İnşaat iznini henüz alamamış rüzgar santrali yatırımları için verilen süre 2 Mayıs’ta sona eriyor. Risk altındaki yatırımların toplamı 5300 megavata ulaşırken, bunun parasal karşılığı 6.6 milyar euroya ulaşıyor.
Rüzgâr enerjisi sektöründe fırtına öncesi sessizlik hâkim. Deyim yerindeyse sektörde ağızları bıçak açmıyor. Nedeni ise lisans aldığı halde bürokrasi yüzünden inşaatına henüz başlanmamış rüzgâr santrallerinin lisanslarını kaybedecek olması. Sektörde ‘2 Mayıs Sendromu’ olarak adlandırılan bu sorunu Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) Başkanı Mustafa Ataseven ile konuştuk.
Orman Bakanlığı ile enerji şirketleri Gelibolu’da karşı karşıya geldi. Bakanlık’ın bölgenin tarihi ve ekolojik açıdan değerli olduğu gerekçesiyle bölgeyi ‘Milli Park’ ilan etmek istedi. Lisans alan yatırımcılar ise karara tepki gösterdi.
Truva ve Çanakkale Savaşları’nın yaşandığı Gelibolu Yarımadası şimdi bir başka büyük mücadeleye sahne oluyor. Bölgeye rüzgar santrali kurmak isteyen yatırımcılar ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı bürokratları arasında 1 yıldır devam eden savaşın ekonomik büyüklüğü ise tam 2.7 milyar dolar...
Türkiye’deki rüzgar yatırımları hızla artıyor. Bugün toplam elektrik üretiminin yüzde 3’ü rüzgar santrallerinden sağlanıyor. Toplam kurulu güç ise 3000 megavata ulaştı. İnşası halen devam eden ve kısa zamanda devreye alınması planlanan santrallerin büyüklüğü ise 1000 megavat. Enerji Bakanlığı tarafından hazırlanan yol haritasına göre, 2023 yılına kadar toplam kurulu güç 20 bin megavata çıkarılacak.
Milli Park olabilir mi?
Ankara ile Tel Aviv arasındaki buzlar eriyor. Diplomatik kaynaklara göre, taraflar Mavi Marmara konusunda bir uzlaşıya vardı. Bu gelişme İsrail doğalgazının boru hattıyla Türkiye’ye getirilmesine dair umutları da artırıyor.
Türkiye ile İsrail arasındaki gerilim sona eriyor. Ankara ve Tel Aviv Mavi Marmara yolcu gemisine düzenlenen saldırının nasıl tazmin edileceği noktasında el sıkışmak üzere. Tarafların anlaşması halinde İsrail doğalgazının Türkiye’ye taşınması için de düğmeye basılacak.
En büyük müşteri olacak
Bir bakanlık yetkilisi, “Türkiye’nin yıllık gaz tüketimi 47 milyar metreküp seviyesinde. Bu rakamın 15 yıl içinde 70 milyar metreküpe ulaşmasını bekliyoruz. Dolayısıyla artan iç tüketim, kaynak çeşitliliği ve enerji arz güvenliği açısından tüm alternatifleri değerlendiriyoruz” dedi. Bakanlık kaynakları Ukrayna ile Rusya arasında yaşanan son gerilimin arz güvenliği konusunu daha da önemli hale getirdiğine de dikkat çekti. Dışişleri, İsrail gazının Trans- Anadolu Doğalgaz Boru Hattına (TANAP) eklenmesine oldukça sıcak. Hattın ana yüklenicisi konumundaki Azerilerin de İsrail gazına olumlu yaklaştığı biliniyor.
Petrol Platformu Başkanı Eren, “Petrol için topraklarımızın yüzde 20’sini, denizlerimizin ise sadece yüzde 1’ini aradık. Ancak asıl bakmamız gereken yer denizlerimiz. Ne kadar çok ararsak, bulma ihtimalimiz de o kadar artar” dedi.
Türkiye, enerji ihtiyacını karşılamak için her yıl milyarlarca dolar harcıyor. 2013 yılı sonunda 55 milyar dolara ulaşan enerji faturası Ankara’yı sadece ekonomik açıdan değil, politik açıdan sıkıntıya sokuyor. Bu gerçekten hareketle enerji yönetimi Anadolu’daki petrol ve doğalgaz aramalarına büyük destek veriyor.
Türkiye’de petrol ve doğalgaz faaliyetleri son 10 yılda hız kazandı. 2002 yılına kadar yıllık ortalama 100 milyon dolar olan arama bütçesi artık 1 milyar dolar seviyesinde. Daha önce yılda ortalama 35 kuyu açılırken, şimdi bu rakam 170’e ulaşmış durumda. Ancak asıl heyecan verici olan bu çalışmalara milli petrol şirketi TPAO’nun yanı sıra özel sektörün de inanması ve Anadolu’da petrol-gaz bulmak için her yıl ortalama 400 milyon dolar harcaması...
1 koyup 3 kazandılar
Kötü yalıtım yüzünden her yıl 12 milyar dolar kaybediyoruz. Doğalgaz ve elektriğe daha fazla para ödüyoruz. İzoder Başkan Yardımcısı Şen, “Akıllı yönetici izolasyonla faturasını yarı yarıya düşürebilir” dedi .
Türkiye’nin 2013 toplam ithalatı 251 milyar dolar oldu. Bunun 56 milyar dolarlık bölümünü ise enerji oluşturdu. Yani ithalat için ödenen her 100 liranın 22.2 dolarını enerji ithalatı oluşturdu. Cari açığın en önemli kalemlerinden birisi olan enerjide faturayı düşürmenin yolu ise evlerden geçiyor.
12 milyar $ uçup gidiyor
İzoder Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ertuğrul Şen, Türkiye’de tüketilen enerjinin yüzde 40’ının binalarda kullanıldığını belirterek, “Konutlar, fabrikalar, hastaneler, okullar, üniversiteler vs tüm binalardan bahsediyoruz. Bu yapıların ısıtılması ve soğutulması için ciddi bir enerji harcıyoruz. Mevcut binaların yüzde 90’ında yalıtım olmadığı için her yıl Türkiye 12 milyar doları bacadan, pencereden ve kapıdan atıyoruz.” dedi.
30 milyar euroluk dev pazar iştah kabartıyor
Türkiye’de rüzgar yatırımları hız kesmeden sürüyor. Çok değil sadece 5 sene önce 146 megavat olan kurulu güç 18 kat artışla 2 bin 759 megavata ulaştı. Bu rakamın 2023 yılında 20 bin megavata ulaşması bekleniyor. Ancak lisanssız elektrik yatırımları da dâhil edildiğinde rüzgârda kurulu gücün 30 bin megavata ulaşması mümkün. Bu potansiyel yerli ve yabancı şirketlerin de iştahını kabartıyor. Zira eğer hedefler gerçekleşirse ortaya 28-30 milyar euroluk dev bir pasta çıkacak. Bu da şirketlerin daha saldıgan bir strateji izlemesine neden oluyor.
Bir çuval evrakla rekabet zorluyor
Ancak bu yıl ilginç bir tablo var karşımızda. Türk ekonomisinin yüzde 4 büyüdüğü bir ortamda elektrik tüketimi bunun oldukça altında gerçekleşti. Türkiye Elektrik İletim A.Ş (TEİAŞ) Genel Müdürü Kemal Yıldır, “Bu yıl ekonominin yüzde 4 büyümesi bekleniyor. Ancak elektrik tüketimi yüzde 1.2 düzeyinde gerçekleşecek” dedi. Geçen yıl toplam elektrik tüketiminin 242 milyar kilovat olduğunu hatırlatan Yıldır, “Bu yıl hava koşullarının mevsim normallerinden daha ılımlı geçmesi, enerji verimliliği ve kaçak elektrikle mücadele gibi faktörler nedeniyle tüketim beklentilerin altında gerçekleşti. Bu nedenle yılsonunda 245 milyar kilovatlık bir tüketime ulaşılmasını bekliyoruz.” diye konuştu.
Türkiye 51 bin kilometre uzunluğundaki hattıyla Avrupa’nın en uzun iletim hattına sahip. 2800 metre yükseklikteki köy ve kasabalara bile elektrik taşıyan bu hat zaman zaman olumsuz hava şartları ve dış müdahaleler nedeniyle devre dışı kalabiliyor.
Özel timle müdahale
Doğalgazı 6 saat kullanıyoruz
Türkiye’de ortalama gaz tüketimi hane başına 1000 metreküp. Kış mevsiminde aylık tüketim ortalama 150 ila 300 metreküp arasında değişiyor. Evlerde gaz tüketimi sabahları 07.00-10.00 ve akşam 19.00-22.00 arasında yüksek. Yani günde aslında 6 saat gazı açıyoruz. Sanayi tesisleri ise ortalama 10 saat kullanıyor. Doğalgazın yüzde 20’si konutlarda, yüzde 47’si elektrik üretiminde, yüzde 22’si sanayide tüketiliyor. Rafineri yüzde 3 paya sahip. Geri kalan da işletmelere gidiyor.