DAVETİYE

3 Eylül 2018

BEŞİKTAŞ’IN bu sezonki maçlarında göze çarpan en büyük sorun çok geniş alanda oynaması. Saha sanki olduğundan daha büyük görünüyor. Alan daraltılmayınca hem top ayağındayken yardımlaşma ve pas trafiğinde soru yaşanıyor hem de top rakibe geçince nitelikli bir baskı oluşmuyor.

TOP Beşiktaş’ın ayağındayken bir diğer sorun: herkes çok statik ve ayağına top istiyor. Savunma arasına ve arkasına koşu yok. Bu da rakibin işini kolaylaştırıyor. Tüm Beşiktaşlı oyuncular markaj altında topla buluşuyor. Saha içinde ciddi kopukluklar var.

İLK yarıda bırakın pozisyonu tek bir gol girişimi dahi yoktu. Hücumla orta alan arasında bağlantı bu kadar kopukken bu problemi çözmesi için transfer edilen Llajic de yedek kulübesinde.

LLAJIC YERİNE NECİP

İLK 45 dakika fiziksel olarak dirençli gözüken Bursaspor’un 2’nci devre direncinin düştüğünü gördük. 2’nci yarıda Oğuzhan ilk kez demarke ve yüzü kaleye dönük şekilde topla buluştu, savunma arkasına ilk kez Babel ile bir koşu geldi ve Beşiktaş golü buldu. Oğuzhan ensesinde rakip varken bocalıyor. Ancak 2’nci yarı kalitesini sahaya yansıtacak alanı ve zamanı buldu. Bu bile fark yaratmaya yetti. Herkes Llajic değişikliği bekliyordu. Fakat Şenol Hoca Bursaspor oyundan düşmüşken topu daha fazla önde tutmayı düşünmek yerine skoru koruma duygusuyla Necip’i oyuna soktu. Maalesef hep aynı takıntıların faturası skorlara yansıyor.

Devamını Oku

Gruplara dev adım

24 Ağustos 2018

BEŞİKTAŞ, 7 günde 3. deplasman maçını oynadı. Linz-Erzurum-Belgrad.. Kolay bir hadise değil. Eksikleri de göz önünde bulundurursak dünkü karşılaşmada özellikle 2. yarıda temponun düşük kalması son derece normal. İstanbul’daki rövanşa avantajı taşıyabilecek skor odaklı bir oyun bu koşullarda fazlasıyla yeterliydi.

FAKAT her şeyden önce Lizn ve Erzurum maçlarına oranla Beşiktaş’ın Partizan karşısında daha organize ve yüksek konsantrasyonla oynadığını gördük. Takım mesafesi ve saha içi yardımlaşma son 2 maça oranla daha iyiydi. Tecrübeli oyuncular Quaresma ve Adriano’nun devreye girmesi, Vida ve Pepe’nin dikkatli oyunu, Necip ve Tolgay’ın çalışkanlığı, Medel’in ustalığı Beşiktaş’a istediğini almak için yeterli oldu. Caner de fizik olarak her geçen gün daha iyiye gidiyor.

İKİ takım arasında ciddi bir kalite farkı var. Partizan’da Zoran Tosic’in yokluğu ve Jankovic’in sakatlanıp çıkması da işimizi kolaylaştırdı. Beşiktaş, bu kadar yorgun ve eksik olmasına rağmen dün gece avantajlı skoru elde etti ve gruplara kalma yolunda ciddi bir avantaj kazandı.

MAÇIN ADAMI Q7

GELECEK hafta İstanbul’da oynanacak rövanşta Alvaro Negredo’nun da takıma katılacak olması tabii ki önemli bir artı. Çünkü dün gece tüm iyi niyetine rağmen Larin’in yetersiz kaldığını bir kez daha gördük.

BEŞİKTAŞ, uluslararası tecrübeye sahip isimleriyle dün çok da sıkmadan oyunu dengede tutmayı başardı. Teknik direktör Şenol Güneş, karşılaşmanın ikinci yarısında takım dinamizmini arttırmak için yaptığı değişiklerle Gökhan Töre ve Güven’i oyuna soktu. K

KARŞILAŞMANIN adamı ise Ricardo Quaresma’ydı. Portekizli yıldız, Tolgay Arslan’ın attığı golde kafasına çarptırdı dersek sanıyorum ki Tolgay’a haksızlık yapmış olmayız.

Devamını Oku

Cocu inanmamış ki

15 Ağustos 2018

F.BAHÇE, 1-0 kaybettiği ilk maçın rövanşında daha kararlı ve agresif bir başlangıç yapmalıydı. Ev sahibi olduğunu, tura inandığını gösterecek bir başlangıç Benfica’yı da endişelendirebilirdi. Ancak son derece pasif oynanan ilk bölümde Benfica daha etkiliydi.

F.BAHÇE, bu kadroyla pas oyunu oynayamaz. Bu da bir realite. Cocu geçen yıldan farklı olarak daha hızlı ve direkt oynayan bir takım yaratmaya çalışıyor. Fakat bu da pas hatalarını arttırıyor. Santrforsuz oyun deplasman maçı için belki bir çözüm olabilir ancak iç sahada mutlak kazanılması gereken oyunda en uçta Alper ile başlamak şaşırtıcıydı. Alper golü atsa da topu rakip ceza sahasına sokmak veya rakibi kendi sahasına hapsetmek bu kadroyla mümkün değildi. Çünkü önde top tutabilen sadece Ayew vardı.

ABARTILI SAYGI!

COCU, ilk maçta da dün gece de Benfica’ya abartılı saygı duydu. Halbuki bu takım geçen sezon Şampiyonlar Ligi grubunda 1 puan dahi alamamıştı. Dün de gördük ki elenmeyecek bir ekip değil.

HOLLANDALI teknik adam başta alması gereken riski ise 65’inci dakikadan sonra aldı. Cocu bu tura Fenerbahçe taraftarı kadar inanmış olsa bu tur geçilebilirdi. İlk maçta sadece savunmayı düşündü, rövanşta riskten uzak bir planla maça başladı.

DÜN forvet yokluğunda en ileri uçta forma şansı bulan Alper Potuk çok çalıştı, bununla birlikte bir de gol buldu. Hasan Ali de iyiydi. Sorumluluk almasını beklediğimiz Ayew, Valbuena ve Giuliano ise adeta sahada yoktu.

Devamını Oku

Takviyeye ihtiyaç var

9 Ağustos 2018

BEŞİKTAŞ, Linz’den çok daha kaliteli bir kadroya sahip ancak dün ritm ve tempo olarak istenilen seviyenin altındaydı. Büyük ölçüde oyunun kontrolü siyah-beyazlı ekibimizde olsa da üretkenlik yetersizdi. Larin, çalışkan ancak ağır bir futbolcu ve pas oyununda yok. Bu yüzden orta alan ile forvet arasında ciddi kopukluklar yaşandı.

HENÜZ sezon başı olması Beşiktaş’ın temposunun düşük olmasının izahı olabilir ancak taraftar her ne kadar sempati duysa da Larin bu seviyede kaliteyi yukarıya çekecek bir santrfor değil. Belki zamanla istenilen düzeye çıkacak ancak an itibarı ile yeterli olduğunu söylemek çok güç.

MEDEL&TOLGAY...

DÜN Medel ve Tolgay’ı beğendim. Fizik olarak iyi durumdalar. Necip, Pepe ve Gökhan da hazır. Oğuzhan yorulana kadar etkili işler yaptı. Babel gole en yakın isimdi ve işini yaptı. Dünkü 11’de duran toplar dışında Babel dışında skora yakın isim olmaması Beşiktaş’ın en büyük eksiğiydi. Bu kadronun takviyeye ihtiyacı var. Aksi takdirde ligde gol yollarında sorun yaşanır.

LASK Linz disiplinli oynayan fakat düz oyunculardan kurulu bir ekip. Kendi evlerinde daha agresif ve güvenli oynayacaklardır. Ligleri başladığı için fizik olarak 1 seviye üstteydiler.Dün gece Beşiktaş en az 2-0 ile bu yolu yarılamalıydı. Bence Şenol hoca forvet bölgesinde Love ve Negredo’yu daha erken sahaya sürmüş olsa 2’nci gole ulaşma şansı daha yüksek olurdu.

AVUSTURYA’DAKİ maç kuşkusuz daha zor olacak ancak atılacak 1 gol Beşiktaş’a turu getirecektir.

VODAFONE Park’ın güzelim zemini ne yazık ki mahvolmuş. Shakira konseri maddi olarak ne kazandırdı bilemiyorum ama Türkiye’nin en güzel zemini umarım Beşiktaş’a kayıplar getirmez.

Devamını Oku

Kötü sonuç değil

8 Ağustos 2018

F.BAHÇE ilk yarı mükemmel bir deplasman oyunu sergiledi. Luz Stadı’nda Benfica karşısında bu kadar olgun ve sahayı iyi parselleyen bir F.Bahçe inanın ben de beklemiyordum. Cocu, rakibi iyi analiz etmiş ve top Benfica’dayken çok disiplinli ve dirençli bir F.Bahçe izledik. Rakibe hemen hemen hiç şans vermediler. Kolay değil bu kadar erken bir süreçte Benfica gibi güçlü bir takıma karşı oynamak.

F.BAHÇE kanatları iyi kapattı ve orta alanda iyi yardımlaştı. Hem mental hem fiziksel hem de taktiksel açıdan ilk yarıda harika bir F.Bahçe izledik. Zaman zaman yapılan basit top kayıpları dışında özellikle top Benfica’nın ayağındayken F.Bahçe’yi çok beğendim. Duran toplardaki alan paylaşımı da üst düzeydeydi. Cocu yetenekli bir teknik adam ve belli ki takımı iyi çalıştırıyor.

MAÇA 4-6-0 düzeniyle başlayan temsilcimiz 2. yarıda baskı yedi. Cocu, baktı olmuyor savunmada aksamaya başlayan Valbuena’yı çıkartıp Mehmet Ekici’yi sahaya sürdü. Hiç hücum yapamamak özellikle 2. devrenin ortalarında ciddi bir sorun olarak karşımıza çıktı. Sadece direnmeye başladık. Gol geliyorum dedi ve hiç hücum yapamayan F.Bahçe gole davetiye çıkardı. 1-0 Kadıköy için bu oyunla kötü sonuç değil. Ancak F.Bahçe agresif olduğu kadar dikkatli olmak zorunda.

DIRAR yerine Ayew, Alper yerine de üst düzey bir santrforla, F.Bahçe Cocu yönetiminde doğru yola girer.

Devamını Oku

Fransa 2.5 orta sahayla kazandı

16 Temmuz 2018

FUTBOLUN ne getireceği bilinmez. Dün Fransa düşündüklerini hiç yapamadığı bir ilk yarı oynadı. Öyle ki Hırvatistan kalesine attığı tek şut Griezmann’ın penaltısıydı. Ancak yine de devreyi 2-1 önde kapattı. Hücumda bu kadar yetersiz görünüp de 2 gol bulmak adeta bir piyangoydu Fransızlar için. Bu seviyelerde geriden gelip kazanmak çok zordur. Özellikle de Fransa gibi iyi savunma yapan ve emniyetli oynayan bir takım karşısında...

TURNUVA boyunca yüksek bir hücum zenginliği ile oynamasa da atakları sonuçlandırmada son derece efektif bir Fransa gördük. Bu durum dün de devam etti. Hırvatistan’ın topa daha fazla sahip olan taraf olması doğal idi. Ancak kalabalık ve alan bırakmayan savunma karşısında pozisyon üretmekte güçlük çektiler.

‘POGBA’NIN GOLÜ...’

POGBA’NIN golü Hırvatistan’ı çok olumsuz etkiledi. Psikolojik olarak bir çöküş yaşayan Hırvatlar, kalesinde 4’üncü golü gördü ve maçtan tamamen koptu. Lloris’in anlamsız hediyesi ile tekrar ortak olsalar da 2 farktan dönmek bir mucizeyi gerektiriyordu. Deschamps, orta saha oyuncularınızdan 2’sini değiştirip son bölüme takımını daha diri soktu. Özellikle Umtiti ve Varane’ın iyi oyunları ile da savunmada sağlam kaldılar.

BU Dünya Kupası savunma güvenliği ve duran top golleriyle öne çıktı. Fransa birbirini tamamlayan, takım halinde topun arkasında kalıp rakiplere alan bırakmadan sahayı parselleyen ve orta alandan rakip ceza alanına Griezmann ve Mbappe ile direkt gitmeyi düşünen bir ekip görüntüsündeydi. Savunmacı bekler ve 2.5 defansif orta sahayla da bir savunma takımı olarak Dünya Kupası’nı kazanmayı başardılar.

ATLETİK ve genç bir takımı bu başarıya taşıyan en önemli faktörlerden biri de Deschamps’ın savunma güvenliğinden hiç vazgeçmeyen anlayışıydı. Oyun olarak dengeli görünen ancak 5 isabetli şutta 4 gol bulan Fransa, son 48 yılın en farklı finaline imza attı.

Devamını Oku

Hırvatlar çok hak etti

12 Temmuz 2018

İNGİLTERE erken golü buldu ancak 3’lü savunma oynamanın getirdiği temel sorunları maç boyunca yaşadı. 3’lü savunmada rakip topa sahip olup sizin yarı sahanıza yerleştiği zaman çıkmakta zorlanırsınız. Çünkü bu durumda 3’lü savunma 5’liye döner. İngiltere de Hırvatistan karşısında çıkmakta çok zorlandı.

HIRVATLAR maç boyunca topa daha fazla sahip olan ve oyunun kontrolünü elinde tutan taraftı. Çünkü İngiltere, dinamik-atletik ve genç bir ekip olmasına rağmen orta alanda bir Modric ve Rakitic klasında ustalara sahip değildi.

‘MODRIC EN İYİSİ’

MODRIC, Dünya Kupası’nın en iyi oyun kurucusu. Hatta en iyi oyuncusu. Dün de Modric fark yarattı. Hırvatlar oyun anlamında çok üstündü. Ancak İngilizler fiziksel ve mental olarak çok diri bir ekip ve dün de istedikleri oyunu ortaya koyamasalar da ayakta kalmaya başardılar. Sadece duran toptan gol atan ve koşan-savaşan-basan bir takım görüntüsü İngiltere’nin eleştirilecek tarafı. Dün de futbola Trippier’ın frikiği dışında futbola güzellik katamadılar.

HIRVATİSTAN baskısını ısrarını ve oyun anlayışını maç boyunca korudu. Futbol oynamayı düşünen, oynayan ve rakip ceza alanına giden taraf Hırvatistan’dı…

TEKNİK kapasiteleri daha yüksek idi ve dün maçın başında geriye düşmelerine rağmen hak ettikleri bir galibiyet elde ettiler. İngiltere duran toplar olmasa puan alamadan eve dönecek bir takımdı ve dün de bunun acısını yaşadılar.

NETİCE itibarı ile iyi olan, hak eden, futbol oynayan kazandı.

Devamını Oku