Gazete Vatan Logo

Hayatın başarmak olmadığını bana kızım öğretti (2)

Yeni başkan Yıldırım Demirören'in listesinden Beşiktaş'ın yönetim kuruluna giren Reha Muhtar, üç ay içinde "Beşiktaş TV"yi kurmaya hazırlanıyor. "Hayatta taze kalmak" için artık haber bülteni sunmadığını söyleyen Muhtar'ın yaşamı boyuncu öğrendiği tek şey şuymuş: "Bütün kadınlar megastar gibi ilgi bekler."

* Evliliğe karşı mısınız?
Evlilik müessesesine karşı değilim, yalnızca kendim için doğru bulmuyorum. Bağlanmakla ilgili konuşmak çok iddialı. Sen de bunu seviyorsun, biliyorum. Bu soruyu yanıtlamak zor. Çok yakın mesafeye girdiğinizde kişilik çatışması yaşıyorsunuz, bu da ilişkiyi çok etkiliyor. İnsanın kuşkusuz paylaşmaya ihtiyacı var. Benim artık her şeyim var diyemezsiniz, mutlaka paylaşacaklarınız vardır.

* Size benzer konumdaki erkeklere bakınca, birlikte oldukları kadınlar genelde aynı kulvarda olmadıkları kadınlar oluyor. Hatta kendilerinden çok genç, hayat tecrübesi ve standartı olarak çok düşük kadınlar. Siz, sizin kadar ünlü biriyle oldunuz. Soru bir; sizin için dengi dengine olmak önemli midir? Soru iki, yoksa kendinizi tutmaz, tartmaz mısınız?
Bir insanla ilişkiye başlarken dengi dengime olsun diye düşünmezsiniz. O andaki ruh halinizle ilgilidir bu. Ne son sevgilimi ne de öncekileri planladım. Mantığımdan çok kalbimi dinleyen bir adamım. Dolayısıyla kesin çizgilerle ayırmak yanlış. Sizin duygularınıza hitap edecek, paylaşabileceğiniz biri olmalı. Sıradan bir iş de yapabilir megastar da olabilir. Ama birlikte yürümek güzel bir şeydir.

Ayşe Nazlı büyüdü, dillendi ve bana baba dedi
* Ya siz hepsine açık mısınız?
(Gülüyor) Ben hayatta bir şey öğrendim; kadınların duyguları aynı. Yani bir kadının duygusu şöyle diğerininki böyle demem. Bir megastarın beklentileriyle herhangi bir kadının beklentileri aynı. Her kadın sonsuz ilgi istiyor. Bütün kadınlar megastar ilgisini her daim bekliyorlar.

* Nilüfer Hanım'la olan ilişkinizde başka bir duyguyu yaşadınız ve "baba" oldunuz. Ayşe Nazlı size ne öğretti?
Benim Nilüfer Hanım'la ilişkim sırasında Ayşe Nazlı ile aramda farklı bir iletişim oldu. Ben hiçbir zaman çocuk planları yapmadım. Altı aylık bir bebekti Ayşe Nazlı, o sırada Nilüfer'in albüm çalışması vardı. Ben klipte Ayşe Nazlı'nın olmasını istemiştim. Ama olmadı. O kız büyüdü, dillendi ve bana "baba" dedi. Beni çok mutlu eden bir ilişkimiz var. Ne öğrettiğine gelince... Hayatın yalnızca başarmak ve hırs olmadığını bana Ayşe Nazlı öğretti. Başarmak önemlidir ama hayatta paylaşmak da çok önemlidir.

Ailemin Fenerbahçeli ol baskısına rağmen Beşiktaşlı oldum
Ailesindeki herkesin Fenerbahçeli olmasına rağmen o Beşiktaşlı olmayı tercih etmiş. Kendisiyle ilgili verdiği ilk karar bu. Altı yaşından beri Beşiktaşlı olan Reha Muhtar'ın hayatında değişmeyen tek şey de Beşiktaş...

* Dik kafalı bir çocuk muydunuz?
Biraz öyle olduğumu söylerler.

* Beşiktaş hayatınızda nasıl bir yer tuttu? Sporla yatıp sporla kalkan erkeklerden misiniz siz?
44 yaşındayım, altı yaşından beri aynı takımı tutuyorum. Hayatımda çok şey değişti. İstanbul'da doğdum. Ankara'ya gittim, Atina'da çalıştım. Gazeteci oldum, aklımda televizyonculuk yoktu televizyoncu oldum. Berlin'de yaşadım. Fransa'da yaşadım. Evlendim, boşandım. Sevgillilerim değişti. Ama hayatımda annem babam dışında değişmeyen tek şey Beşiktaş. Hayatımın önemli bir parçası bu.

* Beşiktaş TV'yi kuruyorsunuz, üç ayda hazır olabilecek mi?
Bunu benden kolay kim yapar? Ben üç ayda kanalı hazırlarım.

* Yıldırım Dömerören için en çok söylenen sözlerden biri "Tribünlerden gelen başkan." Bu aynı zamanda tehlikeli değil midir? Tribünlerin rüzgarı tersten eserse, aynı hızla başkan da gider mi?
Bu işin iki yönü var. Yıldırım Demirören de söyledi: Taraftar ateş gibidir, uzak kalırsanız soğur, çok yakınlaşırsanız yakar. Tribünler yalnızca tribün terörüyle anılır oldu, bu yanlış. Takımları takım yapan taraftarlardır. Muhteşem taraftarı olmayan bir kulüp, kulüp değildir. Tribünlerin getirdiği bir başkan olmak ileride sakıncalı olabilir mi? Siz taraftarla ilişkinizi iyi kurarsanız, siz Beşiktaş'tan başka bir şey düşünmezseniz taraftar sizi anlar. Futbolda yöneticilik özellikle de başkanlık dünyanın en zor işi. Camianın beklentileri karşılanmadığında hemen tukaka olabiliyorsunuz.

Alaattin Çakıcı'yla bakanların da ilişkisi var!
* Sinan Engin ile Çakıcı ilişkisi yeni öğrenilen bir ilişki miydi? Sinan Engin takımın menajeri olduğunda da Engin-Çakıcı ilişkisi konuşulmuştu. O zaman da asbaşkan Yıldırım Demirören'di. Ne değişti o günden bugüne?
Kimin kime merhaba diyeceğine karar veremezsiniz. Futbolda pasta çok büyük. Bu pastadan pay almak isteyen farklı kesimler var. Milyon dolarlarla ifade edilen bir pastadan söz ediyoruz. Ama geçmişten bugüne baktığımızda olayda bir farklılık var. Pasaport işi çok farklı bir boyut. Çakıcı ile bakanların da ilişkisi var. BJK'yi ilgilendiren konu kulübün bu işlerle bağlantısıdır. Ben bu konuda Beşiktaş'ın üzerine fazla gidildiğini düşünüyorum. Kişilerin ilişkilerine bir şey diyemeyiz ama Beşiktaş'ın bu çevrelerle ilişkisi yoktur. Beşiktaş dört yıl şerefli ikincilik aldı. Eğer Beşiktaş bu çevrelere yakın olsaydı şerefli ikincilikler mi alırdı?

* Belki diğer kulüplerin de o türden sıkı ilişkileri vardır... Futbolda mafyalaşmanın yalnızca bir kulüple olduğunu iddia edemeyiz...
Ona bir şey diyemem. Şunu biliyorum, Beşiktaş masa başı oyunlarıyla hep son dakikalarda kaybeden bir kulüp. Başka dünyalarla ilişkisi olsa hep kazanırdı. Beşiktaş hakkı yenmiş bir kulüptür.

* Çakıcı 1984 yılında kulüp üyesi yapılmış, şimdi atılacak mı üyelikten?
Divan Kurulu bu konuda karar verecek Dört başkan adayı biraraya gelip bu kararı verdi. Divan Kurulu'nun kararı bekleniyor.

Haberin Devamı