ÖNCELİKLE güzel değil, harika değil, müthiş değil, olağanüstü bir sonuç 3-0’lık galibiyet. İlk yarı dan-dun futbol, telaş, skoru koruma çabası, kalemizde 3 tane önemli pozisyon yarattı. Ama büyük maçların kahramanı Fernando Muslera yine formunun zirvesindeydi. Tüm kritik anlarda harika uzanışlar yaptı ve kalesini yine kapattı.

RODRIGUES ve Eren’le iki gol buldu Cimbom. Üstelik iki vuruş da çok başarılı değildi ama bazen iyi vurmakla gol atamıyorsun. Mesela Muslera, Lokomotif’in kalecisi olsa ikisini de yemezdi. Guilherme’nin tutamadığı toplar skoru getirdi. G.Saray ikinci yarı Lokomotif’in tüm riskleri almasıyla geniş alanlar buldu, şanslar yakaladı ama Emre, Rodrigues atamadı.

‘SİRİUS YILDIZI’

OYUN çok parlak değil ama 3-0’lık skor bence evrendeki ‘Sirius Yıldızı’ kadar parlak. Yalnız bu skor beni biraz da ürküttü. Hatta korkuttu da. Rahmetli Özhan Canaydın ‘Gönüllerin hocası’ diye Lucescu’nun yerine getirdiği Fatih Terim’le 2002-03 sezonda Şampiyonlar Ligine, deplasmanda Lokomotif Moskova’yı 2-0 yenerek başlamış, sonrasında grupta sadece Brugge’den 1 puan almış ve 4 puanla sonuncu bitirmişti.

NEYSE ki bu satırları yazarken Selçuk’un penaltısıyla 3-0 oldu, ben de derin bir ‘oh’ çektim. Demek ki,tarih tekerrür etmeyecek. Demek ki sonuncu olmayacağız. Hatta lider bitireceğiz bu grubu. Ben dün gece çok inandım. Üstelik grubumuzda Schalke, Porto gibi sıradan, daha doğrusu puan alması kolay rakipler var.

G.SARAY gerçekten çok iyi başladı, üstelik Schalke-Porto berabere bitti. Ekim ayı başında Porto’dan alınacak bir beraberlik ve sonrasında Schalke’yi devirdiğinde tur biletini cebine koyar G.Saray.

Olağanüstü taraftarı ve Terim”in son damlasına kadar mücadele eden sahadaki ‘14 Aslanı’nı alkışlıyorum, alınlarından öpüyorum. Dün gece aptalca bir kırmızı gören Ndiaye’yi de iyi mücadelesinden dolayı yine de kutluyorum.

İLK’lerin takımı G.Saray bakalım bu çok da alternatifli olmayan kadrosuyla daha ne büyük zaferler elde edecek, göreceğiz...

NEREDEYSE 1 yılda yağacak yağmur 2 günde yağmış İstanbul’a. Üstelik zamanında mimarisi yanlış yapıldığı için çimlerin % 80’i güneş ışınlarını sağlıklı görememesine rağmen tek çim kalkmadı. Ankara’nın, İzmir’in hatta Vodafone Park’ın berbat zeminleri ortadayken böyle mükemmel atmosfer yarattıkları için Mustafa Cengiz ve stattan sorumlu yönetici Mahmut Recevik’i kutluyorum. Daha çok tebrik edilecek adam var.

MESELA Fatih Hoca. Trabzon’dan 2 hafta önce 4 yiyen takımı bu kadar hızlı ayağa kaldırıp, üstelik ağır şartlarda ve formda bir rakibe karşı 2. yarıda böyle ofansif ve ciddiyetle oynattığı için.

MESELA Abdurrahim Albayrak. Belli ki 4 yiyen ve demoralize olmuş oyuncuları hayata döndürmek için maddi-manevi mesai harcamış. Rodriguez’i Eren’i, Muslera’yı ateşlemiş. Ama parayla ama sözleriyle.

MESELA Muslera.. Hele bir ters top kurtardı ki olacak şey değil. Rakip sert orta yapıyor, Serdar kesmek isterken kalesine gönderiyor ve kontrpiyede kalmasına rağmen kornere tokatlıyor.

MESELA Rodrigues.. 1 aydır yok ama belli ki iyi çalışmış ve kondisyon eksikliğine rağmen 2. yarı etkiliydi ve usta işi 2 gol attı.

MESELA Linnes ve Nagatomo. İki kanat da çok başarılıydı. Asli görevleri defansı titizlikle yaparken hücumda da arkadaşlarına güzel ikramlarda bulundular.

KARARLAR YANLIŞ

MESELA 18’lik Ozan Kabak. Başkalarını bilmem ama kabağı çok severim ve faydaları yazmakla bitmez. Ozan her takıma lazım. Penaltıda hakkı yendi. Ayağını uzattığında Diagne çoktan düşmeyi kafasını koymuştu. Aferim bu delikanlıya.

ASLINDA çok mutluyum. Sebebi basit; ligimize renk geldi, heyecan geldi. Kayserispor ve Trabzonsporlu oyuncuları alkışlıyorum. Çok haklı galibiyet aldılar. F.Bahçe ve G.Saray’ı sürklase ettiler.

DÜN maçı televizyondan seyrettim, Fatih Terim ve G.Saraylı futbolcular da farklı bir şey yapmadılar, onlar da stattan izlediler. Ama Terim ve oyuncular fena halde ayıp ettiler. Camiaya ve en önemlisi geçen sezon şampiyonluğu getiren ve her maç tribünleri tıka basa dolduran seyirciye ayıp ettiler, hatta ileri gidiyorum ihanet ettiler. Evet G.Saray adına bu maçın sonucu “İhanettir...”

HEPSİ ÇOK ŞIMARMIŞ

G.SARAYLI oyuncular da şımarmış, Terim de. Porto’yu, Lokomotif’i, Schalke’yi çekince havaya girmişler. Olabilir Gomis satıldı. Bence gariplik yok. Ama “en az 2 forvet alacağız” deyip sıfır çekmek, sonra da Ömer Bayram’ı takdim etmek yalanın dik alası oldu. Aslında transfer yapılmış yapılmamış o da çok önemli değil. Elinde Serdar, Donk, Rodrigues ve Ndiaye varsa oynatacaksın. Çünkü evinde oynamıyorsun ve sana bilenmiş Trabzon var karşında. Çünkü evinde öyle böyle taraftar kazandırıyor sana maçı.

DÜN Burak Yılmaz oynasa maç 6 olurdu. Hadi onu da geçtim, Trabzon 3’ten sonra frene basmasa yine tarihi fark olurdu. Mariano, Maicon, Çalık, Nagatomo ve Fernando sanki afyon yutmuş gibiydi. Hele bir 3. gol var, anlatılamaz görmek lazım. Nwakaeme iddia ediyorum Beyoğlu’nda bu kadar rahat yürüyemezdi. Evet yürüye yürüye golünü attı. Sinan Gümüş ayağını bile uzatmadı gol öncesi.

DÜN gece beni en çok şaşırtan olay, Terim ve futbolcuların reaksiyon vermemesi, ruhsuz, isteksiz halleriydi. G.Saray elbette yenilir, hatta fark da yer ama bu kadar kalitesiz oynamamalı. Yenilen tüm gollerde en az suçlu Muslera. Artık gerisini siz düşünün. Bir gün gelir bu ihanetin bedelini ödetirler.

ÖNCE F.Bahçe, sonra Beşiktaş yenilmiş, üstelik 9 günlük tatil sona erip herkes evine işine dönmüş ve 2 maçta 6 puan toplayan G.Saray’ın muhtemel fark atabileceği evindeki Alanya maçında tribünlerdeki boşluk beni çok şaşırttı. Maçı tribünden izlemek, arada bir göz ucuyla da TV’ye bakmak bana iyi geliyor.

MESELA maça gelenlerin Gomis’i anında unutup Emre Akbaba ve Onyekuru’ya kilitlendiklerine bizzat şahit oldum. Yine tribün dedikodularına gelecek olursak, Fatih Terim’in, takımın en çok para kazanan ismi Feghouli’yi (3 milyon 850 bin Euro) gözden çıkardığı ve gitmesini kesin olarak istediğini öğreniyoruz. Haksız da sayılmazlar. Önce verilen sonra iptal edilen penaltıda tribünler “Muslera...Muslera” diye inlerken Terim’in oralı bile olmadığını, Muslera’nın ise sürekli kulübeye baktığını gözlemledim.

DÜN itibarıyla Gomis unutulmasına unutuldu da her rakip Alanya gibi kağıt helvadan olmaz ki? İlk yarı yere yattılar, çirkin bir defans yaptılar. Bunda başarılı da olup G.Saray’ın temposunu düşürdüler. Ama ikinci yarı Emre Akbaba, Sinan Gümüş, Onyekuru ve Eren Derdiyok’un şovlarını izledik. İşte futbol bu. Rakip kötü de olsa, eksik de olsa atabileceğin kadar atacaksın. Bu nedenle Terim ve öğrencilerini kutluyorum.

AVRUPA İDDİASI

RODRIGUES iyileşecek, Donk haftaya dönecek, Ndiaye geldi, belki Falcao veya Aboubakar’dan biri veya birkaçı daha geldiği zaman G.Saray sadece Türkiye’de değil Avrupa’da iddialı olacaktır.

EVET ilk yarı gerçekten uyutucuydu, sıkıcıydı, bazen kahrediciydi. Ama 2. yarı her şey vardı. Bobo dışında net pozisyonu olmayan Alanya’yı Fernando, Sinan, Emre, Eren ve Onyekuru’nun hırslı ve tempolu futbolları bitirdi. Trabzon engelini de rahat geçecektir sarıkırmızılı ekip.

BU devirde, “Ben G.Saraylıyım ve bu formayı giymeyi her şeyden çok istiyorum” diyecek ve bu lafını yememek adına her türlü fedakârlıkta bulunacak bir babayiğit bulmak kolay değil. Tartışmasız geçen sezonun en faydalı oyuncusu Emre Akbaba idi. Ve dün de gösterdi ki Emre, G.Saray’a ve Türk futboluna çok şeyler verecek. Gol atmak, attırmak için inanılmaz bir çaba gösterdi. Kendine iyi bakar ve sakatlanmazsa bu yıla her anlamda damgasını vurur.

ABDURRAHİM Albayrak abartmıyorum Türkiye’nin uzak ara en başarılı yöneticisi. Öncelikle kulübünün adını kullanıp cebini doldurmuyor. Üstelik cebinden sürekli veriyor. Ve Emre ve daha birçok önemli ismi G.Saray’a kazandırmaya devam ediyor. Albayrak ve Terim’in olduğu yerde yine şampiyonluğun en büyük adayı G.Saray olur.

GOMIS İLK GÜNKÜ GİBİ

MARIANO çok kötü, Sinan, Belhanda, Donk vasattı. Yasin 2, Halil 2 net pozisyonu harcadı ve G.Saray çok net pozisyonlar üretemese de kazanmasını bildi. Belli ki maç öncesi Gomis ve Terim kafa kafaya verip konuşmuşlar, dertleşmişler ve Gomis’in gireceği dakika bile belli olmuş bu görüşmede. Gomis ilk günkü heyecanla girdi ve iyi işler yaptı.

G.SARAY’IN yüzde 30’u Muslera ise diğer yüzde 30’u da Rodrigues. 10 gol, 10 asistlik Rodrigues’in yokluğu çok hissedildi ama Henry Onyekuru da artık “Beni de dikkate alın” mesajını verdi. Fernando ile birlikte süper bir gol attı, attırmak için çok uğraştı ve formayı kolay kolay kaptırmayacağını gösterdi. Terim’in Feghouli’ye tavrını çözemedim. Herkes Gomis gidecek derken Feghouli bu hafta G.Saray’dan kopabilir. Zaten bu kulübün en çok para kazanan oyuncusu ve gitmesine Terim asla karşı çıkmaz.

G.SARAY’DA Emre ile birlikte takıma katılacak 2-3 yeni futbolcuyla işler her geçen hafta rayına girecektir.

Açık ve net; Türk insanı olarak hiçbir şeye hazırlıklı değiliz.Tembel yapımız var. Son ana kadar beklemeyi seviyoruz ama lafa gelince her şeyi en çok ve en iyi biz biliyoruz.

1 - A.Gücü 6 yıl sonra Süper Lig’e çıkmış, seyirci harika. Gel gör ki Osmanlı Stadı’nın zemini rezil. Elbette TFF Başkanı Yıldırım Demirören işini gücünü bırakıp sezon öncesi zemin kontrolü yapacak değil. Peki bu TFF’de, yönetici olsun, maaşlı profesyonel olsun bir Allah’ın kulu da sezon başlamadan statları dolaşıp uygunluk ve uygunsuzluk raporu vermez mi? Beinsport’un CEO’su bu rezil zeminde nasıl maçı izleyip stadı terketmedi olacak şey değil. Ben olsam,”Bunca parayı bu zeminde maç oynansın diye mi veriyoruz” derdim.

2 - Bismillah, sezonun ilk maçı ve 15 dakika geç başlıyor. Kimse yayıncıyı, gazeteciyi, evine gece yarısı gitmek zorunda olan seyirciyi düşünmüyor. Neymiş trafik varmış. 2018 yılındayız ve hala trafik durumunu öğrenemiyor ve önlem alamıyorsak yazıklar olsun bizlere.

3 - VAR’ına da yokuna da laf söyleyeceğim ama neyse biraz sabredeyim. 7’de El Kabir’in geçerli golü de, 36’da sayılmayan golü de kritik mi kritik. Ofsayt varsa da yoksa da en fazla 15 cm’le. Peki bu VAR niye geldi? Hataları asgariye düşürmek, hak yememek için değil mi? Bifouma, Nagatomo’dan kapıyor ve Kabir’e pasını veriyor. Hakem ve yardımcı devam ettiriyor ve 3 saniye sonra gol iptal ediliyor. Yani VAR’ın başındakiler de, biz de tekrarı bile görmeden golün iptaline şahit olduk. Aklım karıştı. Hakem neye göre iptal etti? Yan hakem bayrak kaldırdı mı kaldırmadı mı bilmiyorum. Böyle VAR, mar olmaz.

G.Saray kazandı kazanmasına gitsin Kone’nin kafasını öpsün. Çünkü o golü ne Eren, ne Gomis atabilirdi. Terim’in Gomis, Belhanda, Feghouli kararını alkışlıyorum. Ama Selçuk ısrarını ve Muğdat’la Yunus’a süre vermemesini doğru bulmuyorum.

Açılış maçları zordur ve G.Saray deplasmanda kazanarak başladı. Ha bu futbolla ne yaparlar? Terim ve Albayrak’ın acilen form tutmaları, en önemlisi Gomis sorununu çözmeleri şart.

BAKIYORUM da maç sırasında sosyal medya Gomis ve Belhanda’yı yerle bir etmiş. Neymiş; bu 2 adam derhal satılmalıymış, yerlerine süper 2 golcü alınmalıymış. İsteyen var mı? Yok. Zaten istenseler G.Saray Yönetimi anında satacak ama talep var mı, hayır. Bir sezonda aldıkları para 6 milyon 700 bin Euro. Maç başına ve şampiyonluk primleriyle 8 milyon Euro’ya yaklaşıyor. Bu da demek oluyor ki bu 2 oyuncu net olarak 48 milyon TL alıyor.Bu inanılmaz rakamı da kimse onlara vermez ve G.Saray’da kalırlar. Gomis ağırdı, savruktu, yorgundu, üstelik son penaltıyı da kaçırıp takımı yakan isim oldu ama kredisi fazlasıyla var. Bu sezonu da 20 golün altında kapatmaz. Belhanda ise geçen yıldan da kötü duruyor. Yani umutsuz vaka.

YİNE sosyal medyada Yunus yıldız olmuş. Sol ayak iyi, çalımlar başarılı, istek, arzu 10 üstünden 10. Yeter ki havaya sokulmasın, yakınları tarafından şımartılmasın Yunus. Bana Emre Mor’u hatırlattı. Ama Emre nerede? Bilen yok.Ama ben Yunus’a güveniyorum.

TERİM’İN Onyekuru ve Muğdat’ı oynatmamasına şaşırdım. Ayrıca geçen sezon kaçırdığı penaltılarla az daha G.Saray’ı şampiyonluktan edecek Gomis’i son penaltıcı seçmesi hataydı. Fatih hocanın aklı, maçta değil yapılamayan transferlerde anlaşılan. Para yok, Terim de kabullenecek durumu. Yoksa G.Saray hasar almaya devam eder.

Bu VAR sistemi iyi güzel de Cüneyt hoca yine bildiğini okudu. 43’te Rodrigues kopmuş gidiyor, Dany arkadan düşürdü, karar kırmızı kart olmalı ama Cüneyt hocaya göre bariz gol şansı yok. Eğer bu pozisyonda,VAR’a rağmen kırmızı çıkmıyorsa bu işte bir gariplik var.

TEBRİKLER AKHİSAR

GEÇEN yılki Akhisar ve Okan Buruk olsa kupayı normal sürede kazanırlardı. G.Saray’da taşlar yerine oturur oturmasına. Hatta ligde bu sezon şampiyonluğa daha kolay ulaşabilirler ama Şampiyonlar Ligi’nde başarılı olmaları mucizeye kalmış. Çok iyi kura çekmeleri lazım. Yapacak bir şey yok. Kulüp borç batağında ve taraftar da sızlanıp durmayacak. Herkes gerçekleri görmek zorunda; Türkiye’de büyük-küçük tüm takımlar iflas etmiş durumda ve kurtulmaları da en az 5 yılı bulur

SON söz; Akhisar geçen yıl Türkiye Kupası’nı, dün de Süper Kupa şampiyonluğunu fazlasıyla hak etti, tebrikler.

ÖNCE PSV’ye 3-1, dün de Valencia’ya 2-1 yenilmesine rağmen G.Saray’ı beğendim. Şunu net olarak söyleyebilirim ki G.Saray geçen yıldan daha iyi ve daha da iyi olacak...

Henry Onyekuru, G.Saray’ın ve Türk Futbolunun yeni yıldızı olur. Ayaklar iyi, paslar olumlu ve topsuz oyunda çok faydalı işler yapıyor. Her iki ayağını da çok iyi kullanıyor. Sakin ama patlamaya hazır bir bomba gibi. Attığı golde Sinan Gümüş’ün harika asisti vardı ama heyecan yapmadan, o usta vuruşunu yapmak da 21 yaşındaki bir oyuncu için kolay olmasa gerek. Onyekuru tribünleri coşturur ve Rodrigues kalırsa G.Saray’ı sırtlayan isimlerden olur.

GELELİM Gomis’e. Harika bir kafa vuruşunu kaleci köşeden çıkardı. Oyunda kaldığı 45 dakikada, yaz döneminde boş boş oturmadığını gösterdi. Orta sahaya koştu, yardım etti. Kısacası olumlu bir görüntü çizdi. G.Saray’da mutlu olduğunu biliyorum ve Çin’den acayip bir teklif almazsa G.Saray’a yine en az 20-25 golle katkı verir.

MUĞDAT Çelik için konuşmak erken. Yeni bir Tarık Çamdal, Veysel Sarı vakası olur mu? Emin değilim. Her şey Muğdat’ın elinde. Çalışır ve kendini geliştirirse en azından ilk 11’i zorlar. Yoksa önce kulübede kalır sonra da kiralık gider. Ben Muğdat’ın Terim’in gözüne gireceğini düşünüyorum.

BELHANDA İYİ-KÖTÜ!

BELHANDA bir iyi bir kötü. Bal yapmayan arı görüntüsü devam ediyor. Feghouli gayretli ama beklentileri karşılamaktan uzak. Selçuk hala kötü. Ve ne acı ki 33 yaşındaki Ronaldo çalışıp gelişmeye devam ederken Selçuk tatilde yine bolca yatmış.

G.SARAY’IN sorunu yine defansta. Maicon, Donk, Carole ayakta uyuyor. İlk golde Donk ve Carole ofsayt diye kalakaldı. İkinci golde de Maicon güzel bir ikram da bulundu. 23 yaşındaki İsmail Çipe daha çok fırın ekmek memeli. Havadan iyi güzel de, karşı karşıya kaldığında hemen yere yatıyor. İyi kaleci ayakta kalabilen kalecidir. Yine de Valencia maçından dolayı kimsenin hakkını yemek istemiyorum.

SİNAN Gümüş, Doğan Can Davas, Yunus Akgün’ü beğendim. Dün hem seyirciyi hem de G.Saraylı oyuncuların 1 dakika bile olsun rakiple ve hakemle gereksiz diyaloglara girmemesine tam not veriyorum. Belli ki Terim bu konuda oyuncularına sert kurallar koymuş. G.Saray lige hazır girecektir ve Şampiyonlar Ligi’nden iyi bir kurayla tur atlaması zor değil...