Kendi ülkesinde yüzde 0.1 gibi çok düşük bir orandan borçlanıp Türkiye gibi yüksek faiz veren ülkelere yatırım yapan Japon ev kadınlar, geçen yıl TL cinsi tahvillere tam 3.6 milyar dolar yatırdı. Japon yatırımcıların bu yıl da favorisi TL cinsi tahviller
Ülkelerinde neredeyse sıfır faizle borçlanabilen Japon ev kadınlarının Türk Lirası cinsi tahvillere olan aşkı daha da alevlendi. Financial Times, 2000’lerde ‘Bayan Watanabe’ olarak anılmaya başlanan kimonolu kadınların, geçen yıl TL cinsi tahvillere tam 3.6 milyar dolar yatırdığını yazdı.
TL cinsi tahvillerin bu yıl da Japon ev kadınları için en cazip yatırım araçlarından biri olması bekleniyor. Japonya’daki düşük faizlerden borçlanarak yüksek faizli diğer ülke tahvillerine yatırım yapan (carry-trade) Japon yatırımcılar, ülkelerindeki faizlere göre ciddi oranda getiri elde ediyor. Dünyanın en yüksek ikinci bireysel tasarruf oranlarına sahip olunan Japonya’da, özellikle ev kadınları Avrupalı büyük bankaların hedef kitlesini oluşturuyor. Barclays gibi çok sayıda banka Türk Lirası cinsi tahvil çıkartarak japon bireysel yatırımcılara satıyor.
Kimonolu Japon ev kadınlarının artan Türkiye iştahı ile 2010’dan sonra 136 milyon dolar düzeyinde olan TL cinsinden bono satışı geçen yılın tamamında 3.6 milyar dolara kadar çıktı. Gelişmekte olan ülkeler arasında Bayan Watanabe’nin Türkiye’yi tercih etmesindeki en önemli etken, yüzde 6’ya yakın getiri sağlayan faiz ve 2011 başından bugüne kadar TL’nin yen karşısında yüzde 20’den fazla değer kazanmış olması.
İMKB diğer borsalara fark attı
Dünya Borsalar Federasyonu’na üye 50 borsa arasında İMKB, piyasa değeri en hızla artan borsa olmayı başardı. İMKB’nin 2011 yılı sonunda 197 milyar dolar civarında olan piyasa değeri dolar kurundaki gerilemenin de etkisiyle 2012’de yüzde 60’lık artışla 315.2 milyar dolara ulaştı. Evet rakamlara göre İMKB zirvede. Fakat yaşanan rekor artışlar borsa geneline yab yılamadı. Geçen yıl başında borsa işlem gören 380 şirketten 109 tanesi rekorlar kırılan bir yılda yatırımcılarına zarar ettirdi. Endekste yaşanan artışı yakalayan veya üzerinde getiri sağlayan şirket sayısı ise sadece 81. Başka bir ifadeyle İMKB’de hisselerin sadece yüzde 21’ine yatırım yapanlar borsadaki rekor artışı hissetti.
İMKB ile ilgili bu küçük ayrıntıdan sonra Dünya Borsalar Federasyonu’na üye borsaların geçen yılki performanslarına geri dönelim.
Türkiye’deki milyoner sayısı son 1 yılda 4 bin 730 kişi artarak 50 bin 867’ye yükseldi. 1.5 yılda 14 bin 580 kişi milyonerler kulübüne dahil oldu. Mevduattaki toplam mudi sayısının sadece % 0.09’unu oluşturan milyonerler tüm mevduatın % 48’ine sahip
Faizler rekor düşüşler yaşanmasına rağmen Türkiye’deki milyoner sayısı her geçen gün artmaya devam ediyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) önceki gün yayınladığı Kasım ayı verilerine göre, Türkiye’deki milyoner sayısı son 1 yıl içerisinde 4 bin 730 kişi birden artarak 50 bin 867’ye ulaştı. Bu rakam 2011 yılının Kasım ayında 46 bin 137, 2011 yılı sonunda ise 46 bin 761 seviyesinde bulunuyordu. Milyoner sayısında bir önceki aya göre ise, 1044 kişilik bir azalış oldu.
BDDK’nın milyoner sayısını açıklamaya başladığı 2010 yılının ikinci yarısından bu yana ise milyoner sayısında yüzde 40’lık bir büyüme yaşandı. İlk verinin olduğu Haziran 2010’da parasını bankalardaki mevduat hesaplarında tutan ve hesap bakiyesi 1 milyon TL’nin üzerinde olan mudi sayısı 36 bin 287 seviyesindeydi.
Yani son 1.5 yıllık bir sürede milyonerler kulübüne 14 bin 580 yeni üye katıldı.
Cumartesi günü VATAN’da yayınlanan enflasyon rakamlarıyla ilgili analiz kamuoyunda büyük tartışma yarattı. Tüketici Fiyatları Endeksi’nin (TÜFE) hesaplanmasında kullanılan “hayati” öneme sahip çok sayıda ürünün fiyatlarında yaşanan artış, 2012 yılında gerçekleşen yüzde 6.16’lık değerin üzerinde gerçekleşti. TÜİK’in açıkladığı “alt kalem” rakamlarına göre örneğin, 2012 yılında doğalgaz yüzde 28.56, elekrik ücreti yüzde 20.69, su yüzde 18.98, makarna yüzde 12.80, ekmek yüzde 14.72 zamlanmış durumda. Fiyatı artan ürünler listesinin en tepesinde ise yüzde 312.7 ile cep telefonundan görüşme ücreti ve yüzde 302.06 ile sağlık ürünleri geliyor.
Vatandaşın hissettiği enflasyonun TÜİK’in açıkladığı rakamlardan daha yüksek olması dün CNNTurk ekranlarında yayımlanan Ayşenur Arslan ve Akif Beki’nin hazırladığı Medya Mahallesi’nde de tartışıldı. Tartışmanın bir kısmı cepten yapılan görüşme ve sağlık ürünlerinde gerçekleşen yüzde 300’ün üzerindeki fiyat artışlarına yönelikti.
Evet TÜİK’in açıkladığı rakamlara göre bu iki kalemde ciddi oranda artış yaşanmış gözüküyor.
Ancak bu artışların temelinde fiyat değişimlerinin yanında teknik bir neden de yatıyor.
Enflasyon TÜİK verilerine göre 29 yılın en düşük seviyesine çekildi ve 2012’yi yüzde 6.16’dan kapattı. Ancak TÜİK resmi verilerine bakınca hayati kalemlerin çoğunun enflasyon rakamının çok çok üzerinde arttığı dikkati çekiyor. Bu durumda da vatandaş Rıza ister istemez “Alım gücümdeki erimeye bakınca ben bu rakamdan bir şey anlamadım” diyor.
Bitmek bilmeyen tartışma konusudur: TÜİK’in açıkladığı enflasyon sepetindeki endeks değişimi sokaktaki insanın gerçek enflasyonunu ne kadar yansıtıyor?
Önceki gün açıklanan 2012 yılı verileri son 29 yılın tarihi düşük seviyesini ortaya koydu. Tüketici fiyatları yüzde 6.16’lık artış ile 29 yılın en düşük performansını gösterdi. Üretici fiyatlarındaki yıllık artış daha da düşük oldu ve yüzde 2.45’te kaldı.
Ancak sokaktaki vatandaş, her gün satın almak zorunda olduğu ürün ve hizmetlerdeki fiyat artışını göz önüne alınca yüzde 6.16’lık enflasyon rakamına ister istemez şüphe ile yaklaşıyor.
Döviz piyasasında son yıllarda hep doğru kararlar alan yerli yatırımcının kafası Fitch’in not kararı sonrasında karıştı. Fitch’in not artışı sonrasında ‘Beklenti bitti’ diyen yerli yatırımcılar yüzde 0.2 düşen dolarda 2.3 milyar dolarlık alım, yüzde 3.22 çıkan euroda ise toplam 1 milyar euro tutarında satış yaptı.
Dövize yatırım yapan yerli yatırımcıya resmen nazar değdi. Son yıllarda yerli yatırımcıların döviz piyasasında yaptıkları hareketler profesyonellere taş çıkartır durumdaydı. Kurlardaki yükseliş öncesinde alıma geçen yerli yatırımcılar, yine satış seviyesi ile ilgili çok isabetli karar veriyordu. Ancak uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in Kasım ayı başındaki kararı yerli yatırımcıların kafasını karıştırmışa benziyor. Herkesin bildiği gibi Fitch, 5 Kasım tarihinde Türkiye’nin kredi notunu “yatırım yapılabilir” seviyeye yükseltti. Türkiye, 18 yıl aradan sonra yeniden yatırım yapılabilir nota sahip oldu. Ancak bu gelişme yerli döviz yatırımcısına pek yaramadı. Çünkü bu tarihten sonra yerli yatırımcılar dolarda alıma geçerken euroda satış yaptı. Ama yatırımcıların evde yaptığı hesap çarşıya uymadı. Fitch’in kararı sonrasında dolar düştü, euro yükseldi.
Gelin yerli yatırımcıların yaptığı hareketlerin rakamsal boyutuna bakalım...
Merkez Bankası’nın açıkladığı verilere göre, 2 Kasım’da yerli yatırımcıların bankalardaki döviz tevdiat hesaplarında toplam 110 milyar 172 milyon dolar dövizi bulunuyordu. Bu tutarın 66 milyar 627 milyon dolarlık kısmı bireysel yatırımcıların 43 milyar 545 milyon dolarlık kısmı da kurumsal yatırımcıların tasarrufundan oluşuyor. Döviz tevdiat hesaplarının kompozisyonuna bakıldığında ise hesapların yüzde 60’ının dolar cinsi hesaplardan oluştuğu görülüyor.
Geçtiğimiz günlerde Migros hisselerinde yaşanan hareketler bunun en somut örneği. Aylardır 19-20 TL aralığında hareket eden Migros hisseleri 5 Aralık’tan itibaren hareketlenmeye başlıyor. Hisselerdeki alım ağırlıklı hareket 12 Aralık’a kadar sürüyor. Ve 13 Aralık’ta ünlü ekonomi gazetesi Financial Times, Migros’la ilgili ‘bombayı’ patlattı: “ABD’li perakende devi Wal-Mart, Migros’a talip oldu.” Haberin içinde hisselerin seyri açısından çok önemli bir detay da yer alıyordu. Habere göre Wal-Mart, Migros için 4 milyar doları gözden çıkarmıştı.
Peki, 4 milyar dolar neden bu kadar önemli? Çünkü borsadaki hisse fiyatına göre Migros’un değeri 2 milyar dolar. Yani Wal-Mart, Migros’a şu anki değerinin 2 katı para vermeye razı. Böylece olunca da hisseler haber sonrasında uçuşa geçiyor ve 13 Aralık’ta 24.60 TL’ye kadar çıkıyor. Yerli yatırımcı, FT’nin haberine göre Wal-Mart’ın iki katı fiyat vermeyi planladığı hisselerde alım yaparken her ne hikmetse yabancılar satış yapıyor. Hisselerde bu hareketler olurken akşam saatlerinde Migros’tan gelen açıklama, görüşmeleri ne doğruluyor ne de yalanlıyor.
13 Aralık’ı 22 TL’den kapatan Migros hisselerinde satış baskısı bir gün sonra da sürüyor ve hisseler 21.15 TL’ye kadar iniyor.
Fitch’in Türkiye’nin kredi notunu yatırım yapılabilir seviyeye çıkardığı 5 Kasım’dan bu yana yabancıların portföy yatırımlarında patlama yaşandı. Not artışından sonra yabancılar 2 milyar 548 milyon doları hisse senedi, 2 milyar 468 milyon doları tahvil olmak üzere piyasalardan toplam 5 milyar dolarlık net alım yaptı.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından Fitch, 5 Kasım’da Türkiye’nin kredi notunu 18 yıl aradan sonra “yatırım yapılabilir” seviyeye çıkartmıştı. Fitch’in kararı sonrasında ekonomide nelerin değişeceği konusunda çok sayıda analiz yapıldı. Diğer ülke örneklerinden yola çıkılarak hazırlanan raporlarda, yatırım yapılabilir notun yabancı sermaye girişlerini daha da artıracağı görüşü öne çıkıyordu. Peki Fitch’in tarihi kararı 1 aylık süreçte rakamlara ne şekilde yansıdı?
Not artışının ilk yansımaları Hazine’nin Aralık ayı başında uluslararası piyasalarda yaptığı 2041 vadeli tahvilin ihracında hissedildi.
Hazine’nin 2041 vadeli kağıtları yoğun ilgiyle karşılaşırken, faiz 1.4 puan düşerek yüzde 4.35’e indi. Haziran ayında Hazine aynı tahvili yüzde 5.75 faizle satmıştı.