Gazete Vatan Logo

Hayatın başarmak olmadığını bana kızım öğretti (1)

Yeni başkan Yıldırım Demirören'in listesinden Beşiktaş'ın yönetim kuruluna giren Reha Muhtar, üç ay içinde "Beşiktaş TV"yi kurmaya hazırlanıyor. "Hayatta taze kalmak" için artık haber bülteni sunmadığını söyleyen Muhtar'ın yaşamı boyuncu öğrendiği tek şey şuymuş: "Bütün kadınlar megastar gibi ilgi bekler."

Reha Muhtar beni şaşırttı. Aslına bakarsanız kendisini yakından tanıyan herkes söylemişti; "aslında duygusal adamdır." Niye aslında? Çünkü yıllarca onu tv ekranı önünde haber bülteni sunarken izledik, tartışma programlarında gördük, sonra Nilüfer'le yaşadığı aşkın kareleri düştü gazete sayfalarına. Haber bülteni tarzı, bana kalırsa başlı başına tez konusu. Türk toplumunu tanımak isteyenler için bulunmaz bir rehber. Bunlar bir yana, ben henüz Beşiktaş Kulübü yönetimine girdiği için kendisiyle görüşmeye gidip, spor dışındaki konulara da girdim. Zaten o da sporun adrenalinini artırdığını söylerken şöyle bir itirafta bulundu: "Erkek erkeğe gezmeyi sevmem, mutlaka kadınlar da olmalıdır her yerde, ama kulüp işi başka iş!"

* Kalbinizin kompartmanlarından birinde Beşiktaş olduğunu söylemişsiniz, diğer odacıklarda neler var bilmediğimiz?
Bunu şu nedenle söylemiştim; Atina'da uluslararası gazetecilik yaparken Türkiye'ye dönmeye karar verdiğimde herkes "aman yapma" dedi. O sırada TRT dahil dört yere çalışıyordum. Ama o iş artık beni monotonlaştırmıştı. Yedi yıl orada çalışmıştım. Sonra 11 yıl programcılık yaptım. Yani o sırada odacıklarda programcılık vardı. İşimde tatmin olduktan sonra mutlaka yenilik yapmak isterim. Yoksa ben de Mehmet Ali Birand gibi 24 senedir uluslararası gazetecilik yapan biri olabilirdim. Öyle olmayı tercih etmedim.

* Şimdi Akademi Türkiye'desiniz. Niye oradasınız?
"Haberciyim orada ne işim var" diye düşünmedim. Bunlar da benim kişiliğimin parçaları. Onu yapmaktan da zevk alıyorum.

Anchormanlikten indirilmişimdir!
* Çok uzun bir süre her akşam tv ekranındaydınız, üstelik en çok izlenen haber bültenini hazırlayıp sundunuz. Özleniyor mu ekran?
Özlesem yaparım. Bana teklif geliyor, sürekli de gelir herhalde. Ama yapmak istemiyorum artık. Günlük haber bülteni çok ağır bir tempo. Bana da son zamanlarda ağır gelmeye başlamıştı. Şimdi program yapıyorum. Ben bir iş yaparken onu farklılaştırmak istiyorum ama bir işi uzun süre yaparsanız farklılaştırmak için enerji bulmanız zorlaşır. Japonya'da yöneticileri 4-5 yılda bir değiştirirler. Nedeni budur. İnsan her ne kadar "döngünün içine girmeyeceğim" dese de girer. Ben hayatı hep taze yaşamak, hayatta taze kalmak istediğim için şu anda haber bülteni sunmuyorum.

* Anchormanlikten indirildiğiniz söylenenler arasında. Siz ne düşünüyorsunuz, indirildiniz, bitirildiniz mi?
İndirilmişimdir (gülüyor). Yedi yıl en çok izlenen haber bültenini yaptım. Yedi yıl geçilemeyen adamdım. Bu rakipleri çok rahatsız etti. Bir de hayatta her zaman bir şeyi ilk yapanlar büyük saldırılara uğrarlar. Ben haber bültenlerinde bir ilki yaptim bu yüzden de çok eleştirildim. Muhafazakârlar yenilikleri istemedi. Yerini korumak isteyenler, "bir dakka ne oluyoruz" dediler.

* Bunlar tarzınıza yönelik bir karşı duruş muydu yalnızca? Siz haber bülteninde hep insanı ön plana çıkardınız, insan haberlerini ilk haber yaptınız. Neydi sizin kıstasınız?
Bence önemli olan insan hayati ve insanın mutluluğu. İnsanlar kendi başlarına gelmiş ya da gelebilecek, kendilerini o insanın yerine koyabilecekleri konulara daha yakın duruyorlar. Ve bunu da izliyorlar. Ben kendi hayatımda sosyolojik genellemelerden çok psikolojiye inanırım. Sosyolojik genellemelerden her zaman uzak dururum. İnsanların sürü psikolojisine girmelerine neden olan unsurlardan birinin bu genellemeler olduğunu düşünüyorum. O dediğiniz dönemde benimle birlikte aynı saatlerde haber yapan tam dört ulusal kanal vardı. Onların tercihleri, ilk haberi farklıydı. Herkesin elinde kumanda var, tercih izleyende.

* Tüm dünyayı ilgilendiren savaşlar, katliamlar ya da politik bir gelişme değil de insan hayatı. Temelde farklılık bu muydu?
İnsan hayatına olan ilgi yalnızca Türkiye'de yok, dünyada da bu böyle. Bakın en çok gişe yapan filmlerin konusu da insan hayatıyla ilgilidir. En çok insan hayatıyla ilgili kitaplar okunur. Amerika'da da böyle, Avrupa'da da. Bir de ben samimi olduğum için sevildiğimi düşünüyorum.

* Sizi sevmeyenler bile izlerdi, bu da doğru değil mi?
(Gülüyor) Her gün ekrana çıkıyorsunuz. Kimse izleyiciyi zorlamadı bizim haber bültenini izlemesi için. Galiba biraz şöyle oldu, söylenenler farklıydı, yaşananlar farklı. 65 milyona yönelik bir iş yapınca mutlaka seveniniz de olur, eleştireniniz de.

Çocuklarımla rekabet etmek istemem
* Siz aynı zamanda bu kadar eleştireye rağmen taklit de edildiniz. Sizi taklit edenleri izleyince ne düşünüyorsunuz?
Ben ilk olduğum için eleştirildim, daha sonra benzer iş yapanların çıkması doğal. Şimdi beni en çok mutlu eden tüm ulusal kanallarda, haber kanallarında yetiştirdiğim kişilerin olmasıdır. Star'dan atv'ye, NTV'ye kadar tüm kanallarda benim ekibimden çıkmış çok kişi var. Demek ki yapmak istediklerimi yapmışım. Onlar benim çocuklarım, şimdi onların karşısına çıkıp rekabet etmem.

* Gazeteciliğiniz çok eleştirildi. Reyting kaygısı ve gazetecilik arasında kaldınız mı?
Hakan Şükür bu ülkede en çok gol atan adam, ödülleri var ama adamın ne Şabanlığı kaldı ne beceriksizliği. Biz böyle bir milletiz. Başarılı olanı aşağı çekiyoruz, başarılı olanın yaptıklarını unutuyoruz. Fatih Terim'e de aynı şeyi yaptık. Nereye koyacağımızı bilemedik sonra da sildik. Ben gazeteciliğimin izlendiğini biliyorum. Canlı yayında rüşveti ispatladık. Programımda canlı yayında rüşvet pazarlığını gösterdim. Bu gazeteciliktir. Böyle habercilik de izlenir. Şimdi bakıyorum efsane güzel bir yerde.

* Yakın çevrenizden kime sorsak "görünüşüne bakma, aslında çok duygusal adamdır" diyor sizin için... Sevdikleri için yaşayan biri misiniz?
Ben kalbimin sesini dinleyerek yaşarım. Çok duygusal bir adamım. Yengeç burcuyum, kalbimin sesini dinlemek sanırım burcumun da bir özelliği.

* Reha Bey peki o zaman, bir daha bir kadına bağlanır mısınız?
(Tüm röportaj boyunca tüm soruları tıkır tıkır yanıtlayan Reha Muhtar bu soruda durup bekliyor) Bağlanmam diyemem. Çok duygusal bir şey bağlanmak. Bağlanmayı istemek. Bağlanabilir miyim bilmiyorum ama "hayır bağlanmam" demek tuhaf olur. Evlenir misin, diye soruyorsan, öyle bir niyetim yok.

Devamı

Haberin Devamı