Estetik dünyasında son gelişmeler

10 Şubat 2018

Dünyadan 8 bin doktorun katıldığı Paris Estetik Tıp Kongresi’nin ana teması 20 yıl sonra 20 yaş genç olmaktı. Estetik dünyasının yeni hedefi herkesi 20 yaş daha gençleştirmek.

Bu yıl 20’ncisi yapılan Paris Estetik Tıp Kongresi geçtiğimiz tüm diğer yıllardan daha şaşırtıcı ve büyüktü. 2000 yılında katıldığım kongre henüz yepyeni bir kongreydi ve medikal estetik adına botoks mucizesinden pek başka bir şey de yoktu. Oysa bu yıl dünyanın her yerinden gelen

8 bin doktor, estetik tıp üzerine konuştuk, yenilikleri paylaştık. Geçen 19 yılda estetik tıpta dev adımlarla ilerlemişiz! Hep söylüyorum bu zaman diliminde yaşadığımız için çok şanslıyız..

20 yıl sonra 20 yaş genç olmak

Kongrenin ana teması “20 yıl sonra, 20 yaş genç olmak” idi. Aslında etrafımızda artık hep daha genç görünümlü ve genç ruhlu insanlar görüyoruz. Çocukluğumuzun 40’lı orta yaşları bugün birer cadı masalı gibi. Artık 30’lu, 40’lı, 50’li, 60’lı, 70’li hatta 80’li yaşları zaten en az 10’ar yaş genç olarak yaşıyoruz. Fakat bununla sınırlı kalmayacağız artık, kulağa inanması zor gelse de hedef 20 yaş gençlik olarak konulmuş!

Depresyondan çıkmak için botoks uygulamaları

Bir süredir kulağımıza çalınan ancak doğrulatamadığım için söylemekten kaçındığım bir bilgi kongrede gündeme geldi. Endişe ve kaygı içinde olan insanlarda alın daha fazla kırıştırılıyor ve çatılıyor. Alnı kırıştırmak ve çatmak vücuttan salgılanan bir takım kimyasallarla kaygıyı artırıyor ve kaygı artınca daha fazla kırışıklık oluyor. Bir tür kısır döngü. İşte bu kısır döngüyü alnı kırıştırmayı önlediğinizde kırabiliyorsunuz. Depresyonla savaşırken botoks biz doktorların elini güçlendiren bir enstrüman olabilir. Elbette psikolog ve psikiatrların onayı alınarak. Belki birkaç yıl içinde bunu da göreceğiz…

Yeni nesil botulinum toksin

Eski yıllarda botulinum toksin yaptıranlar hatırlayacaklardır. Bundan 20 yıl önce yapılan uygulamalar 6-8 ay etki eder, kası olmasını istediğimiz noktada tutardı. Oysa bu süre son yıllarda etken madde değişmediği halde kısalmaya başladı. Yeni nesil botulinum toksinle ilgili çalışmalar Asya, Avrupa ve Amerika ayağında hızla yürüyor. Çalışmaların başarılı olması hepimizi keyiflendirdi.

Beyazlamayan saçlar

Çalışmaları hala süren ama yakın gelecekte piyasaya sürülmesini beklediğimiz bir başka çalışma ise saç pigmentasyonunu destekleyen bir ürün. Sonuçlar tümüyle başarılı olursa deneme süresi sonrası saçlarımız beyazlamayabilir. Bizim şahsi fikrimiz preperatın sadece saçlar açısından değil uzun dönemli bedensel etkileri açısından da güvenilirlik kazandıktan sonra kullanılması yönünde. Saç dökülmesini durdumayla ilgili ise saç mezoterapisi ve PRP hala en gözde teknikler.

Zayıflama için mezoterapi hala yerini koruyor

Mezoterapi benim de çok severek ve sıklıkla uyguladığım bir tedavi. Ne de olsa uzun yıllar boyunca denenmiş ve başarılı sonuçları olan bir teknik. Mezoterapi demişken yüzü taze, canlı ve dinç tutmak için geliştirilen vitamin, aminoasit ve diğer mezoterapi destek ürünlerinin neredeyse sonu yok. Yani artık isteyenler hem doğal hem güzel olarak yaş alacak.

Vücut şekillendirmede lazer ve dolgu dönemi

Yüz için kullanılan dolgular artık vücut şekillendirmede de kullanılmaya başlanacak. Örneğin göğüs ve kalçaları ameliyatsız olarak büyütmek artık mümkün olacak. Bir başka yenilik de genital bölge estetiği. Laserler ve dolgular özellikle doğum yapmış kadınlar için oldukça faydalı olacak gibi görünüyor.

20 yıl sonra kendimizi robotlara emanet eder miyiz?

İşte tüm kongrede belki de aklımızı en çok kurcalayan soru bu oldu! Robotlar ve yapay zeka ameliyatlarda uzun süredir kullanılıyor. Üstelik pek az hata yaptıkları için başarı oranları neredeyse insanlardan yüksek. Ve yine biliyoruz ki insan gözünün güzellik algısı Altın Oran aslında bir matematiksel formül, Fibonacci dizisini izliyor. Bu durumda robotlar yüzde altın oranı milimetrik olarak uygulayıp, tüm komplikasyonları gözden geçirip kusursuz işlemler yapabilirler. Yine de bize şu anda çok uzak ve ürkütücü geliyor. İnsan olan doktorlar karşısındakini bir organlar bütünü değil, ruhuyla ve zihniyle de değerlendiriyorlar. Evet daha dolgun dudaklar altın orana daha çok uyabilir ama ruhunuza?

Neyse ki bu durumu bol bol düşünebileceğimiz en az bir 20 yıl olduğunu biliyoruz...

8 bin doktor, estetik tıp üzerine konuştuk, yenilikleri paylaştık. Geçen 19 yılda estetik tıpta dev adımlarla ilerlemişiz! Hep söylüyorum bu zaman diliminde yaşadığımız için
çok şanslıyız..

20 yıl sonra 20 yaş genç olmak

Kongrenin ana teması “20 yıl sonra, 20 yaş genç olmak” idi. Aslında etrafımızda artık hep daha genç görünümlü ve genç ruhlu insanlar görüyoruz. Çocukluğumuzun 40’lı orta yaşları bugün birer cadı masalı gibi. Artık 30’lu, 40’lı, 50’li, 60’lı, 70’li hatta 80’li yaşları zaten en az 10’ar yaş genç olarak yaşıyoruz. Fakat bununla sınırlı kalmayacağız artık, kulağa inanması zor gelse de hedef

Devamını Oku

Yeni yılda pırıl pırıl hafıza

6 Ocak 2018

Stres düzeyiniz yükseldikçe anı düşünmek ve ona konsantre olmakta zorlanırsınız. Anı yaşayabiliyor musunuz? Zor dediğinizi duyar gibiyiz! Anda kalmayı başarırsanız, geçmişin ve geleceğin yükünden, stresinden arınırsınız. Büyük olasılıkla geçmişte yaptıklarınızın bedelini ödediniz ve gelecek henüz gelmedi. Böyle yaşayınca yüklerinizden arınıp daha çok gençleşirsiniz.İnsanların üzüntü ve kaygılarının nedeni çok büyük bir oranda gelecekte hiç oluşmayacak kötü ihtimaller nedeniyledir. Ana konsantre olma, hafıza çalışmaları yaparak bu davranış şeklini öğrenebilirsiniz. Haydi dönün bu ana ve hafıza çalışmalarıyla gençleşin…

1- Ana konsantrasyon hafıza testi çalışması

Birden itibaren rakamları saymaya başlayın. Bir müddet sonra kendinizi zihniniz dağılmış olarak yakalayacaksınız. En son saydığınız rakamı hatırlamaya çalışın ve not edin. Şimdi tekrar saymaya başlayın. Gittikçe daha yüksek rakamlara ulaştığınızı göreceksiniz.

2- İşitsel hafıza testi çalışması

Bir arkadaşınız size bir kelime söylesin. Sonra siz arkadaşınıza söylediği o kelimeyi söyleyin, hem de bir kelime siz ekleyin. Ardından arkadaşınız bir kelime daha ilave ederek söylesin. Sonra yine sıra sizde. Böylelikle işitsel hafızanızda hatırlama yeteneğinizi geliştirmiş olacaksınız.

3- Görsel hafıza testi çalışması

Bir arkadaşınız boş bir masaya üç adet obje koysun. Siz sadece 1 saniye süreyle buna bakın ve başınızı başka yöne çevirin. Sonra gördüğünüz üç objeyi hatırlamaya çalışın. Ardından bir obje daha koysun, ardından bir tane daha. Böylece görsel hafızanızda hatırlama tekniğinizi geliştirmiş olacaksınız.

Ayrıca hafızanızı korumak için karşınızdaki kişilere bir şeyler öğretin. Öğretmek beyninizin yaşlanmasını önler. Çünkü bir bilgiyi başkalarına açıklarken kendi bildiklerinizi tekrar etmiş olursunuz. Bu da hafızanızı kuvvetlendirir.

Devamını Oku

2018’de sağlıklı yaşam için 10 yeni trend

22 Aralık 2017

1 Bölgesel zayıflama

Sadece zayıflama diyetleri ve egzersizler herkeste işe yaramıyor.Günümüzde en çok gördüğümüz şişmanlık modeli tüm vücudun değil belli bölgelerin yağ oranının fazla olması. Örneğin ince yüz yapısında olan bir kişi normal bir diyet yaptığında göbeğinin, kalçasının yanı sıra yüzü de çok inceliyor ve sağlıkwsız görünüyor. İnatla kilo vermeye çalışan bir kişi karın bölgesinde asıl sağlık sorunlarını oluşturan yağlanmadan kurtulamıyor. Bu sorunları çözen mezoterapinin geçtiğimiz yılların da 2018’in de en trendy akımlarından olması bekleniyor.

2 Aralıklarla oruç
Dinlerin temel ritüellerinden olan orucun sağlık için de önemli olduğu ortaya konulmaya başlandı. Ancak önerilen sağlık oruçları örneğin haftada bir gün akşam 19:00 dan ertesi gün öğlen 12:00’ye kadar sürüyor. Bu sürede su, aşırıya kaçmadan çay-kahve serbest. Bizim önerimiz o günlerde daha hafif
beslenilmesi yönünde.
Aralıklı orucun bir başka versiyonu da haftada 2 gün üst üste 500 kaloriyi aşmayacak şekilde beslenip geri kalan beş günde normal sınırlar içinde beslenmek.
3 Whole 30 diyeti 2017’de çok popülerdi. Whole 30 diyetine göre 30 gün boyunca çok katı bir şekilde kurallara uymak gerekiyor. Temel olarak süt ve tüm süt ürünleri, tüm tahıllar, tüm işlenmiş gıdalar, baklagiller, tüm şeker ve tatlandırıcılar ve alkolden uzak durmalısınız. Serbest olanlar; serbest dolaşan, doğal beslenen hayvanların etleri, balık, deniz ürünleri, organik yumurta, tüm sebze ve meyveler, sağlıklı yağlar, tohumlar, bazı doğal kuruyemişler. Bu süre boyunca sağlıklı minik ödüller de, tartılmak da yok. Ne kadar popüler olsa da dengeli beslenme sunmadığı için sürdürelebilir değil bize göre. Eğer ciddi bir besin duyarlılığınız, rahatsızlığınız varsa bazı besin gruplarını çıkarıp test edebileceğiniz için doktor kontrolünde yapabilirsiniz. 4 Ketojenik diyet Mick Jagger ve Gyyneth Paltrow’un moda haline getirdiği diyet bol miktarda yağ ve bol miktarda protein alımına dayanıyor. Bu diyette karbonhidrata neredeyse yer yok. Tereyağı, zeytinyağı, kuru yemişler, süt ve süt ürünleri, et, avokado, yumurta ve bazı sebzeler serbest. Yasak listesi ise oldukça kabarık: Karbonhidratların neredeyse hepsi, kök sebzeler, taze meyve suları, bal, pekmez vb her tür şeker içeren ürünler… Meyve ise çok az öneriliyor. Bu tip beslenmede amaç vücudun enerji sağlamak için karbonhidrat yerine yağları yakması. Yağlar yakıldıkça keton cisimcikleri kanda ve idrarda görülmeye başlıyor ve nefeste aseton kokusu görülüyor. Zayıflama amacıyla uzun süre yapılması vücutta ciddi asidoza neden olacağından doktor kontrolü olmadan yapmamalısınız. 5 Mikroenjeksiyonla gelen güzellik PRP ,dermapen, yeni nesil dolgular, mezoliftler geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi 2018 de de trendy olacak. Artık yüze sürülen kremlerin cilt bariyerini aşamadığını ve cildin beslenmesinin hem içeriden hem dışarıdan enjeksiyonlarla desteklenmesi gerektiğini biliyoruz. Neredeyse bir öğlen tatilinde yapılan ve sonrasında dönüp işinize, günlük hayatınıza devam edebileceğiniz bu tedaviler ameliyatlara göre çok daha ucuz, risksiz ve doğru ellerde güvenilir. 6 Bitki temelli diyet Aslında eski bir diyet sistemi ama 2018de tekrar tahtına oturacak gibi görünüyor. Daha fazla sebze, meyve, lif, baklagil ancak yeterli miktarda sağlıklı yağ, et, tahıl, yağlı tohum ve karbonhidrat tüketimine dayanıyor. Bu beslenme tarzı kilo verme, sağlıklı cilt, saç yapısı, aktif düşünme, metabolizma hastalıklarının azalması gibi olumlu etkilere sahip. Basit bir anlatımla vejetaryenler et ürünlerini yemezken, veganlar süt ve süt ürünlerini, yumurta, bal gibi besinleri tüketmiyorlar. Yani bitki temelli beslenmeye göre oldukça katı bir beslenme. Vejetaryen ve veganlar bilinçli beslendiklerinde, gerekli besin takviyelerini aldıklarında önemli sağlık sorunları yaşamıyorlar. 7 İkinci beyin 2017’nin en popüler bilim konularından biri şüphesiz bağırsak mikrobiatasıydı. Bağırsaklarımızda yaşayan probiyotiklerin bağışıklık sisteminden mutluluğumuza kadar pek çok şeyi etkilediğini gösteren araştırmalar yapıldı. 2018’in popüler konusunun ise gaita incelemesi sonucu verilebilecek beslenme önerileri olması bekleniyor. Bu konudaki çalışmalar tüm hızıyla sürüyor. 8 D vitamini D vitamini olmadan tam sağlıklı olamayacağımızı anlayalı uzun zaman oldu ancak ülkemizde bu yıla kadar D vitaminin nasıl alınması gerektiği pek de bilinmiyordu. 2018 de tam bir sağlıklı güneş ülkesi olan ülkemizde yaz-kış öğlen saatlerinde güneşe çıkmanın önemi ve güneş koruyucuların yeri öneminden bir şey kaybetmeyecek gibi duruyor. 9 Gün ışığıyla uyanma saatleri Bu saatler sizi uyandırmak için kademeli olarak ışığını artıran ve gün doğumunu taklit eden saatler. Yaklaşık 30 dakikada istenirse 300 lüx seviyesine kadar ayarlanabiliyor. Böylece uykunuzun ortasında bir REM döngüsünün ortasında uyanmıyorsunuz. Bazı saatler uyuma saatinizi de gözeterek kalkış zamanını ona göre ayarlıyor. Bölünmemiş ve döngüleri tamamlanmış bir uyku günü daha zinde, daha mutlu ve verimli geçirmemizi sağlıyor. 10 Doğal deodorantlar Normal terleme son derece sağlıklı bir vücut tepkisi. Sorunu oluşturan şey ise koku. Bu koku ilgili bölgede bulunan bakteri aktivitesinden kaynaklı. Bakterileri yok etmek mümkün ve sağlıklı değil ancak ilgili bölgeyi alkali tutarak bakteri aktivitesini azaltmak ve kötü kokuyu önlemek mümkün. Özel tuzlar ve karbonat da ortamı alkaliye çevirebiliyor. Hani eski bir sözde der ya “tuzlayayım da kokma” işte bu durumu özetliyor. Son dönemlerde ise daha etkili doğal deorantlar raflarda yerini almaya başladı. 2018’in trendleri arasına yeni nesil doğal deodorantların girmesini bekleniyor.

Devamını Oku

Yürüyüş pilatesiyle fit kalın

2 Aralık 2017

Pilatesin sağlıklı ve faydalı olduğunu biliyoruz fakat yürüyüş pilatesi şu sıralar oldukça popüler olan bir teknik.

Son zamanlarda özellikle İngiltere’de çok yaygınlaşan bir yürüyüş tekniğinden bahsetmek istiyoruz. Bu tekniği doğru uyguladığınızda bir bakıma yürüyüş pilatesi yapmış olacaksınız. Yürüyüş sırasında birkaç noktaya dikkat etmelisiniz.

Ayağınızı spor ayakkabının içinde tümüyle yayın ve ayağınızın her bir bölümünü hissederek yürüyün. Topuklar, ayak tabanı, parmak kökleri, parmaklar… Ayağınız adım atarken sanki topuktan parmağa yuvarlanır gibi olacak şekilde adım atmak bacaklarınızda daha çok kası çalıştıracaktır. Yürürken ayak parmaklarınızdan kuvvet almalısınız. Adım atarken ayak tabanınız sanki yer kabuğunu soyar gibi olmalı, ayak tabanınız topuktan parmaklara yuvarlanır gibi hareket ettiğinde zaten böyle olacak. Ayaklarınızı hantalca yere vurmak yerine böyle yürümek adımlarınıza zarafet de katacak.

Yürürken başınız yukarıda, gövdeniz dik yürümelisiniz. Sanki kocaman sallantılı küpeleriniz var ve onları omuzlarınıza değdirmek istemiyorsunuz. Erkekler omuzları ve yanakları arasında düşürmemeye çalıştıkları kocaman portakallar hayal edebilirler. Bu şekilde yürümek üst beden postürünüzü düzeltecektir. Yürürken karnınızı içeri ve mümkün olduğunca yukarı çekin. Kollarınızı ve omuzlarınızı gevşetin. Kollarınız dengeli birer sarkaç gibi sallanmalı. Bu sarkaçlar gerektiğinde sizi hızlandıracaklar.

Kalçalarınızdan arkaya doğru uzanan bir tepsi hayal edin. Bu tepsinin üzerinde iki bardak dolusu su olduğunu hayal edin ve yürürken bu suları dökmeyin. Bu şekilde yürümek kalça kaslarınızı mümkün olduğunca yukarıda ve gergin tutacak, biçimlendirecektir. Belki daha iyisi sevdiğiniz bir içecekle bu tepsiyi taşımaktır.

Tekniğe dikkat ederek yürümek hantal bir yürüyüşten çok daha zarif ve hoş yürümenizi sağlayacak. Ayrıca kaslarınızın boyu bir miktar uzayacak ve ayaklarınız daha aktif hale gelecektir. Tekniği tümüyle yapmak ilk başta çok kolay olmayabilir. Sık sık ayaktan boyun duruşuna kadar yürüyüşünüzü kontrol edin.

Hareketleri daha iyi yapmaya başladıkça ayak parmaklarınızdan sırasıyla baş, orta ve küçük parmaklarınızdan güç alarak adım atmaya başlayın.

Eğer normalde yürüyüş yapmıyorsanız ilk yürüyüşünüz 45 dakikayı geçmesin.

Devamını Oku

Azıcık kirden zarar gelmez

11 Kasım 2017

Birçok insan tüm bakterilerin yok edilmesi gerektiğine inanıyor. Bu yüzden hummalı temizlik faaliyetinde.

Vücudunuz ağzınızda, burnunuzda, bağırsaklarınızda, cildinizde, solunum sisteminizde kısaca pek çok yerde bakteri ve virüslere ev sahipliği yapıyor. Bunun karşılığında bağırsaklarınızda yaşayan iyi bakteriler vücudunuz için çok önemli işler yapıyor. Bir nevi kazan-kazan ilişkisi. Bazı hesaplamalara göre vücutta yer alan bu yabancı mikrorganizmalar kendi hücrelerinizden tam 10 kat fazla! Bir başka deyişle “siz sadece siz değilsiniz.”

Birçok insan tüm bakterilerin yok edilmesi gerektiğine inanıyor. Bu yüzden hummalı temizlik faaliyetinde bulunuyor.

Evlerini, giyeceklerini, yiyeceklerini, vücutlarını, ağızlarını bakteri öldürücü sabunlar, çamaşır suları, antiseptik gibi “ağır temizleyicilerle” temizlediğini düşünüyor. Oysa bulunduğumuz ortamlarda da vücudumuzda da bakteriler, virüsler, mantarlar ve diğer mikroganizmalar denge halinde yaşıyor. Biz bu denge haline “flora” diyoruz. Floranın bozulması bizleri başka birçok akut ve kronik hastalıkla karşı karşıya bırakıyor.

Doğayı anlamalıyız

200 bin yıldır varlığını sürdüren ve dördüncü buzul çağını geçiren atalarımız hayatlarını aşırı temizliğe bağlı sürdürmediler, onları aşırı soğuktan ve vahşi hayvanlardan koruyan mağara bulduklarında çamaşır suyuyla temizliğe kalkışmadılar! Bu gün insanoğlunun varlığını sürdürmesi doğayı anlamasına bağlıdır.

Belli bir oranda kirliliğin bağışıklık sisteminin sağlıklı gelişimi için normal ve gerekli olması fikrine hijyen hipotezi denir. Bu hipotez bazı bağırsak hastalıklarından otoimmun hastalıklara, kanserden otizme, bazı astım türlerinden alerjilere kadar pek çok hastalığa karşı bakış açımızı değiştirdi.

Alerjiler bağışıklık sisteminin normalde zararsız olan polen, ev tozları, yün, yer fıstığı gibi maddelere aşırı tepki vermesiyle oluşan tepkilerdir. Alerjilerin çoğu yaşamı tehdit etmiyor ama yaşam kalitesini çok önemli oranda düşürüyor. Endişeyle gözlemlenen şu ki yüksek gelirli ülkelerde bulaşıcı hastalık oranları düşerken astım ve diğer bağışıklık sistemi hastalıkları çok ciddi artış gösteriyor (1960’lardan bu yana 3 kat fazla).

Devamını Oku