Erdoğan, 3 Yıl Sonra TÜSİAD'da
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 3 yıl aradan sonra ilk kez bir TÜSİAD toplantısına katıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılım ile gerçekleştirilen TÜSİAD Yüksek İstişare Konsey Toplantısı İstanbul Four Seasons Bosphorus Otel’de gerçekleştiriliyor.
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi toplantısının açılış konuşmalarını TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Erkut Yücaoğlu ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Dinçer gerçekleştirdi.
3 yıl aradan sonra bir TÜSİAD davetine olumlu cevap veren Erdoğan, şu anda konuşma yapıyor.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şu şekilde:
"2001 KRİZİNİ UNUTMAYIN"
- Bu buluşma vesilesiyle TÜSİAD Başkanı Haluk Dinçer'e ve yönetim kurulunda görev alan arkadaşlara üstün başarılar temenni ediyorum.
- Türkiye'de taş üstüne taş koyan üreten, ihracat yapan, istihdam oluşturan TÜSİAD işadamlarına şükranlarımı sunuyorum.
- 2003-2014 yılları arasında Başbakanlık yıllarımda en önemli gündem maddemiz ekonomiydi. 2001 yılında yaşanan krizi hatırlıyoruz. O büyük kriz büyük sıkışmanın sebebi oalrak ortay çıkmıştı. Yıllardır gelen istikrarsızlık kriz enerjisinin birikmesine yol açmış, o enerji açığa çıkarak Türkiye'yi alt üst etmişti. 28 Şubat müdahalesi halkın oylarıyla gelen iktidarı postmodern darbe yöntemleriyle görevinden uzaklaştırmıştı.
- Seçimle gelen hükümet manşetlerle, açıklamalarla, çeşitli ayak oyunlarıyla görevinden uzaklaştırıldı. Seçilene seçildiği süre içinde saygı duymak, sandık zamanı geldiğinde kutlu halk iradesi sandıkta indirir. Bu bedeli ödedik, belirsizlik istikrarsızlık yatırımların önünü kesti.
- 28 Şubat sonrası süreç hiç kimseye birşey kazandırmadı. Bunun istisnası azınlık olabilir. 28 Şubat süreci çok küçük azınlığa kazandırmış olabilir. Ama bu süreçte sanayicisinden KOBİ'sine çok ciddi bir kayıp yaşadı.
NE ZAMAN TÜRKİYE İLERİ GİTSE...
- Türkiye'de öyle bir döngü inşa edilmiş ki ne zaman işler iyiye gitse o zaman darbe oluyor. O zamanlarda kaos, kriz ortaya çıkmış. Türkiye bunu defalarca yaşadı.
- Dün idam yıldönümü olan merhum Menderes'in başındaki hükümet ekonomiyi büyütüyor refahın tüm halka yayılmasını sağlıyor. Ancak sonra manşetler atılıyor, ekonomik operasyonlar gerçekleştiriliyor ardından darbeyle devriliyor. 70'lerde aynı şekilde Türkiye ivme yakalayınca sokakalara anarşi geldi, ardından darbe geldi.
- Merhum Özal'ın başlattığı reform süreci 28 Şubat'ta kesintiye uğradı. İçeride ve dışarıda birileri sadece biz kazanalım dediler. Yüksek faizle biz kazanalım dediler.
- Görev aldığımız hükümetler bu kısır döngüyü kırmak için çalıştı. Herkes kazanacak dedik. Bizim en önemli hedefimiz Türkiye'nin adaletle birlikte kalkınması oldu. Terk edilmiş, unutulmuş, bölgeler vardı. 780 bin km karelik tamamının ihyası bizim hedefimiz oldu. Başbakanlık döneminde mezralara köylere ulaşan bir başbakandım. 30 büyükşehirle birlikte Türkiye'nin yüzde 75'ine ulaşacak olan Türkiye'de modernleşme daha geniş kitlelere ulaşacak.
BÜYÜME BEKLENTİSİ YÜZDE 3
- Çiftçinin üzerinde çok büyük faiz yükü vardı. Esnafın faiz yükünü azalttık. Sanayiciyi ağır yüklerden kurtarırken işçileri de unutmadık. İşsiz yoksul kesimi de sosyal politikalarımızı da destekledik. Türkiye'de 6 teşvik bölgesi var. TÜSİAD Başkanı Dinçer ile de konuştum. Özellikle 6., 5. 4. bölgelerde yatırım yapmanızı bekliyoruz dedim. Bizim görevimiz ön açmaktır. Bu yol açılmıştır. Buralarda yeterki yatırım yapalım. Bu bölgelere yapılacak yatırımlar ciddi sıçramayı beraberinde getirecektir. Maliyet girdiler çok çok düşük olacaktır desteklerle birlikte oluşturduğumuz zemin sanayimizde farklı gelişmelere fırsat verecektir.
- Türkiye ekonomisi 2003-2013 arasında yüzde 5 oranında büyüme kaydetti. Bu sene yüzde 3 gibi büyüme öngörülüyor.
- Bugün İstanbul sermayesi kazanırken Anadolu'nun kaybettiği değil, herkesin kazandığı bir ülke var.
"BİR BANKAMIZIN YÖNETİM KURULU BAŞKANI DİYOR Kİ..."
Bir bankamızın yönetim kurulu başkanı bir ifade kullanıyor: Neymiş, elde edilen başarılara gölge düşmüş. Türkiye'nin itibarı zedelenmiş, hukuk sistemi sorgulanmaya başlamış. Bu bankayı inceleme yaptırdım. Mevduatları 8 kat aktifleri 6 kat büyümüş. Kusura bakmyın, yan gelip yatan bir Cumhurbaşkanı yok. Nerede yanlış var bunu incelettirmek zorundayız. Bu ülke hepimizin. Kastedilen nedir?
Bakın Gezi Olayları ve 17-25 Aralık darbe girişimi... Bu çirkin olaylar karşısında dimdik durduğumuz için son 10 yıldır karlarına kar katanlar eleştiriyor. Ağaç, dediler, çevre deiler günlerce sokakları işgal ettiler. Biz 700 milyon ağaç diktik. Fidan olarak 2 milyar 300 milyon.
"DİK DURMASAYDIK UKRAYNA GİBİ OLURDUK"
Gezi ifadelerinde "Telefonla konuşurken alkollüydüm" diyor. Arkadaşlar Gezi olaylarının benzerleri Ukrayna'da, Mısır'da Suriye'de yaşandı görüntü ortada. Mısır'da seçilmiş cumhurbaşkanını yanındaki Milli Savunma Bakanı olan zat darbeyle indirdi. Halkın iradesine saygı diyeceksiniz, milli iradeyi getiren bir başkana saygı duymayacaksınız. Bir günde 5 bini aşkın insanı öldürdüler. Ukrayna'da ülke bölünmenin eşiğine geldi. Bunu masum halk hareketi gibi başlayan eylemlerle buraya getirdiler. Suriye'de 6 milyona yakın göç var 1.2 milyonu bizim ülkemizde.
İnanın Gezi olayları karşısında biz dik durmasaydık çok farklı Türkiye'de yaşıyor olacaktık. Aynı şekilde 17-25 Aralık darbe girişimi. Bazılarının paralel yapıyı açık açık desteklediğini görüyoruz. 17-25 Aralık darbe girişimi aynı zamanda eski Türkiye'yi diriltme girişimidir. İstedikleri zaman 24 saat içerisinde hükümeti götürürüz, yenisini getiririz mantığı. Faiz lobileri adeta ellerini ovuştururdu. Bütün dert bu.
Emniyette dönemin başbakanı diye tutanaklar tutuluyor. Bu tutanakları tutanları ihanet çetelerini kol kanat germeye çalışanlar oldu. Sonra çıkıp uluslararası itibarı zedelendi diyorlar. ABD medyasında 3 haber çıktı diye bu ülkede itibar zedelenmez.