Gazete Vatan Logo

Yanlış hesap felaket getirir

Şam’dan ‘askeri faaliyetlerin duracağı sözünü alan’ Annan “Bölge bir şoka daha dayanamaz. Suriye’de yapılacak yanlış hesap ve hataların tahayyül edilemez sonuçları olur” dedi

Yanlış hesap felaket getirir

Suriye’deki silahların susması için bugün 06.00’ya kadar taraflara süre veren BM temsilcisi Annan, Esad’ı ikna edebilmek için son dakikaya kadar dil döktü. Şam’dan ‘askeri faaliyetlerin duracağı sözünü alan’ Annan “Bölge bir şoka daha dayanamaz. Suriye’de yapılacak yanlış hesap ve hataların tahayyül edilemez sonuçları olur” dedi

BM ve Arap Birliği’nin Suriye özel temsilcisi Kofi Annan’ın Şam yönetimi ile isyancı güçler arasında ateşkes sağlanması için verdiği süre bu sabah 06.00’da doldu. Askerlerini kent merkezlerinden çekmek için isyancıların silah bırakacaklarına dair yazılı güvence vermelerini şart koşan Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ı ikna etmek için dün en yakın müttefiki İran’a giden Annan, BM’ye yaptığı açıklamada, Suriye’nin sabah 6’da tüm askeri faaliyetini durduracağı konusunda kendisini bilgilendirdiğini söyledi.

‘Hâlâ umutluyum’Yanlış hesap felaket getirir

Tahran’da İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad, Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi ve Ulusal Yüksek Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri ve Nükleer Başmüzakereci Said Celili ile de ayrı ayrı bir araya gelen Annan, Şam yönetiminin ikna edilmesi için destek istedi. ”Suriye’de yarın (bugün) saat 06.00’dan itibaren daha iyi bir duruma şahit olmayı umuyorum” diyen Annan, son dakikaya kadar ‘umutlu’ olduğunu söyledi. Annan, Suriye’deki çatışmaların bir an önce bitmesi gerektiğini belirtti ve ”Suriye’de çatışma ve ölümlere son verilmesi için bir yol bulunması çok önemli. Bölge bir şoka daha dayanamayacaktır. Suriye’de yapılacak yanlış hesap ve hataların tahayyül edilemez sonuçları olur” dedi. Suriye’ye en kısa sürede insani yardımların ulaştırılmasının önemine değinen Annan, bu ülkedeki grupları müzakere masası etrafında toplamak gerektiğini kaydetti. İran’ın 6 maddelik barış planına verdiği desteği önemli bulan Annan, Suriye’deki hükümet ve muhalefetin de bunu kabul ettiğini belirttiklerini hatırlattı. Annan, Suriye’deki sorunun bu ülke halkının isteklerine saygı çerçevesinde ve yine bizzat kendilerinin başlatacağı bir girişimle halledilmesi gerektiğini söyledi.

‘Değişimi Esad yapar’

İran Dışişleri Bakanı Salihi ise Annan’ın Suriye’deki krizin aşılması için tarafsız bir şekilde çaba göstermeye çalıştığını belirterek, ”İran, Suriye halkının diğer ülke halkları gibi tüm haklarına kavuşması gerektiğine inanıyor. Diğer ülkelere olduğu gibi Suriye’ye de yabancı müdahalesine karşı çıkıyoruz. Suriye yönetimi halka değişim ve reform sözü verdi. Buradaki her değişim de bu çerçevede yapılmalı” diye konuştu.

BM’ye bilgi verecek

Annan’ın gelişmeler doğrultusunda bugün yeniden BM Güvenlik Konseyi’ne bilgi vermesi bekleniyor. Sonuç olumlu olmazsa, BM daha sert adımlar atacağını kaydediyor. Ancak şimdiye dek Suriye yönetimine karşı askeri yaptırımlar uygulanması olasılığına şiddetle karşı çıkan Rusya ve Çin’in ne gibi adımları kabul edeceği henüz net değil.

Clinton Rusya’yı suçladı

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ise yaşananlardan kısmen Rusya’yı sorumlu tuttu. Rusya’nın BM Güvenlik Kurulu’nun Suriye’deki krizi sona erdirmeyi amaçlayan yapıcı eylemlerine destek vermemesinin Esad’ı hâlâ iktidarda tuttuğunu söyleyen Clinton, bugün Washington’da yapılacak G-8 dışişleri bakanları toplantısı sırasında Rusya’yı BM Güvenlik Kurulu’nun eylemlerine destek vermesi için ikna etmeye çalışacağını belirtti. Suriye’deki şiddet olaylarının bölgesel bir çatışmaya yol açabileceği uyarısında bulunan Clinton, “Rusya’nın Suriye’deki şiddeti sona erdirme çabalarımıza katılmayı reddetmesi, Esad rejiminin iktidarda kalmasına, kendi halkının, bölgenin ve tüm dünyanın taleplerini görmezden gelmesine yol açıyor” şeklinde konuştu.

Suriye’deki durum nedeniyle derin bir endişe içerisinde olduklarını ifade eden Çin yönetimi ise ülkeye barış getirmesi umulan planın dikkate alınması çağrısında bulundu. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Liu Weimin, “Çin, Suriye hükümetine altı maddelik teklife yanıt vermesi çağrısında bulunuyor” ifadesini kullandı. n DIŞ HABERLER

Sınır ötesi için Adana formülü

Türkiye’nin Suriye’ye askeri müdahale için 1998’de iki ülke arasında imzalanan Adana Anlaş-ması’nı kullanabileceği öne sürüldü

Suriye askerlerinin Türkiye sınırına doğru ateş açması sonucu iki kişinin ölmesi ve 19 kişinin yaralanması üzerine sınırın ihlal edilip edilmediği bunun da Türkiye’ye müdahale hakkı doğurup doğurmadığı hakkında tartışma başladı. Tartışmalar NATO’nun 5’inci maddesi üzerinde yoğunlaşırken, Debka internet sitesi Türk diplomatların 1998’de Suriye ile imzalanan Adana Anlaşması’nı değerlendirmeye aldığını iddia etti. Siteye göre, Türkiye bu anlaşma sayesinde Suriye’ye asker sokabilir. Türkiye’nin savaş tehdidi üzerine imzalanan anlaşma, temel olarak PKK’nın Suriye’deki faaliyetlerinin yasaklanmasını öngörüyor.

Wikileaks’in sızdırdığı ABD merkezli özel istihbarat şirketi Stratfor’a ait yazışmalarda anlaşmanın Türk birliklerine Suriye’ye birkaç km girme izni veren gizli maddelerinden bahsediliyordu. Kurumun Ortadoğu uzmanı Reva Bhalla 15 Kasım 2011’de bir Türk diplomatla yaptığı görüşmeyle ilgili şunları aktarmıştı:

PKK’ya karşı imzalanmıştı

“Bundan birkaç gün önce Türk diplomatik bir kaynak, Türkiye-Suriye arasında 1998’de imzalanan antlaşmadaki bir maddenin, Türk birliklerine Suriye sınırının birkaç km içine girme imkânı sağlayacağına değinmişti. Antlaşmanın kamuya açık metnini taradık ve bu maddeye benzeyen tek bir satıra rastlayamadık. Fakat başka bir kaynakla izini sürünce, şunları buldum: 20 Ekim 1998’de Suriyeliler ile Türkler, iki ülke arasındaki çatışmayı noktalayan ve ikili ilişkilerini düşmanlıktan işbirliğine dönüştüren, gizli belge mahiyetindeki Adana Antlaşması’nı imzaladı.

5 km girme hakkı veriyor

Antlaşmanın şartlarına göre Suriye, Hatay konusundaki toprak talebinden feragat etti ve Türk ordusunun Kürt isyancıları, öncesinde Suriyeli yetkililerin iznine gerek olmadan, Suriye sınırının 5 km ötesine kadar takip edebilmesine izin verdi (bazı siteler Hafız Esad’ın Türk ordusunun Suriye topraklarının 15 km içerisine kadar girmesine izin verdiğini söylüyor ama 5 km’lik izin daha mantıklı geliyor).”


‘Türkiye tampon bölge konusunda haklı’

Suriye’de ateşkes çabalarına rağmen artan çatışmalar ve Türkiye sınırında mültecilere askerler tarafından ateş açılması dünya basınının da gündemindeydi. Gazeteler Türkiye’nin müdahalesi ihtimalini de masaya yatırdı.

Tek çözüm diplomasi

Annan planı başarısız olursa başka hiç bir formül ateşkes getirmeyecektir. Ateşkes olmazsa da tüm sinyaller krizin kötüye gideceği yönünde. Tek çıkış yolu, başarı şansı ne kadar düşük görünürse görünsün muazzam bir diplomatik baskı uygulamaya devam etmek.

Güvenli bölge fikri güçlü

Batılı hükümetler, özellikle de Amerikan yönetimi yayılan yangına sırtını dönüyor. BM’nin sivilleri koruma sorumluluğu ilkesi göz ardı ediliyor. Suriye, Suudi Arabistan ve Sünni komşularıyla İran arasındaki bir dolaylı savaşın cephesi haline dönüştü. Suriye’ye karşı Suudi Arabistan’ın banka hesapları F15lerden daha etkili olabilir... Suriye’nin NATO tarafından işgali için ortada gerekçe yok. Ama yaşanan mezalim karşısında uçuşa yasak bölgeler korunacak; Türkiye ile bağlantılı insani koridorlar ve güvenli bölgeler fikrine artık daha fazla direnilemez...

Türkiye’ye de tehdit

Uzmanlar Suudi Arabistan ve diğer Arap ülkelerinin önce isyancılara yardım için yüzlerce milyon dolar aktarmaya başlayacağını söylerken, Türkiye’nin tampon bölge yaratma tehdidi pazartesi günü sınır ötesinden açılan ateş ardından gerçekleşmeye çok daha yaklaştı. Sınırda provokasyon niteliği taşıyan olayın ardından Türkiye’nin öfkelenmeye ve tampon bölge fikrini düşünmeye hakkı var. Son olay Suriye ordusunun artık kendi halkına olduğu gibi Türkiye’nin egemenliğine de doğrudan tehdit oluşturduğunu gösteriyor. Erdoğan, Suriye askerlerinin sınırdan 5 km gerideki bir hatta çekilmesini istemekte ve bunu askeri müdahale tehdidi ile desteklemekte haklı olur. Dünya Annan planının görünüşe göre başarısızlığa uğramasına yanıt ararken, bu Suriye rejimini ciddi şekilde endişelendirebilecek bir seçenek.

Güvenli bölge en muhtemel çözüm

Türkiye’nin önerdiği şekilde bir güvenli bölge oluşturmak, bugüne kadarki en yararlı çözüm olur. Irak’ta güvenli bölge Saddam Hüseyin’den kaçan Kürtler için çok faydalı oldu. Devletler topluluğu Esad rejimine karşı ortak bir tutum belirleyemediği sürece, Türkiye, Suriyelilerin çektiği acıların azaltılmasını sağlamak zorunda. Çin ya da Rusya’nın böyle bir öneriyi veto etmesi ise bağışlanamaz bir tutum olur.

Haberin Devamı