Turkcell Bosna Telekom’u yakın markaja aldı

25 Kasım 2012

Türkiye’nin önde gelen GSM operatörlerinden Turkcell, Balkan seferini Bosna- Hersek içlerine taşımaya hazırlanıyor. Bosna- Hersek Telekom’a teklif vermeye hazırlanan şirket, Kosova ihalesinden de son derece umutlu.

Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv’in, “Kasamızda 6.2 milyar lira nakit var, yurtdışında satınalmak için şirket bakıyoruz” sözünün hikmeti anlaşıldı. Daha önce Bulgar Telekom, Suriye Telekom ve İran Telekom şirketlerine teklif veren ancak çeşitli nedenlerle ihaleleri kaybeden GSM devi gözünü şimdi Balkanlara dikti.

Hafta başında Bulgaristan’ın ikinci büyük mobil iletişim şirketi Cosmote Bulgaria için bağlayıcı olmayan ön teklif veren Turkcell, Kosova Telekom ihalesinde de ilk 5’e kalmıştı. Edinilen bilgilere göre şirket, Bosna- Hersek (BH) Telekom şirketiyle de yakından ilgileniyor. Vatan’a konuşan adının açıklanmasını istemeyen bir yabancı bankacı, “Turkcell, Doğu ve Orta Avrupa’daki özelleştirme süreçleri ile satınalma fırsatlarını son derece yakından izliyor. Şirketin ilgi duyduğu bölgeler arasında Bosna- Hersek de var. Bosna- Hersek (BH) Telekom şirketiyle yakından ilgileniyorlar” bilgisini verdi.

1993 kurulan Bosna- Hersek (BH) Telekom, Balkanların en önemli telekom şirketlerinden birisi. Boşnaklar, Hırvatlar ve Sırpların birlikte yaşadığı Bosna- Hersek Federasyonu’nda üç tane telekom şirketi faaliyet gösteriyor. BH Telekom yüzde 45 pazar payı ile ülkenin en büyük şirketi konumunda. Hisseleri Saraybosna Borsası’nda işlem gören şirket 800 milyon dolarlık bir piyasa değerine sahip. 2011 sonu itibarıyla 2.1 milyon müşteriye sahip olan şirketin en hızlı büyüdüğü alanların başında ADSL ve internet tv’si geliyor. Bosna- Hersek devleti tarafından yönetilen şirketle ilgili özelleştirme süreci 2011 sonunda başladı. Şirketin 2012 sonunda ya da 2013’ün ilk çeyreğine kadar özelleştirilmesi bekleniyor.

Devamını Oku

Afganistan dağlarında yatan büyük servet

18 Kasım 2012

Geçtiğimiz hafta İstanbul, çok önemli bir toplantıya ev sahipliği yaptı. Atlantik Konseyi (Atlantic Council) tarafından düzenlenen ‘Ekonomi ve Enerji Zirvesi’ bürokrasi, iş dünyası ve diplomasi alanında saygın isimleri biraraya getirdi. Toplantılar sırasında NATO’nun Afganistan Özel Temsilcisi Hikmet Çetin ile kısa bir süre sohbet etme imkânı buldum. 2004-2006 arasında Afganistan’da görev yapan Çetin’e TPAO’nun Afganistan’da doğalgaz ve petrol arama çalışmalarına başlayacağına ilişkin haberleri aktardım. Deneyimli diplomat oldukça heyecanlandı ve önemli ayrıntılar verdi: “Afganistan, Şili’nin ardından dünyanın ikinci büyük bakır rezervine sahip. Ayrıca çok zengin demir, altın ve lityum rezervleri bulunuyor. Lityum biliyorsunuz cep telefonları, dizüstü bilgisayarlar ve dijital fotoğraf makineleri gibi elektronik ürünlerin pilleri için kullanılıyor. Lityum piyasası elektrikli araçların yaygın-laşmasıyla birlikte çok hızlı bir şekilde büyüyecek.” Çetin, Rus işgali sırasında çok kapsamlı maden analizlerinin yapıldığını hatırlattı ve ekledi: “Afganistan’daki maden rezervlerinin toplam büyüklüğünün 2 trilyon dolar civarında olduğu tahmin ediliyor. Böylesi büyük bir zenginliğin devlet eliyle ekonomiye kazandırılması mümkün değil. Özel sektörün kesinlikle harekete geçmesi lazım. Ben Türk şirketleri açısından bölgede önemli fırsatların olduğunu her platforma da dile getirdim, yıllarca Türk şirketlerini bölgeye davet ettim. Maden Tetkik Arama ve özel şirketler bence bölgede daha aktif rol oynamalı.”

Van Gölü Elektrik dağıtım ihalesi mecburen iptal oluyor

Kasım 2010’da gerçekleştirilen ve Aksa Grubu’nun 100 milyon 100 bin dolarlık teklifle kazandığı Van Gölü Elektrik Dağıtım İhalesi iptal ediliyor. Edinilen bilgilere göre ihalenin ardından başlayan devir süreci Ekim 2011 depreminin ardından sıkıntıya girdi. Van’ı enkaza çeviren 7.2 şiddetindeki deprem sonrası hayatın felç olması Aksa Grubu’nu zor duruma soktu. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na (ÖİB) yazı yazarak doğal felaketin ‘mücbir sebep’ yani sorumluluklarını yerine getirmelerine engel teşkil edecek bir sorun olduğunu ifade eden Grup, konu hakkında anlayış beklediklerini ifade etti. Bir Aksa yetkilisi, “İhale şartnamesinde doğal afet mücbir sebeplerin başında yer alıyor. Yani normal şartlarda ihalenin iptal edilmesi gerekiyor. Bölgede gerçekten çok büyük felaket yaşandı. Binaların enkaza dönüştüğü bir ortamda nasıl elektrik sayacı okuyabilirsiniz ki?” dedi.

Vatan’ın görüşlerine başvurduğu ÖİB yetkilileri ise ihalenin iptaliyle ilgili kararın yakın zamanda açıklanacağı bilgisini verdi. “Bu konudaki Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK) kararı çok yakın zamanda açıklanır” diyen yetkililer, doğal afetlerin ihale iptaline neden olan en önemli gerekçe olduğunun altını çizdi.

Devamını Oku

Evinde rüzgardan elektrik üretmek isteyen de MİT’ten izin alacak

8 Kasım 2012

Ev ve işyerinin ihtiyacını karşılamak için rüzgar santrali kurmak isteyen küçük yatırımcılar da tıpkı dev sanayi kuruluşları gibi gizli servisten izin almak için MİT’in kapısını çalacak.

Evde ve işyerinde 500 kwh elektrik üretmek üreticiler Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) kapısını çalacak. Vatan’ın sorularını yanıtlayan Lisanssız Elektrik Üreticileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Kıroğlu, “Bu düzenleme normalde büyük ölçekli rüzgar projelerini kapsıyor. Güçlü rüzgar türbinleri ve yüksek kulelerin radar alanları ile dinleme tesislerini olumsuz etkilemesinden endişe edildiği için böyle bir izin aranıyor. Ancak bizim yatırımcılarımızın kuleleri ve rüzgar türbinleri daha küçük ebatlarda. Bu nedenle normal şartlarda izin almamamız gerekiyor” dedi ve ekledi: “Burada yaşanan sorunu aşmak için bazı hükümlerin açıklık kazanması gerekiyor. Bu konuda Enerji Bakanlığı, Tedaş ve ilgili kurumlarla görüşüyoruz”

Enerji Bakanlığı’nın 2011’de güncellenen “Elektrik Tesisleri Proje Yönetmeliği”ine göre elektrik üretimi için rüzgar santrali kurmak isteyen yatırımcıların ilgili güvenlik kurumlarından izin alması gerekiyor. Daha önce bu izin Genelkurmay Başkanlığı’ndan alınıyordu. Ancak Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde faaliyet gösteren GES komutanlığı MİT’e devredilince izin için gizli servisin de onayı aranmaya başladı.

Devlet bu yıl hayata geçen bir dizi düzenleme ile küçük yatırımcılar ve hane sahiplerine kendi elektriğini üretme imkânı tanıdı. Kanunda “Lisanssız Elektrik Üreticileri” olarak tanımlanan küçük yatırımcılar rüzgâr, güneş, hidroelektrik ve biyokütle kullanarak 500 Kwh’ye kadar elektriği EPDK’dan lisans almadan üretebiliyor. Üretim yapmak isteyen yatırımcılar ilk önce yaşadıkları bölgedeki elektrik dağıtım şirketine başvuruyor. Proje ve iş planı için ön onay aldıktan sonra bu sefer Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş’ye (TEDAŞ) başvuruyor. TEDAŞ da Enerji Bakanlığı’nın “Elektrik Tesisleri Proje Yönetmeliği” çerçevesinde başvuruları inceliyor. Kuruma yakın kaynaklardan edinilen bilgilere göre TEDAŞ da bu konuda nasıl bir strateji izlenmesi gerektiği konusunda Enerji Bakanlığı’na yazı yazarak görüş istedi.

Devamını Oku

Bankalar külçe altına devlet güvencesi istedi

4 Kasım 2012

Bankalar yastık altında saklanan 332 milyar dolarlık altını ekonomiye kazandırmak için 14 maddelik bir yol haritası hazırlayarak Başbakan Yardımcısı Babacan’a sundu. Altın bankacılığının gelişimi için külçe altına yani 1 kilo altına devlet güvencesi getirilmesini isteyen bankalar, “Bu gerçekleşmeden yastık altı çözülmez” dedi.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre altın hesapları son 2 senede tam 10 kat büyüdü. 2010 yılı Ağustos ayında 1.6 milyar lira olan kıymetli maden depo hesapları 2012 ağustos sonu itibarıyla 16.2 milyar liraya (9 milyar USD) ulaştı. Toplam altın hesaplarının yüzde 45’i yani 7.3 milyar liralık bölümü devlet tarafından sağlanan güvenceden yararlanıyor. Geriye kalan 8.9 milyar dolarlık bölüm ise 50 bin liralık güvence sınırının üzerine çıktığı için tıpkı normal mevduat hesaplarındaki gibi bankaların güvencesi altında. Türk bankaları iyi denetlendiği ve sermaye yapıları son derece güçlü olduğu için müşteriler bu konuyu çok dert etmiyor. Ancak Anadolu’da uzun yıllardır yastık altında tutulan ve değeri 332 milyar dolar olarak hesaplanan altının ekonomiye kazandırılması için daha fazla adım atılması gerekiyor. İşte bu gerçekten hareketle bankacılar Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’a bir dizi öneri içeren bir yol haritası sundu.

VATAN’ın ele geçirdiği 14 maddeden oluşan bu yol haritasında öne çıkan başlıklardan en önemlisi altın mevduatları için yeni bir güvence sınırı belirlenmesi talebi. Bankacılar mevduat için belirlenen güvence sınırına benzer bir düzenlemenin altın için de hayata geçirilmesini isterken şu öneride bulundu: “Altın mevduatları için 1 kilo altına eşdeğer özel bir güvence sınırı belirlensin”

Cuma günkü kapanış verilerine göre 1 kilo altın yaklaşık 97 bin lira. Altın fiyatlarındaki dalgalanmayı göz önünde bulundurduğumuzda bankaların yaklaşık 100 bin liralık yeni bir güvence limiti istediğini söylemek mümkün. Evlerde saklanan altınların ekonomiye kazandırılması adına yeni limitin son derece önemli olduğuna işaret eden bankacılar, “Şu anda fiziki altın teslim edenlere bunun parasal karşılığı olan tutar yatırılıyor. Dolayısıyla ortada gerçekten altına dayalı bir model olmadığı için yatırımcılar beklenen ilgiyi göstermiyor ” yorumunu yaptı. Bankacıların ekonomi yönetimine sundukları bir diğer önemli öneri de ‘Bankalar Arası Altın Transferi Sistemi’nin kurulması. Müşterilerin bankaya yatırdıkları altınları serbestçe bir bankadan diğerine transfer edebilmesine imkân tanıyan bu uygulamanın halkın bankalara olan ilgisini körükleyeceği düşünülüyor. Öneri listesinde dikkat çeken bir diğer madde de vergi meselesi. Altın işlemleri ve altın mevduatından elde edilen gelirde gider ve gelir vergisinin kaldırılması veya düşürülmesini isteyen bankacılar, altın alım-satım işlemlerinden tıplı döviz işlemlerinde olduğu gibi BMSV alınmamasını talep ediyor. 14 maddeden oluşan öneri paketinden öne çıkan başlıklar bunlar. Ekonomi yönetiminin yastık altındaki altınları ekonomiye kazandırmak hazırlanan bu paketten hangi maddeleri hayata geçireceğini ve bu konuda ne tür adımlar atacağını ise bize zaman gösterecek...

Devamını Oku

Başkent Doğalgaz’da ‘Gökçek riski’ sıfırlandı

13 Ekim 2012

Başkent Doğalgaz’da özelleştirme için geriye sayım başladı. Ekonomi yönetiminin şirketin değerini yükseltmek için yatırımcılardan da gelen talepler doğrultusunda Ankara Belediyesi’ni by-pass eden çok sayıda düzenlemeye imza attığı ortaya çıktı.

Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) Başkent Doğalgaz’ın satışı için bir kez daha arenaya çıkıyor. Ekonomi yönetimi daha önce 2 kez iptal edilen ihalede bu sefer bir sıkıntı yaşanmaması için işi oldukça sıkı tutuyor. Bu noktada yatırımcıların kafasında soru işareti oluşturan tüm riskler bertaraf edilirken, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin birçok noktada by-pass edildiği görülüyor.

Son ihaleye teklif veren gruplardan birisinin CEO’su ile ihale öncesi görüşmüş ve “fiyatı olumsuz etkileyecek riskler nelerdir?” diye sormuştum. “Bizim açımızdan en büyük risk Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden kaynaklanan riskler” demişti şirket yöneticisi. Kast ettiği riskler iki bölümden oluşuyordu. Birincisi Büyükşehir Belediyesi’nin şirketin yüzde 20’sine sahip olması alıcı gruplar açısından belirsizlik yaratıyordu. Zira Ankara Belediyesi’nin elindeki yüzde 20’yi almak içi pazarlık masasına oturduğunuzda kurt politikacı Melih Gökçek ile anlaşamama gibi bir risk vardı. Bu da yüzde 80’lik hisseyi satın alsanız bile şirketin sahibi olamamanız gibi bir sonuç doğuruyordu. Ancak asıl önemli sorun Ankara Belediyesi ve EGO’nun Başkent Gaz’a olan 300 milyon dolarlık borcuydu. İhale sürecini izleyen yabancı bir fon yöneticisi, “Bu borcun nasıl ve ne zaman ödeneceği sorusu cevaplanmadan alıcılardan tatmin edici bir fiyat gelmeyecektir” demişti.

150 milyon TL yatırım

Devamını Oku

Trabzonlu, Trabzonspor’a 10 milyon $’lık çalım attı

7 Ekim 2012

Uzungöl’de 28 megavatlık hidroelektrik santrali inşa etmek için gereken izinleri alan Trabzonspor, çalışmalara başladı. Trabzonspor Genel Müdürü Sinan Zengin, “Trabzonspor’un para kazanmak için doğayı tahrip edeceğine dair iddialar kulübün hassasiyetlerini bilmeyen kişiler tarafından çıkarılıyor. Bu konuda son derece duyarlı olan yönetim kurulumuz Uzungöl’un eşsiz doğal dokusunu korumak için 10 milyon dolarlık ekstra bir yatırım paketini hayata geçiriyor” dedi.

Trabzonspor çok önemli bir ilke imza attı ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan (EPDK) elektrik üretimi yapmak için lisans alan ilk spor kulübü oldu. 2 yıl süren zorlu bir inceleme sürecinin ardından Trabzon’un doğa harikası beldesi Uzungöl ilçesinde 28 megavatlık bir hidroelektrik santrali kurmak için harekete geçen TS yönetimi beklenmedik bir direnişle karşı karşıya. Yapılacak HES Projesi’nin Uzungöl’ün eşsiz doğasına zarar vereceğini düşünen bazı çevreci gruplar yaptıkları eylemlerle kulübü bu önemli projeden vazgeçirmeye çalışıyor. TS yönetimi ise bu iddialara tepkili.



Trabzonspor Genel Müdürü Sinan Zengin, “Biz de Trabzonluyuz, bu yörenin insanıyız” diyor ve ekliyor: “Bu nedenle Uzungöl’e ve onun eşsiz doğasına zarar verecek herhangi bir eylemde bulunmamız söz konusu dahi olamaz. Şunu açıkça söylemek isterim ki, görenlerin hayran kalacağı ve Uzungöl’e asla zarar vermeyecek bir projeyi hayata geçiriyoruz. Yönetim Kurulumuz proje maliyetine 10 milyon dolarlık ilave yük getiren bir dizi düzenlemeyi de sırf bu nedenle kabul ederek, onayladı”

Devamını Oku