Yarışamıyorsan sen de yarışma sun!

Yarışmaların sadece içerikleri değil, sunucuları ve onların programları sunuş tarzları da değişiyor. Kendilerini daha önce başka alanlarda kanıtlamış olan bu üç isim gibi...

Mehmet Ali Erbil:

Yarışamıyorsan sen de yarışma sun

Olmadı Çarkıfelek verelim!

Tiyatro kökenli bir oyuncu olan Mehmet Ali Erbil’in sunuculuk macerası 70’li yıllara kadar uzanıyor. İzzet Öz’ün birbirinden ilginç müzik programlarını sunarak ekranlarla tanışan Erbil, 90’lı yıllarla beraber özel kanallara ve yarışma programlarına transfer oldu. İlk sunduğu yarışmalardan biri Çarkıfelek’ti; döndü dolaştı hâlâ Çarkıfelek’i sunmaya devam ediyor. Arada başka yarışmaları da denedi. Zaman zaman seyircilerle diyaloglarında işi çığırından çıkardı. Hatta birkaç kez ipten döndü bile diyebiliriz. Ama her seferinde kürkçü dükkânına geri gelmeyi başardı. Bir aralar diz boyu seviyesine inen laubali tavırlarını artık pek görmüyoruz. Star’daki son Çarkıfelek macerasında kendine hâkim olmaya çalıştığı her halinden belli oluyor. Bardağının artık dolduğunun, tek bir damlayı bile kaldıramayacağının kendi de farkında. Ekranlarda yaşanacak olası bir kıyamet sonrasında ayakta ve hayatta kalacak ender insanlardan birinin o olacağından eminiz.

Haberin Devamı

Asuman Krause:

Yarışamıyorsan sen de yarışma sun

Dijital çağın yapay görüntüsü!

Wipeout, Fear Factor ve Var mısın Yok musun derken, Asuman Krause’nin sunuculuk macerası bugünlerde Kapışma ile sürüyor. 2000’li yılların ortalarında podyumlardan ekranlara atlayan Krause’nin Wipeout ve Fear Factor’deki hafif alaycı üslubunun izleyicilere enteresan geldiğini söylemek mümkün. Aynı tarzı Var mısın Yok musun’da sürdürmeye kalkınca ne yazık ki yarışmayla örtüşmeyen bir manzara çıkmıştı ortaya. Show TV’de yayınlanan Kapışma’da ise dijital görüntülerin yapaylığı o kadar göz yakıyor ki onun sunuşuna sıra bile gelmiyor. Kapışma zaten her yönüyle ilginç bir program. Yarışmacıların hemen hepsi daha önceki ses yarışmalarından aşina olduğumuz kişiler. Yarışma couch’ları Mustafa Ceceli ve Bengü’nün yarışmacı seçerken ve yarışmanın finalinde üzerlerine boya dökülmesini beklerken kurdukları cümle sayısı ise sekiz adetle sınırlı adeta. Yarışmacıların elendikleri anda yaratılan görüntü efektleri ise seyirciyi gerçeklikten koparacak yoğunlukta. Durum böyle olunca Krause’nin bu yapay görüntülere uygun sunuş tarzı izleyicinin dikkatini bile çekmiyor neredeyse.

Haberin Devamı

Baybars Altuntaş:

Yarışamıyorsan sen de yarışma sun

2015 model Ahmet Çakar!

Ekonomi dünyasının önde gelen isimlerinden biri olduğunu Dragon’s Den Türkiye sayesinde fark ettik. Tam onu unutmaya hazırlanıyorduk ki birdenbire tekrar karşımıza çıktı. Bu sefer “para para para, bilgi bilgi bilgi” diye bağıra çağıra En Zayıf Halka’yı sunuyordu. En Zayıf Halka, bundan 15 yıl kadar önce iki farklı kanalda, iki farklı isimle Türkiye’ye adapte edilmeye çalışılan ancak olumlu sonuç alınamamıştı. Acun Ilıcalı’nın Baybars Altuntaş’ı özellikle seçtiği söyleniyor. Orijinal programı seyredenler çok iyi bilirler; yarışmayı 15 yıldır Anne Robinson hiç gülmeyen yüzüyle sunar. Gitmesini istedikleri adayın ismini yarışmacılar önlerindeki kâğıda yazmadan önce Robinson kişisel hiçbir yönlendirmede bulunmaz. Soru sorma aşamasında ise verilen cevapla ilgili bilinçli olarak yorum yapmaz ki yarışmalar süreden kaybetmesin. Altuntaş’ın bu iki kurala uyduğunu söylemek ise çok zor. Abartılı hareketleriyle ve gerekli gereksiz bağırmalarıyla kendisine “2015 model Ahmet Çakar” desek yeridir.

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR