88. Oscar “Kırmızı halı dersleri-2”

12 Mart 2016

Geçen hafta kırmızı halı derslerimizin 1’ni yaptık. Şimdi kırmızı halı 2’ye devam ediyoruz.

- Kötü bir saç, kötü bir makyaj en güzel tasarım elbiseyi mahvedebilir. Oscar’ın kırmızı halısında, saçların genellikle çok doğal yapıldığını gördük. Starlar doğal saçları ile çok taze ve genç görünüyorlardı. Amma velakin, doğal görüneyim derken kesinlikle özensiz ve pejmurde bir hale gelmemeliyiz. Doğal saç tasarımı usta ellerde çok güzel. Yine “az aslında çoktur” sözünün moda da doğruluğunu görüyoruz.

- Doğal makyaj da aynı saç gibi, bir ustalık, bir bilgi, bir tasarım işi. Makyaj sanatçısı yüzün anatomisini çok iyi bilir; her yüzün kendi karakteristiğine en uygun makyajı uygular. Oluşturduğu efektler altın oranı yakalamak içindir. Özel bir günde iyi bir makyözle çalışmak çok hoş ama her gün makyözlerle birlikte olmuyoruz; yalnız kırmızı halılar için değil, günlük hayatımız için de makyaj yapmayı öğrenmeliyiz.

- Kıyafetimizde bir tane yıldız parça olmalı, diğer parçalar ona hizmet etmelidir. Eğer elbiseniz yıldız parçanız ise, takılarınız,ayakkabılarınız,çantanız, üzerinize aldığınız şal, manto, vs, makyajınız, saçınız elbisenizin havasıyla uyumlu ve ondan biraz daha geri planda olmalıdır. Eğer ayakkabılarınız yıldız parçanız ise, onları öncelikle ortaya çıkarmalısınız. Kostümünüzün boyu çok önemlidir.

- “Elbise seni, sen elbiseyi taşırsın.” Tarz kadınlar, bu dengeyi en iyi kuranlardır.

- “Sadelik büyük bir ihtişamdır.” Bu zaten hepimizin kulağına küpe…

Devamını Oku

88. Oscar ‘Kırmızı Halı Dersleri-1’

5 Mart 2016

Efsaneye göre ilk kırmızı halı, Miken Kralı Agamemnun’nun ayağının altına serilmiş. Karısı Clytemnestra, Truva Savaşı’ndan zaferle çıkan kocasını Tanrılara layık bir kutlamayla karşılamak istemiş. O gün bu gündür kırmızı halı; şan, şöhret, zenginlik, başarı ve otoriteyi çağrıştıran bir anlam taşıyor.

Bizim de mutlaka yaşamımızda kendimizi kırmızı halıda hissettiğimiz anlar oldu.

Düğünler, nişanlar, doğum günleri, mezuniyet baloları belki bazı partiler, kimilerimiz için ödül törenleri bize kırmızı halıyı yaşatan anılarımızla çoğumuzun hafızalarında. O günün veya gecenin yıldızı olup kendimizi özel ve güzel hissettik.


Ben seviyorum bu özel günlerin kırmızı halı duygusunu. Edamız, tavrımız kırmızı halının starları gibi ışık saçıyor. Kendi hayatımızın starı değil miyiz zaten? Star ışığına bürünmeyi de mutlaka becermeliyiz. Hem kendimiz, hem de bizi kendi hayatının yıldızı olarak kabul edip, seven ve davranan sevgililerimiz, eşlerimiz için...

2016, 88. Oscar ödül gecesini ben de sabırsızlıkla bekledim. Siyahi sanatçıların bu yıl adaylar listesinde yer almamasına içim burkuldu tabii. Ama ırkçılığa, ayrımcılığa, cinsel tacize, istismara, dünyamıza ve doğaya hoyratça davranılmasına tepkiler, öylesine güçlüydü ki içimize su serpti. Verilen sözler hepimizi umutlandırdı.

Oscar töreni beni hep çok heyecanladırıyor. Nedeni; öncelikle sinema benim uzatmalı sevgilim… Sabırsızlıkla beklediğim kırmızı halı yıldızlar geçidi, bana moda ve tasarım şöleni hissi yaşatıyor. En önemli, en büyük tasarımcıların adeta sanat eseri yapıtlarını en güzel, en yetenekli, en başarılı yıldızlar

Devamını Oku

Çobanın Aba’sından, Prada’nın Mantosuna!

28 Şubat 2016

Çobanlar! Dağların yalnız adamları… Diğer yalnız adamlardan farklılar…

Yalnızlık onların ruhsal bir lüksü değil, yaşamlarını kazanırken oluşan sert koşullardan biri. Çobanların yediği, pişirdiği, giydiği hep bir şekilde topluma yayılmış ve kültürün parçasına dönüşmüş. Deyişlere, yemeklere, bölgelere, beldelere konu olmuş, sıfat olmuş. Ben de ‘kepenek’lerini diğer bir deyişle ‘aba’larını çok ilham verici buluyorum. Bu çok amaçlı, çobanların giydiği, içinde uyuduğu, sayesinde yağmurdan, kardan, soğuktan korunduğu kepenek şahane bir malzemeden yapılır; Keçe…

Kışı uğurlarken keçeyi tanıyalım biraz. Bu yıl kullanmak için önümüzde kısa bir zaman var. Gelecek kışa gardroplarımızda keçe istiyorsak bu ucuzluk döneminden yararlanalım istedim. Yer yüzünün bilinen en eski tekstil ürünü keçe; çok naif, çok doğal, çok kullanışlı aynı zamanda çok şık bir malzeme. Yapımı, üretimi ve kullanımı çok eskilere dayanıyor. Dokuma tezgahları yokken özellikle göçebe kavimler keçeyi üretmişler. Keçenin ana malzemesi yündür. Koyun, tavşan, deve, lama gibi hayvanların kıllarının yanında keçi kılları kullanılır ve yapımı için sadece su ve sabun yeterlidir. Atkısız ve örgüsüz bir şekilde sıkıştırılmış bir kumaştır.

Keçe her zaman yaşamın içinde oldu. Bazen şıklığı ve kombinasyonlara kattıklarıyla göz önünde, bazen daha derinlerde işlevsel olarak hep var. Geçen yıllarda bazı tasarımcıların defilelerinde görmeye başladığımız keçeler etkisini artırarak sürdürüyor. Prada’nın ve Philip Lim’in gri paltoları Celine’nin çantaları büyük bir keçe şovu olarak moda tarihine geçmeli bence.

Topluma bakınca yeşile olan sevgi ve saygının bazılarında artarken, bazılarında azaldığını görüyoruz. Ben, naçizane, tasarımcı olarak şüphesiz sevgisizliğe ve saygısızlığa karşı tepkisi artan gruptayım. Yeşil modaya, başka bir deyişle ekolojik veya sürdürülebilir modaya çok inanıyorum. Keçenin saf ve doğal hali beni malzeme olarak çok etkiliyor. 2017 koleksiyonumda armağan etmek üzere kış gelinleri için bir keçe gelinlik, yaz gelinleri için de tezgahta dokunan ham ve doğal malzemeden bir gelinlik tasarlıyorum.

Devamını Oku

Aşk; Adem’le Havva’dan kalan

13 Şubat 2016

Maddenin yapısını, özelliklerini, bileşimini ve dönüşümünü inceleyen bilim dalına “kimya” deniyor. Bu bilim dalı son yıllarda aşkı çözdü! Hepimiz bir rahatladık! Anladık! Aşk bir hastalık ya da delilik hali değil… Aşk; bir kimya meselesi. Vücudumuzdaki çok sayıda kimyasal maddenin harekete geçtiği bir süreç. Yani günahıyla, sevabıyla bu kimyasallar ve onların güdümündeki hormonlar sorumlu.

Bir aşk iksiri salgılanıyor. Hani bir nedensiz sevinç, bir yoğun enerji, midede kelebekler, uykusuzluk, iştah azalması, kalp çarpıntıları, lüzumsuz bir hiperaktivite durumu oluyor ya. İşte, dopamin, noradrenalin gibi hormonların salgılanması sonucu oluyormuş bunlar. Aşkın kimyası inanılmaz! İnsana büyük bir hayat dersi veriyor… Sadakat için bile hormon var. Ben bu kimya işinde daha ileriye gitmeyeyim ama mutlaka bu işin uzmanı bir hoca ile konuşup başka bir aşk sohbetimizde sizinle bilgileri paylaşacağım. Borç biliyorum.

Yaklaşan Sevgililer Günü dolayısı ile bu hafta aşkın iyi taraflarını hatırlamak lazım. Tüm aşıklara, aşklara, sevgililere benden selam olsun, her zaman…

İşin ticari tarafını, alışverişi güdülemesini falan bir tarafa bırakalım aşkın hatırı için bu defa; Sevgililer Günü ya da St. Valentine günü kışın ortasında sıcacık bir gün. Geleneksel kırmızıların, kalplerin, mumların, güllerin, çikolataların çok çok görüldüğü bir gün. Son yıllarda St. Valentine dekor ve kostümlerinde pembelerde çok yaygınlaştı.

Hatta özel günlerin kuralı haline gelen renklerden bıkanlar sevgililer gününde morlara, yeşillere, sarılara, mavilere yöneldiler. Sadece renkler veya semboller değil resimler ve fotoğraf baskıları da özel parçalar için çok seviyorum.

Biz gelin birlikte bu hafta aşk için stylingler yapalım.

Devamını Oku

Bırak Güneş İçeri Girsin!

6 Şubat 2016

Eğer ki denklemdeyse saç, her zaman en baskın, en tehlikeli, en belirleyici olmaya aday oldu. Bazen taşıdığı sembolizmle, bazen pastanın çileği olarak, bazen tüm ilgiyi üzerine çekerek ve büyüleyerek başrolü kimselere kaptırmadı. Eski zamanlardan bugüne saçlar ve saç modelleri, kişisel ve toplumsal ifadenin yansıması olarak görüldü. Saçın mitolojide, edebiyatta, sosyolojide çok hikayesi ve anısı var. Görsel hafızanızı şöyle bir tarayın; Medusa’nın yılanlarından punkçıların diken diken saçlarına, İngiliz yargıçlarından Rapunzel’e hepsi başka mesajlar gönderen ne saçlarla karşılaşacaksınız.

Eski Mısır’da saçlar kazıtılır, takılan peruklar kişinin itibarını, toplumdaki yerini, politik konumunu ifade ederdi. Klasik Yunan döneminde saç, -özellikle bukleli saçlar- yaşamın, mutluluğun, özgürlüğün simgesiydi. Kuzey Avrupa’da yaşayan Keltler kadın-erkek saçlarını uzatırlardı. Uzun saç, kadın için doğurganlık, erkek için gücün simgesiydi.

Saç, styling’te giyim kuşam kadar önemli bir unsurdur. Saç, keratin denen bir çeşit protein zincirinden oluşur. Bu aynı zamanda çok işlevsel, çok estetik protein zincirimiz büyük bir endüstriye hükmediyor. Ve saç modası, kadınları arkasından sürüklüyor.

Saç modası, kadın ve erkekte çok farklıdır. Asla birbirini takip etmez. Saçlar biz kadınlar için önemli bir aksesuardır. Saçlarımıza çok iyi bakmalıyız. Kalıtım saçların görünümü ve sağlığı üzerinde etkili olsa da artık günümüzde çok etkili saç bakım ürünleri mevcut.

2016’nın en trend saç renkleri arasında; bal köpüğü, çikolata kahve, küllü kumral, bakır kızılı ve mavi-siyah saç renkleri dikkati çekiyor.

Bal köpüğü, saç rengi kullanım açısından en elverişli renklerden biridir. Her yaşta kadın rahatlıkla kullanabilir. Balyaj yapılabilir ve içindeki dore tonları saçlara ışıltı verir. Şık ve canlı bir renktir.

Devamını Oku

Kış Masallarının Karlar Prensesleri…

31 Ocak 2016

Kışa en çok masal yakışıyor. Shakespeare yüzyıllar önce büyük bir yapıt verdi; orijinal adıyla ‘Winter Tale’, Türkçe çevirisiyle ‘Kış Masalı’… Shakespeare’den günümüze dek çeşitli sanat alanlarında Kış Masalı adıyla çok sayıda eser, gönül telimizi titretti. Ben Kış Masalı’nı en çok kış gelinlerine yakıştırıyorum. Kış gelinlerinin kendi masallarını yaşayıp yaşattıklarını düşünüyorum. Bu mevsim yapılan düğünler Kış Masalları, gelinler de ‘Karlar Prensesleri’ olarak kaydediliyor hafızalara.

Çoğunluk için kış mevsimi en tercih edilen zaman değil. Fakat, en ihtişamlı düğünler, büyük bir asalet, zerafet, zenginlik görselliği ile kışları sahne alıyorlar. Doğru tasarımlar yapılırsa; beyazlar, kremler, bejler, lameler veya doreler, simler, parlak metaller, kristaller mevsimin ruhuyla beraber olağanüstü bir şıklık oluşturuyorlar. Havada kar olmasa bile bu renk kombinleri kış mevsiminde kar imajı yaratıyor. Kürkler (tabii ki taklit), tüyler ve satenler, kadifeler, ipekler gibi ağır kumaşlar ihtişamlı kış düğünlerinin doğru gelinlik ve ambiyans malzemeleridir. Upuzun beyaz yapay kürkleri veya beyaz kaşmir yerlere kadar uzanan paltoları, kapişonlu pelerinleri, boleroları, etolleri gelinliklerin üzerinde hem çok estetik hem de çok işlevsel buluyorum. Hatta görkemli ambiyans isteyen kış gelinlerime bu tok seçenekleri her zaman hararetle öneririm.

Kış gelinlerinin çiçekleri de çok zariftir. İstenirse ipekten yapılmış kalıcı çiçekler kullanılabilir. Beyaz orkideler, beyaz güller, beyaz lilyumlar hem gelinlere hem de ortama zerafet katıyorlar. Pırlantalı, elmaslı takılar, inciler, taçlar, duvaklar, eldivenler aksesuar olarak çok gösterişliler amaaa bu ihtişamlı düğünlerde tüm malzemeler çok dikkatli seçilmeli ve kombinler çok özenle oluşturulmalıdır. Çünkü bu kadar gösterişli malzeme doğru kullanılmazsa ‘ucuz ve görgüsüz’ bir etki bırakabilir. Bu kadar yoğun beyaz, dore, lame, sim, metalik renkler kullanmak istemeyenler ortamda ve mekan tasarımlarında kopkoyu renkler kullanabilirler. Derin bordolar, koyu morlar, koyu maviler, ağır yeşiller, fümeler ve siyahlar mekan tasarımlarında, masa süslemeleri, mumlar, çiçekler, peçeteler, kartlar, örtüler gibi aksesuarlar olarak kullanıldığında şık ve asil bir dekor yaratıyor.

Kış gelinliklerinde sıkça kullanılan uzun kollu ipek, dantel, tül gelinlikler, gelinlere zarif prensesler görünümü sağlıyor. Çok asil duruyorlar.

Eğer havada kar varsa ve yollar karlıysa, topuklu ayakkabılarınızın yerine sıcacık kürklü botlar giyebilirsiniz. Ugg tipi beyaz kürklü botlar after party için çok kullanışlı olurlar.

Kış düğünleri ağır ve asaletli havayı seven damatlar için de kendi şıklıklarını sergilemek açısından bir fırsattır. Damat beyler smokinler, yelekli koyu renk takım elbiseler, ağır fraklar giyerek prenseslerine yakışır bir uyum içinde olabilirler.

Kışın bu kadar ihtişamlı düğün tercih etmeyenler için noel, yılbaşı ve St. Valentine konseptleri tatlı ve sıcacık bir düğün için çok uygundur. Yılbaşı ve noel dolayısıyla dünyanın birçok yerinin kırmızıya, yeşile, kareli kumaşlara, çam ağaçları ve dallarına, Noel baba aksesuarlarına büründüğü bir dönemde mekanlar kendiliğinden dekore edilmiş durumdadır. Gelinliklere alternatif bir hava katmak üzere kareli kumaşlar, kırmızı ve yeşil renkler ile yün aksesuarlar kullanılabilir. Hatta yünden örülmüş bir gelinlik çok alternatif ve bohem görünecektir. St. Valentine konsepti ile evlenecek olan aşk çocukları için ise pembeler, güller, kalpler çok şık destekleyici unsurlardır.

Devamını Oku

Kediler, çizmeler, kadınlar

23 Ocak 2016

Çizmeli Kedi masalını çok severiz. Hani bir değirmenci yaşarmış bir köyde… Üç oğluna sırası ile değirmen, eşek ve bir kedi bırakmış miras olarak. En küçük oğul “Bana kalan kedi neye yarar ki” diye çok hayıflanmış. Kedi bir çift çizme ve bir çuval istemiş. Çizmeleri giymiş ve çizmeli kedinin serüveni başlamış… Aklıyla ve zekasıyla zaferden zafere koşmuş çizmeli kedi ve masalın sonunda sahibi onun sayesinde büyük bir mevkiye ve zenginliğe kavuşmuş.

Grimm Kardeşler’in bu masalı akıl ve zekanın gücünü mü anlatıyor yoksa kedi gibi aslında dişi bir unsurun çizme giyince oluşturduğu karizmanın insan başarısındaki rolünü mü vurguluyor? Merak ediyorum çok.

“Güzellik” koşulu belki çok iddialı olur, ama sahip olunan karizmanın oluşturduğu cazibe hedefe ulaşma yolunda büyük bir enstrümandır. Kalıcı başarı için doğru kullanılan akıl, mantık ve zekanın gerekliliğini anladık çocuk yaşımızda. Bunları hayata geçirme sürecinde giyim-kuşamın ve stilin bize sağladığı destek ve yararı da yaşamın içinde öğrendik çok şükür.

Evet, çizmeler modanın vazgeçilmezi oldular hep. Bu yılki çizme modasını çok havalı buluyorum. Modeli ve yapıldığı malzemesi ne olursa olsun diz üstüne çıkan çizmelerin uzun süre trend olacağını düşünüyorum.

Diz üstü çizmelerin yanı sıra binici çizmeleri, bot tarzında bağcıklı çizmeler, kovboy çizmeleri, diz altı çizmeler, kısa botlar, Ugg ve Ugg benzeri çizmeler şık, cool, havalı, tarz, alımlı, karizmatik yapan en önemli kış aksesuarlarından oldular. Ayrıca sıcak tutma fonksiyonlarından ötürü çizmeler ve botlar biz üşüyen kadınların hep baş tacıdır.

Bu yılın en bayıldığım çizmeleri Tom Ford, Givency, Louboutin’nin koleksiyonlarında mücevher gibi parlıyorlar.

Devamını Oku