Fed) para musluklarını kısacağı açıklaması eklenince piyasalar tam anlamıyla yangın yerine döndü. Döviz kurları tarihi zirvelerine çıkarken Borsa İstanbul’da satışlar hızlandı.
Döviz kurlarındaki hareket yerli yatırımcılar açısından farklı bir öneme sahip. Çünkü yerli yatırımcı için altın ve döviz en fazla tercih edilen yatırım araçlarının başında geliyor.