Kalbinizin sesine kulak verin!

Hani hayatı boyunca mutlu olmak isteyenlere ‘Kalbinin sesine kulak ver’ denir ya, siz sadece kendi mutluluğunuz için değil, yakınlarınızın mutluluğu için de kalbinizin sesine kulak verin

Haberin Devamı

Kalp krizi ölümcüldür... Ona sebep olan ise milimetrik bir yağ kütlesidir... İşte bu milimetrik yağ kütlesi koskoca bir vücudu yerle bir edebiliyor. Tabii ki bu rastlantısal bir durum değil. Vücudunuza gösterdiğiniz özen, damarlarınızdaki tıkanma riskini doğrudan belirliyor. Sigara, kötü beslenme, şişmanlık kalp krizini çağıran en önemli etkenler. Ama iş bu kadar basit değil, bazı durumlarda ne yaparsanız yapın, kaderin cilvesi de söz konusu. Anadolu Sağlık Merkezi Kalp Damar ve Göğüs Cerrahisi Uzmanı ve Kalp Sağlığı Koordinatörü Doç. Dr. Besim Yiğiter’in deyimiyle ‘mukadderat da var’, yani genetik alın yazısı... Babadan, anneden size miras kalan kalp-damar sorunları... Şimdilik bu ayrıntıları bir kenara bırakalım, 40 yaş üzerinde her 10 ölümün dördüne neden olan bu korkutucu hastalığın sebeplerine ve belirtilerine bir göz atalım.

BİR MİLİMETRELİK DAMARLAR TIKANDIĞINDA KRİZ OLUYOR
Kalp krizine neden olan sürecin aslında kalple bir ilgisi yok. Bu hayati organı besleyen atardamarlardaki tıkanıklıklar, kalbi krize sokan... Öyle aort gibi ana atardamarlardaki tıkanıklıklar da değil, sıradan, çıplak gözle görülmesi zor bir-iki milimetrelik damarlardaki tıkanıklıklar.

Kalp kan pompalayan bir tulumba, ama bu tulumbanın çalışması için gerekli yakıt da kan!.. Yani kalbe kan gitmedi mi, tüm vücudun işi bitiyor. Kalp emme-basma görevini bırakıp, kendi derdine düşüyor. O canıyla uğraşırken, ilk ihtarları da yolluyor. Hem de çeşit çeşit... Kimi seferinde serçe parmağınızda başlayan bir sızı, kimi zaman göğüs altında ‘Midem yanıyor’ dedirten garip bir ağrı, kimi zaman da kolda yayılan bir başka ağrı... Elbette en belirgini tam göğüs tahtasına oturan bir yumruk... Bu belirtiler herkesde farklı farklı ortaya çıkıyor. İşin garibi, bazı kalpler tümüyle ketum oluyor, hiçbir tepki vermiyor. Yani kan ağlıyor, ama sesi bile çıkmıyor. İşte bu en tehlikelisi, uyarmadan götüren cinsi de bu... Neyse ki içine kapalı kalplerin sayısı öyle fazla değil, yani genelde vurmadan önce sinyali alıyorsunuz. O sinyal, ‘Hemen hastaneye git’ demek... Anlayanın kurtuluş şansı var, ama her zaman değil. Anlamayanın bile kurtuluş şansı var, ama o gerçekten büyük şans!.. Siz şansa yer bırakmayın, Doç. Dr. Yiğiter’in tarif ettiği belirtileri tek tek ezberleyin!

* Hocam kalp krizi nedir?
Kalp adaleden yapılmış bir organ. Yani devamlı kasılan, gevşeyen, pompa gibi çalışan bir organ. Bu şekilde içine kanı alan, sonra o aldığı kanı kasılarak vücuda pompalayan adaleden yapılmış bir organ... Tabii kalbin bu pompalamayı yapabilmesi için bizzat kendisinin enerjiye, kana ihtiyacı var. İşte bu kanı taşıyan damarlar var. Bu damarlara ‘koroner damarlar’ diyoruz. Bu kroner damarlar, kalbin içine yayılmış, 1-1,5 mm çapında çok ince damarlar. Kalp adalesinin ihtiyacı olan kanı ve kanla birlikte oksijeni, enerjiyi taşıyorlar... Bu damarlarda zamanla ateroskleroz, damar sertliği dediğimiz hastalıktan dolayı kireçlenmeler, daralmalar ve nihayetinde de tıkanmalar oluyor.

* Kalp krizine yol açan tıkanmalar 1-1.5 mm’lik bir damarın içinde mi oluyor?
Tabii... Böyle binlerce damar var. Bu damarlar giderek inceliyor. Mikron düzeyine, yani milimetrenin binde biri kadar inceliğe ulaşıyorlar. Ve ağ gibi kalbin tüm adalesine, hücre içlerine yayılıyorlar. Bunları ancak mikroskop altında görebiliyoruz. Bir su borusunun içini düşünün, içinde kireçlenme olunca, daraltıyor boruyu. Neticede damarda da kireçlenme olduğunda kan geçemiyor, az geçiyor. Kan az geçtiği zaman, buna ‘koroner yetersizlik’ diyoruz. Tamamen tıkanabiliyor, hiç kan geçmiyor, o zaman kalbin bir bölgesinde, kan gelmediği, orası beslenemediği için ölüm başlıyor. Kalp adalesi canlılığını kaybetmeye başlıyor. Buna da enfaktüs, kalp krizi diyoruz. Yani koroner yetersizlik, kalp spazmı, enfaktüs, kalp krizi gibi isimlerle anılan hastalıkların hepsinin sebebi bu kalbi besleyen kroner damar dediğimiz ince damarların daralması, kireçlenmesi ve tıkanmasıdır. Kalp krizi, enfaktüs budur.

Tam 25 bin KALP ameliyatına girdi
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduğunda ABD’de uzmanlık eğitimi almayı planlıyordu. Bu planı, Haydarpaşa Göğüs Cerrahisi Merkezi’nden (Bugünkü adıyla Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahi Merkezi) reddedemeyeceği bir teklif alınca değişti. Reddedilmeyecek olan para pul değil, deneyimdi!.. Zira o dönemde bu merkezdeki tedavi ‘çıtanın’ çok üzerindeydi. Orada yıllarca her türlü kalp hastalığında büyük bir deneyim kazandı. Beş yıl boyunca kalp cerrahisi ihtisası yaptı. 80’lerde Batı’da tıp teknolojisi müthiş bir gelişim gösteriyordu, Besim Yiğiter alacağı deneyimi almıştı, sırada teknolojideki son gelişmeler vardı. İngiltere’ye gitti, Londra’da St. Thomas Hospital’da by-pass cerrahisinin detaylarını öğrendi... Dönüşte 15 yıl Siyami Ersek’te, 8 yıl da İsviçre Hastanesi’nde çalıştı. Bugüne kadar tam 25 bin kalp ameliyatına giren Yiğiter, bir aydır Anadolu Sağlık Merkezi’nde Kalp Sağlığı Koordinatörü olarak görev yapıyor.

YARIN
* Kalp krizi geçirmekte olduğunu anlayan veya göğsünde şiddetli ağrı hisseden biri ne yapmalı?

* ‘İki saniyede bir öksür’ teorisi hayat kurtarır mı?

DİĞER YENİ YAZILAR