İsrail’e seçimlerden sonra boykot işareti

22 Mayıs 2018

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İİT üyesi ülkelerin İsrail’e boykot uygulamasını temenni ettiğini söyledi, “Türkiye olarak orayla ekonomik, ticari ilişkilerimizi masaya yatıracağız. Önümüzde malum seçim var, seçimin ardından bizler de bu istikamette adımlarımızı atacağız” dedi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bosna Hersek ziyaretinden dönerken uçakta gezisini izleyen gazetecilerin sorularını yanıtladı. ‘Balkan Barış Yolu’ diye nitelediği Bosna-Sırbistan-Türkiye üçlü mekanizması ile Belgrad-Saraybosna otoyolu projesinin bütçesinin çıkarıldığını, Bosna’dan et ithalatının 1 Temmuz 2018’den itibaren 13 bin ton olmasının kararlaştırıldığını belirten Erdoğan, “Ziraat Bankası Bosna’daki sermayesini 30 milyon Avro artıracak. Ayrıca toplamda 150 Milyon Avro kredi tahsisi yapacak. Bosna’daki kardeşlerimize yeni kredi imkanları açılmış oluyor” dedi. Erdoğan sorulara ise şu yanıtları verdi:

İİT’nin boykot kararı

İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi sonrası İsrail’e yaptırım, boykot, tecrit uygulanması konusunda somut adımlar atılması konusunda bir karara varıldı mı?

“Bu hususta İslam İşbirliği Teşkilatı olarak, bunların ürünlerine yönelik bir boykot uygulanması konusunda tavsiye kararı aldık. Temenni ederim ki İİT üyesi ülkeler alınan tavsiye kararı doğrultusunda boykot uygulamasına girerler; neticede oralardan artık herhangi bir ürün alınması da söz konusu olmaz. Tabii ki bizde aynı şekilde bu durumu gözden geçireceğiz. Türkiye olarak orayla olan münasebetlerimizi, özellikle ekonomik, ticari ilişkilerimizi masaya yatıracağız. Önümüzde malum seçim var, seçimin ardından bizler de bu istikamette adımlarımızı atacağız.”

Bağımsız soruşturma komisyonu oluşturulacak mı?

“Bağımsız soruşturma komisyonunu kurma kararı verdik. Ama bu tür bir komisyonun kurulmasının da ötesinde, Kosova’da olduğu gibi, Bosna Hersek’te olduğu gibi orada Birleşmiş Milletler’in bir barış gücünün oluşturulması için de tavsiye kararı aldık. Bunun caydırıcı olacağını; İsrail’in, Birleşmiş Milletler güçlerine kurşun sıkmasının kolay olmayacağını düşünüyoruz.”

Devamını Oku

İnce’den ilk demeç ‘Emoji’yle geldi

3 Mayıs 2018

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 24 Haziran seçimlerindeki cumhurbaşkanı adayını yarın (bugün) açıklıyor. Bu satırların kaleme alındığı dün saat 17.00 civarı itibariyle, CHP’nin adayının Yalova Milletvekili Muharrem İnce olacağı kesinleşmişti.

VATAN’ın dünkü birinci sayfasında, “Anketten İnce çıktı” başlığıyla verdiğimiz haber dün Ankara’da siyaset gündeminin en çok konuşulan başlığıydı.

Kesici’nin “İnce’yi aradım” açıklaması

Haberimizde, CHP’nin 4 isim verip, “Cumhurbaşkanı adayı olarak hangisini tercih edersiniz” sorusuyla bir kamuoyu araştırması yaptırdığını belirtip sonuçların dün (önceki gün) saat 17.00 civarında Genel Merkez’e ulaştığını duyurmuştuk. CHP’nin dünkü grup toplantısında, muhtemel adaylardan İlhan Kesici, bu bilgiyi teyiden şu açıklamayı yaptı gazetecilere:

“Dün akşam itibariyle Muharrem İnce adı öne çıktı. Yetkili arkadaşlarımızla konuşmuşlar. Ben de sabah bu münasebetle tebrik ettim. ‘Allah mahcup etmesin’ dedim. Tahmin ediyorum onun da bilgisi vardı, tebriklerimi kabul etti.”

Kesici bu sözleriyle, CHP’nin adayının Muharrem İnce olacağını 24 saat öncesinden duyurmuş oldu aslında.

Muhtemel adaydan WhatsApp mesajları

CHP grup toplantısı öncesi mikrofonların yöneldiği Muharrem İnce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu açıklama yapıncaya kadar konuşmayacağını söylemekle yetindi.

Devamını Oku

CHP anketinden İnce çıktı

2 Mayıs 2018

Cumhurbaşkanı adayını yarın açıklayacak olan CHP’de son 3 gün Türkiye genelinde yaptırılan anketin sonuçlarını beklemekle geçti. Ankette tek soru vardı: CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olarak aşağıdaki isimlerden hangisini görmek istersiniz? Bu sorunun altındaki 4 isim ise şunlardı: “Yılmaz Büyükerşen, Muharrem İnce, İlhan Kesici ve Abdüllatif Şener.” Bir kamuoyu araştırma şirketine Türkiye genelinde tesadüfi denekler üzerinde yaptırılan anketten çıkan sonuçlar dün saat 17 civarında Ankara’ya; CHP Genel Merkezi’ne ulaştı. Genelbaşkan Kılıçdaroğlu’na sunulan anket sonuçlarında Muharrem İnce ismi uzak ara önde gözüküyor. Ankete katılanların yüzde 60’dan fazlası sunulan 4 isimden İnce’yi tercih etti. İkinci sırada İlhan Kesici var. Ankette Kesici’yi tercih edenleri oranı yüzde 20’ye yakın. Bu iki ismin ardından üçüncü sırada Büyükerşen ve son sırada ise Abdüllatif Şener var. Ana muhalefet partisinin yaptırdığı kamuoyu yoklamasının sonuçları bunlar. Şimdi beklenen bu anket sonuçları masasında duran Genelbaşkan Kılıçdaroğlu’nun yarın açıklayacağı karar.

Gül aday olsaydı bile Babacan orada olmayacaktı

“Size şu kadar ilerisini söyleyeyim; Abdullah Bey aday olsaydı bile, Ali Bey onun yanında yer almayacaktı.”

Bu cümledeki “Ali Bey”, Ali Babacan…

***

Başkent Ankara’nın siyasi kulislerinde dünün en çok konuşulan isimlerinden biriydi Ali Babacan…

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP), Abdullah Gül formülü hayata geçmeyince, bu defa Babacan’a yöneldiği konuşuldu yoğun olarak.

Ana Muhalefet Partisi’nin muhtemel adayları arasında adı öne çıkan İlhan Kesici, dün itibariyle gündemden düştü.

Devamını Oku

NATO’da TSK’ya güven tam

29 Nisan 2018

15 Temmuz’la ilgili “Hepimiz bu darbe girişiminin ne kadar ciddi ve vahşi bir saldırı olduğunun farkındayız” diyen NATO Genel Sekreteri, TSK’nın artık daha mı güçlü olduğuna ilişkin soru üzerine, “Ordunun bazı kesimlerinin darbe girişimine katılmasına rağmen, Türkiye’nin profesyonel askerler ve kendini adamış subaylarından oluşan profesyonel bir ordusu olduğunu da biliyoruz” ifadesini kullandı

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Brüksel’de sorularımızı yanıtladı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 15 Temmuz öncesine göre daha mı güçlü olduğuna ilişkin soruya Stoltenberg “Ordunun bazı kesimlerinin darbe girişimine katılmasına rağmen, Türkiye’nin profesyonel askerler ve kendini adamış subaylarından oluşan profesyonel bir ordusu olduğunu da biliyoruz” diye yanıt verdi. Son Ankara ziyaretinde verimli görüşmeler yaptığını dile getiren Stoltenberg, “Türkiye’den daha fazla ziyaret ettiğim NATO ülkesi yok gibidir. Türkiye çok değerli bir müttefik. Türkiye ortak savunmamız için çok önemli. Özellikle de terörizmle mücadele açısından, çünkü DEAŞ’ın yenilmesi için oluşturulan küresel koalisyonun kullanımı için altyapı sağlıyor. Bunun için Türkiye’ye minnettarız” diye konuştu. Stoltenberg’in sorulara yanıtları şöyle:

Türk-Yunan gerilimi

Türkiye ve Yunanistan iki değerli müttefiktir. Her iki ülkenin ittifaka katkılarından dolayı müteşekkirim. Ege Denizi’yle ilgili konularda Türkiye ve Yunanistan arasında görüş farklılıkları var. Bu farklılıkların diyalog yoluyla çözülmesini ümit ediyorum. Türk ve Yunan başbakanlarının bu konuları ele alıyor olmalarını memnuniyetle karşılıyorum. Bu sorunlar sadece bu tür bir diyalogla çözülebilir. Tabii ki hem Türk hem de Yunan tarafıyla konuşuyorum.

Ege misyonunun süresi

NATO’nun (Ege’de devriye görevi yapan) gemisini ziyaret etmiştim. NATO varlığı, Türkiye ve AB arasında sağlanan göçmen anlaşmasının uygulanması açısından yardımcı oluyor. Tabii ki oradaki varlığımız sonsuza kadar sürecek değil. NATO üyelerinin ne kadar daha orada kalacağını tartışacaklarını tahmin ediyorum ama bu karar tam ne zaman alınacak bunu söyleyecek durumda değilim. Ama bunun kalıcı bir misyon olmadığını söyleyebilirim.

Terör-YPG-ABD

Buradaki toplantı sırasında ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile Bakan Çavuşoğlu görüştüler. Suriye ve YPG/PYD konusunun da ele alındığını biliyorum. Bu benim de geçen haftalarda Ankara’ya ziyaretim sırasında gündeme gelen bir konuydu. Bildiğiniz gibi NATO, Suriye’de sahada yer almıyor ama bazı üyeler oradalar. Benim için önemli olan ABD ve Türkiye’nin temas içinde olmaları ve kuzey Suriye’deki durumla koordineli bir şekilde nasıl ilgilenebileceklerini görüşüyor olmaları. ABD ve Türkiye arasındaki bu diyalogu memnuniyetle karşılıyorum.

Darbe: Vahşi saldırı

Darbe girişimi Türkiye’nin demokratik kurumlarına karşı gerçekleştirilmiş vahşice bir saldırıydı. Darbe girişiminden sonra Meclis’i ziyaret ettim. Tüm siyasi partilerle görüştüm ve hepsinin darbe girişimini nasıl güçlü bir şekilde kınadıklarını dinledim. Parlamenterler bina içindeyken bombalanan Meclis’i de gördüm. Hepimiz bu darbe girişiminin ne kadar ciddi ve vahşi bir saldırı olduğunun farkındayız. Darbe girişiminin yaşandığı gece Bakan Çavuşoğlu’nu arayıp dayanışma mesajlarını verip, girişimi kınadığımı anımsıyorum. Ertesi gün de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a benzer mesajları iletmiştim. Darbenin arkasında kim olduğuna ilişkin olarak konuşmak bana düşmez çünkü bu olay şu anda hukuki bir alanda. Olayın soruşturulması ya da yargısal süreçle ilgili olarak konuşmak bir NATO Genel Sekreteri’ne düşen bir sorumluluk olamaz. Türkiye’nin darbe girişiminin arkasındakiler hakkında hukukun üstünlüğü ve bağımsız yargı esasına uygun olarak yasal takibatta bulunması hakkıdır.

TSK daha mı güçlü?

Tabii ki bazı subayların ve ordunun bazı kesimlerinin darbe girişiminde yer aldığını gördük. F16’ların Meclis’i bombaladığını, bazı askerlerin de Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar’ı kaçırdığını biliyoruz. Yani ordunun bazı kesimleri bu girişimde yer aldı. Ama buna rağmen yani ordunun bazı kesimlerinin darbe girişimine katılmasına rağmen, Türkiye’nin profesyonel askerler ve kendini adamış subaylarından oluşan profesyonel bir ordusu olduğunu da biliyoruz.

Çünkü onları NATO operasyonlarında görüyorum. Aynı zamanda Türkiye’nin NATO operasyonları ve misyonlarına katılımı söz konusu olduğunda neler yapabileceğini görebiliyorum. Evet bazı subaylar darbe girişiminde yer almış olabilir ama Türkiye’nin bunların yerlerini dolduracağından kesinlikle eminim.

YPG terör listesinde mi?

NATO’nun diğer bazı kurumlar gibi bir terör örgütleri listesi yok. Ama Türkiye’nin terörist saldırılardan en çok zarar gören NATO ülkesi olduğunun farkındayız. Türkiye’nin tabii ki kendini koruma hakkı var ama bunun orantılı şekilde yapılması gerekiyor.

Türkiye’nin önemi: Haritaya bakmak yeterli

“Türkiye her gün NATO’da masada yer alan bir ülke. Türkiye’nin daimi temsilcisiyle Kuzey Atlantik Konseyi toplantıları çerçevesinde her hafta birçok kez aynı masada yer alıyoruz. Oybirliği olmadan hiçbir karar almıyoruz. Tüm kararlar konsensüs ile alındığından Türkiye ve tüm üyeler alınan kararlara iştirak ediyorlar. Yani Türkiye alınan kararların bir parçası. Türkiye kesinlikle NATO’nun, misyonların ve operasyonların bir parçası. Aynı zamanda tüm diğer üyelerle birlikte eşitlik esasına uygun olarak masada alınan kararların da bir parçası.

İkincisi, 28 müttefik üye de Türkiye’nin öneminin farkındalar. Haritaya bakmak ve Türkiye’nin, hem kendisine hem de diğer tüm NATO üyelerine tehdit yaratan şiddet ve çalkantıların yaşandığı Irak ve Suriye’ye komşu olan stratejik lokasyonunu görmek yeterli.

Ayrıca Türkiye, terörle mücadelede kilit ülke. Terörizmin her çeşidiyle mücadelede birlikte çalışıyoruz. Sonra, Türkiye, göçmen ve mülteci kriziyle ilgili olarak da devrede. NATO, göçmen krizine çare bulunması konusunda Türkiye ve AB ile birlikte çalıştı.

Türkiye’nin güçlü bir ordusu ve NATO’nun çeşitli misyon ve operasyonlarına destek veriyor. Türkiye, yüzlerce askeriyle birlikte yıllardır Afganistan misyonunun lider ülkelerinden biri konumunda. Afganistan’daki Türk askerlerini ben kendim gördüm. Hepsi profesyonel ve kendilerini işlerine adamış askerler. Ayrıca Türkiye birkaç sene içinde Çok Yüksek Hazırlık Seviyeli Müşterek Görev Gücü’ne liderlik edecek ve ittifak içinde çok kilit bir rol üstlenecek. Tabii ki diğer müttefikler de bunların farkında.

Bunlarla birlikte, NATO’nun da Türkiye’ye destek sağladığının altını çizmek isterim. NATO’nun Türkiye’de ciddi bir mevcudiyeti var. Karada, denizde ve havadaki varlığımızı artırdık. AWACS gözetleme uçakları sayesinde Türkiye’ye katkı sağlıyoruz. Türkiye’nin tehditler karşısında bizden talep ettiği istihbarat ve gözetleme desteği sağlıyoruz.

Türkiye’de konuşlandırılmış NATO hava savunma sistemlerimiz var. Şu anda İspanya ve İtalya tarafından sağlanan sistemler sayesinde Türkiye’nin Suriye’den kaynaklanan füze tehditine karşı hava savunması veriyoruz.

NATO’nun kara komutanlığı İzmir’de. Yani Türkiye NATO’ya kilit önemde kapasite desteği sağlarken, NATO müttefikleri de Türkiye’ye destek veriyor. NATO zaten böyle çalışır. Birimiz hepimiz için, hepimiz birimiz için. Birlikte çok daha güçlüyüz. NATO, Türkiye için; Türkiye de NATO için iyi. Sanıyorum bunu Türkiye, ittifaka üye olduğundan bu yana görüyoruz: Birlikte daha güçlüyüz.”

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Brüksel’de sorularımızı yanıtladı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 15 Temmuz öncesine göre daha mı güçlü olduğuna ilişkin soruya Stoltenberg “Ordunun bazı kesimlerinin darbe girişimine katılmasına rağmen, Türkiye’nin profesyonel askerler ve kendini adamış subaylarından oluşan profesyonel bir ordusu olduğunu da biliyoruz” diye yanıt verdi. Son Ankara ziyaretinde verimli görüşmeler yaptığını dile getiren Stoltenberg, “Türkiye’den daha fazla ziyaret ettiğim NATO ülkesi yok gibidir. Türkiye çok değerli bir müttefik. Türkiye ortak savunmamız için çok önemli. Özellikle de terörizmle mücadele açısından, çünkü DEAŞ’ın yenilmesi için oluşturulan küresel koalisyonun kullanımı için altyapı sağlıyor. Bunun için Türkiye’ye minnettarız” diye konuştu. Stoltenberg’in sorulara yanıtları şöyle:

Türk-Yunan gerilimi

Türkiye ve Yunanistan iki değerli müttefiktir. Her iki ülkenin ittifaka katkılarından dolayı müteşekkirim. Ege Denizi’yle ilgili konularda Türkiye ve Yunanistan arasında görüş farklılıkları var. Bu farklılıkların diyalog yoluyla çözülmesini ümit ediyorum. Türk ve Yunan başbakanlarının bu konuları ele alıyor olmalarını memnuniyetle karşılıyorum. Bu sorunlar sadece bu tür bir diyalogla çözülebilir. Tabii ki hem Türk hem de Yunan tarafıyla konuşuyorum.

Ege misyonunun süresi

NATO’nun (Ege’de devriye görevi yapan) gemisini ziyaret etmiştim. NATO varlığı, Türkiye ve AB arasında sağlanan göçmen anlaşmasının uygulanması açısından yardımcı oluyor. Tabii ki oradaki varlığımız sonsuza kadar sürecek değil. NATO üyelerinin ne kadar daha orada kalacağını tartışacaklarını tahmin ediyorum ama bu karar tam ne zaman alınacak bunu söyleyecek durumda değilim. Ama bunun kalıcı bir misyon olmadığını söyleyebilirim.

Devamını Oku