Yaşasın, ne varsa yenilerde var dünyası!

27 Haziran 2015

Al işte bak yine Temmuz’a geldik nerdeyse. Zaman olanca hızıyla akıp gidiyor. Daha dün seçim bir geçsin de hele diyorduk seçim geçeli 20 gün oldu ve nerdeyse koalisyon kurulacak. Game Of Throns’un yeni sezonu yedik yuttuk, Sinan Akçıl ve Ömür Gedik ısrarla şarkı söylemeye devam ediyor, Tuğçe Kazaz akıllara zarar siyasi tespitleriyle güldürmeyi sürdürüyor, teee ne zamanların modası popoyu kaybeden yüksek bel pantolonlar malesef yine moda oldu, spor gazeteleri çoktan “Messi Mersin İdman Yurdu Spor’da, Ronaldo Kayserispor’a göz kırptı“ manşetleriyle süslendi bile. Birkaç güne tekne merdivenlerinde duran eski assolist poposu da gördük müydü tamamdır. Yani diyeceğim odur ki dostlar batı cephesinde değişen hiçbir şey yok, hayatı bir ucundan yakalamamız lazım. Bizi üzen, durduran, sinirimizi bozan, agresif yapan herkesten ve her şeyden uzaklaşmak şart. Bak yemin ediyorum pırıl pırıl, tertemiz, çiçek gibi biri olacaksın gereksizleri hayatından çıkardığında. Yaşasın ne varsa yenilerde var dünyası! Misal;

- İlk maddeye eski sevgiliyi koydum ki ilk maddeden yok olsun bu yazıdan, hayatımızdan ve anmayalım bir daha. Bak güzel kardeşim; olmadıysa olmamıştır, olmamasının da bir nedeni vardır, deyip yoluna devam edeceksin, ötesini düşünmeyeceksin. Söylemesi olduğu kadar yapması da kolay inan bana. Sadece biraz sabır meselesi. Bırak kendini hayatın akışına. Öyle bir zaman gelecek ki kendini bir ahırda, ondan kurtulmanın şerefine adaklık kurban alırken bulacaksın.

- Yaptığı iyiliği sürekli başımıza kakan ve ona sürekli minnet etmemizi bekleyen aklı evveller var mesela. Yahu tamam ettik teşekkürümüzü birader, kulun kölen müridin mi olayım? Sağol varol çok yaşa, ama yeter yani, anladık iyi birisin. Buna devam edeceksen ne olur çık hayatımdan.

- Özellikle iş ortamlarında samimiyetin şeyini çıkaran şabalaklar var bir de, onlardan da kaçmak lazım. Misal ben oyuncu tarafımdan örnek vereyim. Şimdi bir sete gidiyorsun, gayet bilerek ve isteyerek set çalışanı arkadaşlarla sıkı fıkı oluyorsun. Ki ben genelini çok severim, esas emekçiler onlardır benim gözümde. Neyse işte sonra ulaştırmadan bir arkadaş seni evinin 30 km uzağından almaya kalkıyor. Ya da seni 8 kişilik arabanın içine sokuşturmaya çalışıyor. Öbür tarafta kimseyle muhatap olmayan, kimseye gülmeyen, buzdolabı oyuncu evinin salonundan helikopterle alınırken senin gördüğün muameleye bak. Arkasından “Allah belasını versin” denen ama işi görülen insan olmak daha iyi galiba.

Hesap ödeme meselesi...

Bu hafta sanal mecralarda erkeğin hesabı ödemesi meselesi enine boyuna masaya yatırıldı. Onbinlerce yorum yapıldı. Çıkış noktası bir hanfendinin “eğer erkek hesabı yemek çekiyle öderse ondan soğurum” temalı tweetiydi. Ömür kardeşinizin de naçizane tespiti şudur ki; erkek ya da kadın farketmez;

- Eğer hesabı o ödüyor diye sağda solda bununla övünüyorsan.

- Eğer hesabı o ödüyor diye ona daha hayranlıkla bakıyorsan.

Devamını Oku

Kahvaltı hakkında 5 mühim tespit

23 Mayıs 2015

1- Kahvaltı hızlı servis edilmesi gereken bir öğündür. Kahvaltı yapmaya gelen insanların tahammül eşikleri düşüktür. Kahvaltıyı yavaş servis eden müesseseler başarısız olmaya mahkumdurlar.

2- İlk buluşmada “Kahvaltı yapalım” diyen insanlar “akşam yemeği yiyelim” diyen insanlara göre daha bir sevgili olunası, daha bir evlenilesi insanlardır. Kahvaltı insanların en kendileri oldukları öğündür. Yeni uyanılmıştır, afyonlar patlamamıştır ve rol yapmak zordur.

3-Yatakta kahvaltı hiç de öyle romantik bir şey değildir. Çarşafa ekmek kırıntısı dökmeler, yatak odasındaki o keskin yumurta kokusu, yorganın izerindeki zeytin çekirdeği falan. Yıllarca gözümüzü boyadılar, hep Hollywood’un işleri bunlar.

4- Bizden önce uyanıp kahvaltı hazırlayan insana mutlu bir gün yaşatmak boynumuzun borcudur. Kahvaltı sonrası onu istediği yere götürmek gibi, beğendiği bir şeyi almak gibi, istediği bir şeyi yapmak gibi jestlerle “odun” olmadığımızı ona ispat etmeliyizdir.

5- Sevgiliyle kahvaltı esnasında ilişkinin gidişatı hakkında konuşulmamalı, türlü şikayetler dillendirilmemeli, mümkünse iyi şeylerden bahsedilmeli, hatta susulmalıdır. Kahvaltı sırasındaki küçük bir gerginlik bütün gününüzü kepaze edebilir ve sonu ayrılığa kadar varacak ekşınlı saatler yaşamanıza neden olabilir. O yüzden susun ve onun gözlerine sevgiyle bakıp ekmeğinizi menemeninize banın.

HAFTANIN “YUH OLSUN” DEDİRTENLERİ

- Bir cenazeyi podyuma dönüştürüp ilgi çekmeye çalışan Bülent Ersoy

- ”Atatürk yaşasaydı ev ev dolaşıp X partiye oy isterdi” gibi ve benzeri tweetlerle saçmalamanın ansiklopedisini yazan Tuğçe Kazaz.

Devamını Oku

Bugün benim doğum günüm...

26 Nisan 2015

Evet, bugün benim doğum günüm. Umuyorum ki bu sabah yatağımdan hayatımdaki bir kaç güzel insandan gelen bir kaç güzel doğum günü mesajını okuyarak kalkmışımdır. Aksi de öyle çok üzmez hani beni, "kaderde varsa üzülmek neye yarar büzülmek" der, nakliye şirketlerinden gelen doğum günü sms'lerine fit olurum. İlişki durumu karmakarışık bir yer değiştiren olarak nakliye şirketlerinin en gözde müşterilerinden biriyim. Unutmazlar beni. Her sene bir kamyon daha keşke biriktirmesek daha bir coşkuyla kutlayacağız doğum günlerimizi. Acıtmaz dediğimiz her şey sonradan küçük küçük ısırmaya başlıyor ruhumuzu. Her şey yolunda gitse bile, bir yanın hep eksik kalmaya mahkum sanki. Bu eksiklik kimi zaman yarım kalmış bir aşk hikayesi oluyor, kimi zaman annene söylediğin kötü bir söz, kimi zaman severek yapmadığın bir iş, kimi zaman kaybettiğin bir dost, kimi zaman da başka, bambaşka bir şey. Her yaşın ayrı bir güzelliği var lafına da zerre katılmıyorum ayrıca. Büyük bir yalan o laf. En güzel yaş kesinlikle 0-6 yaş arası. Okul yok, karne yok, vize yok final yok, manyak sevgili yok, ayrılık yok, iş derdi, para pul olayı zerre umrunda değil, herkes deli gibi üzerine titriyor. Hep bir pohpoh, hep bir "delidir ne yapsa yeridir" muamelesi. Gazını çıkardığında evde bir bayram havası. Altına işemek, halıya kaka yapmak serbest. Duyduğun en büyük yalan "yemeğini yersen sana oyuncak alıcam" yalanı. 6 yaştan sonrası tufan. Bilincin yerine gelip işin içine beyin mekanizması, akıl fikir falan girdikçe dünya yaşanması zor bir yer olmaya başlıyor. Hele ki günümüzde, hele ki ülkemizde durum daha da vahim. Her iyi niyetin altında bir çapanoğlu arar hale geldik. "Kesin bir menfaati var, yoksa bana bu iyiliği yapmazdı" cümlesi dillerimize pelesenk oldu. Az yalan söyleyen, az sahtekarlık yapan, az yüzsüz, az şerefsiz insanlara "iyi insan" der hale geldik. Eskiden "onun bunun çocuğu" dedirten şeyler yapan tiplerin aynısına şimdinin o ihtişamlı Maslak plazalarında "gerçek bir profesyonel" diyorlar. Ben yine de umutluyum Gün gelecek daha güzel, daha mutlu, 10 numara 5 yıldız insanlar olacağız. Buna inanıyorum. Ve hayatımdaki herkese çok teşekkür ediyorum. Gidenlere de, yeni gelenlere de, her zaman benimle olanlara da. Yüzümde minik bir tebessüm yaratabilenlere, bana bir toplu iğnenin ucu kadar serotonin salgılatabilenlere, "sen başarırsın" diyenlere, "sensiz oranın tadı olmaz" cümlesini kuranlara sonsuz kere teşekkür ediyorum.

Neyse; şimdi çıkıp kendime bir pasta alayım, üzerine mumlar koyayım ve alkışlarımla kesip afiyetle yiyeyim... En çok da kendime ne hediye aldığımı merak ediyorum. İnşallah işime yarayan bir şeydir...

Şunları bir sor kendine

En Son Ne Zaman

- Gökyüzüne baktın?

- Birine "gitme" dedin.

- Her şeyi oluruna bıraktın.

- Bir insanı çıkarsız sevdin?

Devamını Oku

Biraz insan olan eski sevgili şaşırtmaya devam ediyor!

18 Nisan 2015

Bu yazıyı “ayrılık da sevdaya dahil” diyen, o en güzel duyguların insanları için yazıyorum sevgili okuyucu. “Valla benim için biten bitmiştir giden de cehennemin dibine gitmiştir, çok da tın, çok da fifi” diyorsan gazeteyi yere bırak ve ekmeğini menemenine banmaya devam et. Biz bu Pazar burada biraz etik, biraz duygusal takılacağız müsaade edersen eğer. Ayrılık sonrasının yazılı olmayan kurallarını deşeceğiz.

Ama tabii ilişki var ilişki var. İki günlük aşna fişneyle 2 senelik ilişkiyi kıyaslayabilir miyiz? Kıyaslayamayız. Oysa ikisine de ilişki deniyor evrende. Ne kadar beraber oldun, nasıl ayrıldın bunlar önemli şeyler. Nasıl ayrıldın kısmını baz alırsak yanarız, bütün gazeteyi bana ayırmaları lazım. Milyar tane farklı insanın, milyar tane farklı insanla, milyar tip ilişkisinin, trilyon tane ayrılık nedeni. Yaz yaz bitmez. O yüzden ben kimsenin yatakta, sokakta, telefonda, başkasıyla basılmadığını farzedip, akça pakça ayrılık nedenleri olduğunu düşünüp, süre meselesini ana kriter yaparaktan ayrılık sonrası anayasasını şu şekilde dallandırıp budaklandırayım dedim;

1 gün - 1 hafta arası

1 ila 1 hafta arası süren ilişkilerde, “pardon ilişki demişim” diyesim geldi. Neyse işte böyle şeylerde ayrılık sonrası pek özenli olmaya gerek yok. Biter bitmez hemen yeni bir sevgili kovalanmaya başlanabilir. Zaten bu tarz ayrılıklara ayrılık demeye de gerek yok bence. İki tarafta ne olduğunu anlamadığından bitirme sonrası böyle şekile şukula jeste, adamlığa falan gerek yok. Eğer mallık yapıp bu sürede instagrama beraber fotoğrafını falan koyduysan o fotoğrafı hemen sil, takipten çıkar ve engelle, Twitter’da da takibi bırak ve engelle, Facebook’ta mal gibi ilişki durumuna var yazdıysan hemen değiştir arkadaşlıktan çıkar ve engelle, hediye aldıysan geri iste, telefonunu sil, hayatından hemen çıkar. Yani bütün çirkeflikleri yapabilirsin kısacası. Adını sorsam hatırlamayacaksın nerdeyse be, ne şirinliği? boşversene. Demet Akalın ablamızın da dediği gibi umalım ki bu geçici hevesinin tadını çıkarmışsındır.

1 hafta - 1 ay arası

Tam havaya girerken ayrılık olmuş, böyle kalakalınmış, yazık. Oysa 1 hafta eşiği atlatılmış küçük küçük seni seviyorum lafları edilmeye başlanmıştı. Bünyelere “Oha çok mutluyum” düşüncesi telkin ediliyor, buluşmalara uça uça gidiliyor, onun whatsapp mesajlarına saniyenin binde birinde dönülüyordu. Derken bir anda bitti ve dımdızlak kalındı. Eğer yüz kızartıcı bir suç yoksa ayrılık sonrası en az bi 3-5 gün falan durup hiçbir şey yapmadan beklemek yakışan hareket olur bence. Yani o 3-5 gün “oh be kurtuldum, dünya varmış“ temalı şeyler yazmasan Twitter’a ölür müsün? Evet tamam cıvırların olduğu çok meşhur bir gece kulübünde check-in yapıp “Nişantaşı merkez, çok seksi herkes” diye bir şey yazmış olabilir o, ama sen yapma. Stalklamayı da kes yavaş yavaş. Telefonundan fotoğraflarınızı da silebilirsin. Ama yeni macera için de 3-5 gün sonra kudurmaya başlayabilirsin bence. Mahsuru yok.

Devamını Oku