Diyabet Kongresi’nden notlar

22 Eylül 2017

Günde 2,5 gram ekstra tuz yani 1 gram ekstra sodyum -Tip 2 diyabet riskini yüzde 43 artırıyor. Otoimmun Diyabet riski ise yüzde 73 artıyor.

Ailesinde diyabetli biri olmayan var mı? Diyabet çağın hastalığı; obesite arttıkça diyabet de artıyor. Hepimizin diyabetin ne olduğunu bilmemiz, bu konudaki araştırmalara kulak vermemiz , kendimizi korumamız gerekiyor. Çünkü bir kez diyabet tanısı konduktan sonra artık dönüş yok! Ömür boyu diyabetlisiniz. Sürekli denetimde olmak zorundasınız. Portekiz’in başkenti Lizbon’da yapılan Avrupa Diyabet Kongresi yeni bitti. Bu kongrede sunulan çalışmalar ilginç, işte sizin için seçtiğim bazı başlıklar:

Fazla tuz diyabete zemin hazırlıyor

İsveç Karolinska Enstitüsü’nden araştırmacılar aşırı sodyum alımının hem Tip 2 Diyabet, hem de erişkinlerde görülen gizli otoimmun diyabet riskini artırabileceğini belirlediler. Mineral tuzun bileşenlerinden. Sodyum mineralinin vücudumuza ana giriş kaynağı da yiyeceklerle aldığımız tuz. Tuzun yüzde 40’ı sodyum. Bu tükettiğimiz her 2,5 gram tuzun 1 gramından sodyum alıyoruz anlamına geliyor. Daha önceki araştırmalar aşırı tuz tüketiminin zaten Tip 2 diyabet (erişkinlerde görülen şeker hastalığı) riskini artırabileceğini öngörüyordu. Aşırı sodyumun insulin direncine, yüksek tansiyon ve kiloya yol açabileceği düşünülüyordu. Otoimmun diyabet (LADA) Tip 1 diyabetin bir şekli. Bu diyabet şeklinde pankreasta insulin üreten hücreler vücudun kendi bağışıklık mekanizması tarafından yok ediliyor. Ancak Tip 1 diyabetin aksine çok yavaş gelişiyor. Bazen ortaya çıkması yıllar alıyor. Erişkin yaşta, geç tanı konduğu için bazen yanlışlıkla Tip 2 diyabet tanısı da konabiliyor.

Araştırmacıların belirlediği risk yüzdesi artışları da durumu çok net ortaya koyuyor: Günde 2,5 gram ekstra tuz yani 1 gram ekstra sodyum -Tip 2 diyabet riskini yüzde 43 artırıyor. Otoimmun Diyabet riski ise yüzde 73 artıyor. Bu çarpıcı araştırma diyabetin önlenmesi ve tedavisi yönünde kullanılabilir!

Günde 6 öğün yemek 3 öğün yemekten daha iyi

Diyabeti olan şişman hastalarda günde 6 öğün yemenin 3 öğün yemeye göre kan şekeri kontrolünü daha iyi sağladığı belirlendi. Araştırmayı yapan Atina Ziraat Fakültesi Gıda Bilimi ve Beslenme Bölümü’nden Dr. Emilia Papakonstantinou ve Atina Tıp Fakültesi. Araştırmacılar toplam alınan kaloriyi sabit tutmuşlar, ancak bunu 3 ve 6’ya bölerek kan şekeri üzerindeki etkisine bakmışlar. Aynı kalorideki yiyeceği günde 6 öğün yiyenlerde kan şekeri konrolünün çok daha iyi sağlandığı belirlenmiş. Ayrıca günde 3 öğün yiyenlere göre daha az açlık hissetmişler ve yemeğe oturduklarında da yeme istekleri daha düşük olmuş. Araştırmacılar diyor ki: 24 haftalık araştırmamız günde 3 öğün yerine 6 öğün yiyenlerde aynı kaloriyi almalarına rağmen kan şekeri kontrolünün daha iyi sağlandığını, açlık hissinin azaldığını ortaya koydu. Bu yöntem başarısız diyet denemeleri yapanlar için de kullanılabilir.

Devamını Oku

Şimdi ayva mevsimi

16 Eylül 2017

Hazır tam ayva mevisimiyken, en güzeli de bizde yetişiyorken gelin ayva nelere kadirmiş, bakalım..

Güzelim ülkemizin güzelim ayvaları… İngiltere’de kokusunu, ağızdaki buruk tadını, lezzetli marmelatını en çok özlediğim meyve. Bahçemize de ektim, ancak çok nazlı bir meyve; 5 yıl sonra ilk meyvesini verecek! Hazır tam ayva mevisimiyken, en güzeli de bizde yetişiyorken tadını çıkartın. Gelin bu hafta şu ayva nelere kadirmiş, bakalım..

Kısa kısa Ayva...

- Ayva gülgiller familyasından. Elma ve armut ile akraba.
- Anavatanı Güneydoğu Asya, Türkiye, Ermenistan, Gürcistan ve İran.
- Türkiye dünyada en çok ayva üreten ülke. (2012 verisi) ardından Çin, Özbekistan, Fas ve İran geliyor.
- Yüzyıllarca güzelim pembe çiçekleri nedeniyle süs bitkisi olarak da kullanılmış.
- Avrupa’daki adı 14. yüzyılda verilmiş. Girit’de bulunan antik bir şehir olan Kydonia’dan geliyor. Latince ‘Kydonia elması’, İngilizce ‘Quince’e dönüşmüş. İngiltere’de yetişiyor ancak çok tüketilen, tadı herkes tarafından bilinen bir meyve değil. İngilizler daha çok bunu İspanyollardan ‘ayva peyniri ‘şeklinde ithal ediyorlar. Normal peynirlerinin eşlikçisi olarak yemeyi seviyorlar. Ayva peyniri ayva rendesinin şekerle pişirilip sıkıştırılmış, sert, peynir gibi kesilen hali.
- Portekizce marmelo ayva demek. Marmelat sözcüğü de ayvadan geliyor.
- Balkan ülkelerinde ayva rakısı ünlü.
- Balkan ülkelerinde bir bebek doğduğunda hemen bir ayva ağacı dikiliyor.
Ayvanın besin değeri
- 100 gramında 57 kalori var. - 1,9 gram lif içeriyor; çok yüksek değil. Örneğin; akrabası armut 100 gramında yaklaşık 3.1 gram içeriyor. - B grubu vitaminler var; ancak çok yüksek oranda değil. B grubu vitaminler sinir sistemimizin sağlıklı çalışması ve enerji üretimi için gerekli. - C vitamini öne çıkıyor. - İçerdiği mineraller; kalsiyum, demir, magnezyum, fosfor, potasyum. Hiçbiri yüksek değil. - Pektin oranı yüksek; bu yüzden reçel marmelat yapımında çok tercih ediliyor. Elma gibi meyvelerin marmelatı yapılırken kolay katılaşması için içine ayva katabilirsiniz. Ülsere iyi geliyor Dünyanın en çok ayva üreten ülkelerinden biri olan İran’da ayva üzerine yapılmış pek çok araştırma var. Ayva İran’da geleneksel olarak sindirim sistemi toniği, ishale karşı, yangı önleyici, ülseri iyileştirici, rahim ve hemoroid kanamalarına karşı, bulantı önleyici olarak kullanılmış. Bazı farmakolojik çalışamalarda mikroplara karşı etkili olduğu ve antioxidatif etksii olduğu da gösterilmiş. Ülseratif kolite hastalığına karşı etkisi gösterilmiş bu çalışmada. İsfahan Üniversitesi Eczacılık Bölümü’nde 2012’de yapılan bir araştırmaya göre ayva kalın bağırsak hastalığı olan ülseratif kolite iyi geliyor. Yaptıkları araştırmada ayva suyunun (kabuğuyla birlikte meyve) ve extresinin kalın bağırsak ülserleri ve yangılarına karşı iyi geldiğini göstermişler. Böylece İranlılar yüzyıllarca geleneksel olarak kullandukları yöntemi bilimsel olarak da kanıtlamışlar. Araştırma ekibi ayvanın içindeki pektin ve fenolik bileşenlerin yanısıra pek çok aktif maddenin de sinerjiyle bu iyi etkiyi yarattığını düşünüyor.

Devamını Oku

Yeni sağlık modası: Yüksek titreşimli yiyecekler

2 Eylül 2017

Dalından kopararak yiyeceğiniz bir meyve-sebze size hazır gıdalardan daha çok enerji ve mutluluk veriyor.

Atlantik’in iki yakasında da yeni bir yeme modası hızla yayılıyor: Adı: ‘Yüksek Titreşimli Yiyecekler’. Hem ABD, hem Avrupa artık meyve - sebze suyu, spiral doğrama, çiğ beslenme yöntemlerinden sıkılmıştı. Çareyi ‘yüksek tireşim‘ yönteminde bulmuşa benziyorlar. Wellness endüstrisi tamamen bu alana yoğunlaşmış durumda. Ardarda yüksek titreşimli yiyecekler sunan restoranlar açılıyor. Yüksek titreşimli yemek nedir?

Bu yöntemde temiz yeme-yaşama konsepti birleştirilmiş. Yaşamımızın canlılığını yiyecekler yoluyla artırmak ana amaç. Yiyecekleri besin değerine göre değil, enerjilerine göre değerlendiriyorlar. Yani temiz yeme trendinin farkındalıkla dansı.Dalından yediğiniz meyve-sebze size aldığınız hazır gıdadan çok daha fazla enerji ve mutluluk getirecektir.

Yöntemin öncülerinin savları

İyileştiriyor: Kendimizi yüksek titreşimde tutmak pozitif enerji yaratıyor ve iyileşmeyi kolaylaştırıyor. Bizi her düzeyde daha da güzelleştiriyor. Bu iyileştirici enerji bizi fiziksel olarak da güçlendiriyor, mutlu ediyor. Vücudumuzdaki sistemler sağlıklıyken yüksek titreşimleri var. Hastalandığımızda titreşimlerimiz azalıyor.

Hayat kolaylaşıyor: Vücudunuzda yüksek titreşim yaratmak hayatınızı çok daha eğlenceli ve kolay hale getiriyor.

Çekiciliğiniz artıyor: Yüksek titreşimli kişiler daha çekici. Hepimiz yüksek titreşimi olan insanlara daha çok eğilim gösteriyor, etraflarında olmak istiyoruz. Yüksek titreşim sizin daha iradeli olmanızı sağlıyor.

Devamını Oku

Süperstar yiyecekler

19 Ağustos 2017

Süperstar yiyecekler, fitokimyasal adı verilen antioksidan ve yangı önleyici etkileri olan besinleri diğer yiyeceklere çok daha bol içeriyorlar. Bağışıklık mekanizmanızı güçlendirmek için süperstar yiyecekleri diyetinizde daha çok yer vermeye çalışın.

Sağlıklı beslenmenin yollarından biri de süperstar yiyecekleri beslenme biçiminize dahil etmeniz. Yiyeceklerdeki besinlerin sinerjik etkisi var; yani birbirlerinin etkisini, yararını artırıyorlar. Bazı yiyecekler neden mi süperstar? Çünkü süperstar yiyecekler fitokimyasal adı verilen antioksidan ve yangı önleyici etkileri olan besinleri diğer yiyeceklere çok daha bol içeriyorlar. Bağışıklık mekanizmanızı güçlendirmek için süperstar yiyeceklere diyetinizde daha çok yer vermeye çalışın.

Soğan-Antioksidan deposu

Soğan zarar görmüş hücreleri onaran kuersetin adlı antioksidandan çok zengin. İyi kolesterolü artırıyor. Yüksek tansiyonu düşürüyor. Kanı inceltiyor; böylece damar tıkanıklığının önüne geçiyor.

Sarımsak-Antibiyotik gibi

Kandaki beyaz hücrelerin (lökosit) artmasını salıyor; böylece mikroplara karşı vücudun savaş yeteneğini artırıyor. Zararlı bakteri, maya ve mantarların gelişimini engellediği saptanmış durumda. Taze sarımsak her zaman en iyi seçenek, adeta antibiyotik gibi. Hem taze, hem kurutulmuş sarımsağın yüksek tansiyonu düşürdüğü saptanmış. Her gün 1-2 diş sarımsak tüketmeye çalışın.

Kinoa-Türk damak tadına uygun

Kinoa tahıl grubunda bir yiyecek, bir bitkinin tohumu. Avrupa’da yıllardır iyi beslenme meraklılarının gözdesi. Görüntüsü kısırlık bulgur gibi. Çok kolay pişiyor ve tadı güzel, bizim damak tadımıza uygun. Komple protein içeriyor; yani kinoa yediğinizde et yemiş gibi oluyorsunuz. İçinde bol protein, az karbonhidrat, iyi yağlar, lizin adlı aminoasit, B grubu vitaminler, potasyum, bakır, çinko, magnezyum bulunuyor. Hepsi sinerjik etkiyle vücut sağlığımıza katkıda bulunuyorlar.

Devamını Oku

Hem şişman hem fit olunabilir mi?

11 Ağustos 2017

İngiltere’de yapılan araştırma ”Bir insan hem şişman, hem de fit olabilir mi?” sorusunun yanıtını arayıp kilolu bireyleri büyüteç altına almış.

Bir insan hem şişman, hem de fit olabilir mi? Yeni bir araştırmaya göre hayır! Şişmansınız, ama genelde görülen hastalık belirtilerini göstermiyorsunuz. Yani kalp hastalığı, şeker hastalığı, yüksek kolesterol gibi sorunlarınız yok. Ancak bu sizin ileride hiçbir sorun yaşamayacağınız anlamına gelmiyor.

İngiltere’de yapılan araştırmada 1995-2015 arasındaki süreçte 3,5 milyon insanın hastane kayıtları incelenmiş. Araştırmanın başında şişman insanları büyüteç altına almışlar. Bu kişilerde başlangıçta kolesterol, kalp, şeker gibi sorunlar yokmuş.

Şişmanların kalp riski katlanıyor

Şişman kişinin normale göre ilerki yıllarda kalp hastalığı riskinin yüzde 50, beyin damarlarıyla ilgili sorunlarının yüzde 7 arttığı, kalp yetmezliği riskinin ise ikiye katlandığı saptanmış. Aynı zamanda metabolik sorunlar arttıkça kalp-damar hastalığı riskinin de arttığı görülmüş. Londra Kraliyet Koleji Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nden Prof. Thomas Sanders araştırma sonuçları hakkında bakın ne diyor:

“Öncelikle fitness danışmanlarının kişiye özel gerçekçi hedefler koyması gerekli. Birçok kişinin yeme şekillerini değiştirme ve egzersiz konusunda ciddi yardıma ihtiyacı var.”

Yağı nerede depoluyoruz?

Yağı nereye depoladığınız çok önemli. Karın bölgesinde toplanan yağlar vücudun diğer tarafında toplanan yağlardan daha tehlikeli. Yaşlanma riski artıran önemli bir faktör evet, ancak sigara içmek, alkol gibi diğer risk artırıcı etkenler de var.

Devamını Oku

Güzelliğimi 8 saat uykuya borçluyum

5 Ağustos 2017

Sophia Loren’ “Uykudur beni güzelleştiren” diyorsa doğrudur, izinden yürümek lazım!

Bu sözler ünlü İtalyan yıldız Sophia Loren’e ait. 82 yaşında ve hala çok güzel Sophia…. Sinemanın gelmiş geçmiş en “hayvani güzeli.” “Uykudur beni güzelleştiren” diyorsa doğrudur, izinden yürümek lazım!

Uykusuzluk o günkü ruh halimizi, işteki performansımızı ve sağlığımızı etkileyebiliyor. Erişkinlerin gecede 7-8 saatlik uykuya ihtiyacı var. Ancak araştırmalar çoğumuzun uykumuzu tam alamadığımızı gösteriyor.

Güzellik uykusu işe yarıyor

Güzellik uykusunun gerçekten işe yaradığını araştırmalar da doğruluyor. Biliminsanları uykusunu yeterli almayanların diğerlerine daha az çekici geldiğini göstermiş durumdalar. Uyku araştırmaları birkaç gece üst üste iyi uyumamanın bir insanı diğerlerinin gözünde ‘çirkinleştirebileceğini’ gösteriyor. Mor halkalı ‘panda’ gözler ve şişmiş göz kapakları bizimle sosyalleşmelerini engelleyebiliyor. Yorgun görünümlü insanlar diğerleri tarafından daha az sağlıklı olarak nitelendiriliyor.

Uykunuzu alabiliyor musunuz?

Uyku üzerine yeni araştırmalardan biri İsveç’te yapılmış. Araştırmacılar gönüllü 25 üniversite öğrencisini ele almışlar. Bu gönüllü kız - erkek deneklere birer ölçüm kiti verilmiş ve evlerine yollanmışlar. Bu kitler gece boyunca hareketlerini, uyku ve uyanıklık durumlarını ölçmüş. Ardışık iki gece çok iyi uyumaları söylenmiş. Bir hafta sonra ise ardışık iki gece boyunca uykularını kısıtlamaları; sadece dört saat uyumaları istenmiş. Deneklerin deney öncesi ve sonrasında makyajsız fotoğrafları çekilmiş. Sonra bu fotoğraflar İsveç’in başkenti Stockholm sokaklarında yüzden fazla kişiye gösterilmiş. Fotolardaki kişileri çekicilik, sağlıklı görünüm, güven vericilik açısından değerlendirmeleri istenmiş. Ayrıca şu soru da sorulmuş: ‘Fotoğraftaki kişiyle arkadaş olmayı ne kadar istersiniz?’

Devamını Oku