Süt içmeyin, marul yiyin daha iyi!

Prof. Ahmet Maranki ezber bozuyor...

Haberin Devamı

Prof. Ahmet Maranki, “Süt içmeyin” diyor. Şaşırıp, itiraz ediyorum. O devam ediyor: “Süt mukustur, faydası yoktur, çocuklar ve ineklerin yavruları içindir. Sütte kalsiyum da yoktur. Ha vardır, ne kadardır? Maruldaki kalsiyum daha fazladır. Bu yüzden erken menopoza girenlere ’Marul yiyin’ daha iyi diyoruz. Bu arada her gün yoğurt yemelerini öneriyoruz tabii...”

Dünkü konuşmamızda, “Hastalıkların çoğu tokluktan, deva ise açlıktan gelir” demiştiniz. Peki bağışıklık sistemimizin güçlenmesi için başka nelere dikkat etmeliyiz?

Tabii en önemlisi meyve ve sebzelerin mevsiminde yenmesi... Ocak ayında, kar yağarken Allah’ın yaratmadığı salatalığı, biberi, domatesi yerseniz zararı olur. ’Kanınızın terkibini bozabilir mi?’ diye araştırmak lazım. Ağustos ayında da portakal suyu içemezsiniz, onun yerine Allah karpuzu, kirazı, eriği yaratmış. Onun dediği programa uymazsanız size zarar gelir... Biz, bizim programımızı yapana uyuyoruz, sağlıklı yaşıyoruz.

Yani doğruyu başka yerde aramaya gerek yok diyorsunuz...

Kesinlikle. Bizi koruyacak bir tek şey var, bağışıklık sistemimiz. İlaçlarla netice alınmadığı da ortada. Onun için ne yapacaksınız, sağlıklı düşüneceksiniz, sağlıklı besleneceksiniz, sağlıklı yaşayacaksınız.

Peki olmazsa olmazlar nedir bağışıklığımızı güçlendirmek için?

Bir kere doğal beslenmek lazım. Et, tavuk yemeyeceksiniz, süt içmeyeceksiniz.

Nasıl, anlayamadım? Peki nasıl karşılayacağız protein ihtiyacımızı?

Niye şaşırdınız? Allah 400 bin çeşit nebatat yaratmış. Bunlardan üçü et. Geriye 399 bin 997 tane sebze meyve kaldı. Bakın Akdeniz’de bugün 70 bitki yeniyor. Biz bunların 7 tanesini bile yemiyoruz. Büyük bir oyun var, aldatıyorlar bizi.

Peki siz yemiyor musunuz et, tavuk?

Yemiyoruz. Keçi eti, kuzu eti, keçi peyniri seçiyoruz. Sütün yoğurt, tereyağ gibi mamulllerini yiyoruz. Çünkü, yaşlılara süt olmaz.

Siz yaşlı değilsiniz ki?

Yaşlı derken çocukların dışında. Ergenlerin süt içmesini kozmik bilim uygun görmüyor, onun yerine daha çok sebze yemeliyiz. Çünkü vücudumuzdan atamıyoruz.

Vücuda ne yapıyor da atamıyoruz?

Süt mukustur, faydası yoktur. Çocuklar ve ineklerin yavruları içindir süt.

Peki sizce kaç yaşına kadar süt içilebilir?

7 yaşına kadar.

Ama kemik erimesine karşı düzenli olarak süt, yoğurt ve peynir tüketilmesi önerilir!

Bir kere sütte kalsiyum yoktur. Ha vardır, ne kadardır? Maruldaki kalsiyum daha fazladır. Bu yüzden erken menopoza giren, östrojen hormonu eksilenlere ’Marul yiyin’ daha iyi diyoruz.

Peki ya yoğurt?

Tabii ki her gün yoğurt yemelerini öneriyoruz. Ama doğal sütten kaynatılarak, doğal mayayla mayalanmış yoğurdu. Hazır yoğurtları asla önermiyoruz. Hazır yoğurtlar yerine inek sütü, manda sütü ve keçi sütünden evde yapılmış yoğurtları öneriyoruz. Yoğurt yapılırken kutu süt kullanılmasını önermiyoruz, süte eş değer maddeleri önermiyoruz. Süt tozlarından yapılmış sütleri önermiyoruz.

Artık organik süt bile var kutuda?

Ben yorum yapmıyorum, şunu söylüyorum, kaynatılmış, bilinen yerden gelmiş inek, manda ve keçi sütünden karıştırılarak yapılmış tabii mayayla mayalanmış yoğurtları yenmesini öneriyorum. Sağlıklı yaşayıp, immün sistemini güçlendirmek için...

Peki neden illa yoğurt?

Çünkü yoğurt sütün bütün hususiyetlerine sahip bir gıda maddesi. Aynı zamanda mikrop barındırmayan birkaç yiyecek maddesinden biri... Ayrıca kolesterolün kandaki seviyesini düşürür. Mikrobik sarılıkta antibiyotik gibi iş görür. Büyüme ve gelişmeyi teşvik eder. Kanser oluşumunu önler. Vücudu temizleme özelliği nedeniyle zehirlenme tehlikesi olan kişilere bol yoğurt verilir. Çeşitli bağırsak bozukluklarında ve kurtlarda çok faydalıdır, bağırsakları dezenfekte eder.

Ne kadar yemek gerekir?

Günde 200 gram yeterlidir. Yani aşağı yukarı bir bardak. Artı beyaz ekmek asla yenmeyecek, siyah ekmek tercih edilecek. Çavdar, yulaf, kepek olabilir değişik günlerde.

Beyaz ekmek, ekmek değildir!

Çocuklar peki?

Aynı şekilde. Beyaz ekmek ekmek değildir. Beyaz ekmek yemelerini önermiyoruz.

Artık bilmeyen kalmadı ama uyan yok, siz de üç beyazdan kaçının mı diyorsunuz?

Kesinlikle... Öğünlerinizde 3 beyaz, yani bize göre suni un, suni tuz, suni şekerden uzak durmanızı, bunların yerine zaten bitkilerde olanlarıyla ihtiva etmenizi ve tabii şekliyle kullanılmalarını öneriyoruz. Çünkü beyaz un onlarca işlemden geçerek önünüze gelmekte, tuz rafine edilmekte, şekerse tabiilikten tamamen uzaklaşmaktadır. Üç beyaz üzerinde önemle durmamızın sebebi, bugünkü hastalıkların hepsinde bu suni 3 beyazın çok büyük bir payı olduğu gerçeğidir.

Kitabınızda bütün yemeklerin en sevgilisi ve en iyisi arpa ekmeği, mercimek çorbası ve bal kabağından yapılmış heriz diyorsunuz... Bu yemeği yiyenin 30-40 adam kuvvetinde olacağını söylüyorsunuz. Heriz nasıl bir yemek?

Bu yemeğin nasıl yapıldığını tam olarak bilmiyoruz. Eskilerin söylediği bir yemek. Ama bal kabağı bağışıklık sistemini güçlendirip, bedendeki toksinleri atmak için ideal bir sebzedir. Vücuttaki bütün toksinleri atar. Detoks vazifesi görür.

Bildiğimiz kabak yani?

Biz kamplarımızda onun suyunu içiriyoruz. Bağırsakları temizleyici özelliği var.

Devamlı et yemek kalbi karartır

Et ve tavuk yemeyi neden önermiyorsunuz?

Devamlı et yemek kalbi karartır. 41 gün hiç yağlı ve et yememek doğayı değiştirir. 41 gün hayvansal gıda yemeyenin beden enerjileri yoğunlaşır. Dediğim gibi haftada bir et yiyebilirsiniz ama keçi ve kuzu eti tavsiye ediyoruz. Tavuk yiyecekseniz de hareket etmeden yetiştirilen çiftlik tavuğu değil, gezip dolaşan köy tavuğu yenmeli... Çünkü diğerlerinin yediği yem kendi parçalarından yapılmış, içine dışkısı karışmış, hareket edemediği için... Çiftlik balıklarını da yemeyeceksiniz. Çünkü balıklara verilen de ölü hayvan eti ve kan. Haram dinimizde. Denize attın mı kan oluyor o yem, yiyor hayvan. Bunların eti yenmez zaten. Faydalı değil. Bunun için bu kadar hastalık oluyor.

Dışarıdan tatlı alanın yüzü gülmez

Her şey tabiata uygun olsa sorun çıkmayacak galiba?

Evet. Bir de buğday ekmeği yiyin. Konsantre ürün yemeyin, artı asitli içecekler yani kolalı içecekleri asla evinize bile sokmayın. Bunlar olmazsa olmazlar. Bir de suni tatlılar var. Suni sakkaroz, glikoz, bunları asla kullanmayın. Mesela mısır şurubu veriyorlar. Mısırın geni değiştirilmiş zaten. Bu yüzden ben şöyle diyorum; dışarıdan tatlı alanın yüzü gülmez. Ayrıca her gün yeşil çay içiyoruz, bağışıklık sistemini artırmak için bir avuç badem, ceviz, çekirdekli kuru üzüm, hurma, incir ve kuru kayısı yiyoruz. Bunların bir kısmı immün sistemini güçlendiriyor, bir kısmı toksini atıyor. İncir ve kayısı bağırsakları açıyor, öbürleri de kanı temizliyor. Artı her gün sebze ve mutlaka yemeklerin altına bir tabak salata yiyoruz. Rokadır, maydanozdur, dereotudur, teredir, ne bulursanız ama mevsim salatası... İnsan kurtuluşu mevsim salatasında. Her çayın içine bütün yemeklere tatlı ve çorbalara her şeye limon koyun.

DİĞER YENİ YAZILAR