Yeni nesil peelingler ve cilt bakımları...

14 Mayıs 2015

Çeşitli çevresel etkenlerle ve geçen yılların etkisiyle, yüzümüzde ölü deri birikimi, kırışıklık, lekeler, sarkma, gözeneklerin genişlemesi gibi deformasyonlar başlar. Bu olumsuz etkileri ortadan kaldırmak için, elbette modern tıp ve teknoloji bize pek çok seçenek sunmakta. Bu seçeneklerden biri de, uzun yıllardır dermakozmetolojide yerini almış olan ‘Peeling İşlemleri’dir.

Peeling en genel anlamıyla, deri üzerine soyucu ajanların uygulanması suretiyle derinin rejenerasyonunun (yenilenmesinin) sağlanmasıdır. Peeling’in tarihi eski Mısır’da Kleopatra’nın, laktik asidin peeling yapıcı etkisinden yararlanmak için yaptığı ekşimiş süt banyolarına dayanır. Yani peeling, yüzyıllardır çeşitli şekillerde güzelliğine önem veren kişiler tarafından kullanılan bir yöntem olmuştur. Günümüzde peelingler derinliklerinegöre üçe ayrılır.

- Yüzeysel peelingler

- Orta derinlikte peelingler

- Derin peelingler

Peelinglerin derinlikleri arttıkça etkileri ile birlikte riskleri de artar. Bu nedenle orta derinlikte ve derin peelinglerin, mutlaka uzman kişiler tarafından uygulanması çok önemlidir. Peelingler cilt tiplerine göre belirlenir.

Klasik peelingler günümüzde yerini çok daha gelişmiş uygulamalara bırakmıştır. Bunlardan biri bitkisel peeling yani orijinal metod ismi ile green peel’dir.

Green peel ise, klinik olarak geliştirilmiş, dünya çapında denenmiş, bitkisel bazlı bir cilt yenileme metodu olduğu ifade edilmektedir. Hiçbir kimyasal madde ve sentetik aşındırıcı içermeyen Green peel, uygulanan alanda kan dolaşımını hızlandırır ve üst deride mikrogranüllerin etkisiyle soyucu bir etki yapar. Bu etkiyi yaratan karışım, 22 çeşit bitkinin kurutulup ince pudra şekline getirilmiş yaprakları, filizleri, çiçekleri ve köklerinden oluşur. Bu bitkiler, atkuyruğu, altıncık, papatya, sinirotu, hercai, menekşe, sarı sabır, ıhlamur, meyan kökü, ökse otu ve yosun olarak sıralanabilir.. Göze kaçtığı takdirde bile yanmaya sebep olmaz. Bu karışım, özel olarak hazırlanmış konsantre bir losyonla karıştırılarak kullanıma hazırlanır ve green peel eğitimi almış, diplomalı uzmanlar tarafından özel bir masajla uygulanır. 5 gün sonunda soyulan üst derinin altından taptaze, bebek gibi bir cilt çıkar.

Devamını Oku

İleri yaşlarda ortaya çıkan sivilcelerin sebepleri

20 Nisan 2015

İleri yaşlardaki aknelerin pek çok sebebi vardır, örneği androjen hormonlarının yüksek ve aşırı duyarlılığı, sebum yani yağ bezi salgısında artış, kıl foliküli içindeki hücre sayısının artışı gibi. Androjen hormonları, sebase yağ bezlerinde yağ salgısını artırır. Folikülde aşırı keratin sentezi ve sebum birikmesi sonucu, folikül ağzı tıkanır. Klinikte açık komedon dediğimiz toplu iğne başı büyüklüğünde siyah noktalar oluşur. Bu oluşum mekanizmasından anlayabileceğimiz gibi, bu hastalık kalıtsal, hormonal ve hijyen, gıda, nemli ortam gibi çevresel etkenlerden dolayı oluşur. Bir diğer tetikleyici etken de, beslenme şeklidir. Akneye eğilimli yani yağlı cilde sahip kişiler, patlamış mısır, fast food, kızartma, kuruyemiş, çikolata vb. gibi yoğun yağ içeren yiyeceklerden kaçınmalıdırlar. Erişkin yaşta akne problemi yaşayan kadınlar mutlaka hormon tetkiklerini yaptırmak zorundadır çünkü bu tür aknelerin hormonlara bağlı olması yüksek olasılıktadır. Örneğin, polikistik over sendromlu kadınlarda akne sıklıkla görülmektedir. Deri hekimleri deriyi, hastalıklarını ve tedavi prensiplerini ve tedavilerde gelişimleri en iyi bilen branş hekimleridir. Dolayısıyla bir deri hastalığı olan akne ve tedavisini de en iyi onlar bilir. Değişik tedavi seçenekleri olan bu konuda ağız yolu ile alınan retinoid grubu çok etkili ilaçları sadece ve sadece deri hastalıkları uzmanları reçete edebilir. Yeni kuşak dermato-kozmetolojik ürünler, ilaçlarla kozmetikler arasında yer alırlar ve yağ dengesini kontrol edip tedavi edici nitelik taşırlar.

Gözaltı morlukları için

Morluklar genelde uykusuzluk, yorgunluk sorunu yaşayan alerjik yapıdaki insanlarda olabileceği gibi genetik de olabilir. Ayrıca, göz altlarına sürülen kozmetik ürünlerden de kaynaklanabilir. Öncelikle nedenini öğrenmek için, bir dermatologla görüşmekte fayda vardır. Morlukları hafifletmek için uygun göz altı kremleri kullanılmadır. Bu kremlerin içeriğinde, biberiye, ipek proteini, peptid, kafein ve özenle seçilmiş doğal yağlar bulunabilir. Ayrıca hydro-peptid içeren kremler de çok önemlidir. Tedavi olarak, revlite laser, fraksiyonel laser, er-yag ablativ laser, son zamanlarda gündemde olan Rönesans tedavileri yapılabilir, PRP uygulanabilir.

Bebeklere rahatlık sağlayın

Bebeklerin nazik teni ve saçları için geliştirilen Klorane Bébé Saç ve Vücut Temizleme Jeli içeriğinde bulunan çinko coceth ile bakteriyel artışını engellerken, kalendula ekstresi ile bebeğinizin cildini yatıştırır, rahatlatır ve narin cilt dokusunu yeniden yapılandırır. Hassas olan bebek teni en ufak bir dış etkenden bile zarar görebilir. Bu yüzden bebeğinizi büyütürken ürün seçiminde çok dikkatli olmalısınız.Bebekler mutlaka bebek tenine uygun olan ürünler kullanılarak banyo yaptırılmalıdır. Bebekleri banyo sırasında rahatlatan, nazik teninde ve göz çevresinde probleme neden olmayan kalendula ekstreli “Klorane Bébé Gel Douceur Moussant” Klorane Bebe Saç ve Vücut Jel Şampuanı; bebeğin aşırı hassas cildini nazik bir şekilde korurken, temizlik ve hijyen sağlıyor.

Devamını Oku

Aşırı terlemeye bağlı cilt hastalıkları

6 Nisan 2015

Yazın görülen cilt hastalıkları arasında aşırı terlemeye bağlı sorunlar da gelişir ve halk arasında “isilik” olarak adlandırılan cilt hastalığı da, rahatsız edici ve sık rastlanan bir hastalıktır. Toplum yeterince bilgili ve duyarlı olamadığı için, bu tür sorunların giderilmesine gereken önem verilmez. Örneğin isilik, çok alışılmış tablolardan birisi olduğu için ve genellikle hastalık diye kabul edilmediğinden bireyler, bir sağlık kuruluşuna başvurmaz ve kendiliğinden geçmesini beklerler, böylece kahverengi lekeler kalır veya üzerine mantar infeksiyonu gelişebilir.

Pişik

Sıcak ve terlemenin neden olduğu özellikle büklüm yerlerinde görülen sürtünme ve tahrişle, derinin yağ salgısının sık yıkama nedeniyle alınmasına bağlı olarak ortaya çıkan pişikler de en sık görülen sorunlar arasında sayılır.

Mantar

Cildin ıslak kalmasına ve vücudun büyük bölümünün açıkta olmasına bağlı olarak, en küçük bir doğrudan temasta geçebilen mantar hastalıkları sık rastlanılan diğer cilt hastalıkları arasında sayılır. Havuzlardan daha fazla olmak üzere yüzme amacıyla girilen sular”mantar enfeksiyonları”na neden olabilir.

Bunu önlemede kişisel vücut temizliğinin önemi büyüktür. Mantar, havuzların içinden değil, çevresinden, ortak kullanılan şezlong, tabure vb. eşyalardan ve yine ortak kullanılan terlik, havlu ve diğer kişisel eşyalarla, vücudun doğrudan doğruya temasıyla geçer.

- Bulaşması ve tedavisi kolaydır.

- Ancak aynı kişi gerekli dikkati göstermezse hastalığı birçok kereler kapabilir.

Devamını Oku

Cildinize bahar dokunuşu...

30 Mart 2015

Mevsim geçişleri cildin en büyük düşmanlarından biri. Baharı iyice hissettiğimiz bu günlerde, kışın yıpranan cildinizi tazelemenin zamanı geldi. Ölü hücrelerden kurtularak cildinizde baharın tazeliğini hissetmenin bir yolu da uzun yıllardır dermakozmetolojide yerini almış olan ‘Peeling İşlemleri...’

Peeling’in tarihi eski Mısır’da Kleopatra’nın, laktik asidin peeling yapıcı etkisinden yararlanmak için yaptığı ekşimiş süt banyolarına dayanıyor. Deri üzerine soyucu ajanların uygulanması suretiyle derinin yenilenmesi anlamına geliyor. Peelinglerin derinlikleri artıkça etkileri ile birlikte riskleri de artıyor. Bu nedenle orta derinlikte ve derin peelinglerin, mutlaka uzman kişiler tarafından uygulanması çok önemli. Hangisinin kullanılacağı cilt tipine göre belirlenir.

Beş günde tazelenin

Klasik peelingler günümüzde yerini çok daha gelişmiş uygulamalara bıraktı. Bunlardan biri bitkisel peeling yani orijinal metod ismi ile Green peel... Green peel, klinik olarak geliştirilmiş, dünya çapında denenmiş, bitkisel bazlı bir cilt yenileme metot. Hiçbir kimyasal madde ve sentetik aşındırıcı içermiyor.

Uygulanan alanda kan dolaşımını hızlandırıp üst deride mikrogranüllerin etkisiyle soyucu bir etki yapar. Bu etkiyi yaratan karışım, 22 çeşit bitkinin kurutulup ince pudra şekline getirilmiş yaprakları, filizleri, çiçekleri ve köklerinden oluşur. Atkuyruğu, altıncık, papatya, sinirotu, hercai, menekşe, sarı sabır, meyan kökü, ökse otu ve yosun bu bitkilelerden bazıları... Göze kaçtığı takdirde bile yanmaya sebep olmaz.

Bu karışım, özel olarak hazırlanmış konsantre bir losyonla karıştırılarak kullanıma hazırlanır ve green peel eğitimi almış, diplomalı uzmanlar tarafından özel bir masajla uygulanır. 5 gün sonunda soyulan üst derinin altından taptaze, bebek gibi bir cilt çıkar.

Cilte lekesi ve aknelere çözüm

Agera kimyasal peeling ise, kimyasal peelinge bambaşka bir bakış açışı getiriyor. Biyoemülsiyon teknolojisi güçlü etken maddelerin nanopartiküller halinde üstderinin en alt katmanlarına kolay ve etkili biçimde ulaşmasını sağlar. Derinin tüm yaşamsal süreçlerinin yeniden tanımlanmasını sağlayan bir teknoloji. İçeriğindeki peptidler, cildin daha diri, daha yumuşak ve daha parlak görünmesini sağlayan kolajen ve elastin üretimini canlandırır. Başta anti-aging olmak üzere koyu renkte cilt lekeleri (hiperpigmentasyon) ve akne gibi cilt problemlerinden doğan spesifik cilt bakım gereksinimlerini karşılamak üzere formüle edilmiş.

Devamını Oku

Genç ve sağlıklı cildin sırrı renkli beslenmede

23 Mart 2015

Diğer tüm organlarımız gibi cilt sağlığı için de beslenmenin önemi büyük. Sağlıklı beslenerek cildinizin gençliğini ve güzelliğini uzun yıllar koruyarak kırışıklıkların oluşumunu engellemeniz mümkün olabilir. Farklı renklerdeki besinlerin cilt sağlığı üzerindeki etkileriyle ilgili sohbet ettiğim uzman diyetisyen İpek Ağca Özger’in anlattıkları hayli ilginç sizinle de paylaşmak istedim. İşte İpek Ağca Özger’in tavsiyeleri...

‘Cilt sağlığı ve beslenme’ deyince ilk aklımıza gelen renk mor olmalı. Mor renkteki besinler, bize gençlik ve güzellik verir. Meyve ve sebzelere bu güzel mor rengi veren pigment, ‘antosiyanin’dır. Antosiyaninler, hücreleri hasar almaktan

korur; yaşlanmayı geciktirir. Antosiyaninlerin, en yüksek miktarda bulunduğu meyve ise mor üzümdür. Gençlik ve güzellik veren antosiyanin pigmenti, yaban mersini, böğürtlen, mor erik, vişne, kırmızı lahana ve patlıcanın kabuğunda da bulunur.

Yaban mersini yaşlanmayı geciktiriyor

Mor ve kırımızı renkteki üzümlerin kabuğunda ve çekirdeğinde çok güçlü bir antioksidan olan resveratrol de yer alıyor. Yaban mersini ve dutta da bulunan resveratrol’ün antioksidan özelliği E vitamininden 50 kat, C vitamininden ise 30 kat daha fazla. Resveratrol, anti-aging yani yaşlanmayı yavaşlatıcı özelliği ile biliniyor. Yapılan çalışmalar, düzenli olarak yeterli miktarda yaban mersini tüketen kişilerde yaşlanmanın geciktiğini gösteriyor.

Üzüm çekirdeği yağı, tokoferol (E vitamini) içeriğinden dolayı kozmetikte de sıkça kullanılır. Bu nedenle üzümü çekirdeği ile birlikte tüketmeye özen gösterin.

Siyah üzüm, mor üzüm, böğürtlen ve siyah ahudududa, antikanserojen ve yaşlanmayı geciktirici özelliği ile bilinen ellagic asit adlı madde bulunur. Bu maddenin en yüksek miktarına siyah ahududu da rastlanmıştır. Aynı zamanda narda da bulunur.

Devamını Oku

‘Botoks’un Öyküsü’

16 Mart 2015

Botox ilk olarak 1997 yılında yaşlanmayı önleyici mucize ilaç olarak piyasaya sürüldü! Botulinum toksininin insan hastalıklarının tedavisinde kullanma girişiminde bulunan ilk insanlardan biri, San Franscisco’da Smith-Kettlewell Göz Araştırma Enstitüsünde çalışmakta olan Dr. Alan B. Scott adında bir bilim insanıydı. Scott bir süredir, halk arasında şaşılık diye bilinen strabismus hastalığının cerrahi dışı tedavisi için kullanabileceğine emin olduğu BTX-A benzeri bir madde arayışındaydı.

Yetmişli yıllarda şaşı gözlü maymunların rektus kaslarına ilaçtan bir miktar enjekte etti. Prosedür başarılıydı ve kısa zamanda Scott, bleforospazm olarak bilinen göz seğirmesi dâhil benzer göz durumları yaşayan insanlarda nörotoksini denemeye başladı. Bu deneyler de başarılıydı ve Scott’ın çalışması sonucunda FDA, iki göz rahatsızlığının- göz seğirmesi (blefarospazm) ve şaşılık (strabismus)- tedavisi için botulinum toksinin kullanılmasını onayladı. BTX-A’nın kırışıklar üzerindeki kozmetik etkisi, ilk olarak Sakramento, Kaliforniya’dan Richard Clark adında bir plastik cerrahi doktor tarafından belgelenmiş ve 1989’da Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi dergisinde yayınlanmıştı.

80’lerde silah olarak kullanılmak üzere üretildi

Seksenlerin sonunda ve doksanların başında Sovyetler Birliği ve Irak, botulinum toksini silah için kullanmak üzere üretti. Hâlbuki bu ülkelerin ikisi de biyolojik silahların saldırgan araştırmasını ve imalatını yasaklayan 1972 Biyolojik ve Toksin Silah Konvansiyonunu imzalamış bulunuyordu. 1990’da Irak,Kuveyt’i işgal etti ve 13 adet özel tasarlanmış 370 mil menzilli füze ve toksinle doldurulmuş 100 bomba konuşlandırdı. Körfez Savaşından sonra Irak, 10.000 litresi silahlara doldurulmuş 19.000 litre konsantre botulumin toksin ürettiğini itiraf etti. İki yıl sonra Los Angeles ırkçı ayaklanmalarda 58 kişi ölürken Kanadalı karı koca göz ve cilt hekimleri JD ve JA Carruthers, kaş arası çatıklık çizgilerinin BTX-A ile tedavisi için yaptıkları çalışmalarını1992’de yayınladılar (5). Bu bir ilkti; bu arada bazı bağımsız gruplar tarafından da benzer etkilerin gözlemlendiği ortaya çıktı.

Jean Carruthers’in 1987’de, blefarospazm tedavisinin sonunda kaş arası çatıklık çizgilerinin kaybolduğunu gözlemlemesiyle bu ürünün günümüzde kozmetik uygulaması başladı. Jean bir ara, Botox’u göz hastalarında beş yıldır kullandığını ve hastaların ona, ürünün yüz çizgilerini giderdiğini söylediklerini bildirmişti. Jean bu gözlemini eşi dermatolog Alistair ile “Zehirim hastalarının yüzdeki kırışıklıklarını giderecek” diyerek paylaşmıştı. Jean Carruthers, Alan Scott’un laboratuarını biliyordu ve ürünün potansiyel kozmetik uygulamalarının farkındaydı. Jean buluşunu Scott ile paylaştığında onun ürünü 1985’te aynı amaçla kullandığını öğrendi. Alistair’in ürünü ilk enjekte ettiği insan, resepsiyonistleri Cathy Bickerton oldu. Cathy henüz 30 yaşındaydı ama kaş arası çatıklık çizgileri epey derindi. Herkes sonuçtan memnundu. Ve bundan sonrasını anlatmaya gerek yok.

Devamını Oku