Piyangodan yanlış kişi çıkarsa?..

Haberin Devamı

Başkasına âşıkken evlilik hiç kolay değil’ dedi kadın... Hangi kadın?.. Tanımıyorum. Tanımam da gerekmiyor zaten. Filmlerde ille de tanınmış simalar boy gösterecek diye bir kural yok ya.

İyi senaryo var. Bir filmi var eden yegane temel. Sonra yönetmen, sonra oyuncu... Bende sıralama böyle. Kimin neyi nasıl söylediğinden çok, kimin ne dediği önemli.

Avrupa Sineması’na sevdam da bu yüzden. Bazılarının iç karartıcı bulduğu o ‘yalnızlık filmleri’nde de tanıdık simalar oynamıyor ama filmler hayattan kesit gibi. Cuma günü gösterime giren Şıpsevdi de o misal. Avrupa Sineması’yla uzak yakın benzerliği yok elbette, çok daha eğlenceli, çok daha hafif. Tipik romantik komedi. Tek alâka, başroldeki kadınları tanımıyor olmam. Ama bakın adam tescilli. Romantik komedilerin kahramanı, Ben Stiller.

40’ına geldiği halde ‘doğru kadın’ı bulamamış bir erkeği canlandırıyor. En son nişanlısıyla 5 yıl birlikte yaşamış ama evlilik olmamış. ‘Hadi evlen artık’ diyen bir babası var başında. Bir de kankası. Sevdiklerinden gelen evlilik baskı sonucu, yaşın da verdiği sendromla karşısına çıkan ilk kızla evleniyor. 6 hafta flörtten sonra.

Birlikte yaşama!..

Filmden gerçek hayata geçersek...

-Bana uzak, meraklısına yakın- evlilik denen hadisenin tam da böyle olması gerektiğini düşünür oldum son zamanlarda. Hiç tanımadan evlenmeli belki de insanlar. Zaman içinde tanırlar nasıl olsa.

Birbirini tanımadan yapılan evliliklerin uzun ömürlü olma ihtimali daha fazla olabilir gibi geliyor bana.

Hep kadının ekonomik özgürlüğüne dayandırılır ama eskileri görücü usülü evliliklerinin uzun sürmesinde bunun da payı yok mudur acaba?..

Flört dönemi uzadıkça ilişkinin sakız gibi gevşediği bir gerçek. Hele birlikte yaşaMA dedikleri o felaket... Afedersiniz s.çtığı b.ku bile biliyorsunuz adamın/kadının. Kimsenin hiçbir gizemi kalmıyor, ilişki de evliliğe gelene kadar bütün heyecanını yitiriyor.

Hem insan birlikte yaşadığına daha kolay ‘Bitti’ diyebiliyor. Adam/kadın canını mı sıktı koyver gitsin kapıya. Vicdanından başka kimseye hesap verme zorunluluğu olmuyor.

Evlilikte öyle mi?.. Kolay mı öyle her sıkışmada ‘Bitti’ diyebilmek?.. İşin içine aileler girince hesap verilecek mercii sayısı da yüksek. Ayrılık bürokrasisi de cabası.

Piyango evliliklerine daha fazla şans tanırken ‘ya size çıkmazsa’ ihtimalini göz ardı etmemeli tabii. Yani her tanımadığımızla gizemi bol bir ilişki yaşayacağız diye bir şey yok. Aslına bakarsanız hayatta hiçbir şeyin garantisi yok.

Uzayan lafın özeti yanlış bir kadınla evlenen adamın hikâyesi Şıpsevdi. İki saatin nasıl geçtiğin anlamıyorsunuz.

Bir de kıyas notu düşmeli: Kadının Olamam ne kadar kötüyse, Şıpsevdi o kadar eğlenceli.

Nükhet-Cenk’le bir kez daha...
Hâlâ canlı müziğin modasının geçtiğini iddia edenler var. Bunu diyenin aklını seveyim ben e mi!.. Uzun uzadıya laf anlatmaya gerek yok onlara. Yanıldıklarını görmek için gece borsasının yükselen değeri Cahide Caberet’ye bakmak yeterli. Pazartesi denilen sevimsiz ve de ölü gece canlı müzik sayesinde nasıl da hareketlendi.

Bir senedir böyle, artık bir klasik oldu Cahide’nin pazartesileri. Hafta sonları bile birçok mekân sinek avlarken haftanın ilk iş gününde iğne atsan düşmez halde. (Bir tarafımızı kaşıyıp maşallah diyelim mi?) Geçen hafta Nükhet Duru-Cenk Eren ikilisi vardı burada. Size de duyurmuştum hani, gittiniz mi bilmem. Alaturka bir repertuvarla çıktılar sevenlerinin karşısına. Gördüğü yoğun ilgi üzerine bu gece yine yeniden sahnede muhteşem ikili. Geçen hafta kaçıranlarla izleyip de doyamayan musiki sevdalılarına Drew tavsiyesi...
P (0212) 219 65 30

DİĞER YENİ YAZILAR