Gazete Vatan Logo

Rus Temsilci ABD'ye saydırdı: Meksika'da benzer bir şey yapsak...

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Afganistan Özel Temsilcisi Zamir Kabulov, ABD'de devlet başkanlığı seçimini kazanan Donald Trump'ın Afganistan'a yeni bir Amerikan yaklaşımı getirmesi beklediklerini söyledi.

Rus Temsilci ABD'ye saydırdı: Meksika'da benzer bir şey yapsak...

Kabulov, yaptığı açıklamada "ABD, 15 yılda tek başına 1 trilyon dolar harcadığını iddia ediyor. Nasıl harcadıklarını bilmem ama, paranın tamamı Afganistan'a gelmedi. Fark etmez, bu bizim paramız değil. Kendi paralarını kendileri saysın. Bizim için bu paranın Afganistan'a gelmesi önemli. Bir zamanlar Sovyetlerin yaptığına benzer işler için geldi. Ama nafile. Bu nedenle duruma baktığımız da Trump'ın bunu değiştirmek için bir şeyler yapacağını varsayıyorum." ifadelerini kullandı.

ABD'de devlet başkanı seçilen Donald Trump'ın Afganistan'a yeni bir Amerikan yaklaşımı getirmesini beklediklerine işaret eden Kabulov, şunları söyledi:

"(ABD) Sadece Rusya için değil Çin, İran, Pakistan gibi bölgedeki diğer önemli aktörleri de ilgilendiren bazı şeylere eğilmeli. ABD Afganistan'daki savaşı kaybetti. Bu yenilginin sonunda, Barack Obama bir yandan Afganistan'daki asker sayısını azaltırken diğer taraftan Afganları BSA'yı (ABD-Afganistan Stratejik Ortaklık Anlaşması) imzalamaya zorladı. Önce bunu (eski Devlet Başkanı) Hamid Karzai ile denediler, daha sonra yeni yönetime (Afgan topraklarında) dokuz Amerikan üssü verilmesini öngören söz konusu anlaşmayı imzalattılar. Türkiye'de sadece bir üsleri var, Afganistan'da dokuz büyük üssü var, artı on askeri üssü kullanma hakları da bulunuyor."

Haberin Devamı

Kabulov, bu durumun kendilerini rahatsız edip etmediği sorusuna da "Elbette. Neden kimse için rahatsız edici olmasın ki? Neden Afganistan'da? Afganistan nerede, ABD nerede! Meksika'da benzer bir şey yapsak, bu ABD için rahatsız edici olmaz mı? Küba'da bunu tecrübe ettik. Sonuçlarını biliyoruz. Bunun modasının geçtiğini düşünüyorum." yanıtını verdi.

Özel Temsilci Kabulov, sözlerine şöyle devam etti:

"Amerikan maşası Şah’ın yanında Afganistan’ın da aynı safta yer almasının büyük sorun olacağı algısı vardı. Askeri üsler ve roket rampaları oldukça önemliydi. Teknoloji bugünkü kadar gelişmemişti. Sovyetler Birliği Komunist liderliği belki de Afganistan’ın Amerika tarafına geçme ihtimalinden endişeliydi. Daha sonra 'Ruslar Pakistan’a da girecek, sıcak sulara inmek istiyorlar' gibi aptalca yorumlar yapıldı. Bununla ilgili tek bir doküman yoktur, daha da ileri gidilmesini kimse tartışmadı. Ancak, her durumda Afganistan'da bulunmak önemliydi."

Haberin Devamı

Sovyetler Birliği'nin Afganistan'a girmesinin yanlış bir karar olduğunu belirten Kabulov, "Evet yanlış bir karardı. Bunu kabul ediyorum. İki kere yanlıştı hem de. Birincisi biz bunu yapmamalıydık. İkincisi de girdikten sonra oradan hemen çıkmalıydık." diye konuştu.

Taliban ile ilgili soruları da cevaplayan Kabulov, "Öncelikle Taliban'ın homojen bir yapı olmadığını söyleyerek söze başlamak istiyorum. Taliban içinde neredeyse birbirinden ayrı ideolojilere sahip diyebileceğimiz farklı kanatlar var. Ama temelde, ana liderlik, halihazırdaki liderlik ve üyelerinin büyük çoğunluğu, Afganistan'da edindikleri tarihi tecrübenin sonucu olarak artık yerel bir güç haline geldi. Küresel cihat iddiasından vazgeçtiler. Usame Bin Ladin'in yolundan gitmiş olmaktan dolayı mutsuz ve pişmanlar. Ve ben o yılları çok iyi hatırlıyorum, bire bir fiziksel olarak görüp şahit oldum. 1994'de, 1995'de Kandahar'daydım. Genç Taliban mensuplarıyla pazarlıklarda bulundum." dedi.

Haberin Devamı

Molla Ömer ile de tanıştığını belirten Kabulov, "Fakat Taliban içinde Hakkani Örgütü gibi ideolojisi daha radikal, daha DEAŞ'a yakın gruplar var. Bunlar tüm o radikal fikirlerden henüz arınmış değiller." ifadelerini kullandı.

El Kaide tehdidinin bitmediğine ancak küçüldüğüne dikkati çeken Kabulov, "Rakibi DEAŞ ondan çok daha akıllı hareket ediyor. El Kaide'nin yaptığı hatalardan ders çıkardılar. Siyaset ve planlama bakımından çok daha sofistike hale geldiler. Elbette her bakımdan başarılı değiller. Suriye'de ve Irak'ta kimsenin kendilerine meydan okuyamayacağını düşündüler ve hata yaptılar. Ama bu bittikleri anlamına gelmez. DEAŞ’ın tek bir lideri olduğuna inanmıyorum. (Ebubekir) Bağdadi ya da başka biri sadece bir olgu. Merkezi olan liderlik değil, merkezi olan tek şey ideoloji ve bu ideoloji birçok insan tarafından paylaşılıyor. DEAŞ ve benzeri olgular dünyanın sorunları devam ettikçe var olacak. Demek istediğim, İslam dünyası Batı tarafından bastırılmış hissettiği, bazı Müslüman ülkelerde liderler çok zenginken halkın yoksulluk içinde olduğu, bu eşitsizlik sürdüğü ve herkes Batı'yı İslam alemini sömürdüğü için suçladığı sürece bunlar var olacak." dedi.

Haberin Devamı

Sovyetler Birliği, Pakistan'ı istila etmeyi düşündü mü?
Kabulov: Varsayım olarak bunu konuşabiliriz, O zamanlar daha yeni diplomat olmuştum. Sovyetler elçiliğinde çalıştım, fakat hiçbir zaman oradaki bütün güvenli sığınakları yok etmek için Pakistan'ın işgal edilmesiyle ilgili bir şey duymadım. Sovyet liderliği, böyle bir şeyin daha büyük savaşlara neden olabileceğini, taşıdığı tehlike ve riskleri fark etti. Pakistan'ın zaten nükleer savaş başlığı vardı. Pakistan, o zamanlar herhangi bir test yapmadı. Ama biz, bazı şeylerden şüphelendik. Çünkü çok fazla faktör vardı ama ben bununla ilgili bir şey duymadım. Bununla ilgili hiç konuşulmadı. Fakat Pakistan'da böyle üslerin operasyonel olarak nasıl bertaraf edileceği konuşulurdu ve bunu konuşmak doğaldı.
Pakistan'ın nükleer silaha sahip olmasına kim izin verdi?
Kabulov: Sovyetler Birliği, Pakistan'ın dostu değildi.
ABD olabilir mi?
Kabulov: ABD, Çin... Pakistan çok sayıda dosta sahipti. Hangisi bilemem. Herkes, Dr. Abdülkadir Han'ı suçladı. Fakat birileri yardım etmiş olmalı. Büyük güçlerin ortak bir kararı değildi.
Afganistan işgali ne zaman sona erdi? Bazıları 1988 diyor. Ama sanki daha erken bitti. Siz ne düşünüyorsunuz?
Kabulov: Bizim oradan gitmemiz gerektiğini 1985'te fark ettik. Biz bunu düşünürken Gorbaçov geldi. Cenevre görüşmeleri başladı. Bu görüşmeler oldukça uzun sürdü. Sovyetler Birliği, bu süreci Gorbaçov'un başlattığına inandı. Afganistan'daki varlığımız, Sovyetler Birliği'nin gelişmesine engel olarak görülüyordu. O yüzden 1985 oldukça önemliydi, birçok nedenden dolayı orada kayıplarımız arttı. Afganistan, bazı sorunları artırdı. Fakat o zamanki ekonomik problemleri sadece Afganistan'daki harcamalara bağlamak doğru değil. Sovyetler Birliği'nin yapısal sorunları da vardı.
Bazıları, Stinger füzelerinden bahsediyor,
Kabulov: Stinger füzeleri önemli rol oynadı. Özellikle askeri helikopterlere karşı. Şimdi, Afganlar bizden askeri MI-35 helikopterlerini alma konusunda oldukça kararlılar. O zaman için bunlar, en popüler ve etkili savaş helikopterleriydi. Stingerler özellikle onlara karşı etkili oldu.
Fakat siz, Sovyetler Birliği'nin çekilme kararını 1985'de verdiğini söylediniz. Stinger roketlerinin tedarik edilmesi daha sonra oldu.
Kabulov: Evet, fakat söylediğim gibi, 1985 yılında çok fazla kayıp verdik. Amerikalılar, Suudi Arabistan, herkes Afgan mücahitleri destekliyordu. Bu da onları daha da güçlü hale getirdi. 1985'e doğru mücahitlerin sayısı oldukça yüksekti. Sovyetler'e ve Afgan ordusuna büyük bir darbe vurabildiler.
Bu kayıplarla ilgili istatistiksel bilginiz olmalı.
Kabulov: Görüyorsunuz, Afganistan ve orada savaşanlarla ilgili bir çok kitabım var.
Gennady Gerasimov'u hatırlıyorum. O zaman Sovyetler Birliği sözcüydü. Resmen Afganistan’da 15 binden fazla askeri kayıp verildiğini açıklamıştı.
Kabulov: 15 bin 545 gibi bir şeydi.
Bu sondaki kayıplardı. Orduda görev yapan ve yaralanan askerleri de sayarsanız sayı belki de daha çoktur.
Kabulov: Belki de.
Diğer taraftan bazıları yaklaşık 1 milyon Afganın hayatını kaybettiğini söylüyor.
Kabulov: Bu gerçek değil. Bu istatistikleri bir çok defa duydum.
Sizin istatistikleriniz nedir?
Kabulov: Kimse, hiç kimse hesaplamadı. Afganistan’da yapılan en son nüfus sayımı, Nisan Devrimi öncesinde, 1978’de Davud Han yönetimi zamanında oldu. Afganistan'ın nüfusu o zaman 15,2 milyondu. Bu rakamlar, Amerikalılar ve diğerleri tarafından tüm dünyanın aklına "şu kanlı Rus canilerin yaptıklarına bakın" fikrini sokmak için icat edildi.
Sizin istatistikleriniz var mı? Sizden böyle bir cevap bekliyordum. ABD ve Batı, insanları etkilemek ve desteklerini almak için bunu hep yapar ama sizin istatistikleriniz nedir?
Kabulov: Hayır, Afganistan'da bu tür istatistik yapacağımızı nasıl düşünüyorsunuz? Biz orada savaştık, orada bir müddet kaldık. Kimse istatistik yapmadı. Sadece bizim değil, kimsenin istatistiği yok. Duyduğum kadarıyla 1 milyon, daha sonra 2 milyona ulaşan iddialar var.
Maddi kayıplarınızın bir miktarı var mı? Örneğin, ABD'nin Afganistan'daki kaybının 3 trilyon dolar olduğu yönünde fikirler var.
Kabulov: Farklı bir anlayış var. Batı, Rusya'nın her yıl Afganistan'da 5 milyar dolar harcadığı fikrini yaymayı seviyor. Hesaplamak oldukça zor. Çünkü, biliyorsunuz o zamanlar Ruble konvertıbl değildi. Bu anlaması çok zor bir şey. Örneğin, onlar teçhizat ve gıda ürünleri de dahil her şeyin bedelini alıp bir fiyat belirliyorlar. Çünkü Sovyetler Birliği'nden Afganistan'a gönderilenin miktarını biliyorlar ve bunun için dünya piyasa değeri belirliyorlar. Ancak Rus hükümeti için bu dünya piyasası değildi. Bunlar Rusya'nın yerel fiyatlarıydı. Bu nedenle size rakam vermem çok zor ve gerçekten Sovyetler Birliği'nin Afgan Savaşı'ndaki kayıpları hakkında elimde bir veri yok. Bu zor. Batı, bu 4-5 milyar dolarla mutluysa bizim için sakıncası yok. Bunu geri getiremeyiz öyleyse neden tartışalım. 1 milyon insan kaybını tartışabiliriz. Kimse bunu tartışmak istemiyor.
DEAŞ ve El Kaide'nin kökleri Sovyetler dönemine gidiyor. Belki El Kaide, daha sonra...
Kabulov: Hayır, hayır, hayır. Sovyetler dönemine gitmiyor. El Kaide sonradan ortaya çıktı.
Evet, ama bunu şunun için söylüyorum: El Kaide'nin ortaya çıkışını anlamayanlar DEAŞ'ı da anlayamazlar. Bu nedenle söyledim. Bu tip radikal grupların ortaya çıkmasına Afganistan'ın istikrarsızlaştırılmasının neden olduğunu görüyor musunuz?
Kabulov: Ben yanıtın bundan daha kapsamlı olduğunu düşünüyorum. Yemen kökenli Suudi Arabistan vatandaşı Usame Bin Ladin. Ve Müslümanlar için kutsal bir yerde yaşananlardan mutlu olmayan diğerleri. Zorluklara göğüs germek istediler, İslam'a yönelik bir tehdit olduğunu düşündüler. Afganistan'a desteğin başlıca sloganlarından biri, Sovyetler Birliği'nin İslamiyeti yok etmeye geldiğiydi. Yeterince iyi bir slogandı. Böylece birçok insan, demokrasiyle hiçbir ilgisi olmayan Suudi Arabistan'da kalmak yerine cihat için Afganistan'da savaşmaya yüreklendirildi. Orada durum şimdikinden çok daha kötüydü. Şimdi bazı olumlu değişiklikler var. Suudi Arabistan, Müslüman Kardeşler'den (İhvan) neden nefret ediyor ve korkuyor? Çünkü İhvan bir tehdit. Böylece Afganistan, aynı kafadan insanların bir araya gelmesi için uygun bir yer oldu. Bu bağlamda, evet. Gitmek ve (askeri) eğitim için çok uygun bir yerdi. Ama ne amaçla? Kim dağlık bir yerde yaya olarak dolaşmak ister? Söz konusu olan ihtiraslar, bunun çok daha üstünde ve ötesinde idi. Bu bağlamda, evet, Afganistan'ın istikrarsızlaştırılması. Hatta, onlar Afganistan'ı daha çok istikrarsızlaştırdılar. Peki kim bunlar? ABD ve Suudi Arabistan'ın para verdiği mücahitler. Bunlara ödeme ABD'den bir dolar, Suudi Arabistan'dan bir petro doları birleştirerek yapılıyordu. Bunu Çin dahil herkes biliyordu.
Çin diyorsunuz bu çok önemli.
Kabulov: Neden ki, o zamanlar bu netti, bu Çin'in resmi görüşüydü. Bu bir sır değildi ki!
Hayır, Çin sessiz bir aktördü ve çok büyük bir rol oynadı. Tüm silahları petro dolar karşılığında tedarik ediyorlardı. Çin belki de gelecekte Afganistan'da rol oynayacak.
Kabulov: Çin'in bugün de Afganistan'da rolü var. Ve bizim ortağımız.
Afganistan'ın eski devlet başkanlarından Burhaneddin Rabbani'nin bir sözünü paylaşmama izin verin. Kendisiyle röportaj yaparken Afganistan’da av yeri oluşturulduğunu söylemişti. Bunu ifade etmek için avlanma yeri anlamına gelen Arapça "masyada" sözcüğünü kullanmıştı. İslam dünyasından genç insanları avlamak için Afganistan’ın av alanı olarak kullanıldığını söylemişti. 11 Eylül saldırısının ardından hepsi Afganistan'da öldürüldü.
Kabulov: Hepsi değil, onu çok iyi hatırlıyorum, o da eski İhvan (Afganistan’da o dönem rejim karşıtları Müslüman Kardeşlerle irtibatlandırılıp bu şekilde tanımlanıyordu) üyesi. Gerçi İhvan üyesi, hep İhvancı olarak kalır.