İşte komisyonun Türkiye raporu!
Avrupa Komisyonu Türkiye’nin son ekonomik performansının hem “yüksek bir potansiyel” hem de ekonomisinin “dengesizliklerini” ortaya koyduğunu bildirdi.
AK, görece yüksek enflasyonun büyük bir zorluk oluşturmaya devam ettiğini belirtirken, “Makroekonomik politika karışımının yeniden dengelenmesi para politikası üzerindeki yükün hafiflemesine yardımcı olur. Orta vadeden uzun vadeye, uluslarararası rekabetin artırılması için yapısal reformlar yoluyla mal, hizmet ve emek piyasalarının işlevsel olması esastır” dedi.
Avrupa Komisyonu Ekonomik ve Finansal İlişkiler Direktörlüğü’nün “AB’ye katılım için gerekli ekonomik kriterleri karşılamadaki ilerlemeler” başlıklı raporu açıklandı. Raporda aday ülkelerin ekonomik durumları değerlendirildi.
“TÜRKİYE İŞLEYEN BİR PİYASA EKONOMİSİ”
Raporun sonuç bölümünde, ekonomik kriterler açısından Türkiye’nin işleyen bir piyasa ekonomisi olduğu, kapsamlı yapısal reform programı uygulamasının hızlanması şartıyla orta vadede Birlik içindeki piyasa güçleri ve rekabet baskısıyla başa çıkması gerektiği belirtildi.
İki yıl yüzde 9’luk güçlü büyüme oranlarından sonra Türkiye GSYH büyümesinin 2012’e yüzde 2.2’ye yavaşladığı, buna iç talep büyümesiyle ile dış ticaret dengelenmesinin, cari işlemler açığında geçici bir daralmanın ve enflasyonda düşüşün eşlik ettiği belirtilen rapora şöyle devam edildi:
“2013’ün ilk yarısında GSYH büyümesi yeniden 3.7’ye doğru güçlendirdi. Aynı zamanda cari işlemler aığı yeniden arttı ve türetici fiyatları yeniden hızlandı. Kamu borcunun GSYH içindeki payı düşmeye devam etti ve şu anda yüzde 40’ın altında. Mayıs ayından bu yana, merkez bankasının döviz kurlarına istikrar kazandırma ve sermaye çıkışlarını sınırlandırma amacıyla verdiği acil reaksiyonlara neden olan iç ve küresel faktörlere bağlı olarak finansal piyasalar baskı altına girdi.
Türkiye’nin son ekonomik performansı hem yüksek bir potansiyeli ve ekonominin dengesizliklerini gösteriyor. Dış tarafta, büyük yapısal cari işlem açıklarının finansmanına yönelik sürdürülebilir sermaye akışlarına güven Türkiye’yi büyük döviz kuru dalgalanmaları ve ekonomik aktivitede yükseliş ve çöküş döngüsüyle sonuçlanan küresel risk algılamasındaki değişikliklere karşı kırılgan kılıyor. Bu kırılganlığın üzerine gitmek ulusal tasarrufları artırmaya yönelik önlemler gerektiriyor ve maliye politikası bu konuda önemli bir role sahip bulunuyor. Mali kuralın kabulü bütçede şeffaflığı ve kredibiliteyi artıracak önemli bir mali çapa tedarik edecek.”
Avrupa Komisyonu görece yüksek enflasyonun büyük bir zorluk oluşturmaya devam ettiğini belirtirken, “Makroekonomik politika karışımının yeniden dengelenmesi para politikası üzerindeki yükün hafiflemesine yardımcı olur. Orta vadeden uzun vadeye, uluslarararası rekabetin artırılması için yapısal reformlar yoluyla mal, hizmet ve emek piyasalarının işlevsel olması esastır” dedi.
