G.SARAYLILAR keyifle şu cümleyi kuruyordur; ‘Keşke hep Bursaspor’la oynasak...’ 5-0’lık galibiyetten 4 köşe olan G.Saraylılar’a o zaman şu müjdeyi de vermek isterim, ‘G.Saray haftaya Karabük,sonra da Konya’yı rahat yener ve böylelikle 3 maçta 9 puan toplamış olur.’ Ama ya sonrası... İşte orası biraz karışık...

SON 8 maçında 5 mağlubiyet, 3 beraberlik alan Bursaspor uzak ara ligimizin Karabük’le en kötü takımı. Düşünün rakibin en iyisi, kaleci Harun. Üstelik o bile hatalı 2 gol yedi. Batalla’nın yürüyecek hali yok. Maç aslında 38’de Ekong’un ayakta uyuması sonrası haklı olarak yediği kırmızıyla bitti. Sonrasında Ertuğrul topu Rodrigues’e kaptırdı ve skor 2-0 oldu.

GOMIS’İN Kasımpaşa’da bayılması sonrası 3 golle taraftarını selamlaması, Rodrigues’in harika pasları, golü, çalımları, Feghouli’nin kaptığı toplarla takımı ateşlemesi, Serdar’ın kusursuz oyunu ve sakarlığı üzerindeki Belhanda’nın devam eden yükselişi G.Saray adına artılardı. Özellikle Rodrigues piyasasını çok yükseltti. Olur da G.Saray şampiyon bitirirse Rodrigues en az 20 milyon Euro eder ve İspanya’ya gider. Belhanda önce Donk’u gözünden, sonra da Eren’i yine istemeden tarak kemiğinden bir avcı gibi vurdu. Donk döner de Eren ne zaman döner şüpheli. Belhanda İstanbul dışında da böyle oynarsa G.Saray’ın işi kolaylaşır.

EVET şimdilik Seyrantepe’de sıkıntı yok, Cim-Bom kazanmaya devam ediyor. Ve sezon sonuna kadar da içerde kazanabilirler. Asıl sıkıntı deplasman. Özellikle F.Bahçe, G.Birliği ve Akhisar deplasmanları G.Saray’ın ve ligin gidişatını belli edecek. Terim, Mariano ve Fernando’yu ilk 11’e döndürmeli ve Sinan’a süre vermeli.

G.SARAY çok ama çok kıymetli bir 3 puan kaybederken, baş sorumlu olarak Fatih Terim’i 1’nci, Halis Özkahya’yı da 2. sıraya koyuyorum. Özellikle Terim’e hiç yakıştıramadım bu acemice hareketleri.

FUTBOLDAN anlamayan ve Gomis’in 7. dakikada bayıldığından haberi olmayan sıradan bir doktora, doktoru da geçtim biraz tecrübesi olan bir insana, sahadaki oyuncuları tek tek göstersek, ilk çürük raporunu Gomis’e verirdi. Doktorun da ilk söyleyeceği; “Gomisçim 2-3 gün dinlen ve mutlaka bir nöroloğa görün.” olurdu. Adamın gözlerinin feri sönmüş, aklı gitmiş, şuuru kapanmak üzere ve Fatih Hoca 101 dakika sahada tuttu Gomis’i. Gerçekten aklım almıyor. Terim gibi bilinçli ve futbolcusunun sağlığına önem veren bir teknik adamın, sahada yürüyecek hali olmayan, özellikle 94’te 2 adımdan topu kaleye gönderemeyen Gomis’i sahada tutmasına çılgınlık ve cahillik denir. Mevlana ne güzel söylemiş; “Cahilin sonunda göreceği şeyi, akıllılar önce görür.”

SERDAR Aziz’i ilk yarının sonunda oyundan almasına da, Feghouli’yi çıkarmasına da, en iyi sağ bek Mariano’nun kulübede kalmasına da hem anlam veremedim hem de Terim’e yakıştıramadım. Dün gerçek anlamda sınıfta kaldı Terim.

BIRAK ARTIK HOCAM!

GELELİM yıllardır maç yöneten, başına gelmedik kalmayan, her MHK’nin bir şekilde tuttuğu Halis Özkahya’nın skandal penaltı kararına. 49 yaşındayım ve hayatımda bu kadar riskli ama bir o kadar da temiz, hatta tertemiz müdahale ile kapılan topa nasıl penaltı çalındı anlamış değilim. Serdar Aziz sadece topa odaklanmış ve sakatlanma pahasına Bernard Mensah’tan topu tereyağından kıl çeker gibi çekip alıyor ve o da ne? Düüt penaltı. Bırak Halis hoca bırak artık. Böyle bir penaltı verilemez. Üstelik Serdar topu kaparken adeta blokluyor, yani top 1 cm akmamış ve olduğu yerde kalmış ve sen penaltı veriyorsun. Sarı kartlar yanlış.

TERİM bu hatalara devam ederse G.Saray ligi ilk 2’de bitiremez. Hakemler de artık lütfen bu kadar aptalca hatalar yapmasın.

BARCELONA, Manchester City, Real Madrid, Bayern Münih yakalayıca 6, 7, 8 atıyor, G.Saray ise daha maça çıkmadan teslim bayrağını çekmiş Antalya’yı 2. yarı neredeyse pozisyona dahi giremeden 3-0 yeniyor. Üstelik Belhanda gibi formda bir oyuncusunu kaybediyor. Fas’lı dün de iyi oynadı oynamasına ama son dakikalarda yaptığına büyük enayilik denir. Hakem faulü vermiş, ne didişirsin rakiple. Kasımpaşa maçı gibi zorlu bir rakibe karşı oynamayacak Belhanda.

DÜN çok ve açık net görüldü ki, 1- Maicon ve Serdar sakat veya cezalı değilse macera aramayacaksın ve gözün kapalı bu ikiliye teslim olacaksın. Denayer’i kupa maçı dahil oynatmayacak ve sezon sonunda postalayacaksın. 2- Senin en etkili, hızlı, adam eksilten silahın Rodrigues ve bu adamı da sürekli maddi, manevi mutlu edeceksin. Rodrigues böyle oynamaya devam ederse kazanan G.Saray olur. Rodrigues’i bu takımda en çok mutlu edecek adam da Abdurrahim Albayrak olur. O benim ne demek istediğimi anlamıştır. 3-Linnes ama sağ ama sol kanatta mutlaka oynamalı. Arkasına adam kaçırsa da hücuma katkısı fazla.

TATMİN ETMEDİ

4- Donk, Selçuk İnan ve önlerinde Sofiane Feghouli şimdilik uyumlu ve biraz formlarını artırırsa şampiyonluk yolunda ibre yüzde 80 G.Saray’a döner. 5-Gomis elbette büyük golcü ama kondüsyonunu artırmalı, benciliğini azaltmalı ve çalımdan kaçınmalı. 6- Geldiğinde şüpheyle baktığımız Nagatomo her hafta üstüne koyarak devam ediyor.Çabuk ve akıllı. 7- Fernando Muslera artık alternatifsiz değil. Carrasso dikkatli ve kendinden emindi.Hiç de külübede pas tutmuş gibi gözükmedi.Muslera kötü oynadığında Carrasso daha çok dakika almalı.

SONUÇ olarak G.Saray çok zayıf bir rakibi ilk devredeki Rodrigues, Gomis ikilisiyle çözdü ve farka ulaştı ama futbol olarak yine tatmin etmedi.

HEYECAN vardı ama kalite hiç yoktu. Çok pozisyon vardı ama az gol. Atılan 5 golün ilk ikisi alkışlanacak cinstendi. 4-1’lik farkın oluşmasında elbette harzulu G.Saraylı oyuncular kadar Konyaspor kalecisi Patrik Carlgren’in büyük katkvardı. Komik goller yedi İsveçli.

VE bu maç, Belhanda, Nagatomo, Sinan Gümüş, Gomis gibi formda olmayan, tereddütle bakılan isimlerin ayağa kalkışlarına sahne oldu. Sinan ve Nagatomo mükemmel mücadele ettiler ama Belhanda’daki değişim takdire şayan. Faslı öncelikle çok koştu, gol attırmak için çabaladı, defansa yardım etti, güzel paslar attı. Geldiği günden beri en etkin futbolunu ortaya koydu Belhanda. Gomis 2 attı, 2 kaçırdı. Dün geceki gibi boş alanlar bulunca iş yapıyor Fransız.

ÇOK ŞIK GOL

SERDAR Aziz ilk maçta olduğu gibi çok şık gol attı ama yine sakatlandı. Biraz olsun istikrar yakalar, arka arkaya 3-4 maç iyi oynarsa Terim’in değişmez askeri olur. Sivas karşısındaki etkisiz, silik G.Saray’ın, kupayı zaten kafasında silmiş olan Konyaspor’a karşı disiplinli, mücadele dolu, yardımlaşmalı oyununu alkışlıyorum ama bir de uyarı yapmak lazım diye düşünüyorum. Bu haftaki Antalyaspor maçı dünkü gibi kolay geçmez. Her zaman böyle helva gibi kaleci ve defans bulamazsın.

HAKEM Öztürk’e fizik olarak 9, pozisyonları süzmesine ise 5 veriyorum. Gomis’in düşürülmesine faul diyorsan kırmızıyı vereceksin. İlk yarı maç 5 dakika durdu, 2 dakika uzattı. Ayrıca bazen oyuncuları fırçalamaya kalkması büyük hata. Üstelik pozisyonları sürekli anlatma gereği duyuyor oyunculara, bu da hata.

FATİH Terim’in teknik direktör, Abdurrahim Albayrak’ın Sportif’de göreve başlamasının üzerinden 45 gün geçti ve geçmişte birbirlerinden ayrılmayan bu ikilinin daha yan yana bir görüntüsünü görmedim. Bir zamanlar aI love you Fatih Hoca’m”dan başka cümle çıkmayan Albayrak’ın şu ana kadar, enteresandır sesi sedası da çıkmıyor. Ya tarz değiştirdi Albayrak ya da kara kedi mi girdi bu ikilinin arasına anlamış değilim. Yakında çıkar kokusu.

G.SARAY büyük fırsat kaçırdı. Öyle böyle değil... Sivas’ı yenseler F.Bahçe deplasmanına kadar olan Antalya, Kasımpaşa, Bursa, Karabük, Konya maçlarını kazanıp şampiyonluk yolunda dev bir adım atabilirdi.

Peki G.Saray neden kaybetti?

1-Alex Taşçıoğlu’nun uydurduğu, Fırat Aydınus’un verdiği uydurma penaltı.

2-Fatih Terim’in olağanüstü yanlış bir kadroyla sahaya çıkması.

3-Muslera’nın hatası ve yenilen 1. gol.

İsterseniz bunları biraz açalım.

56’DA Bifouma denize atlar gibi atladı ve Denayer’in temiz müdahalesini yardımcı hakem Alex Taşçıoğlu bir güzel yedi, Aydınus’u da yanıltarak penaltıyı uydurdu. İşte maçın kırılma anı bu penaltıydı. Halbuki 2. yarı maçın hakimi G.Saray’dı. 2-0’dan sonra maç 3’e, 4’e de gidebilirdi, son dakikalarda G.Saray kazanabilirdi de.

FIRAT Aydınus’un dün geceki en büyük eyyamı, itirazdan dolayı sarı kart gösterdiği Muslera’yı hemen akabinde alaycı alkışlamasına rağmen atmaması oldu.

HER şey bir yana belki de ilk defa bir futbolcunun, Gomis’in tribünlere gidip, “Para için oynamadığım doğru değil, ben takımı seviyorum” mesajı verdiğine şahit oldum. Gomis gerçekten karakterli ve efendi bir kişilik. Üstelik çok iyi profesyonel. Ve Fatih Terim’i, Gomis gibi bir silahı 81 dakika kulübede oturtması nedeniyle eleştiriyorum. Elbette Eren formda ve oynamalı ama rakip Osmanlıspor ise Eren’in yanında Gomis ilk 11’de oynamalıydı. Ve Gomis oynasaydı maç ilk yarıda bitebilirdi.

FORMDA bir G.Saray’a karşı Osmanlı 2 kişiyle direndi. Kalede Karcemarskas ve Serdar Gürler olağanüstü oynadı. Litvanyalı kaleci 82’de Gomis’in sert şutunu nasıl kurtardı anlamış değilim. Karcemarskas en az 5 top çıkardı ki, sıradan bir kaleci bunları rahatlıkla yerdi. Serdar ise iddia ediyorum şu an Türkiye’nin en etkili oyuncusu. Ne ciğer var adamda? Bir bakıyorsun sağ bek, bir bakıyorsun santrfor. Serdar’a biraz ayak uyduran olsa Osmanlıspor puan çıkarırdı dün.

10’da Tolga bomboş ayak koyamadı, 57’de Yasin atamadı. 74’te Yasin vurdu, kaleciden döndü, Feghouli kafayla kaçırdı. 76’da Feghouli, Karce’yi 2 defa geçemedi. 79’da Eren yine kaleciye takıldı, 82’de Gomis kaçırmadı, Karcemarskas mükemmel kurtardı.

HAKEM EYYAM YAPTI!

VE bu kaçanların yanında Feghouli ve Gomis’le 2 güzel gol buldu G.Saray. Hepsi girse 8 oluyor. Ama ya Osmanlı’nın 28’de bulduğu nizami gol verilse. Ki bu pozisyonda Numan tamamen topa bakıyor ve iyi yükselip golü atıyor. Muslera zamanlama hatası yaptı ve golü yedi ama genç Halil Umut Meler eyyam yaptı vermedi buz gibi golü.

G.SARAY’DA Denayer, Mariano ve en önemlisi Rodrigues iyiydi. Selçuk ve Tolga’nın vasat, Lato’nun çok kötü oynadığı maçta, Eren ve Yasin fena değildi. İlk golde Yasin’in ortası, Eren’in asisti ve Feghouli’nin bitirmesi göze hoş geldi. Bu golü çok beğendim.

EKRAN başındaki ve stada gelen G.Saraylılara tavsiyem şu; Siz siz olun iyi bir kardiyologa gidip kalbinize baktırın. Tansiyon ve şeker hastalarının da maçı izlememesinde fayda var. Çünkü bu G.Saray adamı hasta da eder, mest de...

ÇOK keyifli, heyecan dolu ve bir o kadar da buram buram kalite kokan harika bir maç izledik Kayseri’de. Tudor kalsaydı G.Saray yine 5’lik olurdu ama işte Terim faktörü maçı G.Saray’a getirdi. Terim’i, ligin ilk yarısında neredeyse sıfır katkı veren Belhanda’yı kulübede oturtmasıyla takdir ettim.

KAMPTA iyi çalışmış G.Saray. Ve en önemlisi tartışılan adamlar Eren, Denayer, Donk, Selçuk, Sinan ve Tolga inanılmaz katkı verdi. Eren’in enerjisi, pozisyon takipleri, konsantresi ve vuruş becerisi 10 üzerinden 10’luktu. Mariano, Latovlevici, Yasin tutuktu, 60’ta Tolga, 66’da Donk ve 70’de Sinan’ın girmesi bence maçın anahtarıydı.

G.SARAY’DA en iyi kim oynadı derseniz; 1 numaraya harika 3 kurtarış yapan Muslera’yı, 2’ye Denayer’i, 3’e de Eren’i koyarım. Ama Donk ve Sinan enerji getirdi takıma. Taffarel, Ümit ve Hasan’ın giren-çıkan oyunculara motivesi, Terim’in sakinliği ve taktiği şampiyonluk yarışında G.Saray’ı bir adım da olsa öne çıkartıyor. Cüneyt Çakır fena yönetim göstermedi dün gece. G.Saray’ın ilk golü öncesi Rodrigues net ofsayttı ve FIFA hakemi Tarık Ongun atladı. Maçın genelinde Çakır ve yardımcıları sarı kartların bazılarını atladı. 29’da Denayer’in hatasında Umut yerde kaldı. Umut’un kendini kolay bıraktığını ve Çakır’ın devam kararının doğru olduğunu düşünüyorum.

BENİ asıl şaşırtan olay, Cüneyt Çakır gibi sempatik birinin, başının seyrek saçlı bölümünü kahverengi gibi anlamsız bir renkle, toppikle, yani toz boyayla kapatmasıydı. Arka taraf siyah ve aralarda beyaz, tepede kahverengi, kızılımsı bir görüntü. Allah’tan yağmur yağmadı maçta. Yoksa Çakır için komik bir görüntü oluşabilirdi.

DURSUN Özbek, müthiş bir işe imza attı Fatih Terim’i takımın başına getirerek. Açıkçası Özbek’in Terim’i getirebileceğine hiç inanmıyordum ve bana göre 2.5 yıldaki sportif, özellikle de teknik adam seçimlerindeki başarısızlığını, bir Terim hamlesiyle başarıya çevirdi Özbek ve arkadaşları. Tudor kalsaydı, Dursun Özbek’in ocak ayında başkan seçilmesi neredeyse imkansız olacaktı ve bugün tribünlere 20 binden fazla seyirci gelmeyecekti.

FATİH Terim’in maçın bazı anlarında göbeğinin görülmesi de, kıyafet seçimi de, tribünleri alkışlayarak selamlaması da, eşinin büyük bir enerjiyle desteklemesi de, bazen yine hakemleri etkilemek anlamında yaptığı itirazlarını da yalan söylemeyim çok özlemişim. Terimli G.Saray yeniden şampiyonluğun en güçlü adayı haline gelmiştir.

HAYAT BULDU!

DÜN tribünlere gelen seyirciyle ve “nerede kalmıştık” sloganının reklam unsuru olarak kullanılmasıyla, yönetim, ekonomik olarak rahatladı ve ligin ikinci yarısında para basmaya devam edecek Türk Telekom Stadyumu.

TERİM çok akıllı bir insan. Tudor’un fahiş hatalarını birkaç hamleyle pozitife çevirdi. Denayer’i sola, Linnes’i sağa çekti. Serdar-Maicon göbekte fena değildi. Ndiaye ve Fernando bugüne kadar ki en olumlu futbolunu oynadılar. Çok top kazanıp hızlı hücuma çıktılar. Rodrigues deliciliğini Gomis’le girdiği mükemmel verkaç ve gol vuruşuyla gösterdi.

FeghoulI her iki kanatta da sürpriz işlere imza attı. Muslera adeta kusursuz oynarken, Rodrigues’in yerine giren Yasin yeniden hayat buldu. Attığı kafa golü galibiyeti getirdi. Sezon başından beri Maicon’un kritik yerden neden frikik kullandığını, dün geceki olağanüstü vuruşuyla anlamış oldum.

BİRİLERİ, “Göztepe çok etkisizdi, ikinci yarı sahada yoktu” diyebilir ama G.Saraylılar buna çok takılmasın. Terim’in gelmesiyle, ligimiz daha neşelenecek, heyecan katsayısı artacak, G.Saray tribünleri dolmaya devam edecek ve en önemlisi medyaya müthiş bir malzeme çıkacak. Bu durumda Beşiktaş ve F.Bahçeliler ne mi yapacak? Onu da bir sonraki yazımda yazarım. O zaman, “Hoşgeldin Fatih Hoca” diyorum.