Herkesin en aklında kalan dizi değil miydi İkinci Bahar... Gerçekten de öyleydi bence... İsmini bu diziden alan ve Samatya’da bulunan mekana gittiğiniz zaman dizi ile ilgili her ayrıntıyı görebilirsiniz...

Adeta her saniyesi film şeridi gibi gözünüzün önünden geçiyor. Duvarda aslı olan resimlerden tutun, ocakbaşı konseptine kadar eminim bu mekana ilk giden herkeste bu çağrışımları yapıyordur. Ben ilk İkinci Bahar’ın kapısından içeri girdiğimde gerçekten içeride Şener Şen’in can verdiği Ali Haydar Usta’nın kendisi karşımda duruyor sandım. Ortaklarından biriymiş meğer beyefendi. Bu kadar benzerlik olamaz. İlk gördüğümde şaşkınlığımı gizleyemedim.

Fakat benim bu mekanla ilgili değinmek istediğim başka bir konu var aslında. Evet, mekanın isminden tutun, dekoruna, içerideki ustaya kadar tamaman size İkinci Bahar dizisini hatırlatıyor; fakat yavaş yavaş mezeler ve verdiğiniz siparişler gelmeye başladığında tamamen olmasa da buranın gerçekten aslında lezzetleri ile aklınızda kalacağına garanti verebilirim.

Özellikle maş fasulye, köpoğlu, haydari ve ‘Hanım’ın mezesini mutlaka ama mutlaka denemelisiniz. Ben et şiş ve Adana tercih ettim ve gerçekten lezzet şöleni yaşadığımı söylemek istiyorum. Aslında yukarıda demek istediğim de buydu. İlk başta diziden etkilenerek gittiğim bu mekana bundan sonra lezzetleri için gideceğimden eminim mesela. Açıldığı günden bu yana gelen müdavimleri var mekanın ve misafirlerin büyük bir oranı ise uzaklardan geliyormuş ki bence kesinlikle görmeniz gereken bir mekan...

Şaşkın Balık’ta şaşıracaksınız!

İstanbul’da en iyi balık nerede yenir? İki denize kıyısı olan, iki kıta üzerine kurulu, ortasından Boğaz geçen bir şehir sözkonusu olunca hemen hemen herkesin farklı bir fikre sahip olmasından doğal bir şey olamaz. Kimi oyunu Boğaz’ın her iki kıyısından yana kullanırken kiminin tercihinin Karadeniz sahili, kimi ise Marmara sahil şeridi hatta Adalar olması da kimseyi şaşırtmaz. Ancak balık yemek için illa suyun kenarında mı olmalı? Hiç sanmıyorum. Bunun en güzel örneklerinden biri de Ataşehir’de bulunan Şaşkın Balık. Şaşkın Balık Ataşehir büyük binaların arasında, kapıdan girer girmez gerek bahçesi gerekse ambiyansıyla sahilde bir balıkçıya gitmişsiniz hissi ile karşılıyor sizi. Yazları limon, incir, dut ve vişne ağaçları altında yemeğinizi yeme şansına sahip olduğunuz mekan mezeleri ve samimi atmosferi ile gidenleri adeta büyülüyor.

Herkesin en aklında kalan dizi değil miydi İkinci Bahar... Gerçekten de öyleydi bence... İsmini bu diziden alan ve Samatya’da bulunan mekana gittiğiniz zaman dizi ile ilgili her ayrıntıyı görebilirsiniz...

Adeta her saniyesi film şeridi gibi gözünüzün önünden geçiyor. Duvarda aslı olan resimlerden tutun, ocakbaşı konseptine kadar eminim bu mekana ilk giden herkeste bu çağrışımları yapıyordur. Ben ilk İkinci Bahar’ın kapısından içeri girdiğimde gerçekten içeride Şener Şen’in can verdiği Ali Haydar Usta’nın kendisi karşımda duruyor sandım. Ortaklarından biriymiş meğer beyefendi. Bu kadar benzerlik olamaz. İlk gördüğümde şaşkınlığımı gizleyemedim.

Fakat benim bu mekanla ilgili değinmek istediğim başka bir konu var aslında. Evet, mekanın isminden tutun, dekoruna, içerideki ustaya kadar tamaman size İkinci Bahar dizisini hatırlatıyor; fakat yavaş yavaş mezeler ve verdiğiniz siparişler gelmeye başladığında tamamen olmasa da buranın gerçekten aslında lezzetleri ile aklınızda kalacağına garanti verebilirim.

Özellikle maş fasulye, köpoğlu, haydari ve ‘Hanım’ın mezesini mutlaka ama mutlaka denemelisiniz. Ben et şiş ve Adana tercih ettim ve gerçekten lezzet şöleni yaşadığımı söylemek istiyorum. Aslında yukarıda demek istediğim de buydu. İlk başta diziden etkilenerek gittiğim bu mekana bundan sonra lezzetleri için gideceğimden eminim mesela. Açıldığı günden bu yana gelen müdavimleri var mekanın ve misafirlerin büyük bir oranı ise uzaklardan geliyormuş ki bence kesinlikle görmeniz gereken bir mekan...

Şaşkın Balık’ta şaşıracaksınız!

İstanbul’da en iyi balık nerede yenir? İki denize kıyısı olan, iki kıta üzerine kurulu, ortasından Boğaz geçen bir şehir sözkonusu olunca hemen hemen herkesin farklı bir fikre sahip olmasından doğal bir şey olamaz. Kimi oyunu Boğaz’ın her iki kıyısından yana kullanırken kiminin tercihinin Karadeniz sahili, kimi ise Marmara sahil şeridi hatta Adalar olması da kimseyi şaşırtmaz. Ancak balık yemek için illa suyun kenarında mı olmalı? Hiç sanmıyorum. Bunun en güzel örneklerinden biri de Ataşehir’de bulunan Şaşkın Balık. Şaşkın Balık Ataşehir büyük binaların arasında, kapıdan girer girmez gerek bahçesi gerekse ambiyansıyla sahilde bir balıkçıya gitmişsiniz hissi ile karşılıyor sizi. Yazları limon, incir, dut ve vişne ağaçları altında yemeğinizi yeme şansına sahip olduğunuz mekan mezeleri ve samimi atmosferi ile gidenleri adeta büyülüyor.

Adnan Taşpınar’ın sahibi olduğu Propaganda açıldığı günden bu yana House müziğin en önemli isimlerini ağırlamaya devam ediyor. Bugüne kadar da gerek kendi albümleri ile gerekse birbirinden ünlü hitlere yaptıkları remixlerle ismini dünyaya duyurmuş Maria Basanov, Ame, Aeroplane, Joyce Muniz gibi bir çok DJ’I ağırladı.

Seneye DJ performansları açısından da hızlı başlayan Propaganda’da Ocak ayında erkek egemen DJ dünyasında ismini başarıyla duyurmuş Nora En Pure Şubat ayında ise Claptone, Kruse and Nuernberg, Nhan Solo, Oliver Dollar performansları yer alacak. Özellikle 6 Şubat’ta gerçekleşecek Claptone performansını ise sakın kaçırmayın. Her ay yabancı DJ performanslarıyla ses getiren mekanda hafta içi partilerini de kaçırmayın, özellikle Black Thursday partileri gangsta house trendine kapıldıysanız sizin için birebir...

Eğlence’nin Ajanları

İstanbul gecelerinde sürekli gezen, her an her heryer de karşılaşabileceğiniz üç isim Mustafa Oğuzcan, Seda Altuner ve Onur Gülmek.. Bugüne kadar hepsi farklı mekanlarda işletmecilik yaptılar, yeni açılacak mekanlara danışmanlık verdiler, insanların eğlenmelerini sağladılar. Herkesten çok eğlenmeyi beceren bu üç’lü; “Eğlence Ajanları” adı altında bir araya geldi. Artık yaptıkları partilerle bulundukları mekanlardaki insanları eğlendirmeye karar verdiler ve cidden de başarılı oldular. Bu üç isim şimdi her çarşamba yüz 100 Türkçe müzik listesi çalan ajanları Özgür Aras’ın sahibi olduğu Eelence isimli mekandalar. Kesinlikle öneririm.

Arkadaşlarımızın doğum gününü kutlamak için aldık annelerimizi gittik yeni açılan Ataşehir Mor Bahçe Meyhane’sine... Mor Meyhane, Beyoğlu ve Kadıköy’den sonra üçüncü şubesini Ataşehir’e açtı. Ortaklarından İlgi Gövsa’nın bu büyük başarısını ne zamandın tebrik etmek istiyordum, gördüm ki yine harikalar yaratmış. 300 kişilik bahçe düzenlemiş ve bence yaz aylarında bu bahçede harika davetler de vereceklerdir. Lezzetli mezeler, fasıl, canlı müzik, dansöz... Ne ararsanız var bu mekanda. Aynı zamanda da Aldo her çarşamba Mor Bahçe’yi bildiğiniz sallıyor! Biz ailelerimizle beraber inanılmaz güzel vakit geçirdik ve eğlendik... Hem göz hem de damak zevkinize hitap edecek olan Mor Bahçe’ye kesinlikle bi’ ara gitmenizi tavsiye ediyorum.

Cihangir’in en yenisi Pizza Factory

Pizza sever biri olarak söylüyorum ki gerçekten çok çeşitli zengin bir mönüsü ve harika tatlara sahip seçenekleri var Pizza Factory’nin. Şimdiden İstanbul’un popüler pizzacıları arasına girmeyi başardılar. Daha yemeğin ilk lokmasında kullanılan malzemelerin en üst kalite olduğunu hemen anlıyorsunuz. Eğer isterseniz kepekli hamurdan da yapılan pizza çeşitleri mevcut. Aynı zamanda da bu kış günlerinde içinizi ısıtacak kırmızı-beyaz ağırlıklı dekorunun da oldukça huzurlu yemek yemenize yardımcı olacağından eminim. Fiyatların da oldukça uygun...

Palma D‘Oro’da pazar brunch’ı...

Hemen söylüyorum ki arkadaşlarınızla veya ailenizle Caddebostan’da güzel bir açık büfe kahvaltı yapmak istiyorsanız kesinlikle Palma D’Oro’ya bir uğrayın ve bir lezzet şöleni yaşayın. Kişi başı 39 TL. olan mekanda 0-6 yaş grubu ise ücretsiz. Hatta 6-12 yaş grubu misafirleri için de yüzde 50 indirim uyguluyorlar... Daha ne olsun ki! Bence aileler için kaçırılmaz bir fırsat bu. Her hafta değişik ürünlerle karşılaşmanız da olası bir durum. Giriş katında çok güzel kapalı bir kış bahçesi var. Birinci katında ise şömine başında piyona eşliğinde yemekte yenebiliyor. İkinci katı ise özel gruplara veya çok kişili yemeklere ayrılmış. Kısacası demek istediğim bu mekanın etinden sütünden her şeyinde inanılmaz keyifle yararlanabilirsiniz!

Kalabalık bir arkadaş grubu ile yılbaşını geçirmek üzere gittim Bodrum’a... En sevdiklerim yanımdaydı. Havaalanından İstanbul’a dönerken hepimizin gözleri üzgün ve yaşlı bakıyordu etrafa desem... Çünkü o kadar muazzam zamanlar geçirdik ki... İstanbul’un insan kalabalığı, trafiği yoktu, hava mis gibiydi, huzur doluydu. Merkeze yakın Bardakçı Koyu’nda bulunan Azka Otel’de kaldık. İnanılmaz rahat ettik ve canımız istediğinde her yere kolayca ulaşabildik... Fakat yaz aylarında Azka Otel’in muazzam bir denizi ve sahili varmış, onu da söylemek isterim. Gelelim Bodrum’un beni en çok etkileyen mekanlarına...

Mekan Poyraz’da Canlı Müzik Keyfi...

Bodrum’a kışın aylarında gittiyseniz ziyaret etmeniz gereken yerlerin en başında geliyor Bodrum Merkez Kumbahçe sahilindeki Mekan Poyraz. Her salı, çarşamba, cuma ve cumartesi günleri Aykoç ve Esra ikilisi sahne alıyor. Yemekleri çok lezzetli ve kışın bile tıklım tıklım mekan. Özellikle zeytinyağlı kereviz, yoğurtlu kebap ve çökertmesini denemenizi tavsiye ederim. Biz yılbaşı gecemizi bu mekanda geçirmeyi tercih ettik ve muazzam da eğlendik. Sahipleri olan iki ortak; Arda Gülenay’a ve Ozan Poyraz’a teşekkür etmek istiyorum. Bizlere doyasıya bir eğlence, eşsiz lezzetler yaşattıkları için. Mekan Poyraz’a gitmenizi şiddetle tavsiye ediyorum...

Maşa Restoran’da Tepsi Kebabı

Bodrum Marina’da bulunan Maşa Restoran inanılmaz keyifli bir yer. Nezih ve zevkle dekore edilmiş ki zaten çok yeni bir mekan. Geçtiğimiz nisan ayında açılmış. Biz ortaya iki adet tepside gelen karışık kebap söyledik. Etlerin lezzetine doyamadığımız için bir porsiyon böbrek ve kaburga da ekledik. Uzun zamandır böylesi bir lezzet şöleni yaşamamıştım. Özellikle Firavun diye bir mezeleri var, (Et, mantar, yoğurt ve domates sosundan yapılan) tadı damağımda kaldı diyebilirim. Tabii müziksiz gece olur mu, hepimizi bizden alan kanunla beraber Aycan oturdu masamıza ve bizlere öyle bir müzik ziyafeti yaşattı ki; Maşa’dan çıkarken hepimiz yediğimiz yemeklerin lezzetinden ve dinlediğimiz şarkıların güzelliğinden sarhoş olmuştuk.

Ben neye inanıyorum biliyor musunuz? Bazı mekanların gerçekten ruhu olduğuna... İşte Asmalımescid The Peak Otel’in giriş katında bulunan Junction Restaurant’ta harika bir ruha sahip. Aslında bu mekanın sahibi Mehmet Şeyitoğlu’ndan kaynaklanıyor. Her şeyin en iyisi için inanılmaz bir emek ve performans harcadığına eminim. Özellikle kırmızı etlerinin lezzeti bir harika. Etler 21-45 gün arası -2 derece soğuk odalarda özel zeytinyağlı bir sosla ve tülbentlerde bekletiliyor. Şarap mönüsü de oldukça iyi ve kaliteli. Akdeniz, Ege lezzetleriyle sundukları tapasları da var. Bunların yanı sıra mekanda dileyenler makarnasını, pizzasını veya sandviçini kendi yaratabiliyor. Cuma-Cumartesi 20.30’da DJ müzik başlıyor ve buna 22.30’da Perkisyon eşlik ediyor. Daha ne olsun ki! Ruhu olan bir mekan, yemekler enfes, fiyatlar çok güzel atmosfer harika. İnsan bir mekandan daha başka ne isteyebilir ki? Mutlaka bu mekana uğrayın derim...

Pazar günlerimizin yeni eğlencesi

Nişantaşı’ndaki Abdi’yi biliyorsunuz değil mi? Hani şu tam merdiven altı olan mekanlardan. Normalde pazar günleri kapalı olan bu mekana Altuğ Öztaş ve Batu Kaya ikilisi harika bir pazar eğlencesi getirdi. En güzel tarafı da bu fikrin tamamen spontene çıkması. Insgtagram hesaplarından arkadaşlarıyla yapacakları partiyi paylaşınca bir anda ortalık yıkılıyor ve 420 kişi mekana geliyor. Altuğ çok iyi dostumdur. Ben de o 420 kişinin arasındayım tabii ki. İnanılmaz eğlendik ve harika vakit geçirdik. Artık her pazar Abdi’deyiz. Sınırsız eğlence ve harika bir ortam sizi bekliyor. Bu ikiliye çok dikkat edin...

Hafta sonu için güzel bir alternatif

İşte enterasan bir mekan daha... Club Aqua Büyükçekmece. İşletmecileri gerçekten çok ilginç bir ikili. Rıdvan Demirhan uluslararası ticaret yapan bir iş adamı. Murat Mermer’in ise iki albümü var ve çok iyi bir sese sahip. Sadece hafta sonları açık olan mekanda tam 10 yıldır her cumartesi günü Murat Mermer sahne alıyor. Cuma konserleri konsepti dahilinde ünlü sanatçılar sahneye çıkıyor. İddialı ses ve ışık sistemi, nezih ortamı ile hasta sonlarınız için iyi bir alternatif olarak düşünebilirsiniz...

Her hafta olduğu gibi bu hafta da dopdolu geçti benim için. Önce Yunanistan, ardından dört günlük bir Londra seyahatim vardı. İstanbul’a döndükten sonra hemen keşifler için dışarı attım kendimi.

Art 350 üç yıl önce Bağdat Caddesi’nde açılmış. İşin en güzel tarafı sanat ve müzik bir arada. Ünlü ressam, heykeltraşçıların eserlerini görebileceğiniz bir yer. Haftada 4 gün canlı müzik dinleyebiliyorsunuz. (Çarşamba, Perşembe, Cuma ve Cumartesi) Her gün değişik gruplar çıkıyor. İspanyolca, Yunanca, Türkçe, İngilizce müzikler dinliyorsunuz. Giriş ücreti yok. Mönüde neyi sipariş ettiyseniz ne içtiyseniz hesabınız o kadar geliyor. İşletmecisi Turgay Kaya’ya da teşekkür etmek istiyorum. Servis kalitesi de gerçekten çok başarılı. Vazgeçemeyeceğim mekanlar arasına girmeyi başardı.

Kalamata yeni yerinde!

Korkamayın! Kalamata çok uzağa gitmedi; yine eski yeri olan Akaretler’de. Sadece karşı çapraza taşındı.

Ama yeni dekoru ile gerçekten klasik meyhane adabını, günümüz yorumuyla modernize etmiş. Ben eskiden beri seviyorum Kalamata’yı. Biliyorsunuz? Fantazi müziğin değerli ismi Coşkun Sabah geçen kış her çarşamba burada sahne alıyordu. 2015 yılında da sahne alacakmış. TRT’nin değerli sanatçılarından Gökhan Sezen ile dönüşümlü olarak çarşamba günleri dinleme şansı yakalayacağız. Haftanın diğer günlerinde ise Rum Ve Türk Sanat Müziği’nden oluşan geniş repertuarlarıyla Kosta&Tuba ikilisi yer alıyor. Ben dinledim inanılmaz da keyif aldığımı söylemek isterim. Hafta içi kişi başı 120 TL. Hafta sonu ise 145 TL.

Boğaz manzarası ve Lübnan yemekleri

Hepimiz sevdiğimiz sanatçıları canlı dinlemeye bayılırız değil mi? O sanatçıyı yakından görmek sesini duymak? Benim için de sevdiğim sanatçıları dinlemek ayrı zevk olmuştur her zaman. Fakat son yıllarda asla unutamayacağım bir sesle karşılaştım. Sesinin beni büyülediğini söylemek istiyorum. O sesi duyduğum günden beri neredeyse her Cumartesi Haktan’ı dinlemek için The Mix Club’a gidiyorum.

O nasıl bir sestir gerçekten inanmak çok zor. Hele bir de kapanışı Sezen Aksu’nun Vazgeçtim ile yapıyor ki dillere destan?

Ben sizin yerinizde olsaydım hemen Ortaköy The Mix Club’ı arar ve hemen rezervasyonumu yaptırır, kendimi bu harika sesten asla mahrum bırakmazdım.

Cafe de Paris artık Nişantaşı’nda

Cafe’de Paris Suadiye’nin sahibi çok sevdiğim arkadaşım Abdullah Özmelek’ti. En son görüştüğümüzde Yunanistan’a da Cafe de Paris açtığını söylemişti. Şimdi ise büyük bir sürpriz yapıp Nişantaşı Abdi İpekçi Caddesi’nde de açtı. Duyunca inanılmaz sevindim koşa koşa gittim. Atmosferine ve dekoruna hayran kaldım. İnanılmaz geniş bir şarap kavına sahip. 41 çeşit tat ve 24 farklı baharat ile hazırlanan nefis Cafe de Paris sosu (Malzemeleri ve yapılışı yıllardır sır gibi saklanıyor) ile damaklarımız bayram ediyor.

Aynı zamanda Cafe de Paris’de bir klasik olan cevizli salata, Cafe de Paris soslu Bonfile veya Tavuk ve yanında patates kızartmasından oluşan fix menü fiyatı yalnızca 55.00 TL. Sonrasında ise brule, parfe, profiterol, sufle ya da dondurmanızı keyifle tadabilirsiniz.