Alaçatı Mercimek Köftesi Festivali!

Alaçatı Mercimek Köftesi Festivali

Alaçatı’yı ilk keşfedenler kadınlardır.

Yıkık dökük Rumlardan kalma bir köyden Türkiye’nin en önemli tatil beldelerinden birini yaratan, kadın elidir.

Dışarıdan gelip, o evleri tarihi dokularını bozmadan ayağa kaldıran, köyün (en azından) merkezini betonarmeye ve plastik doğramaya teslim etmemek için mücadele edenlerin başını hemcinslerim çeker.

O eli bu köyden çekemezsiniz!

Çekerseniz sonuç bu olur.

***

Yıllardır bahar bayramı havasında geçen artık gelenekselleşmiş Alaçatı Ot Festivali’ni gerçek sahiplerinin elinden alırsak işte böyle elimizde mercimek köfteleriyle, plastik masalarla kala kalırız.

Bu festival Başkan Muhittin Dalgıç’ın her fırsatta ifade ettiği gibi “bir şakayla” başlamadı bizim bildiğimiz.

Bir diplomat eşi olan sevgili Tülin Onaner ve arkadaşlarının oya gibi ince ince işlemesiyle büyük hemde çok büyük emekler sonucu doğdu.

Doğmakla kalmadı 5 yılda olumlu anlamda inanılmaz da bir yol aldı.

Taa ki bu seneye kadar.

Bu yıl ne oldu?

Alaçatı Mercimek Köftesi Festivali

Festival Tülin Hanım’ın elinden alındı ve Belediye kendi bünyesinde kurduğu dernekle bu işi kotarmaya çalıştı.

Haberin Devamı

Eminim herkesin niyeti yine son derece iyiydi ama ne yazık ki sonuç ortada...

***

Bir kere hata en başında yapıldı, festival tarihi neredeyse bir ay öncesine alındı.

Adeta, zaten ortada pişmiş bir aş verken, ‘getirin oradan bir kap soğuk su...’ diyerek işe başlandı.

Nisan sonuna doğru, bahar ayları gelmiş, gönül yayları gevşemişken, papatya kokulu bir festival yerine, Mart’ta fırtına, yağmur, çamura bulanmış ‘eziyet günleri’ yaşandı.

En büyük değişiklik festival alanının yerinin değişmesiydi ki bu konuda Belediye’nin bir günahı yoktu Allah için...

Malum kasabanın tam merkezi, can damarı, eski kilise, şimdiki cami avlusu ve meydanı artık Diyanet İşleri’nin kontrolüne verildi. Ondan önce de zaten çatlak sesler başlamıştı...

Daha önceki festivallerde tarihi yapının avlusunda klasik müzik konseri verildi diye bazı gazeteler “Vay din elden gidiyor, camide gavur müziği çalındı “ diye lüzumsuz bir yaygara koparmışlardı.

Bu yüzden bu sene standlar Alaçatı’nın taş sokaklarında değil, Belediye’nin betonarme binasının önünde yapıldı.

Haberin Devamı

Plastik masalar, açıkta satılan sunuma en ufak bir özen gösterilmeyen börek, mercimek köftesi, yaprak sarmalar, yoğurttan para kapları konukları karşıladı. Ot Festivali’nde ot yerine hamur işi ağırlıktaydı.

***

Festivalden çok ilkokul kermesi tadında bir hafta sonu geçirdi Alaçatı. Geçen yıla kadar ünlü şefler, sanatçılar, televizyon yıldızları doldururdu sokakları, mekanları.

Bu yıl festivalin simge isimlerinden Ayhan Sicimoğlu bile gelmedi, düşünün artık...

Kısacası Alaçatı’nın güzelim Ot Festivali 5. viteste yağ gibi kayıp giderken, birden el freni cart diye çekilmiş araba gibi yolun ortasında kaldı. Umarım bu seneden bir takım dersler çıkarılır. Başkan Dalgıç bu işi ‘şaka’ olarak algılamaktan vazgeçip bu festivalin Alaçatı için nasıl bir önem taşıdığını anlar.

Ve bu fikri asıl doğurup büyütenleri tekrar olaya dahil eder. Kırılan kalpleri onarır, kazanan Alaçatı olur.

DİĞER YENİ YAZILAR