27 yıl hapiste kaldı...
Dünyada ırk ayrımcılığıyla mücadelenin sembolü oldu...
Güney Afrika’nın siyahi lideri Nelson Mandela Nobel Barış Ödülü’nün yanısıra, 1962 yılında Lenin Barış Ödülü’nü...
Hindistan’da Nehru Barış Ödülü’nü... Bruno Kreisky İnsan Hakları Ödülü’nü... UNESCO’nun Simon Bolivar Ödülü’nü...
Amerika Birleşik Devletleri Başkanlığı Özgürlük Madalyası’nı...
Uluslararası Af Örgütü Vicdan Elçisi Ödülü’nü de aldı...
***
1962’de tutuklanan Mandela, cezasını önce Robben adasında daha sonra Capetown’daki Polls Moor Hapishanesinde çekti... 27 yıl hapiste kalan lider; ‘bilge’ce edilmiş sözleriyle uluslararası siyasi literatürde çok farklı bir konumda bulunur...
Amerikan halkı; Hillary Clinton ile Donald Trump’tan kimi Başkan seçeceğini belirlemek üzere bugün sandığa gidiyor...
Bir yıl boyunca Amerika’yı bir baştan bir başa kasıp kavuran seçim kampanyasının sonuçları bugün alınacak...
***
Trump ile Hillary arasında büyük çekişme içinde geçen seçim sürecinin; bitimine saatler kala; ortaya çıkan “FBI’ın derin son dakika mesajı” 2016 Amerikan seçimlerine damgasını vuruyor...
***
Amerikan vatandaşlarının korkulu rüyası, Federal Soruşturma Bürosu FBI; Amerika’nın en etkili derin gücü...
Wikipedia’daki görev tanımıyla FBI; “Amerika’nın iç istihbarat ve güvenlik gücü” olarak faaliyet gösteriyor...
***
Çocukken onun fikirlerinden korkardım... Biraz büyüdüğümde her genç gibi bana “öcü” diye takdim edilen şeyi merak ettim...
“Korktuğum şeyin” içine girdim...
Arkadaşlarım onu anlattıkça...
Ben kitapları okudukça...
Hayatın eşitsizlikleriyle zulümlerini yüreğimde hissettikçe “öcü”yü sevmeye başladım...
***
Komünizm kelimesi beni irite etse de Marksizm kelimesi çok sempatik gelmeye başladı bana... Beyaz saçlı, beyaz sakallı şişman ve heybetli bir adamdı Karl Marks... Her şeyi çözmüş, her şeyin üstüne çıkmış, sanki tanrı katıyla insanlar arasında kalan yükseklerde bir yerde oturmuş ve hayatı teorize etmiş bir “eda”sı vardı... Milyarlarca insanı etkiledi bu dünyada... Rejimleri, savaşları, sınıfları, sistemleri...
Üç yıl önce Kolej’den yakın sınıf arkadaşı dayanamayıp Gazeteci’ye soruyor;
-“Lisede, siyaseti, sosyolojiyi, felsefeyi, dibine kadar en fazla sen okur, araştırır tartışırdın...
Okulda kimse senin gibi değildi...
Şimdi sınıf arkadaşları siyaset konuşmak istiyorlar... Sen hep uzak duruyorsun...
Yazılarında da siyasete çok az giriyorsun...
Bunca birikimine yazık etmiyor musun?..”
***
Gazeteci sınıf arkadaşına,
“Amerikan Başkanının kim olacağı, göz boyamaca olan bu renkli seçim kampanyasında belli olmayacak... Amerika’daki derin devlet Başkan’ın kim olacağına seçim kampanyaları başlamadan karar verdi...
Şimdi o sürecin, kamuoyu önündeki renkli oyununu izlemekteyiz...”
***
Gazeteci bu sözleri; Amerikan Başkanlık seçimlerini yakından izleyen “derin istihbarat çevrelerinden” aylardır duyuyor...
Farklı istihbarat kaynakları; Amerikan Başkanlık seçimleri için söz birliği etmişçesine aynı minvalde konuşuyorlar;
-“Dünyanın dört bir yanında kimin iktidara geleceğini belirleyen, belirlemeye çalışan, bu amaç için sayısız operasyon yapan bir ‘güç’, kendi ülkesinin içinde kendi iktidarını belirlemek istemeyecek mi?.. Bunun için derin operasyon yapmayacak mı?.. Bu mümkün mü?..”
***
Soru bu şekilde sorulunca; Irak’ta, Suriye’de, Mısır’da, Afganistan’da, İran’da, Pakistan’da, Ukrayna’da kimlerin iktidar olacağına seyirci kalmayan; en azından NATO kanadıyla Türkiye’de 15 Temmuz darbe girişiminde rol oynayan bir gücün; kendi ülkesindeki iktidarın belirleneceği süreçte oturup olayları seyirci gibi izlemesinin, eşyanın tabiatına aykırı olduğunu söylüyor aynı çevreler...
Gazeteci; Türkiye’de halen yaşanan olayların şifrelerini çözebilmek için, son günlerde “inanılmaz zikzaklar çizen, Amerikan başkanlık seçimlerinin” çok yakından izlenmesi gerektiğini biliyor...
***
Gazeteci; Amerika’da bulunduğu Şubat ayında; seçimlere giren ona yakın adaya karşın Hillary’le; Trump’ın iki partinin adayı olarak seçim savaşına gireceğini yazıyor...
Geçen zaman; Clinton’la Trump’ı eleğin üzerinde tutuyor ve iki aday kıyasıya bir Başkanlık yarışına giriyor...
***
Trump ilk zamanlarda; İslam karşıtı söylemlere ağırlık veriyor ve dünyadaki bütün Müslümanların tepkisini çekiyor...
Meksika sınırına duvar inşa etmekten, Hispaniklerin Amerika’da yaşamını zorlaştırmaktan, göçmenlerin Amerika’dan gönderilmesinden söz ediyor...
Radikal söylemleri Amerika’da ve dünyada büyük tepki çekiyor...
Beşiktaş’ın Şampiyonlar Ligi’nde üç maçlık maratonu; Napoli deplasmanında 2-1 galibiyetle 3 puan alınarak bittiğinde; futbolseverler Gazeteci’ye soruyorlar;
-“Beşiktaş’ın bundan sonraki iki maçı İstanbul’da; Napoli ve Benfica’yla avantajı büyük...” diyorlar...
***
-“İstanbul’daki maçlar; Portekiz ve İtalya’daki maçlardan daha zor maçlar...” diyor Gazeteci... -“Napoli ve Benfica maçlarından alınacak birer puana razıyım ben... Önemli olan son maçta iddiası kalmayan Dinamo Kiev’den galibiyet almak...
Bu durumda 10 puan toplar Beşiktaş...
Grup birincisi veya grup ikincisi olarak çıkar gruptan...”
***
Gazeteci’nin analizi yaptığı günlerin ertesinde; Beşiktaş’ın can damarı üç futbolcusu arka arkaya sakatlanıyor...
31 Ekim 2016 Pazartesi sabahı; polis Cumhuriyet Vakfı ile gazete yöneticileri ve yazarlarına yönelik bir operasyon başlatıyor...
18 gazeteci-yazar-yönetici için gözaltı kararı çıkıyor...
***
Gazeteci; “Cumhuriyet gazetesi operasyonunun şifrelerinin çok derinlerde yattığını” fark ediyor...
***
Önce İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Cumhuriyet vakfı ile gazete yazar ve yöneticileriyle hakkındaki gerekçesine bakıyor Gazeteci...
Şöyle diyor gerekçe;