Artık son iki hafta… Hatta bugün itibariyle son 12 gün.
Varsa yoksa siyaset, varsa yoksa seçim konuşuyoruz hep birlikte.
Dünya çapında isim sahibi iş adamları da aynı soruları soruyor, bindiğiniz taksinin sürücüsü de… İkisinin ortak paydası, ortak kaygısıysa ekonomi.
“Seçimlerden nasıl bir sonuç çıkar” sorusunun devamında hep aynı ikinci soru var: “Çıkacak sonuç
ekonomiyi nasıl etkiler?”
***
Ekonomi öncelikli seçim gündeminde sorulan sorular ve yazılan senaryolardan bazılarını başlık başlık aktarayım:
Tayyip Erdoğan tekrar seçilirse, bu durum özellikle yurt dışı finans âleminde - istikrarın devamı olarak algılanıp ekonomiye etkisi olumlu mu olacak yoksa yabancılar Erdoğan’ın ekonomi yönetimiyle sorun yaşamaya devam edecek ve seyir negatif mi devam edecek?
Tülin Hanım hayat arkadaşını kaybetti dün. Meltem Hanım, Yıldırım Bey ve Tayfun Bey, sevgili babalarını.
Torunlar dedelerini, Demirören Ailesi ‘Erdoğan Bey’i yitirdi.
Eşinin, evlatlarının, gelinleri, damadı, torunları ve bütün aile efradının başı sağolsun.
Erdoğan Demirören nurlar içinde yatsın.
Geride kalanlara sabır dilemekten başka bir şey gelmiyor elden.
***
“Nasıl bilirdiniz” diye sorarlar ya bu dünyadan göçenlerin ardından…
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, net 2 saat 40 dakika boyunca sorularımızı yanıtladı önceki akşam CNN Türk canlı yayınında.
‘Ne Oluyor’ programında, Başak Şengül’ün moderatörlüğünde, Şirin Payzın ve Hande Fırat ile birlikte konuk ettik Ana Muhalefet Lideri’ni.
Kılıçdaroğlu’nun programda yaptığı açıklamalardan birden çok haber çıktı.
Öne çıkan ise CHP Genel Başkanı’nın “İktidar telefonlarımızı dinliyor” iddiasını detaylandırarak yinelemesi oldu.
Millet Bahçesi bizim projemiz
Programın FETÖ ile mücadelenin konuşulduğu kısmında, Kılıçdaroğlu şu ifadeleri kullandı:
Adil Öksüz niye izlenmedi? Kemal Batmaz, önemli imamlardan biri… Niye izlenmedi? Benim telefonlarımı dinliyorlar, onların telefonlarını dinlemiyorlar. Mümkün mü bu? Dinlenmiştir. Dinlenmemesi mümkün değil.
CHP Genel Başkanı, bir kez daha telefonlarının dinlenildiğini iddia ediyordu.
Dördüncü Mardin Bienali’ni pas geçtik.
Pas geçtik derken gidip görmemezlik etmedik ama fırsat bulup üzerine konuşamadık, yazamadık...
Aynı şekilde, 12’ncisi yapılan Dinçer Özer Uluslar arası Vurmalı Çalgılar Festivali’nin tadına varamadık. Anlatamadık doyasıya...
***
Erken seçim elbette en önemli gündem maddesi ülkenin. Bu gerçeği tartışacak değilim.
Ama hafta sonunu fırsat bilip kaçıyorum bugün ağır siyasi gündemin gölgesinden.
Pırıl pırıl, ışıl ışıl, insanın yaşama sevincini canlandıran, geleceğe dair umutlarını artıran iki habere ayırıyorum bugün bu köşeyi.
Mardin bir
F-35’lerin Türkiye’ye verilmesiyle ilgili “Benim bir endişem yok” diyen Bakan Çavuşoğlu, aksi durum için ise, “O zaman hukuki süreç doğar. İhtiyacımı alamazsam, mutlaka acil ihtiyacımı yine bir yerden karşılarım” ifadelerini kullandı
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Almanya’nın Solingen kentindeki anma törenlerine katıldıktan sonra Türkiye’ye dönüşte soruları yanıtladı, dış politika gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu. Çavuşoğlu, ABD’nin F-35 uçaklarını Türkiye’ye vermemesi yönündeki tartışmalarla ilgili şöyle konuştu: Benim şahsen bir endişem yok. Bu kapsamlı bir anlaşma. İçinde ortak parça üretimi gibi konular da var. Ayrıca Türkiye şu ana kadarki ödemelerini aksatmadan yapmış, bugüne kadar taksitlerimizi ödemişiz. Bu anlaşma S-400 veya başka bir konuya bağlı değil. Bir tarafın ‘Benim canım sıkıldı, oynamıyorum’ diyeceği bir anlaşma da değil. Hukuki yükümlülükleri de var. Kongre’den söylemler geliyor kısıtlamaya yönelik. Şu ana kadar hükümet kanadından böyle bir tavır yok, ‘Vermiyoruz’ diye. O nedenle ben bir endişe görmüyorum. En kötü senaryoyu düşünelim. O zaman hukuki bir süreç doğar. Türkiye hava savunma sisteminde müttefiklerinden alamayınca çaresiz kalmadıysa burada da çaresiz kalmaz. İhtiyacımı alamazsam, mutlaka acil ihtiyacımı yine bir yerden karşılarım.
‘Rusya da olabilir’
Çavuşoğlu Almanya’dan döndükten sonra dün katıldığı televizyon programında da F-35’lerle ilgili şöyle konuştu: F-35’ler zamanında teslim edilecek. Uçağı verdim yazılımı yok diye bir şey yok. Bizim ihtiyacımız varsa başka müttefiklerimizden ya da başka ülkelerden almak için girişimde bulunuruz. Bize en uygun şartlarda hangi ülke teklif ederse onlarla anlaşırız ama ben böyle bir noktaya geleceğimizi zannetmiyorum. Rusya da seçenek olabilir başka bir ülke de seçenek olabilir. NATO üyesi başka bir ülke de olabilir. S-400’ler konusunda ABD’de de kongreden karar çıkmadan önce biz Rusya ile anlaşmayı imzalamıştık. Bırakın ki imzalamadık, bir ülkenin ben istersem başka ülkeden alırsın, istemezsem alamazsın diye dayatması mümkün değil.
Bazı Müslüman ülkeler de var!
Çavuşoğlu dün a Haber’de katıldığı programda, “Dövizdeki dalgalanmanın ardından hangi ülkeler var” sorusuna, “Elbette zamanı geldiği zaman bunları açıklarız. Kredi kuruluşlarına bakın notları nasıl düşürüyorlar? 15 Temmuz darbe girişimi başarısız olduktan sonra Türkiye’yi ekonomi ile nasıl yıkabiliriz çalışmaları başladı. Fakat biz aldığımız tedbirlerle ekonomimizin bu saldırılardan en az hasarla kurtulmasını sağladık. Bu işin içinde ülkeler de var, finans kuruluşları da var, faiz lobisi de var. Ülkeler arasında bazı Müslüman ülkeler de var. Ben burada ülke ismi vermeyeceğim ama genel bir çerçeve çiziyorum” dedi.
“(...) Erdoğan ikinci tura Sayın İnce’nin kalmasını istiyor çünkü biliyor ki Sayın İnce’nin ikinci turda alacağı oy, biz kendisini desteklesek de Erdoğan’ı geçemiyor. Benim ikinci tura kalmam halinde ise (...) önemli bir farkla Cumhurbaşkanlığını alıyorum.”
Bu iddianın sahibi İYİ Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Meral Akşener.
***
Akşener, haber sitesi Gazete Duvar’dan Özlem Akarsu Çelik’e verdiği röportajda,
( https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2018/05/28/meral-aksener-ikinci-tura-ince-kalirsa-erdogan-farkla-kazanir-ben-kalirsam-kaybeder/ ) seçimin ikinci tura kalacağı görüşüne dikkat çekici bir boyut ekliyor.
İşte Meral Akşener’in o sözleri:
“Millet İttifakı”nın Meclis çoğunluğunu alacağından hiç kuşkum yok. Anketlere baktığımızda seçimin ikinci tura kalacağı açık. İkinci turda ne olacağı ise Erdoğan’ın karşısına kimin çıkacağıyla yakından ilg ili. O nedenle biz hep seçmene ‘ Erdoğan kimin ikinci tura kalmasını istemez bu soruyu sorun, oyunuzu buna göre verin’ diyoruz. Erdoğan ikinci tura Sayın İnce’nin kalmasını istiyor çünkü biliyor ki Sayın İnce’nin ikinci turda alacağı oy, biz kendisini desteklesek de Erdoğan’ı geçemiyor. Benim ikinci tura kalmam halinde ise Erdoğan’ın tüm hesapları altüst oluyor. Ben AK Parti içerisindeki Erdoğan yorgunlarından da Erdoğan’a oy vermek istemeyip ama CHP adayına da oy verme eğiliminde olmayanların oylarını da dâhil ederek önemli bir farkla Cumhurbaşkanlığını alıyorum. Kamuoyu araştırma şirketlerinin neredeyse tamamı, ikinci tura Sayın İnce kalırsa Erdoğan’ın farkla kazanacağını, ben kaldığımda ise Erdoğan’ın kaybedeceğini görüyor. Kendisi de bunu bildiği için benim üzerimde bir karartma uyguluyor.”
***
Yeni sistemde güçlü parlamentonun zorunluluğuna dikkat çeken Bakan Kurtulmuş, AK Parti listesinin de bu yönde hazırlandığını anlattı. Kurtulmuş, “AK Parti’nin tek başına hiç tereddütsüz bir çoğunluk sağlayacağı kanaatindeyim. Bu hakikaten Türkiye’nin en önemli seçimi” dedi
Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, gazetelerin Ankara temsilcileriyle önceki akşam iftarda bir araya geldi. Kurtulmuş, seçim süreci, ekonomideki gelişmeler, FETÖ ve dış politika üzerine soruları yanıtladı.
Milletvekili listesinde olduğunuzu biliyor muydunuz, önden bir görüşme yaptınız mı?
“Hiçbir şekilde hiçbir görüşme yapmadık. Bizden Sayın Başbakan dahil bütün Bakanlar Kurulu üyelerinin başvurularının uygun olacağı istendiği için başvurularımızı yaptık. Yoksa bizim siyasi hedefimiz; bir yere başvuru yapıp ya ben şu pozisyonu istiyorum ya da başvuru yapmayıp ben başka bir pozisyon istiyorum demeye uygun değildir, sonuçta siyaset bir ekip işidir ve ekibin lideri olan da ekipteki insanlardan nasıl, ne şekilde istifade edeceğine karar verir, bundan daha doğal bir yol olmaz.”
Parlamentonun önemi
Bakanların listede liste başı olarak yer alması bakanlara, piyasalara hem de işte kamuoyuna bir mesajı var mı? Bu mesaj nedir? Yani önce seçimi kazanın, sonra kabine konuşulur mudur ya da başka bir şey midir?
“Şimdi AK Parti kadroları bakımından kim milletvekili olacak, kim bakan olacak gibi bir niteliksel ve niceliksel bir kısıtlama olmadığını biliyoruz. Her pozisyon için birden fazla adayın olduğu bir siyasi hareketten bahsediyoruz. Aslında listelerin bu şekilde ortaya konulmasının önemli sonuçlarından birisi de; biz demiyor muyduk baştan beri, yani cumhurbaşkanlığı sistemi daha etkin, daha hızlı bir yönetim sistemini ortaya koyacak. Ama parlamento da siyasetin merkezi olarak, yasamanın merkezi olarak kendi fonksiyonunu daha etkili bir şekilde görecek. Şimdi çok daha nasıl etkili bir yürütmeden bahsediyorsak, çok daha etkili ve güçlü bir parlamento olacak, onu gösteriyor. Bu sistem içerisinde bir sürü yeni düzenlemelere de ihtiyaç olacak, bunları yapacak olan da parlamentodur.”
Güçlü parlamentodan kastınız, AK Parti’nin siyasal ve sayısal çoğunluğa sahip olduğu parlamento mu?
“Zaten AK Parti büyük bir sayısal çoğunluğa sahip olacak. Siyaseten de parlamentonun güçlü olması lazım, yani bunu temin edecek; o anlamda söylüyorum. Şimdi biraz daha açayım söylediklerimi; Amerika’da bir tane parti binası görmedim. Denir ki ABD’de başkanların partiyle ilgisi partinin başkan adayı olmasıdır. Türkiye öyle bir yer değil, bütün siyasi partilerin iyi-kötü bir siyasi geleneği var, toplumda tekabül ettikleri bir siyasal anlayış var. Bir anda bütün bunların hepsinin bırakılıp sanki hiç parti geçmişi yokmuş gibi bu ülkenin sadece cumhurbaşkanı adayları üzerinden bir seçim kampanyası ve siyasal süreç yürütülmesinin mümkün olmadığının altını çizmek istiyorum. Türkiye’de bu kadar güçlü siyasi gelenekler varken bunun çok doğal yansıması da güçlü bir parlamento olmak zorundadır. Bizim bu anlamda AK Parti listeleri de bir yerde bunu ortaya koymuş oldu.”
Çoğunluktan kastınız Cumhur İttifakı’nın toplamdaki sayısının yüksek olması şeklinde mi, yoksa AK Parti’nin 300+1 alması mı?
“Ben AK Parti’nin tek başın hiç tereddütsüz bir çoğunluk sağlayacağı kanaatindeyim. Bu seçim hakikaten Türkiye’nin en önemli seçimi. Yeni bir model, yeni bir sistem kuruldu, karar verildi, ama bu sistemin nasıl şekilleneceğini önümüzdeki dönemde göreceğiz, bunun için önemli. Seçim kampanyasının etkisi toplam oylarda yüzde 5 derler bütün partiler için, burada bu farklı, burada kampanya çok etkileyecek.”
Oy oranı olarak mesela cumhurbaşkanlığı seçiminde ilk turda geçecek bir oy oranı geliyor mu anketlerde? Meclis’te de MHP’nin ne kadar, sizin ne kadar; yani onlar var mı?..
“Ben hayatım boyunca hiç rakam söylemem, sadece bilgilenmek için kamuoyu araştırmalarına bakarım ve çok şükür şimdiye kadar çok yanıldığımı da görmedim. Şunu söyleyeyim:
İnşallah birinci turda her iki tarafta da AK Parti bakımından iktidar olacak bir çoğunluk olacaktır, yani hem Cumhurbaşkanlığı seçiminde birinci turda geçeceğiz, birinci turda da AK Parti çoğunluğu sağlayacaktır.”
Milletvekili listesinde olduğunuzu biliyor muydunuz, önden bir görüşme yaptınız mı?
“Hiçbir şekilde hiçbir görüşme yapmadık. Bizden Sayın Başbakan dahil bütün Bakanlar Kurulu üyelerinin başvurularının uygun olacağı istendiği için başvurularımızı yaptık. Yoksa bizim siyasi hedefimiz; bir yere başvuru yapıp ya ben şu pozisyonu istiyorum ya da başvuru yapmayıp ben başka bir pozisyon istiyorum demeye uygun değildir, sonuçta siyaset bir ekip işidir ve ekibin lideri olan da ekipteki insanlardan nasıl, ne şekilde istifade edeceğine karar verir, bundan daha doğal bir yol olmaz.”
Parlamentonun önemi
AK Parti’nin İstanbul 1. Bölge 1. Sıra adayı olan Bakan Berat Albayrak, “AK Parti güçlü bir başkan adayı yanında güçlü bir Meclis için de tarihi bir liste ortaya koydu” dedi. Albayrak güven, istikrar, yerli ve millilik konularının seçimde belirleyici olacağını ifade etti
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, AK Parti’nin milletvekili aday listelerinde İstanbul 1. Bölge’den 1. Sıra’da yer aldı. Albayrak, gazetecilerin Ankara temsilcilerine listeleri ve seçim sürecini değerlendirirken, seçime çok güçlü hazırlandıklarını vurguladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkan adaylığının yanında güçlü bir Meclis tablosu oluşması için tarihi bir liste hazırlandığını ifade eden Albayrak, listedeki yeriyle ilgili “Büyük vebal ve sorumluluk” dedi. “Belirleyici unsur, Türkiye’de 16 yıldır olduğu gibi güven ve istikrar. Son yıllarda bunun yanına yerli ve milli duruş da eklendi. Yani Türkiye’nin son 3 yılda yaşadıkları travmatik tecrübeler, olağan tarihinde yaşamadığı bu tecrübeler yerli ve milli duruş söylemini de ortaya çıkardı” diyen Albayrak, bu duruşu en doğru sergileyenin AK Parti olduğunu dile getirdi. Albayrak, “Milli kelimesinden alerjisi olan siyasi gruplar bile milli kelimesini kullanmaya başladılar” dedi. Albayrak özetle şunları söyledi:
‘En güçlü listeler’
“Bir kez daha ortaya çıktı ki Türkiye’nin ana partisi, amiral partisi AK Parti, Türk siyasetinin girdiği bu yeni dönemde en güçlü listeleri ortaya koyan tek parti oldu. ‘Parlamenter sistem bitiyor’, ‘Türkiye’de siyaset bitiyor’ sözlerinin tam tersine AK Parti güçlü bir başkan adayı yanında güçlü bir Meclis için de tarihi bir liste ortaya koydu. Bunun tabii iki tane önemli noktası var. Birincisi şu: AK Parti’nin hem yürütme icraat hem de yasama olarak ne kadar etkin bir strateji güdeceğinin açık bir resmi. Listede Bakanlar Kurulu, Başbakan dahil herkes var. Bu şu demek: AK Parti 24 Haziran için en güçlü şekilde hazırlanıyor.”
60-70 kadın vekil
“Ama bir başka boyutu da var, ben o tarafının çok daha önemli olduğunu düşünüyorum. Kadın temsili açısından, 126 kadın adayın, en az 60’ı 70’i seçilecek yerlerde. En yakın muhalefet partisi işte CHP diyorlar, herhalde 20’yi bile bulmaz. Gençlere bakıyorsunuz, 25 yaş altı 57 aday var. Genel Başkanımız bu stratejik vizyonla ilklerin partisi olduğumuzu ortaya koydu. Böyle bir listede olmak bir şeref. İstanbul birinci bölge, birinci sıraya konulmak bizim için çok büyük vebal ve sorumluluk. AK Parti bulunduğu, girdiği her yarışta ve platformda en iddialı şekilde hazırlanır. Nasıl başkanlık noktasında Türkiye’de Cumhurbaşkanımız ne kadar iddialı ve güçlü bir adaysa, genel seçimler için de, aday listeleri ne kadar güçlü bir parlamento hedeflendiğinin göstergesi. AK Parti şeksiz şüphesiz, en ufak tereddütsüz, en güçlü şekliyle tıkır tıkır hedeflerine yürüyor.”