Göçmenler Avrupa’ya

16 Mart 2017

Avrupa ile kriz şu anda esas olarak Hollanda noktasında tutuluyor. Ama krizin Avrupa ile olduğunu hepimiz biliyoruz.

Hollanda’ya karşı ilan edilen “siyasi” yaptırımların önemli bir etkisi olmadığını Hollanda başbakanı da söyledi.

Rahatsız edecek her yaptırım ise sadece Hollanda’yı değil, Türk halkını da ekonomisini de etkileyebilir. Ankara şu anda elinde bulunan en etkili silah olarak Suriyeli göçmenleri de gündeme getirmiş durumdadır.

Türkiye’de bulunan Suriyeli göçmenler meselesi bütün Avrupa için bir kâbus olmaya devam etmektedir.

Avrupa yaklaşık 2.5 milyon Suriyeli göçmenin Türkiye’de kalmasını istemektedir. Bunun için bir anlaşma da vardır, Avrupa’nın yerine getirmediği maddi taahhütleri de vardır. Ankara, Avrupa ile yakın dönemdeki sürtüşmelerde göçmenler kozunu birkaç kez ortaya çıkarmıştır.

Ankara her “bırakırız gitsinler” dediğinde Avrupa’nın büyük ülkeleri tedirgin olmaktadır.

Bırakırız da nasıl bırakırız, 2.5 milyon insanı Avrupa’ya nasıl göndeririz gibi sorular ise pek tartışma konusu olmadı.

Bu 2.5 milyon insanı otobüslere doldurup sahillere, sınırlara götüremeyeceğimize göre, meselenin boyutunu iyi düşünmek gerekiyor. Bu 2.5 milyon insanın kamplardan çıkmalarına izin verildiği zaman, tahmin edemeyeceğimiz miktarının Türkiye’de yaşamaya çalışacağını da herhalde hesap ediyoruz. Şu anda Türkiye sınırları içinde, kamplar dışında serbest yaşayan Suriyeli göçmen sayısını da tam olarak bilmiyoruz. Ama bunun yarattığı toplumsal ve insani sıkıntılarla her gün karşılaşıyoruz.

Devamını Oku

Avrupa hedefini belirlemiş, ilerliyor

14 Mart 2017

Ak Parti’nin Avrupa’da siyasi faaliyet yapmasına izin verilmemesinin arkasının geleceğini görmek hiç de zor değil. Harekatı Almanya başlattı, ağırlığı taşımak Hollanda’ya düştü. Başka Avrupa ülkeleri de her fırsatı değerlendirip operasyona katılıyor.

Avrupa Birliği, yapısı gereği kolay ve hızlı hareket edebilen bir kurum değil. Bu olayda hızlı bir koordinasyon sağlanmış olmasından da hazırlıkların önceden yapıldığı, sadece fırsat beklendiği anlaşılıyor.

Erdoğan’ın bir Türk-Alman gazeteciye “Alman ajanı” demesi de Almanya ve Hollanda’yı “Nazi uygulamaları”yla suçlaması da kendilerini rahatlatan gelişmeler olmuştur. Kriz şu anda Hollanda ve Almanya ile değil, aslında bütün Avrupa ile Ankara arasındadır. İngiltere bile küçük de olsa bir ses vermiştir.

Etli sütlüye karışmayan İsviçre’nin etkili gazetelerinden birinin Türkçe “Hayır” manşeti atması da bir şeyler anlatıyor.

Avrupa Birliği bu operasyona başladığına göre bundan sonraki hamlesi de aşağı yukarı bellidir.

Ankara’ya uygulanacak “tam saha pres”e karşılık alınacak sert tepkilerin üzerine Avrupa’nın ağır hamlesi, Türkiye’nin tam üyelik adaylığının dondurulmasıdır.

Avrupa Birliği’nin, tam üyelik için Türkiye’nin siyasi olgunluğunun yeterli olmadığını söylemesi için bütün koşulların tamamlanması da zor olmayacaktır.

Avrupa’nın haksızlığını ve önyargılarını birbirimize tekrar etmemizin, kendi kendimizi gaza getirmenin hiçbir faydası yoktur.

Devamını Oku