Bulgur buğdaydan elde edilen tahıl grubu bir yiyecek. Buğdayın kırılmış ve yarı kaynatılmış hali.
Bulgur tam tahıl.
Bulgur Türkçe bir sözcük. Arapça da adı burghul, İngilizce de adı bulgur.
Genellikle makarnanın da yapıldığı durum buğdayı denilen türden yapılıyor.
Sinir sistemi için çok faydalı olan B grubu vitaminlerden zengin.
100 gramında 18 gram lif var; bu çok iyi bir oran. Sağlıklı tuvalete çıkmamız için günlük gereken miktarı aşağı yukarı karşılıyor.
Protein oranı yüksek; özellikle baklagillerle birlikte yendiğinde aldığımız proteinin kalitesi daha da yükseliyor.
100 gramı 342 kalori.
Bu hafta zayıflattığı bilimsel olarak da kanıtlanmış acı biberi masaya yatıralım. Yerken ağlasak da acı biber, metabolizmayı hızlandırıyor, iştahı kapatıyor ve yağ yakımına yardımcı oluyor.
Yaz geldi, giyim-kuşam hafifledi. Haliyle hepimiz ‘nasıl daha fit görünebiliriz’ derdindeyiz. Kışın kolay; uzun ceketler, tüniklerle fazlalıklarımızı kapatabiliyoruz. Ancak yaz geldi mi bütün yaramazlıklar, kaçamaklar ortada! Gelin bu hafta zayıflattığı bilimsel olarak da kanıtlanmış acı biberi masaya yatıralım.
İştahı azaltıyor
- Dünyadaki en yakıcı baharat.
- Ona bu acılığı veren kapsaisin adlı bir bileşen. Kapsaisin ne kadar fazla ise biber de o kadar yakıcı.
- Acı biber eğer yakmıyorsa içinde kapsaisin yoktur ve tedavi edici etkisi de yoktur.
- Kırmızı biberde yeşilden 9 kat fazla A vitamini, portakaldan 2 kat fazla C vitamini var.
Yeşilliklerin çoğu sağlıklı ama öyleleri var ki gerçekten sağlık fışkırıyor. Fesleğen, nane ve maydanoz bunlardan...
Beslenmenizde koyu yeşillere ne kadar yer veriyorsunuz? Tüm bilimsel araştırmalarda öne çıkan hep koyu yeşil yapraklı bitkileri daha çok tüketmemiz gerektiği. Kanser riskini azaltmaktan, cildi genç tutmaya, kemik erimesine karşı korumaktan, sindirim yolu hastalıklarına kadar her derde deva bu yeşiller. Gelin hemen hepimizin sevgilisi üç yeşili mercek altına alalım.
Gençlik veren baharat: Fesleğen
*Hintli araştırmacılar serbest radikal oluşumunu engellediğini bulmuşlar. Ayurvedik tıpta fesleğen bu yüzden ‘Gençlik veren baharat’ olarak tanımlanıyor. Ayurvedik tıp sağlığı korumak ve doğal yollarla iyileşmek için eski bir Hint sistemi. Fesleğen bu doğal iyileştirme yönteminde diyabet, sindirim sistemi, cilt sorunları ve enfeksiyonlar için kullanılıyor.
- Fesleğenin anavatanı Hindistan, Güneydoğu Asya ve Orta Afrika.
- İtalya’da aşk sembolü. Bir Romalı erkek eğer kadından bir demet fesleğen kabul ederse bu onların nişanladığı anlamına gelirmiş.
- Latincede adı basil. İngilizce’deki basil adı da buradan geliyor.
Fesleğenin içinde iyileştirici ne var?
Sağlıklı beslenmenin ve sporun hayatı nasıl uzatabileceği kanıtlandıkça daha çok hareket ediyoruz, yiyeceklerimizi seçiyoruz. Peki uzun yaşamak için hangi ana noktalara dikkat edelim?
Hepimiz daha uzun ve sağlıklı yaşamak istiyoruz. Bu konudaki araştırmalara her geçen gün yenisi ekliyor. Sağlıklı beslenmenin ve sporun hayatı nasıl uzatabileceği kanıtlandıkça bizler de çaba gösteriyoruz; daha çok hareket ediyoruz, sigarayı bırakıyoruz, uykumuza dikkat ediyoruz, yiyeceklerimizi seçiyoruz. Peki uzun yaşamak için hangi ana noktalara dikkat edelim? İşte ipuçları:
İçinizdeki çocuğu daima diri tutun
Dünyaya merakla bakan, bilgiye aç, neşeli, güleç çocuktunuz. Şimdi büyüdünüz, ama içinizdeki çocuğu hep diri tutun. Onu kucaklayın. Araştırmalar yeni deneyimlere açık kişilerin daha az kalp krizi geçirdiği, daha az beyin felci olduğu, daha az hipertansiyona sahibi olduğunu gösteriyor. Yeni arkadaşlar edinmekten korkmayın, yeni hobileriniz olsun, yeni teknolojik gelişmelere açık olun. Yeniye ‘merhaba’ deyin.
Tabağınıza bitki koyun
Daha çok sebze-meyve yemeye çalışın. Özellikle de koyu yeşil yapraklı ıspanak, maydanoz, dereotu, roka, ısırgan otu,pazı, semiz otu gibi sebzeleri ve otları.. Böylece hem yükselişe geçen kolon kanseri riskinizi azaltırsınız, hem de ihtiyacınız olan pek çok bitkisel bileşiği alırsınız.
Gün ışığını yakalayın
Bazı çiçekler gün ışığıyla açılıyor, güneş çekilince kapanıyor. Vücudumuzu da öyle düşünün; gün ışığında metabolizmamız bile daha hızlı. Güneşi, gün ışığını kaçırmayın. Sabahları erken kalkın. Mümkünse temiz havaya çıkıp, güneşin teninize ve zihninize değmesini sağlayın. Gün ışığı ruh halimizi de çok olumlu yönde etkiliyor, hayata daha pozitif bakmamızı sağlıyor.
Kakao, çikolata sevmeyene az rastladım. Siz de bu nadir kişilerden biriyseniz yazımı okuyunca kakaoyla ilişkinizi gözden geçirin derim.
Kakao her zaman yeşil yapraklı 4-8 m. yüksekliğinde bir ağaç. Meyvelerinin çekirdeklerinden kakao elde ediliyor. Bu kakaodan da çikolata yapılıyor. Kakaoyu en çok yetiştiren ülkeler arasında ne yazık ki biz yokuz. Bu ülkeler; Fildişi Kıyısı, Brezilya, Papua Yeni Gine, Kolombiya, Meksika, Gana, Nijerya, Ekvador, Solomon Adları ve Hindistan.
Flavanol zengini
Kakao kalbi koruyan bitkisel bir bileşik ‘flavanol’den çok zengin. Flavanoller tansiyonu düşürüyor, tıkanmaları engelliyor, kan akışını düzenliyorlar. Flavanol içeren yiyecekler, özellikle de kakako ve kakao bazlı ürünler hayvanlar ve insanlarda tansiyonu düşürüyor. 1990’larda yapılan deneylerde kakao flavanolleri ve nitrik oksit arasında bir ilişki saptanmış. Yiyecek ve içeceklerle kakoa flavonolleri aldıkça vücutta nitrik oksit üretiminin arttığı görülmüş. Nitrik oksit vücutta damar duvarlarındaki kasları gevşeten, dinlenmeye sevkeden bir bileşik.
Kakaoyu çok tüketenin kalbi daha sağlam
Panama kıyısı açıklarında San Blas adasında yaşayan Kuna Yerlileri’nde hiç tansiyon sorunu olmadığı görülünce araştırmalara başlanmış. Bu adada her taraf kakao ağacıyla dolu imiş ve yerlilerin çok kakao tükettikleri görülmüş. Tipik bir Kuna günde 4-5 fincan kakao içiyormuş. 65 yaşındaki bir yerlinin 20-30 yaşlarında birinin kan basıncına sahip olduğu gözlenmiş. Nedeni araştırılınca da şu ortaya çıkmış: Kunalar dünyada kakao tüketerek flavanolü en çok alan topluluklardan.
2009 yılında Amerikan Hipertansiyon Topluluğu Dergisi’nde yayımlananan araştırmaya göre Kuna yerlilerinin tansiyonu düşük ve uzun yaşıyorlar. Kalp krizi, kanser, diyabet, felç çok daha az görülüyor. Diyetlerine bakıldığında öne çıkanın çok yüksek kakao tüketimi.
Bayramın her günü bir sevdiğinize gidip size sunulan ikramları tadacaksınız ama sonunda kilo almak da var. İşte size sağlıklı bayram önerileri.
İyi Bayramlar! Bir ay oruç döneminden sonra şimdi keyifle yeme zamanı. Bayramın tadını sevdiklerinizle güzel sofralarda gülüşerek , güzel sohbetlerle çıkartın. Ancak unutmayalım, çoğumuz, normal kilodakiler bile, bayram tatilinde kolaylıkla 1-2 kilo alabiliyoruz.
Sonrasında vermek de çok zor oluyor. Azıcık dikkat ederek bayramı kilo almadan geçirebiliriz. Gelin nelere dikkat etmeliyiz, sıralayalım, içlerinden yapabileceklerinizi seçin. Hepsini yapamasanız bile yine de yararını göreceksiniz.
Tatlıları yarım porsiyon isteyin
Makarna kararında yenildiği zaman kilo aldırmaz. Şişmanlatan makarna değil, içine koyduğumuz aşırı yağ ve soslar.
Ramazana en çok yakışan yiyeceklerden biri de makarna. Makarna lezzetli bir yiyecek, ailenin her yaştaki bireyi seviyor, tok tutuyor, mutlu ediyor . Üstelik demokratik bir yiyecek ; pahalı değil, her sofraya girebiliyor. Bir de ev yapımı olursa harika! Bizde makarnacı diye şişmanlara söylenir. Çünkü ülkemizde yerleşmiş “makarna şişmanlatır” şeklinde yanlış bir inanış var. Oysa makarna kararında yenildiği zaman şişmanlatmıyor. Kişi başı makarna tüketimi bizimkinden 5-6 kat fazla olan İtalyanlar bizden inceler! Makarna -pizza ana besin kaynakları ,ancak İtalyanlarda şişmanlık oranı diğer dünya ülkelerine göre daha az. Şişmanlatan makarna değil, içine koyduğumuz aşırı yağ ve kalorisi yüksek soslar.
Makarna nasıl yapılıyor?
Makarna sağlıklı bir beslenmede temel yiyecek maddelerinden. Durum buğdayı denilen, ekmeklik buğdaydan koyu renkli, protein açısından zengin bir buğday türünden yapılıyor. Birçok vitamin ve mineralden zengin bir kompleks. İçerdiği yağ ve tuz çok az. Kalorisi düşük.
Kaç kalori içeriyor?
1 kahve kupası pişmiş makarnada;
- 98 kalori,
Doğru uygulanırsa oruç tutmanın sağlığımız için faydalı birçok yanı var. Eğer fazla kilonuz varsa bu dönemde fazlalıklarınızdan da kurtulabilirsiniz.
Oruç döneminde vücutta meydana gelen değişiklikler orucun süresine bağlı. Son yemeğimizin ardından bağırsaklarımız besinleri emiyor ve vücut sonrasında en az 8 saatlik bir oruç dönemine giriyor. Normalde vücut enerji kaynağı olarak kullandığı şekeri yani glikozu kaslar ve karaciğerde depoluyor. İşte oruç tuttuğumuz zaman da bu depo enerji kullanılmaya başlıyor. Oruç uzar, glikoz depoları sona ererse vücut bu kez enerji kaynağı olartak yağı kullanmaya başlıyor. Eğer hiçbir şey yemezsek o zaman vücut bizi hayatta tutmak için son çare olarak vücudumuzdaki proteini kullanmaya başlıyor. Proteini yıkıyor ve enerjiye çeviriyor. Bu sayede uzun süre aç kalsak da (ancak su içerek) yaşayabiliyoruz. Ancak bu tür uzun oruçlar genelde kaslarımız, beynimiz, sinir sistemimizde kalıcı hasarlara yol açıyor. Ramazan ayında sağlıklı bir insan oruç tutarken bunların olması mümkün değil. Çünkü düzenli bir şeklide orucu bozuyoruz, yemek yiyor, su içiyoruz.
Ramazan orucu sahurdan iftara kadar sürdüğü için vücudun enerji ihtiyacı iftar ve sahurda yediklerimizle karşılanabiliyor. Bu sırada vücut enerji kaynağı olark önce glikoz, sonra yağı kullanıyor. Proteini yıkmaya ihtiyaç kalmıyor. Enerji kaynağı olarak yağın kullanılması kilo kaybına yardımcı oluyor. Kolesterol de azalabiliyor. Tansiyonda da düşme sağlanabiliyor. Birkaç günlük oruç sonrasında kanda mutluluk hormone dediğimiz endorfin hormonu yükseliyor. Kendimizi çok daha aktif hissediyoruz. Hem vücut, hem zihin olarak zindeleşiyoruz.
Oruç tutmadığımız iftardan sahura kadarki zamanda dengeli beslenme ve sıvı alımı çok önemli. Böbreklerimiz vücudumuzun su ve tuz ihtiyacını sürekli düzenlemede çok etkili, ancak aşırı sıcak günlerde terleme de çok olacağı için bu işlev yeterli olmayabiliyor. Böbreklerimize destek olmalıyız. Kas yıkımını önlemek için yemeklerimizde yeterli karbonhidart ve yağ almaya özen göstermeliyiz.
Ramazanda güvenli oruç tutmanın yolları
Oruç tutarkenki beslenme şekliniz dengeli ve sağlıklı olmalı. Doğru oranda karbonhidrat, protein ve yağ alımına dikkat etmeliyiz. Bu dönemde kilo alan kişiler genelde bu dengeyi sağlayamayan kişiler. Oruç tutarken de yeme biçimimizde bir disipilin gerekiyor. Ancak bu sayede kilo almanın önüne geçebiliriz. Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın şu şözü çok yerinde: “Fazla yemekte ilim ve irfan anlayış eksikliği vardır.” Ramazanın mesajı dispilin ve kendi kendimizi kontrol edebilme, irade imtihanı. Günün sonunda orucumuzu açarken de bu iradeyi elden bırakmamalıyız.
Sahuru atlamayın
Yiyecekler sade ve besleyici olmalı, normal beslenme biçiminizden çok farklı olmamalı. Tüm ana besin gruplarını içermeli: