Köşe kapmaca oyunları - 2

4 Eylül 2015

Fransa’nın Cote d’Azur bölgesinde “yeni” ve “eski” kent diye niteleyeceğimiz, artık köy gibi kalmış “markalaştırılan” yerleri dolaştığımızdan, hayatın pahalı oluşundan ve yaşamanın zorluklarından çarşamba günkü yazımızda bahsetmiştik.

Ve izlenimlerimizi özetlersek, diyebiliriz ki; dünyanın tüm zenginlerini buluşturan cazibe merkezleri haline getirilmiş eski ve yeni kentlerdeki oteller, restoranlar, barlar, oteller, caddeler ve ünlü markaların bir araya getirildiği mağazalar ise adeta Birleşmiş Mağazalar Teşkilatı’na dönüştürülmüş!

Ülkemizde de durum pek farklı değil.

İnsanlık dramında bir türlü birleşemeyen Birleşmiş Milletler Teşkilatı ünlü markalar kadar dahi organize olamayan bir örgüt durumuna düşmüş! Sermayenin acımasızlığına da dünyanın her yerinde şahit oldukça sömürgeci anlayışının daha da azgınlaşmaya doğru yol aldığını söyleyebiliriz...

***

Ve ülkemizin içindeki silahların neden susmadığını, susturulmak istenmediğini de anlıyoruz! Doğu’da Türkiye’nin yıldızlaşmasını istemediklerinden her türlü oyun oynanıyor...

Batı, reklam ve lüks algısıyla kentlerini, denizlerini, markalarını efsaneleştirirken, paraya çevirirken bizler hala bir arada yaşayabilmenin ayrıntılarında boğuşturuluyoruz.

Bir inek ya da kuzu derisinin dörtte bir parçasını yüzlerce renk ve model çeşitliliğiyle küçük bir çantaya, ayakkabıya, cekete, monta dönüştüren para sihirbazları “tanrılaştırdıkları” putları yani markaların ürünlerini kırk deveyi satın alacak paraya çevirebilmenin yolunu keşfetmişler...

Devamını Oku