Gazete Vatan Logo

"Suriye'deki krizin Türkiye'siz çözümü yok"

Bosna Hersekli Ortadoğu uzmanı ve siyasi analist Muhammed Jusic, Suriye'deki krizin, Türkiye'siz çözümü olmadığını ifade etti.

"Suriye'deki krizin Türkiye'siz çözümü yok"

Jusic, başta Suriye olmak üzere Ortadoğu'daki krizler ve çözüm ihtimalleriyle ilgili değerlendirmede bulundu.

Arap ülkelerindeki çatışmaların, insanların özgürlük, demokratik seçimler ve daha fazla hak talebinde bulunduğu gösterilerle başladığını anımsatan Jusic, Suriye'deki halkın da sadece bir aileye ayrıcalık tanınan devlet kademeleri ve orduda eşit görev dağılımı talep ettiğini söyledi.

Jusic, Suriye rejiminin bu gösterilere görülmemiş bir vahşilikle karşılık verdiğini belirterek "Başta göstericiler Beşşar Esed'in gitmesini istemiyordu. Sadece daha fazla özgürlük ve haklar istiyordu. Vahşi karşılığın ardından çatışmalar tırmandı." diye konuştu.

Muhammed Jusic, uluslararası toplumun başta Suriye'de yaşananları görmezden geldiğini ve böylece ülkedeki devrimi sahiplenmek isteyen terörist gruplara da fırsat doğduğunu kaydederek Suriye'deki huzursuzluğun tam olarak rejimin, dini kullanarak şiddet uygulayan 41 aşırıcı mahkumu serbest bırakmasıyla tırmandığını söyledi.

Bu kişilerin, Amerikalıların çekilmeye başlamasından itibaren İran'ın Irak'ta kontrolü almasıyla tutuklandığını hatırlatan Jusic, "Bu insanlar serbest bırakıldı. Bunlar bugün el-Nusra ve DEAŞ komutanları. Bu tesadüfen meydana gelen bir şey değil. Bunlar, Suriye'deki herhangi bir ciddi ve sağlıklı muhalefeti bitirmeyi ve Esed'e karşı gelenleri içeriden yozlaştırarak dünyaya onların birer aşırıcı olduğunu göstermeyi hedefledi." dedi.

Haberin Devamı

Jusic, rejimin büyük ölçüde bunu başardığını ve bugün neredeyse Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) diye bir şeyin olmadığını ifade ederek "Bunu rahatça söyleyebilirim. Suriye'deki devrim, sokağa çıkan Suriyelilerin, kadınların ve çocukların isteklerinden çok farklı olan dünyanın tüm insanları tarafından çalınmıştır." diye konuştu.

Suudi Arabistan-İran anlaşmazlığı Suriye'ye taşındı

Suriye'deki çatışmaların yayılmasıyla bölgesel ve uluslararası güçlerin de kendi çıkarları doğrultusunda çatışmaya dahil olma fırsatı bulduklarını kaydeden Jusic, böylece Suudi Arabistan ve İran arasındaki uzun süren anlaşmazlığın Suriye'ye taşındığını belirtti.

Haberin Devamı

Bu şekilde, o ana kadar var olmayan Sünni-Şii çatışmasının kaynamaya başladığı bir durumun oluştuğuna dikkati çeken Jusic, iktidarı, orduyu ve ekonomik eliti elinde bulunduran Şiilerin, Suriyeli halka aidiyetleri yüzünden düşmanıymış gibi davranmaya başladığını söyledi.

Jusic, dünya kamuoyunda, Suriye'de yaşananların Müslümanlar arasında bir çatışma olduğuna dair izlenim oluştuğunu dile getirerek "O iki güç, çatışmayı Müslüman içi bir çatışma olarak göstermeyi başardı. Aslında petrol lobileri arasında, doğalgaz ve petrol boru hatlarının nereye gideceğiyle ilgili olan çatışma, dünya kamuoyunca Müslümanlar arasında hoşgörüsüzlük ve kendi içinde çatışan bir din olarak algılandı." dedi.

Bu iki bölgesel gücün çatışmasının diğer dünya güçlerini de buraya dahil ettiğini belirten Jusic, "ABD ile NATO kendilerini Suudi-Körfez seçeneğine daha yakın gördü, İran ise Esed rejiminin yanında durdu." diye konuştu.

"Bölgesel ve küresel güçler anlaşmalı"

Haberin Devamı

Suriye'deki insanlık trajedisinin son bulmasıyla ilgili senaryolar hakkında da konuşan Jusic, Suriye'deki bölgesel ve küresel güçler anlaşmadığı sürece orada barış olmayacağını söyledi.

Jusic, terör saldırılarının ve sığınmacı akınının Avrupa'nın Suriye'deki krizi görmezden gelmesi sonucu oluştuğunu savunarak "Avrupa ve çağdaş dünyanın, sığınmacıları kapılarına geldiklerinde fark etmesi üzücü. Daha üzücü olan da onların sığınmacıları bu hale düşürenleri değil, sığınmacıları tehlike olarak görmeleri." ifadesini kullandı.

Yabancı savaşçılar meselesine de değinen Jusic, tarihte yabancı gönüllü savaşçıların katılmadığı hiçbir büyük çatışma olmadığına dikkati çekti.

Suriye'deki yabancı savaşçı fenomeninin ise farklı bir eğilim ve arka planı olduğunu söyleyen Jusic, şunları kaydetti:

"Suriye'de mesele, devrimin ele geçirilmesiyle ilgili. Suriye halkına faydadan fazla zarar sağlayan projeye iyi niyetli insanlar da katılmış durumda. Söylenenlere göre Suriye'de on binlerce yabancı savaşçı var. Bu savaşta savaşçısı bulunmayan ülke yok gibi. İkinci bir mesele ise El Kaide ve DEAŞ arasında, DEAŞ'ın kurulma aşamasında anlaşmazlık olduğuyla ilgili yazılar. Bu anlaşmazlığın gerçekleştiği dönemde, hilafetin ve 'İslam Devleti'nin ilan edilmesinden önceki iç yazışmalar, El Kaide ideologlarının DEAŞ ideologlarını uyardığını anlatıyor. 'Arı Kovanı' olarak adlandırılan bir plan olduğunu, bunun bazı güç merkezleri tarafından geliştirildiğini, Suriye ve Irak'ın bu plan için verimli topraklar olduğunu ve burada dünyanın her yerinden böyle bir görüşe sahip militanların toplanarak kamuoyu, uluslararası hukuk ve herhangi bir devlet yasasından uzak bu işin çözüme kavuşturulması söyleniyor. El Kaide'dekilerin DEAŞ'lıları devlet toprakları oluşturdukları takdirde, gizemli bir dünya gücünün tuzağına girecekleri yönünde uyardıkları anlatılıyor."

Haberin Devamı

"Kaç Guantanamo açılması gerekiyor?"

Terör örgütü DEAŞ'ın etkisinin sonuçlarından çekindiğini ifade eden Jusic, dünyanın küresel bir köy haline geldiğini, Ortadoğu'da güvenlik sorunları oldukça dünyanın diğer yerlerinin de güvenli olamayacağını vurguladı.

Jusic, Guantanamo'nun ABD yönetimine ne kadar büyük bir sorun yarattığına dikkati çekerek "DEAŞ sorununun çözülmesi için kaç tane Guantanamo açılması gerekiyor? O insanlara ne olacak? Bu soruları henüz sormamalıyız. Bu meselenin, kamuoyunun uzağında çözülmesinden korkuluyor. Benim her zaman korktuğum ise böyle şeyler olduğunda sonuçlarının 50 yıl sonra karşımıza çıkması." diye konuştu.

Türkiye'siz çözüm yok

Suriye'deki krizin çözümüne yönelik olası senaryoları da değerlendiren Jusic, Suriye'deki krizin Türkiye'siz çözümü olmadığını vurguladı.

Güvenlik sorunlarıyla mücadelede Türkiye'nin çoğu zaman yalnız bırakıldığını söyleyen Jusic, "Suriye'de sahada bulunan tüm bu güçler bir şekilde Suriye'den uzakta. Her an uçaklarını geri çekip sahadaki gruplarını finanse etmeyi durdurabilirler. Türkiye ise böyle bir lükse sahip değil. Her ne oluyorsa onların bahçesinde oluyor. Suriye'deki krizin Türkiye'siz çözümü yok." dedi.

Jusic, sığınmacı akını ve diğer tüm yüklerin, müttefikler tarafından Türkiye'ye bırakılmasının doğru olmadığını vurgulayarak "Bu, Türk liderlerin açıklamalarından da belli oluyor. Böyle çok kritik bir dönemde bu sorunlarla mücadelede yalnız bırakıldıklarını hissediyorlar. Sığınmacı krizinde karşılık beklenmeden Türkiye'ye yardımcı olunmadı. Güvenlik tehditleriyle ilgili Türkiye daha önce uçuş yasağı ve güvenli bölge oluşturulması yönünde teklif verdi ancak bu müttefikleri tarafından bile reddedildi." şeklinde konuştu.

Suriye sorununun çözümünde Türkiye'nin gelecekte çok yapıcı bir rol üstlenebileceğinin altını çizen Jusic, bu durumda Suriye için sunulan alternatiflerden en sağlıklısının, Türkiye tarafından hem sahada hem de müzakerelerde yapılanlar olduğunu ifade etti.