Holdingleşme OYAK'ın risklerini artırır

OYAK'ın izlediği holdingleşme stratejisinin neden yanlış olduğu ve neden değiştirilmesi gerektiği konusunda bugün diğer iki nedenimi sizlere aktaracağım

Haberin Devamı

OYAK'ın izlediği holdingleşme stratejisinin neden yanlış olduğu ve neden değiştirilmesi gerektiği konusunda bugün diğer iki nedenimi sizlere aktaracağım.

Ekonomik ve mali nedenlerle de OYAK conglomerate bir holding olmak yerine bir yatırım portföyü olarak yönetilmelidir. Portföy kuruluşu olarak yatırım yapma ile conglomerate holding olarak yatırım yapma arasında çok temel farklar vardır. Conglomerate holding anlayışıyla yatırım yapmak, yatırım yaptığı şirkette hakim ortak konumunda olma stratejisine dayanır. Böylece ilgili yatırımın getireceği riskleri de conglomerate grup üstlenir.

Bunlardan birisi conglomerate grubun belirli büyüklüğe ulaşana kadar çeşitlendirme yapma zorluğudur. Belirli büyüklüğe ulaşsa bile conglomerate guruplarda çeşitlendirme politikası her zaman için etkin olmayan bir yapıda olacaktır. Her yatırım parasal boyutu ile yatırılan fonların içerisinde büyük bir paya sahip olacağından bir yatırımdaki başarısızlığın ekonomik ve mali etkileri çok büyük olacaktır. Halbuki yatırım portföyü yaklaşımı ile fonları çeşitlendirebilme olanağı yüksektir ve bu nedenle de isabetsiz bir yatırımın olası etkisi düşük olabilir.

Conglomerate grup yatırım yaptığı şirketin ticari risklerini de üstlenir. Ticari başarısızlık hem yönetim sorunları yaratır hem de başarısız her operasyon aynı zamanda bir tuzaktır; ayakta kalabilmesi bir prestij sorununa dönüşerek sürekli parasal kaynakları bir değirmen gibi öğütür. Bu da kaynakların verimsiz kullanımına yol açar. Ülkemizde başarısız bir yatırımın tuzağa dönüşebildiğim gösteren çok sayıda özel kesim örneği var.

Özel emeklilik kurumlarında nakit akışları yükümlülükleri karşılayabilmede kritik bir öneme sahiptir.

Conglomerate grup stratejisinin doğal sonucu aktiflerin göreli olarak donuk ve likiditesi düşük yatırımlara yönelmesidir. Halbuki portföy yönetimi anlayışı ile fon yönetiminde ikincil piyasaların varlığı yatırımların likiditesini artırır; hem yatırımlar kolayca piyasa değerleri ile kolaylıkla nakde dönüşebilir hem de kurumsal yatırımcı olarak piyasa denetimini işleterek hisse senedi yatırımlarından temettü akımını; faizli kıymetlerden de faiz akımını düzenli hale getirebilir.

Portföy yönetimi anlayışıyla piyasaların kurumsal yapısının gelişmişliği ve araçların çeşitliliği kullanılarak fonlar düşük risk-yüksek getiri kompozisyonu ile yönetilebilir ve riskler en aza çekilirken getiriler en üst düzeye çıkarılabilir. Halbuki conglomerate strateji fonların yönetiminde aynı olanaklara, esnekliklere sahip olamaz ve bu nedenle de risk artarken getiriler düşer.

Conglomerate grup stratejisinin gerek risk, kârlılık ve likidite açısından gerekse portföy çeşitlendirmesi açısından portföy yönetimi stratejisinden daha kötü sonuçlar üretmesi kaçınılmaz bir sonuçtur. O halde OYAK neden bir conglomerate holding olmakta ısrar ediyor?

Rekabet açışından da OYAK'ın conglomerate olması sakıncalıdır. Portföy yönetimi stratejisinde piyasada taraf olan bir sermaye gurubu olmak yerine kollektif bir yatırım kurumu olur ve piyasada ticari rekabet içinde olmazsınız.

Halbuki conglomerate holding olunur ise piyasada rekabet eden bir sermaye gurubu haline gelinir. Türk Silahlı Kuvvetleri ve Kamu aynı zamanda piyasaların önemli birer müşterisidirler. OYAK, piyasaya çıktıkça faaliyet gösterdiği alanlarda ve bu alanlardaki şirketlerle piyasada rekabeti etkileyebilir. Konuyu işlemeyi sürdüreceğim.

DİĞER YENİ YAZILAR