Mali piyasalar haftaya sakin başladı. Son baktığımda sepet kur 2.57 TL’nin ve gösterge tahvil faizi yüzde 9,9’un biraz altında seyrediyordu. Mevcut konjonktür için makul değerlerdir. Kısa dönemde sürpriz beklemiyorum.
Kasım ödemeler dengesi bugün açıklanıyor. Piyasanın (CNBC-e anketi) cari işlemler açığı tahminleri şöyle: Kasımda 4.2 milyar dolar, 2013’de 61 milyar dolar, 2014’de 54 milyar dolar. İlk ikisine katılıyorum: Sonuncusu bana çok yüksek geliyor.
Muhalifin dramı
Kritik soruyu 1929 Buhranı gündeme getirdi: Kapitalist ekonomide mali piyasalar kendi kendini dengeye getiren mekanizmalara sahip mi? J. M. Keynes “hayır, değildir” dedi. Keynes’çiler finansal istikrarın kamu müdahalesi gerektirdiğini savundu.
Cuma yayınlanan ABD istihdamı mali piyasaları sevindirdi. Çünkü istihdam artışı çok düşük geldi! Finans kesiminin reel ekonomi ile çıkar zıtlığının açık kanıtıdır. İçeride hemen gösterge faiz tek haneye, sepet kur 2.56 TL’ye geriledi.
Kasım sanayi üretimi açıklandı. Geçen yıla göre toplam sanayide yüzde 4.6, imalat sanayinde yüzde 5.6 artış var. Ekim’de bayram tatilinin yol açtığı üretim kaybını telafi ediyor. Siyasi kriz ve kur hareketi öncesidir. Onlar Ocak verisine yansır.
Kazık fren
Dış açığın yarattığı kırılganlık 2014’te bir mali krizi tetikler mi? Fed’in likidite artışını yavaşlatması soruyu zaten gündeme getirmişti. Üstüne içeride siyasi çatışmanın yarattığı belirsizlik eklendi. “Sert iniş” senaryoları yaygınlaştı.
Nihayet o gün geldi. Ekodiyalog ekibinin dört ana gösterge için 2014 tahminleri aşağıdaki tabloda yer alıyor. Ortalamaları aralık tahminlerinin ortasını alarak hesapladım. Deniz Gökçe yıl sonu kur tahmini vermedi.
Tahminler genelde çakışıyor. 2014 konjonktürü yılbaşında çizdiğim tabloya uyuyor. Özetle: Büyüme hızı düşüyor, dış açık daralıyor, enflasyon yatay seyrediyor, kurun yukarı hareketi sınırlı kalıyor. Ama ayrıntılarda belirgin farklar gözleniyor.
Varsayımlar
Kendi tahminlerime dönüyorum. Büyüme (yüzde 2,5), dış açık (yüzde 4,8) ve enflasyonda (yüzde 6,8) en düşük sayıları ben verdim. Döviz kurunda ortalamaya (2.30 TL) çok yakınım. Bazı varsayımlarımı açıklamak gerekiyor.
Bugün saat 16.00’da Ekodiyalog ekibi CNBC-e kanalında buluşuyor. Servet Yıldırım’ın misafiriyiz. 2014 konjonktürünü tartışacağız. Tahmin tablosunu gelecek yazımda sizlerle paylaşacağım.
Erdoğan-cemaat kavgasının yarattığı siyasi belirsizliği ekonomiye tercüme etmeye çalışıyorum. İki temel soru öne çıkıyor. İktisat politikası tavrına nasıl yansır? İçeride ve dışarıda algılar ne kadar bozulur? Cevapları bilsem!
Sürdürülebilir dış açık
Ekonominin temel kırılganlık kaynağı kamu ve bankalar değildir. Dış açığın ulaştığı düzeydir. Nitekim iki yıldır “yumuşak iniş” deneniyor. Büyümeden vazgeçildi. Ama altın hariç cari açık milli gelirin ancak yüzde 6,5’una indirilebildi.
Para piyasaları yeni yıla hareketli girdi. İlk günde dolar 2.20 TL’ye yöneldi. Tarihi rekordur. Ardından sakinleşti. Döviz sepeti 2.57 TL civarına yerleşti. Gösterge tahvil faizi de çift hanede kaldı. Kısa dönemde makul düzeylerdir.
Kasım dış ticaret verileri TÜİK tarafından açıklandı. Dış ticaret açığı 7.2 milyar dolar çıktı. Piyasa 8.1 milyar dolar bekliyordu. Altın hariç açıkta küçülme sürüyor. Yıllık 87 milyar dolara indi. İki yıl önce 102 milyar dolardı. İyi haberdir.
Hedef gene aşıldı
Tüketici fiyatları Aralık’ta yüzde 0.46 arttı. Ayrıntıları medyaya yansıdı. Piyasa yüzde 0.42 bekliyordu. Böylece TÜFE 2013’ü yüzde 7.4 artışla kapadı. Geçen yılın 1.2 puan üzerindedir.
Yılın ilk yazısında tahminlerimi veriyorum. Gelenek oldu. Bir süredir Ekodiyalog ekibinin tahminlerini de bir tablo hâlinde ekliyorum. Yıl sonunda değerlendirmeyi basitleştiriyor. Maalesef bu yıl işler karıştı.
Bir: Ekibin CNBC-e’de tahmin programı ocak başına kaldı. Yani diğer tahminleri bilmiyorum. İki: Siyasi kriz hâlâ aşırı kaygan bir zeminde sürüyor. Önümü görmek için biraz olsun oturmasını beklemekte yarar görüyorum.
Üç kritik seçim
2014’te konjonktür tahminini zorlaştıran siyasi belirsizlik nedenleri zaten boldu. Erdoğan-cemaat çatışması tuz biber ekti. Sık hatırlatırım. Önce siyaseti doğru tahmin edeceksin; yoksa ekonomide mutlaka yanılırsın.
Geleneği sürdürüyorum. Yılın son yazısında çıkan yılı değerlendiriyorum. Çuvaldız ve iğne misali, öncelikle yılbaşında verdiğim tahminleri gerçekleşme ile karşılaştırıyorum. Ne demişler? Her iktisatçı kendi tahmini ile asılır.
1 Ocak’ta yazıma Ekodiyalog ekibinin tahminlerini bir tablo hâlinde koydum. Hesap sormak isteyenlere tabloyu kesip saklamalarını önerdim. En yakın çıkan tahminleri koyu yazdım. Alt satıra bugün itibariyle gerçekleşmeyi ekledim.
Sürprizi az yıl
Ekonomi açısından 2013 akılda kalan bir yıl olur mu? Hiç sanmıyorum. Geçtiğimiz yıla damgasını vuran siyasettir. Gezi’de yaşananlar, yolsuzluk dosyaları ve Hükümet-cemaat kavgası yakın tarihin kritik siyasi olayları arasındadır.
Ne haftaydı! Cuma gün içinde döviz sepeti 2.60 TL’den, euro 3.00 TL’den, BIST 61 binden döndü. Doların 2.20 TL’yi aşmasını paritenin 1.39’a yönelmesi engelledi. Gösterge tahvil faizi de çift haneye tırmandı.
Döviz sepetinde haftalık artış 8 krş. (yüzde 3) oluyor. Benzer hareket Eylül sonunda yaşanmıştı. Ekonominin iç mantığı ile bakınca sepet için kısa dönemde 2.50 TL’yi üst sınır görüyordum. Siyasi kriz tavanı yükseltti.
Vesayet sonrasına geçiş
Bugün iktisat politikasında “yeni normal” tanımını işleyecektim. Yakın gelecek açısından da önem taşıyor. Evdeki hesap çarşıya uymadı. Ani gündem değişikliği Türkiye’nin hem kabusu hem cazibesidir. Daima heyecan vardır.