Gazete Vatan Logo

SYRIZA etkisi bütün Avrupa'ya yayılıyor

Yunanistan'da SYRIZA'nın iktidara gelmesinin ardından, İspanya ve Fransa gibi ülkelerde de kemer sıkma politikalarına karşı tutum sergileyen partilerin destekçileri gün geçtikçe artıyor.

SYRIZA etkisi bütün Avrupa'ya yayılıyor

Avrupa'nın güneyindeki ülkelerde kemer sıkma politikalarından etkilenen halkların tepkisi, radikal sol ittifak Syriza gibi partileri Yunanistan'da iktidara taşırken, benzer gelişmelerin son dönemde protestoların görüldüğü İspanya, İtalya gibi ülkelerde de yaşanabileceği tartışılıyor.

2008-2009 yıllarındaki Avro krizi sonrasında Avrupa'nın birçok ülkesinde uygulanan ekonomi politikaları, tepkilere neden oldu.

Ekonomileri halen iyileşmeyen ve büyüyemeyen Avrupa'nın güneyindeki ülkelerde halk, Brüksel ve Almanya gibi ülkeler tarafından empoze edildiğini düşündüğü kemer sıkma politikalarını protesto etti.

Sosyal tabanda oluşan tepki, siyasi kulvara yansıyarak Yunanistan'daki aşırı sol kanattaki Syriza gibi siyasi partilerin iktidara gelmesine yol açtı.

Kemer sıkma politikalarına direnç gösteren kesimleri kucaklayan siyasi partilere Avrupa'da desteğin artma olasılığı ortaya çıktı.

İspanya

Yunanistan'daki değişimi destekleyen siyasi partilerden biri de İspanya'daki Podemos oldu.

Ülkede ekonomik krizin etkisiyle kendiliğinden ortaya çıkan ve 2014'ün başında kurulan Podemos'un geçen haftasonu başkent Madrid'de düzenlediği yürüyüşe yüz binden fazla kişi katıldı.

Podemos'un lideri Pablo İglesias, "Değişim olabilir. Yunanistan bunu gösterdi" dedi.

Syriza üyesi ve İngiltere'deki Doğu Anglia Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Marina Prentoulis, AA'ya yaptığı açıklamada, 2009 yılında desteği yüzde 4 civarında olan Syriza'nın ekonomik krizin ardından 2011 yılında yapılan protestolarda desteğini artırdığını ve geçen ay yapılan seçimde ise desteğin yüzde 36'ya ulaştığını anlattı.

Dr. Prentoulis, Syriza ile Podemos'un işbirliği içinde olduğunu belirterek, "Podemos'un lideri İglesias seçimden önce Yunanistan'ı ziyaret etti. Podemos ile çok yakın çalışıyoruz. İspanya'da bir sonraki genel seçimde Podemos'un önemli bir siyasi güç olmasını umuyoruz" ifadelerini kullandı.

Avrupa'da birçok siyasi partinin Syriza'yı desteklediğini kaydeden Marina Prentoulis, "Örneğin İngiltere'deki İşçi Partisi ve Yeşil Parti de söylemlerimize destek veriyor. İngiltere'deki ekonomik durum farklı olmasına karşı, onlar da kemer sıkma politikalarının işe yaramadığının farkındalar ve karşı çıkıyorlar. Syriza'nın zaferiyle Avrupa'da kemer sıkma politikalarının eleştirildiği çok sayıda görüş ortaya çıkacaktır. Avrupa ülkeleri için büyüme istemeliyiz, kesinti değil" diye konuştu.

Fransa

Haberin Devamı

Fransa'da ise aşırı sağ Ulusal Cephe (FN) partisi de ülkedeki popülaritesini gün geçtikçe artırıyor.

Söz konusu gelişmelerden sonra, SYRIZA'nın ülkenin borçlarının yapılandırılması ya da silinmesi anlamına gelen saç tıraşı (hair cut) talebinin gerçekleştirilmesi durumunda Avrupa'da diğer ülkelerin de aynı taleplerde bulunabileceği konusu gündeme geldi.

"Podemos'un etkinliği hız kazandı"

Haberin Devamı

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan ING Group Euro Bölgesi Başekonomisti Peter Vanden Houte, özellikle İspanya'da Podemos'un etkinliğinin Yunanistan'da SYRIZA'nın zaferinin ardından hız kazandığını söyledi.

Bunun yanında Fransa'da FN partisinin oylarında da artış görüldüğünü belirten Houte, "Bu yıl İspanya'daki seçimlerde de vurgu ülkedeki siyasi durumla ilişkili olacak. Ancak iyi haber şu ki İspanya ekonomisi gittikçe daha iyi oluyor. Bu da seçimlerin gerçekleştirileceği dördüncü çeyrekte Podemos'un cazibesini azaltacaktır" dedi.

"Yumuşak yapılandırma problem olmaz"

Haberin Devamı

Yunanistan'ın borçlarıyla ilgili yeni düzenlemenin sadece 'yumuşak bir yapılandırma' olması durumunda diğer ülkeler açısından problem olmayacağını dile getiren Houte, "Ancak bununla birlikte, bir 'saç tıraşı' Euro Bölgesi çevre ülkeleri için özellikle de gerekli reformları gösteren ülkeler için tamamen kabul edilemez bir durum" diye konuştu.

Houte, Euro Bölgesi maliye bakanlarının toplantısında özellikle İspanya ve İrlanda'nın Yunanistan'a yönelik imtiyazlı bir tutuma karşı çıkan tavır sergilediklerini aktardı.

Yunanistan'ın borçlarının silinmesi durumunda diğer ülkelerde görülebilecek bir domino etkisini değerlendiren Houte, "Yumuşak bir borç yapılandırması muhtemelen diğer ülkeler açısından herhangi bir rahatsız durum oluşturmadan uygulanabilir. Ancak bunun dışında diğer 'hediyeler' muhtemelen diğer borçlu ülkelerin taleplerini tetikleyebilir" dedi.

"Diğer ülkelere nakledilmemeli"

Haberin Devamı

DekaBank Başekonomisti Ulrich Kater ise, Avrupa'daki para birliğinin uzlaşmaya dayandığını anımsatarak, "Bu, borçlu ülkelerin yanı sıra alacaklı ülkelerin çıkarlarının da dikkate alınması gerektiği anlamına gelmektedir. Gelecek görüşmelerde bizim karşımıza çıkacak durum bu olacaktır" dedi.

Euro Bölgesi'nde Yunanistan'ın durumuna benzer bir ülke daha olmadığını vurgulayan Kater, "Kamu borcunun GSYH'ye oranı yüzde 170 olan ve zayıf bir ekonomiye sahip Yunanistan Euro Bölgesi'nde istisnai bir ülke. Yunanistan ile ilgili çözümler diğer ülkelere nakledilmemeli" şeklinde konuştu.

Kater, ayrıca Yunanistan'ın borçlarında tamamen bir iyileştirme yapılacağını düşünmediğini belirterek, verilen her tavizin bir karşılığı olacağını ve bu ilkenin birliğin tüm üyeleri için geçerli olduğunu kaydetti.

"Yunanistan'a imtiyaz Avrupa'da domino etkisi yaratır"

Bu arada uluslararası finans uzmanları Yunanistan'ın borçlarının yeniden yapılandırılması talebine karşı imtiyaz tanınması halinde Avrupa'da diğer ülkelerden de benzer seslerin yükseleceği uyarısında bulundu.

Finans piyasalarında, Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin'i aynı kategoride değerlendirerek "BRIC" kavramını ilk kullanan kişi olarak tanınan İngiliz ekonomist Jim O'Neill AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

O'Neill, Yunanistan'ın borçlarının yeniden yapılandırılması konusundaki taleplerinin Avrupa'da diğer ülkeler tarafından da seslendirilebileceğini belirterek, "Özellikle Fransa, İspanya ve Portekiz, Yunanistan'a destek olabilir" dedi.

Öte yandan Yunanistan'da hükümetin yakında zamanda Rusya'ya destek yönünde mesajlarının ise Avrupa'yla ilişkilerin gerilmesine neden olduğunu vurgulayarak, "Bu konuda geri adım atmalılar. Yoksa kötü niyetli bir tutum oluşacak" uyarısını yaptı.

Yunanistan'ın birlikten çıkmasının ise hala seçenekler arasında yer almasına karşın, bu olasılığın sadece yüzde 10 olduğunun altını çizen O'Neill, "Görüşmelerde borcun geri ödemesinin büyüme ile ilişkilendirileceğini düşünüyorum. Herkesin farkında olduğu gibi büyüme olmadan borcun geri ödemesi de olmayacaktır" dedi.

"İmtiyaz benzer talepleri doğurur"

Merkezi Londra'da bulunan Capital Economics'in Avrupa Başekonomisti Jonathan Loynes ise Yunanistan'ın Avrupa'da ağır borç yükü altında olan ülkelerden kemer sıkma tedbirlerini terkedilmesi yönünde talepleri tetikleyebileceğini düşünüyor.

Loynes, şunları kaydetti: "Almanya tartışmaların önemli bir kısmında yer alsa da Yunanistan'a ilgili toplu bir kararın alınması gerekiyor. Açık bir şekilde Yunanistan'dan gelen taleplerin diğer Avrupa ülkelerine de yayılması mümkün.

Troyka'nın da en büyük endişesinin bu taleplerin yayılması olduğunu düşünüyorum. Avrupa'daki maliye bakanları da bu konuda oldukça endişelenecektir. İmtiyazlar benzer partilerden benzer taleplerin başka yerlerde de yükselmesine neden olacaktır. Bu tabii ki hiç imtiyazda bulunulmayacak anlamına gelmiyor."

"İçeriye biraz temiz hava girdi"

Yunanistan-Türkiye İş Konseyi Başkanı Dimitri Papanicolaou ise genel seçimlerin sonrasında SYRIZA'nın öncülüğünde kurulan yeni hükümetin olumlu bir atmosfer oluşturduğunu kaydetti.

Seçim sonrasındaki iklimi tasvir eden Papanicolaou, "Yunanistan için yeni bir pencere açıldı ve içeriye biraz temiz hava girdi. Bu temiz hava bize, iş dünyasına iyimser olunması için umut veriyor" dedi.

Yunanistan'ın, taleplerine ilişkin olarak sanıldığının aksine Avrupa'da yalnız olmadığını vurgulayan Papanicolaou, "Yunanistan'da hükümetin biraz daha zamana ihtiyacı var. Yunanistan hükümeti Avrupa'da bence yalnız değil. Özelikle kemer sıkma programı konusunda" diye konuştu.

Yunanistan'ın teknokratlardan oluşan ekonomi yöneticilerinin uzun yıllar Batı'da eğitim görmüş önemli isimler olduğunu belirten Papanicolaou, "Bence ne yaptıklarını biliyorlar. Hükümetin beklentisi diğer hükümetlerin de onları takip edeceği yönünde. En azında Güney Avrupa'daki İspanya, Portekiz, İtalya ve hatta Fransa gibi ülkelerin kendilerini destekleyeceğini düşünüyorlar. Bu desteği alacaklarına inanıyorum" ifadelerini kullandı.

Atina-Berlin gerilimi

SYRIZA'nın Yunanistan'daki genel seçimlerden gelenekselleşmiş partilerin üzerinde rekor bir oyla seçilerek hükümeti kurması Avrupa'daki diğer siyasi hareketler tarafından dikkatle izleniyor.

SYRIZA'nın lideri ve Yunanistan'ın Başbakanı Aleksis Çipras'ın Euro Bölgesi'ne ilişkin söylemlerinde son günlerde ton biraz daha yumuşamış olsa da özellikle Almanya, Yunanistan'ın borçlarının silinmesine net bir şekilde karşı çıktığını açıkladı.

Almanya Başbakanı Angela Merkel önceki gün Hamburger Abendblatt gazetesine yaptığı açıklamada, "Borçlarının silinmesi söz konusu değil" ifadesini kullanırken, Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz da "Çipras'ın, Angela Merkel'e karşı saldırılarını durdurması iyi olur" tavsiyesinde bulundu.

AB Komisyonu Üyesi Günther Oettinger de Yunanistan'ın borcunun yeniden yapılandırılması halinde bunun Euro Bölgesi'ndeki diğer ülkelere yanlış mesaj verebileceğinin altını çizdi.

Öte yandan İngiltere Maliye Bakanı George Osborne ise dün Yunanistan'ın Maliye Bakanı Yanis Varoufakis'le görüşmesinin ardından bakana ülkesinin borçlarına ilişkin müzakere sürecinde sorumlu davranma çağrısında bulundu.

Yunanistan'ın Troyka (AB Komisyonu, Avrupa Merkez Bankası ve Uluslararası Para Fonu) ile en kısa zamanda anlaşmaya varması büyük önem taşıyor.

Yunanistan'ın beklediği finansal desteği alamaması ve görüşmelerin son bulması halinde ülkenin kamu harcamalarını sürdürmesinin zorlaşacağı belirtiliyor.

Yunanistan'ın ardından borçlarının yeniden yapılandırılması konusunda Troyka'ya talepte bulunması beklenen ilk ülkenin İspanya olabileceği finans piyasalarında konuşulurken, 2012 Temmuz ayında alınan kararla İspanya'ya 100 milyar euroluk bir yardım paketi sunulmuştu.

"Syriza'nın başarısına bağlı"

Ekonomi ve Dış Politika Araştırma Merkezi (EDAM) Başkanı Sinan Ülgen, Avrupa'nın güneyinde kemer sıkma politikalarına direnç gösteren, bundan zarar görmüş kesimlerin siyasi partilere artan desteğine dikkati çekti.

Ülgen, "Bu siyasi partilerin başarılı olup olmayacaklarının, siyaset sahnesinde kalıcı olup olmayacaklarının en önemli göstergesi, Syriza'nın başarısı ya da başarısızlığı olacak" dedi.

Ülgen, Syriza akıllı bir siyaset yürütürse, Yunan halkına verdiği sözlerin yanı sıra Avrupa Birliği'ndeki ortaklarıyla da akıllı müzakereler yürütebilirse başarılı olacağını ve Avrupa ülkeleri için kalıcı bir siyasi model oluşturabileceğini kaydetti.

Bunun kolay olmadığını ifade eden Ülgen, "Syriza'nın Yunan halkına vermiş olduğu vaatlerle, uluslararası finansal sistem ve AB'ye yönelik yükümlülükleri arasında oldukça geniş bir uçurum var" dedi.