Gazete Vatan Logo

Darbe öncesi subaylara nasihat!

‘Ordu partilerin değil iktidarların emrindedir’

Karadayı’nın sözleriyle yeniden gündeme gelen 27 Mayıs döneminin Genelkurmay Başkanı Erdelhun, darbeden birgün önce subayları şu sözlerle uyarmıştı: Demokratik rejimlerde parlamento ve hükümet, milletin seçimi ile meydana gelir. Ordu o hükümetin emrindedir.

Eski Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı’nın 28 Şubat soruşturması kapsamında kendini 27 Mayıs örneğiyle savunması dönemin Genelkurmay Başkanı Rüştü Erdelhun’u yeniden gündeme getirdi.27 Mayıs 1960 darbesinin en önemli aktör ve tanığı Erdelhun’un anıları yeğeni Turgut Sayarer tarafından iki gazeteciye Mustafa Gürlek ile Fatih Uğur’a verildi. İki gazeteci anıları, “50 Yıllık Sır Genelkurmay Başkanı Erdelhun’un 27 Mayıs Cuntasını Deşifre Eden Günlükleri” ismiyle kitaplaştırdı.

Yassıada’da yargılandı

Genelkurmay Başkanı Erdelhun 27 Mayıs darbesinin ardından Yassıada Mahkemeleri’nde tüm rütbeleri sökülerek, er statüsünde yargılandı. Hakkında idam kararı verildi. Erdelhun’un cezası ağır müebbet hapse çevrildi. Yassıada mahkumlarıyla birlikte yaklaşık 1 sene Kayseri Cezaevi’nde kaldı. Toplam da ise 4 yıl 4 ay hapis yattı. Cezasını tamamladıktan sonra İstanbul’a yerleşen Erdelhun, 9 Kasım 1983 günü 89 yaşındayken öldü. Erdelhun’un tarihe ışık tutacak anılarından bazıları kitapta şöyle yer aldı:

Subaylara nasihat

Erdelhun Paşa, darbeyi önlemek amacıyla 27 Mayıs’tan bir gün önce cuntacıların da aralarında olduğu subayları Genelkurmay Karargahı’nda topluyor. Erdelhun’un burada yaptığı konuşmanın metni de subaylara, seçilmiş iktidarları silahlı kuvvetlerin değil, ancak milletin değiştireceğini anlatıyor. Farklı ülkelerde askerin siyasete müdahalesiyle ilgili örnekler veriyor ve mesleği askerlik olan kişilerin siyasete karışmasının hep hüsranla sonuçlandığını vurguluyor. Darbeden 12 saat önce subaylara şu konuşmayı yapıyor: “1912’de Balkan Harbi’nde Silahlı Kuvvetler İttihatçı ve İtilafçı diye ikiye bölündü. Emir komuta ve idarenin muhal olması neticesinde Osmanlı İmparatorluğu parçalandı. Bütün bu misaller askerlerin mesleklerinden gayri bilmedikleri ve rejimin kendilerine vermediği hakları zorla alarak ya aşırı milliyetperverlik ya da birden, sıfırdan yüze çıkabilmek için yaptıkları hareketlerdir. Anayasa iç hizmet kanunu ile silahlı kuvvetler, millet iradesi yetkisine verilmiştir. Parlamento ve onun icra ettiği hükümetin elindeki bir kuvvettir. Demokratik rejimlerde parlamento ve hükümet, milletin seçimi ile meydana gelir. Partiler içerisinde en çok rey alan iktidara geçer. Bugün Demokrat Parti iktidardır. Silahlı Kuvvetler parti diye değil, seçimle gelmiş bir iktidar hükümetinin emrindedir. Yarın seçimleri Halk Partisi kazanırsa ordu onun başkanına da itaat etmeye ve emirlerini yapmaya mecburdur. Seçimle gelen hangi iktidar veya partinin herhangi bir kusuru olursa onu millet takdir eder. Ve seçmez, düşürür.”

“Millete hüsran getirir”

“Kulağıma gelen bazı haberlere göre Ankara’da 60 kadar subay Sayın Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nü ve Millet Meclisi’ni basarak istifalarını isteyecekmiş. Bugün Türkiye’nin en değerli malı Silahlı Kuvvetler’dir. Bunun diğer maddi ve fiziki kıymetlerinden başka hassaten itaatkârlığı, hükümet ve milletime; kanunlarına riayeti sayesinde malıdır. (Silahlı Kuvvetler’de) Kıta ile veya kıtasız, cüzi ve külli yapılacak böyle bir hareket, yukarıda Türkiye için değerli mal olarak ifade ettiğim biricik kıymetli silahlı kuvvetlerin bu değerini gaip etmesiyle (kaybetmesiyle) neticelenir. Sonra, demokrasiye ve seçime bir darbe olacak böyle bir hareketin milletin büyük ekseriyetince tutulmayacağından neticesi hüsran olur.”

“Pelte gibi ordu istemiyorum”

Rüştü Erdelhun’un darbeden 12 saat önce Genelkurmay Karargâhı’nda subaylara yaptığı konuşma, yargılandığı davada suç olarak iddialar arasında yer aldı. Erdelhun, söz konusu konuşmasında subayları ve eyleme katılan Harp Okulu öğrencilerini tehdit ettiği gerekçesiyle yargılanıyordu. Erdelhun’un bu konuşması Tanık Recep Ergün tarafından hem savcılıkta hem de mahkemede ifade edilmesine rağmen ne iddianameye girdi ne de mahkemenin kararına tesir etti. Ergün’ün ifadelerine göre Erdelhun şunları söylemişti:

“Silahlı Kuvvetler’in vazifesi seferde memleketi dış tehlikeye, hazarda (barışta) ise iç tehlikeye karşı korumak olduğu söylenerek harbiye yürüyüşü bana haber verilmiyor. Demek ordu siyasetin içerisine girdi. Ordunun numarası 90’a indi. Ordu siyasetle uğraşmaz. Uğraşırsa ben silahımı çekerim. Tehlikeli günler yaşıyoruz, pelte gibi ordu istemiyorum. Ordu olarak hiçbir fikrin kurbanı olmayalım. Başvekil seyahatten dönünceye kadar örfi idareyi ben kumanda edeceğim.”

Haberin Devamı