İstanbul’un en iddialı suşi adresi

22 Ağustos 2014

İstanbul’da güzel Uzakdoğu mutfağı olmadığını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz... Bu hafta inanılmaz keyifli bir yer keşfettim. Eksiksiz ve kusursuz lezzetler bulabilirsiniz Miyabi’de... Akatlar Zeytinoğlu Caddesi’nde inanılmaz huzurlu bir ortam. Küçük bir bahçesi var. Benim bu zamana kadar yediğim en iyi sushilerdi... Fiyatlar da harikaaa... Mesela başlangıçlar 9 TL ve 32 TL arası... Sushiler ise yine 9 TL ve 28 TL arasında değişiklik gösteriyor. Özellikle bir şey önermek istemiyorum çünkü ciddi anlamda hepsi birbirinden eşsiz lezzetler. Mutlaka bir zaman bulup bu mekana uğramanızı öneririm...

Şehir efsanesi bir meyhane

Taksim Asmalı Mescid’de olan Akbabalı Meyhane bence bir şehir efsanesi... Geçen hafta cuma günü doğum günümdü. Çok sevdiğim biri bana bu mekanda bir organizasyon yaptı ve tüm sevdiklerim bir araya geldik. Daha önce hiç bu kadar eğlendiğimi hatırlamıyorum. Yemeklere gelince lezzetli ve seçenek fazla. Kişi başı fiks menü 105 TL. Kesinlikle rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. Kısacası gerçekten unutamayacağım bir doğum gecesi yaşadığımı söylemek isterim...

Tapas sunumları seveceksiniz

La Mancha da Kuruçeşme’de; İtalyan, İspanyol ve Fas karması menüsü olan bir mekan. İnanılmaz geniş bir şarap menüsüne de sahip aynı zamanda. Yöresel lezzetlere yer vermişler ve bu da kulağa hoş geliyor zaten. Sunumları genel olarak tapas şeklinde... Güzel bir manzarası var, keyifli vakitler geçirebileceğinize eminim. Başlangıçlarından kesinlikle ‘mozarella’yı denemenizi önerebilirim. Ana yemeklerden de kuzu güveç denemeye değer. Burada kişi başı ödeyeceğiniz rakam içtiğiniz içeceğe göre tamamen değişim gösterebilir. Bu sebeple bir rakam vermek istemiyorum. Tamamen doğallık teması konu alınarak dekore edilmiş. Park sorunu yok ki bu da çok önemli.

Devamını Oku

Haftanın keşifleri

16 Ağustos 2014

Bayram bitti ve İstanbul o meşhur kalabalığına kavuştu sonunda. Trafik her zaman olduğu gibi inanılmaz iç açıcı. Özellikle bu sıcak yaz günlerinde günde iki saatinizin trafikte geçmesi paha biçilemez. Benim için güzel bir haftaydı... Bol bol gezdim. Yeni tatlar, mekânlar keşfettim. Arabesk dinledim, harika bir kebap yedim ve bir meyhanede güzelce eğlendim.

Hayat Memat’ta rakı keyfi

Beşiktaş’ta Salihefendi Sokak’ta Hayat Memat diye bir meyhane var. Ben yeni keşfettim. Beşiktaş’taki diğer meyhanelerden daha farklı bence. İnanılmaz sıcak ve sevimli bir havası, ufak bir balkona, mavi ve beyaz renkteki dekoru ile kendimi burada huzurlu hissettiğimi söylemek isterim. Biz kalabalık bir kız grubuyla gittik. Her gün canlı müzik varmış. Kendinizi evinizde eğleniyor gibi rahat hissediyorsunuz. Mezeleri lezzetli. Ara sıcaklarda ise ciğerini ve karides güvecini çok beğendim. Eğer 8 kişinin üzerinde gitmek isterseniz fiks menü 90 TL. Ama alakart alırsanız ortalama kişi başı 70 ve 90 TL arasında değişiyor. Servis çok iyiydi. Garsonlar ilgili ve titiz. Özellikle 19 yaşında bir komi vardı, adı Galip. Onu inanılmaz sevdim. Yüzünde samimi, çok tatlı bir ifade var. Size bakarken hissedebiliyorsunuz kalbindeki saflığı. Bu mekana giderseniz Galip ile tanışın mutlaka...

Et-inn’de yoğurtlu kebap

Gelelim en nefis pideli yoğurtlu kebaba... Çok uzun zamandır bu kadar lezzetlisini yememiştim. Anadolu yakasında Sahrayıcedit’te Et-Inn diye bir restoran var. İçeri girdiğinizdeki gösterişli dekoru sizi sakın korkutmasın çünkü fiyatlar oldukça makul. Bence tam aileniz ve çocuklarınızla gidebileceğiniz bir mekan. Kocaman bir oyun salonu var. Her yaştan çocukların oynayabileceği bir oyun salonu. Hatta Play-Station bile olduğunu söyleyebilirim. Biz havuz başında oturduk. Ana yemek olarak pideli yoğurtlu kebap söyledim. İnanılmaz keyif aldım yediğim yemekten. Fiyatı da 23 TL. Bu restoranda yemek yemek ise kişi başı ortalama 90-100 TL arası...

Şahane gerçekten şahane

Evet gelelim haftanın en ilginç mekanına. Etiler Şahane... Cengiz İmren sahne alıyor. Hatta 03.00’te sahneye çıkıyor. Mekana girerken kapıda bekleyen güvenlikten sakın korkmayın, sizi biraz gergin karşılıyor olabilirler ama böyle bir mekan için doğru olan da bu zaten. Kesinlikle rezervasyon yaptırın derim. Çok keyif aldım Cengiz İmren’i dinlerken. Bir kere kendine öz bir tarzı var bence. Şarkılarını söylerken uzun bir süre gözlerimi ayırmadan sahnede İmren’i seyrettim. Çok ilginç bir detay fark ettim, daha önce birçok sanatçıyı sahnede izledim, ama Cengiz İmren kadar kendisini söylediği şarkılarla özdeştirene rastlamadım. Gözlerini kapatarak ve içten söylüyor. Arabesk, hayatımızın her yerinde var zaten. Arabesk dinlemek istiyorsanız doğru adres Şahane...

Devamını Oku

Bodrum Bodrum...

9 Ağustos 2014

RAMAZAN Bayramı’nın 1’nci günü ailemle güzel bir bayram kahvaltısı yaptıktan sonra ‘Bütün arkadaşlarım Bodrum’da da, ben neden burayım?’ diye düşünürken kendimi valizim hazır arabaya konmuş bir şekilde İzmit Körfezi’nde buldum.

Sabaha karşı Türkbükü’ndeydim. Gecenin tüm gürültüsü ve kalabalığı çekilmişti. Kumsala gittim ve hiçbir şey yapmadan uzanarak güneşin doğuşunu izledim.

Son on yılın en kalabalık Bodrum’uydu. Neredeyse herkes tanıdıktı. İlk günü Onikion Otel’in kumsalında güneşlendim. Güzel ve butik bir otel. Fiyatlarının da makul olduğunu söyleyebilirim. Yalnız denizin içinde tenis oynarken ayağım paramparça oldu. Denizin dibindeki taşları neden temizlemez ki bir işletme!

Akşam Yalıkavak Marina’daki Cipriani’deydim. İnanılmaz güzel bir fenerbalığı yedim. Hatta iddia ediyorum ki pizzası ve Papermoon ile eşdeğer de olabilir.

En baştan söylüyorum gittiğim tüm kumsallar ve restoranlarda yemekler ile servis tam bir rezaletti. Aslında kızmamak lazım tabii. Hiçbir işletme bu kadar kalabalık bir Bodrum beklemiyordu. Tüm işletmeler kapasitesinin üzerine çıktı.

Cipriani’de harika bir yemek sonrası koşa koşa Level Türkbükü’ne gittim... Murat Pirpiri’yi dinlemeyi özlemişim. Level ailesinden başarı bekliyordum ki gördüklerimle yanılmadığımı anlamış oldum. Level tıka basa doluydu. Herkes mutluydu. O gece Türkbükü Murat Pirpiri’nin sesiyle inledi. Bodrum’un en iddialı mekanı. Mutlaka uğramanızı tavsiye ederim. 700-500 TL civarı şişe açabiliyorsunuz. Arkalarda stantta durmak isterseniz ise kişi 150 TL. Arkalar derken yanlış anlaşılmasın tüm stantlar sahneyi tamamen görebiliyor.

Level sonrası Bodrum Mantı’ya geçtik Bodrum Mantı bize çorba bile veremedi. Çünkü tüm yemekleri tükenmişti. Çok şaşırdım şahsen bu duruma. Biz de Casita’ya geçtik. İki çorba bir çıtır mantı yedik ve 50 TL gibi bir hesap ödedik.

Ertesi gün Locall Beach’e uğradım. Ne pizzasını beğendim ne de gelen meyvelerini... Zaten bir sipariş verdiğinizde kesinlikle en az yarım saat beklemek zorunda kalıyorsunuz. Maki’ye gittim. Maki’ye giriş 200 TL. Bu da demek oluyor ki Maki’ye gitmek istiyorsanız 200 TL ödemek ve o kadarlık yemek içmek zorundasınız. Yan tarafımızda güneşlenen bir grup kendilerine fazla geldiği için bize bir tabak lahmacun ikram etmek istediler. Ayıp olmasın diye ikram eden kişilere, Bodrum tatilinde istemesem de o pahalı lahmacunlardan ben de yemiş oldum! Bildiğiniz lahmacun!!!

Devamını Oku

Kıbrıs çıkartması

12 Temmuz 2014

KIBRIS yolcusu kalmasın! Çeşme, Bodrum hınca hınç dolu her sene olduğu gibi. Gerçi bu sene Bodrum, Çeşme’ye göre daha sakin bir dönem geçiriyor diyebiliriz. Geçen hafta sonu son dakika ani bir karar ile rotamı Kıbrıs’a çevirdim. Sakın demeyin “Bu sıcakta Kıbrıs’a gidilir mi?” diye... Bal gibi de gidilir hatta çok da eğlenceli 1-2 gün geçirilir. Bir kere dilediğiniz kadar özgürlük var Kıbrıs’ta. Diğer ünlü beachlerdeki gibi kimse kimseye bakmıyor, tanıdık görmüyorsunuz. Kadınlar birbirine ‘Aaa bu hangi marka bikini giymiş, kim var yanında, ne içiyor, ne yapıyor?’ diye ilgilenmiyor. ‘Kıbrıs’a gideceğim’ dediğim an bir arkadaşım vasıtası ile irtibata geçtiğim Maestro Dmc ekibini aradım hemen. Saniyesinde tatil organizasyonumu inanılmaz uygun fiyata ve eksiksiz yaptılar. Acopulco Otel’de kaldım. Bu otel beni gerçekten çok şaşırttı. Yediğimiz, içtiğimiz ekstralar fazlasıyla ucuzdu. En iyi olan kısmı ise yemekleriydi. Hamburger yiyeceğim zaman beni eti kadar ilgilendiren diğer bir kısmı ise ekmeğidir. İşte Acapulco Otel’de günlük yapılan taptaze ekmekle 17 TL’ye inanılmaz bir hamburger yedim. Kıbrıs’ın en büyük plajına sahip bu otel. Casinosu da fena değil. Ertesi akşam herkesin çok övdüğü Port Crotos ocakbaşı restorana gittik. İnanılmaz övgüler duymuştum bu mekanla ilgili. ‘İstanbul’da asla yiyemeyeceğiniz eti ve lezzetleri var’ demişlerdi. Muhteşem bir ambiyans, kendimi cennette gibi hissettim. Tam denizin kenarındasınız, balıklar yanınızdan geçiyor, hava hafif hafif esiyor, sevdiklerim yanımda. ‘Çok mutluyum’ derken İstanbul’dan fikirlerine çok değer verdiğimiz bir dostumuz aradı ve o an “Port Crotos’taydım geçen hafta ve aşçısı değişmiş. Aynı lezzetler yok” dedi. Tabii çok üzüldüm ve yemekleri heyecansız beklemeye başladım. Ve açıkcası standart lezzetlerde bir yemek yedik. Ama yine de atmosfer harikaydı. Fiyatlar da çok uygun. İstanbul’da sıradan bir restoranda yiyebileceğiniz rakamlarla aynı. Bu kadar övgü alan bir şefi koskoca Crotos neden değiştirir? Acil olarak aşçılarını tekrar çağırmalılar...

Tatlı düşkünlerine restoran önerisi

O kadar Kıbrıs’a gidip Girne’de gezmemek olur mu? İşte burada da The Cacao Restoran ile tanıştım. İstanbul’a kadar ünleri gelmiş durumda. Çok özel bir dekora sahip, çikolata şeklinde masaları ve insana huzur veren bir dekoru var. Pastalar, macoronlar, wafflelar, dondurmalar tam anlamıyla lezzet düşkünleri için. Unutmadan söylemek isterim, diğer taraftan taş fırında pizza ve makarna da yapıyorlar. Tıklım tıklım doluydu. Bu mekan yakında İstanbul’a gelir, hatta bence acilen gelmesi lazım.

Benden söylemesi bir gidip görün derim Kıbrıs’ı. Başka bir dünya var orada. İlla kendinizi şartlandırmanıza gerek yok Bodrum, Çeşme, Antalya diye... Evet sıcak mı sıcak ama her şey ona göre ayarlanmış ve düzenlenmiş. Ben Eylül ayında kesin tekrar gideceğim.

Devamını Oku

Şehirde kalanlar için öneriler...

20 Haziran 2014

Şehir yavaş yavaş boşalmaya, birçok mekan da yazlık şubelerinde hizmet vermeye başladı. Peki ya İstanbul'da kalanlar; onlar ne yapacak? Endişe yok, çünkü şehir yepyeni mekanlarıyla lezzete, eğlenceye ve keyfe devam ediyor.

Geçen hafta iki kere Sortie’ye gittim. Her gittiğimde Kalamata tıklım tıklım doluydu. Kulüp tarafı 12’den sonra dolmaya başladı ve adım atacak yer yoktu. Kalamata’da otururken eğlenceyi izleyerek oldukça da iyi vakit geçiriliyor. O gece Suat Ateşdağlı, DJ kabinindeydi; herkes çılgınca dans etti.

Aynı Kalamata’nın mezeleri de oldukça lezzetli. Ana yemek olarak levrek, tavuk ve köfte olmak üzere 3 seçenek sunuyorlar size. Fiyat seçenekleri de güzel, eğer

“ben içki kullanmıyorum” ya da “sadece bir kadeh alacağım” derseniz 89 TL ve içki seçeneğini istediğinizi tercih edebilirsiniz. Diğer seçenekler ise hafta içi 120 TL sınırsız içecek, hafta sonu 150 TL...

Mezelere farklı yorum getirdiler

Asıl size söz etmek istediğim bir mekan daha var; Chef Meze.. Gazi-Bilal Ateş kardeşler açtılar. Uzun yıllar Çapa Marka’daydılar, ayrıldıklarını duyduğumda gerçekten çok şaşırdım. Şimdi Sorte’nin içinde kendi mekanlarını açtılar.

Gazi Ateş’in bir röportajında okudum “Hayalimin peşinden gittim” demiş. Hayalindeki mekan yemekleri ve dekoru ile harika. Mönüleri ise Ortadoğu ve Ege mezelerinin modernize edilmiş halleri. Aynı zamanda da balıkları da çok taze. Bir paelas’ı var ki anlatırken bile iştahım açılıyor. Fiyatı ise çift kişi sadece 48 TL. Deniz mahsullü spagetti’si de bir harika... Fiyatı 39 TL. Benim favori mezem ise kabak çiçeği dolması. Bir adet dolmanın fiyatı 8 TL. Sortie’nin içerisinde ki diğer mekanlarda bir hareketlilik gözlemlemedim. Henüz karar vermek için ise erken.

Devamını Oku