Yarışma SMS'leri boşa gitmesin

Geride bıraktığımız günler içinde iki ayrı televizyon programına katıldım. İlki, Show TVnin "Yaşasın Okulumuz" kampanyasıyla ilgili canlı yayın, diğeri ise tv8'de "Esra Ceyhan'la A'dan Z'ye" programıydı

Haberin Devamı

Geride bıraktığımız günler içinde iki ayrı televizyon programına katıldım. İlki, Show TVnin "Yaşasın Okulumuz" kampanyasıyla ilgili canlı yayın, diğeri ise tv8'de "Esra Ceyhan'la A'dan Z'ye" programıydı.

İlkine katılmak, benim için bir görevdi. Çünkü onanma muhtaç okullar için yardım toplamayı amaçlayan organizasyonda benim de küçücük bir katkım olsun istiyordum. Ama pek çok ünlünün yaklaşık 2 buçuk saat boyunca yaptığı yardım çağrılarına ne yazık ki istediğimiz karşılığı alamadık. Bir hafta içinde toplanan yardım, 6 okuldan sadece iki tanesini onarmaya yetiyordu.

Esra Ceyhan'ın programının konukları ise şarkıcı Aliço ve Sinem'di... Aman Allah'ım o ne ilgi, o ne katılım?.. Stüdyonun telefonları kilitlenmiş. Önümdeki bilgisayara düşen e-mail'lerin haddi hesabı yok... Neymiş efendim? Sinem, Ata'ya çiçek göndermiş de, Ata onları fırlatıp atmışmış!..

Doğrusu bu manzara karşısında içim cız etti. "Yaşasın Okulumuz" kampanyası sırasında, elime mikrofonu alıp, "Show TV izleyicileri, sizin parmaklarınız mesaj göndermeye alışıktır. Artık gelinler, kaynanalar kendilerini kurtardı. Ne olur bu kez parmaklarınız yardıma muhtaç öğrencilerimiz için çalışsın" deyip, onları az da olsa tahrik etmeye çalışmıştım.

Ama anladım ki, bu iş böyle olmayacak...

Lütfen kulak verin
Şimdi yeni bir çağrıda bulunuyorum: Halihazırda devam edenler ve önümüzdeki günlerde yayınlanmaya başlanacak yeni reality yarışmalarla televizyon izleyicileri yine bu programlara yüzbinlerce SMS gönderecek (Hatırlatma: Akademi Türkiye finali için 600 bin oy kullanılmıştı. KKTC'de yeni cumhurbaşkanı 300 bin oyla seçildi!). Koca arayan Zeynep'e, aileleri ikna etmeye çalışan sahte geline, iş peşindeki çıraklara, yeni türkücü adaylarına yine SMS oyu yağacak. Benim önerim şu: Televizyon kanalları ve yapımcılar kendi aralarında bir prensip anlaşması yapsın. Gönderilen her SMS'den "eğitime katkı" payı adı altında belli bir yüzde kesilsin. Hiç olmazsa bu reyting avından, gariban öğrencilerin payına bir şeyler düşsün...

Ne dersiniz? Çok mu zor?..

Sayan'dan mikrofon dersi
Stüdyo programlarında sunucuları çileden çıkartan olaylardan biri, telefon bağlantısıyla programa katılan izleyicilerin, televizyonun sesini kısmamaları ve sesin yankı yapmasıdır. İkinci "musibet" ise stüdyoda bulunan izleyicilerin konuşurken mikrofonu ağızlarından uzak tutmalarıdır. Kanal D'de program sunan Seda Sayan önceki sabah dayanamayıp, stüdyodaki konuklarına mikrofon tutma dersi verdi. İşte Sayan'ın ilgiç benzetmesi:

"Mikrofonu, dondurma külahı tutar gibi tutacaksınız. Sürekli olarak ağzınıza yakın duracak. Bir de dik tutacaksınız. Eğip, bükmeyeceksiniz. Eğri tutarsanız, tıpkı dondurma gibi akar..."

Yarışmacı Kore gazisi oldu!
Önceki akşam Kanal D'deki "Kasa" yarışmasının ödülü 950 bin YTL (950 Milyar Türk Lirası) idi. Stüdyo yarışmacısı Başar Sıtkı, daha 7'nci soruda takılınca büyük ödülü kazanma şansını yitirdi. Yarışmaya telefon bağlantısıyla katılan izleyici Teoman Satar ise en son aşama olan 10'uncu soruya kadar başarıyla geldi. Kendisine 950 bin YTL kazandıracak final sorusu "Hangi ülkenin isminin, kendi dilindeki karşılığı 'sabah dinginliği' anlamına gelir" şeklindeydi. Ortaokul mezunu yarışmacı Teoman Satar, kalan kısıtlı süre içinde "Kore" yanıtını veremeyince büyük ödülden oldu.

Diğer yandan geçtiğimiz hafta sorulan "Zürefanın düşkünü, beyaz giyer kış günü sözündeki 'zürefa' ne anlama gelir?" sorusuna "Zarifler" doğru yanıtını veren ancak bu cevap, yarışmanın sunucusu Kenan Işık tarafından "Zarife" şeklinde anlaşıldığı için geçersiz sayılan yarışmacı Ertan Gönenç'e bu hafta yeni bir şans tanındı. Gönenç, "Fransız Devrimi sırasında Osmanlı padişahı kimdi?" sorusuna "3. Selim" doğru yanıtını veremeyince 800 bin YTL için yeniden yarışma şansını kaçırdı. Ancak "Kasa"nın, kendi hatasını düzeltip, yarışmacının hakkını iade etmesi, takdirle karşılandı.

Arka planlar nasıl kurtuldu?
Hüseyin Movit'in ismini belki sizler bilmezsiniz, ama köşe yazarları ve spikerler çok iyi bilirler. Movit, Türkçe Dil İzleme Gönüllüleri'nin başkanıdır. Her gün köşe yazarlarını, spikerleri, sunucuları arayıp, yaptıkları hataları onlara söyler, doğrularını aktarır. Adeta iki ayaklı bir imla kılavuzu gibidir. Üstelik çok da şakacıdır.

Movit, bir gün bir radyo spikerini yanlışı için uyarmak istemiş. Spiker bozulup, "Siz de kim oluyorsunuz?" diye terslemiş. Bizim Movit altta kalır mı? "Konuşmalarınıza dikkat edin, ben özel RTÜK'ten arıyorum" demiş. Bunun üzerine spiker özür üzerine özür dilemiş!

Hüseyin Movit'in son icraatı ise dünkü Balat yangınından. Movit oturduğu evin yakınındaki olay yerine gitmiş. Bakmış ki, anons çeken TV muhabirlerinin neredeyse hepsi, "Arkamda gödüğünüz yangın..." diyormuş. Movit dayanamayıp, genç muhabirlerin yanına gelmiş. "Yavrum, arkamdaki değil, arka plandaki diyeceksin. Yoksa yanlış anlaşılır" demiş. Muhabirler önce umursamamış ama daha sonra otomobillerinden inip, anonslarını yeniden çekmişler. Böylece Movit, muhabirlerin "arka planlarını" kurtarmış!

Gafoloji
Hukukçu ve gümrükçü okurlarımız uyarıyor: "Bir İstanbul Masalı" dizisinde avukatları Ömer Arhan'a "1918 Sayılı Kanun'dan yargılanacaksınız" diyor. Oysa 1918 Sayılı Kanun'un yerine 4926 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu çoktan yürürlüğe girmiş bulunuyor!

Zaptiye
Tuncay Özilhan'ın yanında 15 milyar lira maaşla iş sahibi olmak için 30 bin genç "Çırak" yarışmasına başvurmuş. Adayların neredeyse tamamı "kendi işinin patronu olan" gençlermiş. Eh, haksız sayılmazlar. Memleketteki büyük patronların yarısı ya içeride ya da TMSF kıskacında... Patron olup ne yapacaksın? Çırak ol, keyfine bak!

Tavsiye
Bu akşam "Kurtlar Vadisi"nde gelecek bölümler için önemli ipuçları var, "tiryakileri kaçırmasın" derim. (Show TV 21.00) "Sonunda kuğu olan çirkin ördekler" modasının son örneklerinden "Gümüş"te bu akşam hareketli ve eğlenceli sahneler var. Özellikle Gümüş'ün, Mehmet'le çıktığı yemekte sarhoş olduğu sahne görülmeye değer. (Kanal D, 20.00) "Bizim Ellerin Televolesi" diyebileceğimiz "Anadolu Magazin", büyük şehirde yaşayıp, sıla hasreti çekenlere birebir (TGRT, 21.00).

Ne demiş?
"Yalnızın çorapları tek tek, arkadaşları tek tük, kalbi küt küt..." (TRT 1 deki "Gün Başlıyor" programında stüdyodaki bir izleyicinin sözleri)

Gaf kürsüsü
Okurumuz Can Karaduman, "Size Anne Diyebilir miyim?"de Öznur'un, Belma Hanım hakkındaki şu sözüne rast gelmiş: "Belma Hanımla ilişkimi azami düzeye indiriyorum!.."

Bizim decoder
Çağın hastalığı olarak nitelendirilen "obezite" yani aşırı şişmanlığın başlıca sebeplerinden biri olarak "televizyon karşısında atıştırma" gösteriliyor. Bu akşam ise hedef tablasındaki televizyonun "günah çıkartma günü" Digitürk 83 kanaldan yayın yapan Reality TV'deki "Obez" adlı araştırma belgeselinde aşırı şişmanlığın nedenleri ve sonuçları üzerine "ibret verici" görüntüler var. Obezite tedavisi gören, aylarca diyet ve egzersiz yapan, mide kelepçesi de dahil olmak üzere pek çok operasyon geçiren şişmanların başlarından geçenleri izlerken "can boğazdan gelir" düsturunun doğruluğu da tartışmaya açılacak. Program saat 20.00 de Reality TV ekranlarında olacak. Televizyonun karşısındaki rahat koltuklarınıza gömülmeden önce yanınıza bolca kuruyemiş, cips, dondurma, cola ve çikolata almayı unutmayın. (!)

DİĞER YENİ YAZILAR