BİR stoperin maçın yıldızı olabileceğini dün akşam gördük. Portekizli Pepe, dün gece Vodafone Park’ta oynadığı futbol, attığı gol ve rakip ataklardaki hamleleriyle Beşiktaş’ın yıldızı oldu.

ANTALYASPOR’UN orta alandaki yakın ve temaslı oyunu, Atiba, Oğuzhan ve Talisca’nın zorlanmasına neden oldu. Özellikle oyun kurucu pozisyonundaki Oğuzhan bocalayınca Beşiktaş alışık olduğumuz akıcı oyununu sergileyemedi. Kenarlardaki Quaresma ve Babel de alan bulamadılar.

BEŞİKTAŞ’TA Pepe’nin dışında Caner ve Tosic çok iyi bir futbol ortaya koydular. Cenk de siyah-beyazlıların en hareketli ismiydi. Ligin ilk maçını oynamak, seyircisiz oynamak ve hatta Antalya gibi organize ve sıkı bir ekibe karşı oynamak hiç de kolay değil. Bireysel olarak Talisca, Oğuzhan ve Quaresma gibi yıldızların hazır olmaması da tabii ki Beşiktaş’ı olumsuz etkileyen fökterlerdi. Buna rağmen Beşiktaş maçı kazanacak kadar yeterli sayıda pozisyon üretti ve savunmada Antalya’ya fazla şans vermedi.

ÇAKIR SÜZEMEDİ!

ŞENOL hoca Jeremain Lens’i oyuna sokmayı neden düşünmedi bu bir merak konusu. Çünkü 75’ten sonra Antalyaspor kendi yarı sahasında alanlar bırakmaya başladı.

ZORLUK düzeyi yüksek maçta Antalya’yı top rakipteyken beğendim. Ancak top ayağındayken geçen yılki üretkenliğinden uzak kaldılar. Özellikle Eto’o’yu fazla oyuna sokamadılar.

BEŞİKTAŞ’IN dün akşam kazandığı penaltıda Diego’nun topa kesinlikle müdahalesi vardı. Ligimizin en itibarlı hakemi olan Cüneyt Çakır, ne yazık ki bu pozisyonu iyi süzemedi.

SEZONUN ilk resmi maçında Beşiktaş tempo ve ritm olarak hazır bir görüntü ortaya koymadı. Top siyah-beyazlılardayken sağlanamayan akıcılık ve hız Beşiktaş’ın ilk yarıdaki en büyük eksisiydi. Özellikle top kayıplarıyla orta alanda kaybolan Tolgay ve kendi temposunun çok gerisinde görünen Atiba bu olumsuz durumun baş aktörleriydi.

TOLGAY Arslan forvet arkası pozisyonunda verimli olamıyor. Pas akışkanlığı ve isabeti sağlayamayıp oyuna değer katmaktan çok uzak kaldı. Siyah-beyazlı ekip etkili görünen Ryan Babel’i ise ilk yarıda çok az topla buluşturdu.

NEGREDO’YA ZAMAN GEREK

KONYASPOR daha dikkatli ve yüksek konsantrasyona sahip bir duruş sergiledi. Şık bir golle de skoru bulunca topun arkasına geçtiler ve Beşiktaş’a alan vermediler. Maçın ikinci yarısının başında yine etkili olamayan Beşiktaş’ta teknik direktör Şenol Güneş, Alvaro Negredo ve Caner Erkin’i oyuna alarak 4-4-2 sistemine döndü. Görünen o ki Alvaro Negredo fiziksel olarak hazır değil. Caner Erkin ise Kara kartal’a güç kattı.

SİYAH-Beyazlı ekipte fizik olarak Cenk Tosun, Ryan Babel ve Dusko Tosiç dışında hazır isim göremedim. Daha agresif ve istekli futbol oynayan Konyaspor’a cevap veremediler.

SADECE CENK TOSUN...

DÜN gece sahanın en iyi oyuncusu Konyasporlu Traore idi. Beşiktaş’ta ise Cenk Tosun dışında bekleneni veren yoktu. Son 2 yılın görkemli futboluyla şampiyonu olan Beşiktaş, kalitesinin ve temposunun çok altında ve hazır değil. Özellikle orta alanda tempo ve pas niteliği bakımından hayal kırıklığı yaratan bir Beşiktaş izledik.

KANYASPOR daha fazla odaklanmış ve daha çok isteyen taraf idi. Yeşil-beyazlı ekibe tebrikler ancak ne yazık ki Konya tribünlerinde yaşanan olaylar ve atılan bıçağın cezası Konyaspor’a çok pahalıya mal olacaktır.

FATİH Terim, son süreçte Arda krizi, Alaçatı olayı ve son Rüştü Reçber polemiği ile birlikte çok yıprandı. Ne yazık ki Türk futbolunda sürekli bir kriz, kaos ve kavga var. Şenol Güneş, Guus Hiddink, Abdullah Avcı ve Ersun Yanal döneminde de bu böyleydi. Fatih Terim döneminde de bu kavga iklimi devam etti. Oysa ki asıl kavga ‘Bu ülke futbolunu nasıl yukarıya çıkartabiliriz’in kavgası olması lazım. Bundan sonra özellikle milli takımlarda huzuru ve başarıyı tesis etmek gerek. Tüm bunların ötesinde milli takımın koltuğuna kim oturacak, ligde yarışan kulüplerin taşları yerinden oynayacak mı, önümüzdeki günlerde yeni kritik sorular bizleri bekliyor.

TERİM’İ de tüm bu yaşananların ardından itibarsızlaştırmak hata olur. Bu süreçte hataları olmuştur ancak Terim, Türk futbolunda değerli ve tartışılmayacak hizmetleri olan bir kişidir. Ümit ediyorum ki 2018 Dünya Kupası yolunda tüm bu yaşananlar milli takımımız için hayırlı olur.

G.SARAY, iki yıldır büyük hayal kırıklığı yaratan kadrosunu doğal olarak değiştirmek istiyor. Altıncılık ve dördüncülükle geçen 2 sezonun ardından bu durum çok normal. Özellikle son iki sezondur takım savunmasında ciddi sorunlar yaşayan ve sadece ligde kalesinde 89 gol gören sarı-kırmızılı takım, dinamizmden uzak temposu düşük takımı değiştirmek zorunda.

FAKAT güçlü olduğu, kalitesi tartışılmayacak Podolski, Sneijder, Bruma gibi oyuncular şu anda mevcut kadroda yok. Yani sarı-kırmızılılar zayıf olduğu noktaları güçlendirdi mi?

Bu tartışılır. Ancak görünen o ki güçlü olduğu ofansif hattı zayıflattı. Bir diğer sorun da orta sahada bana göre G.Saray kalitesinde kesinlikle olmayan Tolga Ciğerci halâ ilk 11’de oynuyor olması. Yanında temposu düşük kaptan Selçuk İnan ile birlikte bu orta sahanın büyük başarılara ulaşmasına imkan yok.

ELEŞTİRMEK ACIMASIZLIK OLUR

MAICON, çok atlet bir stoper değil. Bir maçlık performansa göre Maicon’u eleştirmek de acımasızlık olur. Ancak 3 yıl öncesine kadar Porto’da Şampiyonlar Ligi seviyesinde üst düzey bir futbol oynarken neden Brezilya Ligi’ne döndü diye irdelemek lazım.

G.SARAY’IN öncelikle zamana ihtiyacı var. Ancak zamandan çok daha önemlisi sağ ve sol bek, en az bir orta saha oyuncusu ve bir de kanat oyuncusuna ihtiyacı olduğu kesin...

2-0 üstesinden kolay gelinecek bir skor değil. Ancak rakip takım Uluslararası arenada tecrübeli değil. Tribünler dolarsa ve G.Saray ilk yarım saatte bir gol bulursa rakibini paniğe sevk edip bu turu geçebilir.

Yazarımız Güntekin Onay Galatasaray'ın prensipte anlaştığı 3 yıldızı masaya yatırdı!

YOUNES BELHANDA

BELHANDA, Montpellier’in sürpriz şampiyonluğunda yıldızlaşan ve adını uluslararası futbol piyasasına duyaran bir oyuncu. Montpellier’deki harika performansı sonrasında Avrupa’daki birçok kulübün radarına takıldı. Ve soluğu Dinamo Kiev’de aldı. Ukrayna’daki ilk yılında, iyi performans gösterdi. Ancak hem iç savaş hem de ülke koşullarının farkı olması yüzünden zamanla grafiği aşağı doğru gitti.

ARDINDAN Schalke’ye kiralandı. Almanya’da da dikiş tutturamadı. Ve bu kez geçen sezonu Fransa’da Nice’te geçirdi. Fransız ekibinin başarılı sezonunda ciddi katkısı oldu. Gol sayısı kendi standardının altında kalsa da asist olarak bekleneni verdi.

TAKIMDA BAŞKA İHTİYAÇLAR DA VAR

BELHANDA’NIN gelmesi, Sneijder’in gitmesi anlamına mı geliyor? G.Saray yönetiminin Wesley Sneijder’in sözleşmesi devam ederken, 8 milyon Euro bonservis verip Belhanda’yı alması çok da anlaşılır değil. Sneijder’le birlikte oynayabilir mi bunu zaman gösterecek. Ama Cimbom’un asıl ihtiyacı farklı mevkiler.

MUSLERA ve Wesley Sneijder gibi 2 yıldız varken kimse yerlerine aynı pozisyonda oyuncu almaz. Sağ bek, sol bek, defansif orta saha gibi kritik ihtiyaçlar var. Belhanda iyi bir futbolcu ancak Sneijder varken öncelik başka mevkilerde olmalıydı. Eğer Sneijder gidecekse yerini doldurup doldurmayacağını ilerki dönemlerde tartışırız.

MAİCON

Arda son Avrupa Şampiyonası ve arkasından gelen Dünya Kupası elemelerinde zaten bir katkı vermedi. Koşullar ne olursa olsun sahaya çıkacak her 11, Kosova’yı geçebilecek güçte.

DÜNYA Kupası elemelerinde grupta yaptığımız kötü başlangıcın ardından toparlanabilmek için önümüze çıkan 2 Kosova ve içerideki Finlandiya maçları adeta bulunmaz bir nimetti. Eylül ayını görüp, iddiamızı devam ettirebilmemiz için kağıt üzerinde kolay gözüken bu 3 maçta kesinlikle hata yapmamamız gerekiyordu. 2’sini geride bıraktık. Ve şimdi sonuncusundayız.

GRUPTAKİ kaderimizi belirleyecek asıl sınavlar eylül ve ekim ayında. Ancak bugün Kosova’yı yenemezsek Hırvatistan, Ukrayna ve İzlanda ile oynamadan iddiamızı kaybederiz. Kesinlikle kazanılması gereken bir maça çıkıyoruz.

BIKKINLIK OLABİLİR

KOSOVA’NIN kadro kalitesi bana göre bulunduğu yerin üzerinde. Toplama bir takım görüntüsündeler. Ancak zamanla daha iyi sonuçlar almaya başlayacaklardır. Kesinlikle ciddiye almamız gereken bir rakip olduğunu düşünüyorum.

ÖZELLİKLE Arda Turan krizinin ardından Milli Takım’ın dış etkenlerden bir an önce sıyrılıp saha içine odaklanması gerekiyor. Yorucu bir sezonun ardından neredeyse haziran ayının ortasına denk gelen bu maçta yüksek enerji ve konsantrasyon ortaya koymak çok da kolay değil. Futbolcular da bir isteksizlik ve bıkkınlık görülebilir. Fatih Terim bunun tedbirini mutlaka alacaktır. Hakan Çalhanoğlu’nun da cezası milliler için ciddi bir dezavantaj. Ancak koşullar ne olursa olsun sahaya çıkacak her 11’in bugün Kosova’yı geçebilecek gücü ve kalitesi olduğuna inanıyorum.

BEN Arda’nın yokluğunun Milli Takım’ı olumsuz etkileyeceğini düşünmüyorum. Çünkü son Avrupa Şampiyonası’nda ve arkasından gelen Dünya Kupası elemelerinde Arda’nın Milli Takım’a katkısı olmadı. O yüzden şu aşamada bir kayıp değil.

TABİİ ki yaşananları iki taraftan da dinlemek lazım. Ancak sebebi ne olursa olsun, şiddet, küfür ve hakaret kabul edilebilir bir şey değil. Özellikle de dünyanın tanıdığı, Milli Takım kaptanı mertebesine yükselmiş bir sporcuya hiç de yakışan davranışlar değil. Arda bu konuyla ilgili zaten daha önce açıklama yapmıştı.

MİLLİ takım uçağında nasıl böyle bir şey yaptı, anlam veremedim. Kendisini genç milli takımdan beri tanıyorum. Gerçekten de her zaman saygılı, yüreği sevgi dolu, samimi ve sıcak bir çocuktu. Neden bu kadar doldu, nasıl böyle bir ruh haline girdi, yaptıklarını nasıl izah edecek bunu anlayamıyorum. Keşke hiç olmasaydı. Gazetecilerin de mesleki anlamda ‘Herkese’ karşı bir duruşlarının olması gerekiyor. Bu kulüp başkanları için geçerli.

BEŞİKTAŞ sezona şampiyon girdi, 4 golle başladı, 4 golle bitirdi ve unvanını korumayı başardı. Geçen sezon Mario Gomezli, Jose Sosa’lı kadrosuyla 75 gol atıp 79 puan almıştı, bu sezon 73 gol atıp 77 puan aldı. Genel algının aksine savunma anlamında da istatistiksel olarak rakiplerinin önündeydi siyah-beyazlılar. Geçen yıl kalesinde 35 gol görmüştü, bu sezon 30 gol yedi. En iyi futbol oynayan, en güçlü olan, en kaliteli kadroya sahip olan ve açık favori olan Beşiktaş yine kazandı hak ettiği şampiyonluğu.

ŞU bir gerçek ki rakiplerin transferde ciddi bir revizyona ihtiyacı var, Beşiktaş seviyesine ulaşmak için çok para harcamak da yeterli değil. Böyle oturmuş ve iyi futbol oynayan bir ekip oluşturmak kolay olmayacaktır.

BAĞLARI ÇOK GÜÇLÜ

HAFTA içinde Oğuzhan Özyakup, Necip Uysal ve Cenk Tosun ile bir araya gelip sohbet ettik. Çalışmayı çok seviyorlar. Hatta şu kadarını söyleyeyim, hepsi yeni sezonun başlamasını iple çekiyor. Her şeyden önce Beşiktaş’ta kalitenin yanında çok karakterli ve güçlü arkadaşlık bağı olan bir oyuncu grubu var. Ve tabii ki ciddi, mükemmeliyetçi ve pozitif futbola inanan deneyimli bir teknik adam ile çok başarılı bir

yönetim.

KADRO büyük ölçüde muhafaza edilirse, oyuncu grubu kazanma arzusunu ve açlığını yitirmezse kolaylıkla söyleyebiliriz ki Beşiktaş önümüzdeki yılın da şimdiden en büyük favorisi..