22 bin 495!

8 Nisan 2018

SAYDAM olalım. Hafta başında şampiyonluk yarışında 7’de 7 potansiyeli olan tek takım hangisi? En az şansı olan F.Bahçe! Kalan 3 takımın da ‘en azından birbirleriyle olan 2 maçından sebep’ bu şansı zaten matematik olarak yok! Peki 2001’de bu stadın yapılmasından ötürü endüstriyel futbolun dönüşüm dinamiklerine en çabuk uyum sağlayan F.Bahçe taraftarı niye stadı boş bırakıyor? Bu maçı niye 22 bin 495 kişi izliyor? Yönetime kızgınlıkla açıklanabilir mi bu kaçış?

STADIN yarısı boş; sebebi sadece Aziz bey ve yönetim anlayışı mı? Kuşkusuz olamaz! Taraftar, hele ki F.Bahçe seyircisi, neyi almak istediğini pek iyi bilir. Bu malı almıyor kardeşim. Senin üretimin, daha hakçası üretimsizliğini almıyor. Günümüz insanı verdiği paranın karşılığını istiyor; temaşa talebinde yani. Aykut Kocaman F.Bahçe’si temaşa vaad etmiyor. Yedeklerde bu takımın en mahir 5 ayağından ikisi Ekici ve Valbuena’nın olacağını bilen F.Bahçeli gelmiyor ki maça!

VALBUENA UMUT OLDU

İNAN olsun ilk yarı için tek satır yazamayacağım! çok büyük sabır versin F.Bahçe taraftarına, muhabirine, yazarına... Stattaydım ve tribün sadece ‘futbol’ istiyordu. Galibiyet daha sonra. Futbol izlemek beklentisindeydi.

46’DA Valbuena’nın girişi umut yeşertti! Çünkü oyuna hareket, kalite ve sürpriz gelecekti. Onun aklıyla daha da verimli olabilecek Guiliano’nun da oyuna katılması demekti bu! Nitekim ilk yarıdan daha da aktif bir takım izledik 2. yarıda. 54 ve 61’de maç koptu! Beraberliğin nimet kabul edileceği Osmanlı da sonuca razı oldu. Son yarım saat F.Bahçe’nin üstünlüğünde ve ilk yarıdan daha lezzetli geçti.

KALAN 6 maçta 18’e en yakın yine F.Bahçe. 72’yi bulma ihtimalleri hem şampiyonluk hem taraftarını mutlu etme olasılıklarının çok önünde!

Devamını Oku

7’de 6 olur mu?

2 Nisan 2018

BİRİ yedek kaleci 5 temel eksikle sahaya çıkan Kayserispor’un tutunması beklenemezdi. Karşılaşmanın hemen başında tablo daha da netleşti. 8.dakikadaki gol ile aslında mücadele erkenden bitti. Üçlü başlamaları, stoperlerinin uyumsuzluğu, orta saha dirençsizliği gibi futbol gerçeklerinin dışında psikolojik olarak da ‘çökük’ başladılar.

İLK golde Roberto Soldado maharetine saygı duymakla birlikte ‘kalede deneyimsiz bir ismin olduğunu bilmek de’ vuruş güvenine etki edici faktörlerdi. Aatif’ın golünde de beceriye ilave olunan ‘şansımı deneyeyim’ duygusu skoru getirdi. 44. dakikada Roberto Soldado ile 2-1 umutları da bitti. İlk yarı Şener Özbayraklı ve Guiliano pozisyonları da farkı 5’e kadar çıkarabilirdi.

KARŞILAŞMANIN 2. yarısında da tablo değişmedi. Sarı-lacivertliler Spor Toto Süper Lig’de 2017-18 sezonunun en rahat maçlarından birini oynadı. İyi mi oynadı? Rakibe bakarsak EVET! Ancak diri bir Kayseri’ye, eksiği olmayan bir Kayseri’ye yetecek bir oyun yoktu. Çünkü F.Bahçe ve hocası Aykut Kocaman yine kendi normallerindeydi. Sağ kanadı yine iyi kullandı, mekez orta saha helva kıvamındaki rakibi kımıldatmadı.

MORALLER TAVAN

BU karşılaşma kesinlikle ölçü değil. Ancak sarı-lacivertlilerin önündeki 7 maçta sadece Demir Grup Sivasspor karşılaşmasında dirençle karşılaşacağını düşünüyorum. F.Bahçe kalan haftalarda 7’de 6 yaparsa beni şaşırtmaz! Bu noktadaki handikapı ise iç saha.. Yani Kadıköy. Evlerinde tribünle bir türlü bütünleşemiyorlar. Seçim atmosferi de cabası. Dün akşamki sonuç, maçın ürettiği eğlence yerli yerinde. Moral değerleri de üst seviyede olacaktır. Osmanlıspor maçında da galibiyet uzak değil.

Devamını Oku

Fayton atları

1 Nisan 2018

İSTANBUL Adaları’nda faytonlar olur. Yıpranmış, yaşlı, yorgun atlar... Hayattan bezmiş kolları bacakları tutmayan... Üzgünüm Trabzonspor’un dün geceki hali aynen buydu. Halbuki kalite olarak tablo şu.. Öndeki 6’lının merkezinde 2 geçen yılın Milanlısı, 1 en iyi 5 Türk orta sahadan biri, iki kanatta ülkenin geleceği 2 oyuncu, en önde de en iyi Türk golcülerden biri var! Kağıtta sorun yok yani.

MESELE kuvveden fiile geçebilmek. Koca 90 dakikada sadece 46-56 arası... 52’de Yusuf’un karşı karşıya kaldığı ve Muslera’nın kurtardığı pozisyon dışında gol dahil heyecanlandıran anları yok! Hem yapamadılar, hem G.Saray yaptırmadı. Çok büyük iş yaptı G.Saray ilk 15 dakika itibariyle... Kımıldatmadı.

GOL 7’de gelmezse 17’de gelecekti. O güneşe kar dayanamazdı! Belhanda ve Mariano müthiş bir 30 dakika oynadılar. Selçuk ve Donk (manasız sarı kartı!) deneyimleriyle önde baskının arkadaki mimarı oldular. Gomis’i ve Gary’i çok etkin göremesek de önde baskıda onlar da hep oyunun içindeydi. Trabzon’u hep geri ittiler. İkinci yarı 56’ya kadar Trabzon oyunu ele alsa da Rıza Hoca’nın Okay’ı stopere alışı işleyen ritmi bozdu. Bir de Okay, Gomis’in golünde hata yapınca maç koptu, G.Saray o anda maçı bitirdi. Sonrasında birkaç etkili pozisyon dışında oyununu ekonomik kullandı. Kart cezalısı, sakat vermeden maçtan çıktı.

NE GOLDÜ ÖYLE!

BİR not Abdülkadir’e... Olsun genç adam... İlk goldeki hata her oyuncunun başına gelebilir. Asla vazgeçme! İkinci not G.Saray taraftarına... 2 yıl Beşiktaş taraftarının maça olumlu etki yapma şampiyonluğunu bu yıl ele geçirdi. İç sahada çok çok etkinler. Rıza hoca da basın toplantısında bu konuya değindi. Son not Kucka’ya... O ne goldü öyle.. Şapka çıkartıyorum..

Devamını Oku

Kartlar yeniden...

18 Mart 2018

ABDULLAH Avcı’nın planı çok netti ve ilk yarıyı bu plan domine etti. Merkezi, yani Beşiktaş’ın işleyen demirini pas tutturmak istedi. Başarılı da oldu. Hem savundu hem de Emre’sizken hücum etti. Öyle ki diğer eksik Eprianu’nun yokluğu dahi hissedilmedi.

ÇÜNKÜ Beşiktaş oraya gelemedi dahi! İlk yarıdaki tanınmaz Beşiktaş’ta ayakta kalan tek oyuncu Ryan Babel idi. Rakipte ise bir Adebayor vardı ki... 84 doğumlu bu adamın yaptıkları, profesyonelliği, emeği, arzusu, takımdaşlığı..

BU tip oyuncularla (Eto’o, CR7, Messi) ilgili hep şunu sorarım: “Hayatta neye ihtiyaçları var?”

CEVAP hiçbir şeye! Ama oynamaya ama kendiyle yarışmaya ama bir kez daha başarmaya..

MAÇIN adamı Adebayor’du. Elia da attığı gol dışında çıkana kadar iyi bir performans sergiledi. İkinci yarıda doğal olarak Beşiktaş baskılı başladı. Ancak şut denemeleri dışında kaleye inemediler doğru dürüst! 33 dakika 1 kişi fazla da oynasalar barajı aşamadılar! Ligde sadece 4 kez 11’e çıkan Da Costa ile sakarlığı ile bilinen orjinal stoper olmayan Attamah’lı merkezi aşamadılar.

OLMADI BUNLAR!

BAŞAKŞEHİR direndi kazandı. Zirvenin şekli yine değişti. Beşiktaş maç başında çoğumuzca favori görülüyor, en azından ‘kaybetmezler’ deniliyordu. Şimdi kartlar yeniden karılıyor. Mağlubiyeti halinde ‘yarıştan kopar’ denilen Başakşehir, Beşiktaş’a karşı 2’li averajı ele geçirdi. İstanbul’un batısı tekrar şampiyonluk şarkıları söylemeye başladı. Beşiktaş ise bugün o kadar kötüydü ki, bunun %50’si kadar daha iyi oynasa yine şansı az olur yarışta. Bu arada laf aramızda.. Lens ile Love için artık ‘olmadı bunlar’ diyebiliyoruz sanki!

Devamını Oku

Volkan ve Muslera

18 Mart 2018

İLK yarıyla başlamalı. İstediğini alan, iyi olan, taraftarını memnun eden G.Saray, gol pozisyonuna girip maçı ilk yarıdan kopartabilecek olan F.Bahçe idi. Maicon’un hatasındaki Ekici vuruşunda Nando kurtarışı maçın kırılmalarından biriydi. Garry’nin kaptırdığı topta ise Soldado’nun vuruşunda da Serdar’ın engellediği top da ikincisi. Hatta Ekici’nin frikiğini de sayabiliriz tehlikeli durum kabilinden. G.Saray ise 2 kez Gomis ile etkisiz sağ kanat atağı geliştirdi. İkisi de uzak direkten dışarı gitti.

SARI-kırmızılılar, merkezi çok iyi kapattılar. Çünkü Fernando’ya (ki bence pozisyonunda ülkenin en iyisi) Selçuk ile Belhanda eşlik ettiler. Hep nefes aldırıcı işler yaptılar takım savunmasına. Kaptıklarını da ileriye doğru oynadılar. İleride iyi iş yaptılar mı? Hayır!

F.BAHÇE’DE ise ilginç bir psikoloji hakimdi. Tribün maça bir türlü giremedi. Oyuncular da Ekicili, Soldadolu kadro ile ‘yahu bu kadar hücumcu ile ne yapacağız?’ endişesiyle, doğaçlamaya döndüler.

HAKKI BERABERLİKTİ

2. yarı kelimenin tam anlamıyla ‘maç’ oldu. İki takım da golü düşündü. Gerek Volkan, gerek Muslera harika performans sergiledi. G.Saray puanı Muslera ile kazandı. Bilhassa Belhanda ve Tolga pozisyonlarında oyuncuların yumuşak vuruşları Volkan’ı zorlamadı ancak deneyimli kaleci başka pozisyonlarda başarılı oldu.

MAÇIN hakkı beraberlik miydi? Bence evet. 2. yarı karşılıklı gol kaçırma yarışı bu sonucu getirdi. Maçı berabere de bitirse sahanın kazananı G.Saray oldu. Trabzon-Başakşehir-Beşiktaş setinden 7 puan G.Saray’ı şampiyon yapar. F.Bahçe’nin işi ise çok zor! 8 maçta 24 puan 72 ile onları zirveye taşıyabilir! Ancak ne camiada, ne takımda, ne hocada bu istidadı görmek mümkün. Bugünkü Başakşehir-Beşiktaş maçının sonucu zirve yarışında çok önem kazandı!

Devamını Oku

Sinan’ın kariyer maçı

12 Mart 2018

ŞİMDİ altın oldu. Birçok kez eleştirdiğim Sinan Gümüş’ün hakkını teslim ederek başlamalıyım. Bu kritik maçta, gergin ortamda, 2. yarı oyuna girip şahane 1 gol ve nefis 1 asistle oyuna hükmetmek skoru getirmek, şampiyonluğa inancı tazelemek herkesin yapacağı iş değil. Sinan, kariyer maçını oynadı. Güven tazeledi, formaya da talebini dilekçeyle arz etti ilgili makama.

61. saniyede gelen gol sonrası, sarı-kırmızılılarda manasız bir panik havası ortaya çıktı. İlk yarı öteki iç saha maçları kadar oyun ve pozisyon bulurken, tribünün (ve Volkan Şen’in) ürettiği gerginlikle golü bulmakta zorlandı. Penaltı bile kaçtı! Sahi niye Selçuk kullanmadı penaltıyı? Volkan demişken... Kariyerinde Süper Lig şampiyonluğu ve 2 büyük takım bulunan bu milli oyuncunun mental gelişimini 31. yaşında tamamlayamadığını teşhis etmek acı verici! Takımına da maçın seyir zevkine de hakeme de zarar veriyor.

‘ELİBELHANDA DİYEMEYİZ’

2. yarıda ilk yarıdan daha durgun başlangıcı vardı G.Saray’ın. Bir türlü ritmi bulamıyorlardı. Devreye Sinan girdi. Gomis’in kafasına nişanladı. Yetmedi nefis 1 golle maçı aldı. Yeteneği tamam; devamlılığı da gelirse tadından yenmez! Peki sırf o mu? Belhanda’yı da atlamayalım! Forvet arkası olmasına rağmen ‘ELİBELHANDA’ diyemeyiz. Çok mücadele ediyor. Pozisyona da giriyor, top da kapıyor. Sinirlenip sarı kart da görüyor. Maçın en iyi 2. adamıydı. Gomis’in notunu penaltıdan kırabiliriz. Yine de çok şık, çok klas bir sporcu. 2 tarafın da şikayetkar olacağını bile bile Halil hocanın iyi bir maç yönettiğini düşünüyorum.

KONYA’YA gelince... Sergen hocanın eli değmiş belli. Ömer Ali, Jahoviç, Orkan yedek; Filipovic ile Ali Turan yok. Çıkan 11 ve oyun anlayışı takdire şayan. 9 haftalık serüvenleri çetin ama ligde kalmaları mümkün.

Devamını Oku

Üç ihanet

2 Mart 2018

ÜÇ kırmızıyla başlayalım. Alper Potuk’un kartı da, Q7’nin kartı da doğru. Portekizli taa pazar gününden karta meyyal, Alper ise ilk dakikadan teşneydi. Beşiktaş 11’e 10 oynamanın avantajını kullanamadı… 11 dakika 1 kişi fazla oynadı. Bu sırada hücuma dönük 2 değişiklik yaptı hoca. Her şey siyah-beyazlıların lehineydi. F.Bahçe şartlar aleyhindeyken maçı 2-1’e getirdi.

BEŞİKTAŞ sonrasında kolaylayacağı yerde zorlandı. 3. kırmızı kart da yerinde. Çünkü kaşındı! Manasız sarı kart görmüştü, 2.’si için arandı ve kartını buldu. Uzatmalar dahil neredeyse 20 dakika takımı 9 kişi kaldı.

İŞTE o zaman 2-2 geldi Talisca ile… Futbolu az konuşabildiğimiz mücadelede başından itibaren gerginlik hakimdi. Top oynandığı zamansa bildiğin İstanbul trafiği! Keşmekeş! Fırat hoca işin altından çok iyi kalktı. 3 kartının da doğruluğu iki takım oyuncu ve kamuoyu tarafından da kabul gördü. Sonlara doğru denize döküldüler! Beşiktaş hücum etmekten, Fenerbahçe ise savunma yapmaktan.

ÖYLE BİR KAOS VARDI Kİ!

İKİ İspanyol ile gelen iki golle dağınık nizam devam eden maçtaki kırılma Alper’in 2. sarı kartı oldu. Oraya kadar mesafelerin çabuk geçildiği yumuşak bir karşılaşma oynanmaktaydı. Orada ‘survivor’ başladı. Şener de attığı golle mücadeleyi daha da ilginç hale dönüştürdü. Şenol Güneş’in Q7 ve Babel hamleleri pazar günkü gibi kazanmayı hedefler nitelikteydi. Ancak öylesine büyük kaos ortamı vardı ki sonlara doğru kör dövüşe döndü maç.

ROMAN, Şener, Skrtel Beşiktaş hücumcularını çok iyi savundu. İkinci yarı Beşiktaş bir gol bulabildi ancak ötesi için çok şey yaptı. F.Bahçe de skoru korumak için.

Pazar günkü taktikler, satrançlar dün yerini doğaçlamalara, tesadüflere bıraktı. Çatır çatır mücadele mi, çatur çutur bir karşılaşma mı? Bilemedim. Bildiğim 3 sorumsuzun takımlarına ettiği ihanet!

Devamını Oku