Eğer kadın nafaka verecekse eşcinsel evliliklere de hazır olun!

"Ailede doğallıktan, medeni hukukta ise doğal hukuktan kopuyoruz" diyen Hatemi, yeni medeni kanunu da eleştiriyor. Özellikle de kadının nafaka vermesine ilişkin olan maddeyi. Hatemi'ye göre kadının görevleri arasında aile geçindirmek yok. Bu hem doğaya hem de doğal hukuka aykırı

Haberin Devamı

Tam 52 yıllık hukukçu... Halen İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Ana Bilim Dalında Kürsü Başkanlığını yürütüyor .Yarım asırdır medeni hukuk, dolayısıyla aile hukuku üzerine kafa yormuş biri olarak aileye klişelerin dışında çok farklı bir açıdan yaklaşıyor. "Hiç kadın erkek eşitliği sloganının ardına saklanmayalım. Bu ancak müsamerelere yakışacak bir söz. Doğa kadına annelik görevini vermiş. Kadın çocuğu sevmeli ve eğitmeli. Asli görevi budur" diyor. Önce biraz afallıyorum. Anlattıkça mantıklı gelmeye başlıyor: Hatemi, annelik görevinden söz ederken kadın haklarını asla rafa kaldırmıyor. Aslında yaptığı evlilik kurumunun mantığını açıklamak. Soyu ve toplumu en sağlıklı şekilde sürdürebilmek. Postmodern toplumlarda içten içe küçümsenen annelik, ona göre toplumun temeli olan ailenin temel taşı. Peki ya ekonomik özgürlük adına çalışmak? "Gerekmedikçe kadın çalışmamalı. Zaten annelik de bir iş. Çok önemli bir iş. Çocuk yetiştirmekten daha önemli bir sosyal görev var mı?" diyor. Ama bu demek değil ki kadın evin kölesi. "Ev işleri kadının asil görevi değildir" diyor, ardından çok ilginç saptamaları geliyor. 'Ailede doğallıktan, medeni hukukta ise doğal hukuktan kopuyoruz" diyen Hatemi, yeni medeni kanunu da eleştiriyor. Özellikle de kadının nafaka vermesine ilişkin olan maddeyi. Hatemi'nin görüşüne göre kadının görevleri arasında aile geçindirmek yok. Bu hem doğaya hem de doğal hukuka aykırı. Medeni Kanunda bu ve buna benzer ailenin doğal işlevini geri plana iten maddelerin toplumu temelinden sarsacağına dikkat çeken Hatemi, "Bu gidişle 10 yıl sonra eşcinsel evlilikleri de hukuken onaylamak zorunda kalacağız. Doğal hukuktan kopmak önce aileyi sonra toplumu bitirir" diyor. Pek liberal gelmedi mi? Olabilir. Ama doğayla barışık değil mi? Ve tabii toplumun geleceğiyle...

İbadet de gizli kabahat de...
* Yeni Medeni Kanun kadını daha çok koruyor deniyor...
Lafta... Madem ki doğurma kutsal görevi, hem biyolojik bakımdan hem de çocuğun ilk eğiticisi olması bakımından kadına verilmiştir. Bu kadına ister istemez daha fazla değer verilmesi anlamındadır. Çünkü kadın sevgiye daha açık yaratılmıştır. Doğuracak olan ve çocuklarını da o sevgiye uygun yetiştirecek olan kadındır. Ve kadının işte bu kutsal görevinin korunması, yani kadına güvence sağlanması lazım. Bu kadının onuruna da, tabiatına da aykırı bir şey değildir. Bu erkeğin bir bağışı, sadakası da değildir. Tabii hukukun gereğidir ki, kadın çalışmak zorunda olmayacak. Çünkü kadının serbest iradesiyle tercih edeceği başlıca görevi, başka bir işte çalışmak zorunda olmadan çocuklarını huzurlu bir şekilde yetiştirmektir, çocuğun eğitimiyle meşgul olmaktır, ev işleriyle değil. Ev işleri buna girmez. Çünkü çocuğu huzur içinde, sevgi içinde, şefkat içinde, vakit ayırarak yetiştirebilmesi lazım. Bunun için kadının da erkek gibi eğitim ve öğrenim hakkı vardır. Yani erkekten farklılığı yoktur. Erkekten farklılığı eğitim safhası bittikten sonra çalışmak zorunda olmamasıyla belirlenir. Yani tabii hukuk kadına çalışma ve nafaka yükünü yüklemez, bunu bir ahlaki vazife olarak görür. Kadın isterse ailesinin başka bir ferdine durumu elverişliyse yardım yapar.

* Yeni Medeni Kanun'da böyle değil ama...
Değil. Şimdi bu yeni Medeni Kanunla, İsviçre Medeni Kanunu'ndaki sapmalar büyük ölçüde bize de aktarıldı. Bunun önü alınanamazsa belki bir 10 sene sonra Türkiye'de eşcinsel birlikteliklerin evlilik gibi tescili bizde de kendisini gösterecek. İnsanlar eşittir. Eşcinsel hakları da insanlık haklarıdır. Eşcinsel birliktelikleri de evlilik gibi tescil etmemiz lazım" denecek.

* Eşcinseller size saldıracak...
Eğer 'eşcinseller insanlık değerine sahip değildir, baskı görmelidir' dersek tamam. Tabii hukuktan sapma ifade ederiz. Ama biz "Eşcinseller de insanlık onuruna sahiptir, onların da onurları korunmalıdır, kişi güvenliği olmalıdır" diyoruz. Ama şunu da söylemek zorundayız ki, madem ki aile Türk toplumunun temelidir, eşcinsel evlilik olmaz.

* Neden? Çocuk olunca mı aile olunur sadece?
Ailenin temelinde çocuk olmayabilir. Bu yanlış bir birlikteliktir. Tabii hukukun kastettiği aile değildir. Hele bir de bu eşcinsel birlikteliğin aile gibi sayılmasından başka, bunlara evlat edinirse, o çocukların yaşayacakları ruhi travmalar ileride sağlıklı bir aile kurulmasını engelleyecektir.

* Eşcinsellerin evlenmesi bana ters gelmiyor...
Evlenmelerini hukuk korumaz. Ama hukuk şunu da yapmaz, yatak odalarına dalıp bunları idama mahkum etmez, hapishaneye sürüklemez. İbadet de gizli, kabahat de gizli usulü geçerlidir... Onun için bir eve baskın yaparak, 'siz ilişki halindesiniz, hortumla dövülmek hakkınız' falan demez. Ama bunlar ar ve namusu yırtıp kolkola evden dışarı çıkıyorum ve nikah memurunun önüne gidiyorum derse, 'o kadar da uzun boylu değil' der hukuk...

* Peki boşanmalar niye artıyor?
Her şeyden önce bosyal adaletsizlik önlenmeli. Kadın çocuğunu kendisinden daha az kültürlü birine bırakarak veya sokağa salarak gece yarılarına kadar üç kuruşa köle gibi çalışmaya mecbur edilmemeli. Bu kadar geçim sıkıntısı baskısı altında olan ailelerde kadın da ağır işlerde çalışmak üzere kendisini yıpratacak, çocuğunun eğitimiyle hiç meşgul olmayacak, zaten toplum öyle bozukluklarla dolu ki, daha da dolacak! Bilhassa mesela Doğu'da töre cinayetlerinin gösterdiği şu. Zaten kadın kendisi eğitimsiz, çocuğa ne eğitim verecek? Kendisi bir insanlık değeri gördümü ki aileden, aynı değerleri aktarabilecek. İdeale varabilmek için bütün bu temel bozuklukların halledilmesi lazım. Sosyal adalet olmadan hukuk devleti olmaz.

DİĞER YENİ YAZILAR