Gazete Vatan Logo

Çiçek'e Anayasa mektubu cevabı!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e yazdığı mektupta, siyasi sorumluluğun Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nu dağıtana ait olduğunu belirterek, “Gerek Başbakan'ın açıklamaları, gerek AKP yetkililerinin tutumları dikkate alındığında Anayasa Uzlaşma Komisyonunun varlığından rahatsızlık duydukları ve bir an önce sona erdirmek istedikleri anlaşılmaktadır. Üç yıllık bir çalışma birikimi ve özgürlükçü bir anayasa yapma fırsatının, iktidar partisinin günlük siyasi çıkarları ve kariyer planlaması uğruna heba edilmesi tabii ki kabul edilemez. Bu çerçevede çalışmaların amacına ulaşması için her kesimin sorumluluk içinde hareket etmesini bekliyoruz.

-CHP lideri Kılıçdaroğlu, Anayasa çalışmalarının, Başbakan Erdoğan ve AK Parti tarafından günlük siyasi manevra ve hesaplara kurban edilmesi yönünde bir çaba gösterdiğini belirterek, buna rağmen çalışmaları sürdürmeye çaba gösterdiklerini ve bu çabayı bundan sonra da devam ettirme arzusunda olduklarını aktardı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e yazdığı mektupta, siyasi sorumluluğun Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nu dağıtana ait olduğunu belirterek, “Gerek Başbakan'ın açıklamaları, gerek AKP yetkililerinin tutumları dikkate alındığında Anayasa Uzlaşma Komisyonunun varlığından rahatsızlık duydukları ve bir an önce sona erdirmek istedikleri anlaşılmaktadır. Üç yıllık bir çalışma birikimi ve özgürlükçü bir anayasa yapma fırsatının, iktidar partisinin günlük siyasi çıkarları ve kariyer planlaması uğruna heba edilmesi tabii ki kabul edilemez. Bu çerçevede çalışmaların amacına ulaşması için her kesimin sorumluluk içinde hareket etmesini bekliyoruz.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, TBMM Başkanı Çiçek'in, Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun yeni bir anayasa yapamayacağı ve komisyon başkanlığından çekildiğini parti liderlerine açıkladığı mektubuna cevap verdi. Çiçek’in yazdığı mektuptaki değerlendirmelerinin arasında komisyondaki tıkanıklığın gerçek nedenlerine değinmediğini belirten Kılıçdaroğlu, Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun, TBMM'de grubu bulunan dört siyasi partinin ortak iradesiyle kurulduğunu, çalışma usullerinin 15 maddelik protokol ile düzenlendiğini hatırlattı. Kılıçdaroğlu, bu 15 maddelik protokolde siyasi parti gruplarından herhangi birinin komisyondan çekildiğini açıkladığında ya da 3 toplantıya mazeretsiz olarak katılmadığında komisyonun geçersiz sayılacağını anlattı.

-“BAŞKANLIK SİSTEMİ ISRARI MUTABAKATI ENGELLEYEN EN ÖNEMLİ UNSURLARDAN OLMUŞTUR”-

Anayasa çalışmalarının parlamenter sistem esasına göre başladığını belirten Kılıçdaroğlu, “Komisyon çalışmaları bu çerçevede yürürken, AKP diğer üç siyasi partiden farklı olarak ‘başkanlık sistemi’ önerisi sunmuş, bu önerisini bir pazarlık unsuru olarak masada sürekli tutmuş ve bunu açıkça da ifade etmiştir. Başkanlık sistemi ısrarı, yasama ve yürütme bölümlerindeki müzakere ve mutabakatı engelleyen en önemli unsurlardan olmuştur” dedi.

AK Parti’nin “başkanlık sistemi olmazsa partili cumhurbaşkanlığı olsun” şeklindeki tartışmalarla anayasa sürecini, özgürlükçü olmaktan çıkardığını belirten Kılıçdaroğlu, AK Parti’nin anayasa çalışmalarını “kişisel kariyer planlama süreci olarak gördüğünü” ortaya koyduğunu savundu. “Beklentisine ulaşamayacağını hissettiği andan itibaren de Uzlaşma Komisyonu'ndan rahatsızlığını ve masayı dağıtma niyetini hissettirmekten çekinmemiştir” diyen Kılıçdaroğlu, buna karşın komisyonun bugüne kadar yaptığı çalışmada 60 maddede tam mutabakat sağladığını, bunun da önemli bir aşama olduğunu belirtti.

-“AKP'NİN OMUZLARINDAN YÜKÜ ALMA GİRİŞİMİ OLARAK ALGILANMIŞTIR”-

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın komisyon çalışmalarına yönelik müdahaleci sözlerinin ve yetkisi bulunmadığı halde çalışmalara süre koyma, komisyona ömür biçmeye dönük ihtar üslubu içeren açıklamalarının, çalışmaların güven içinde yürümesine önemli ölçüde zarar verdiğini savunan Kılıçdaroğlu, “AKP grubu tarafından yaratılan bu güven dışı ortama rağmen çalışmalar devam ederken, TBMM Başkanı'nın ani bir kararla çalışmaları sonlandırmak istemesi, komisyonu dağıtmak isteyen Başbakan ve AKP'nin omuzlarından yükü alma girişimi olarak algılanmıştır” ifadelerini kullandı.

Başbakan Erdoğan’ın 28 Kasım’da yaptığı grup konuşmasında “Meclis Başkanı'nın Komisyonu feshettiğini” ifade ettiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, “Karşısında Meclis Başkanı'nın sessiz kalması da bu algıyı destekleyen bir tutum olmuştur” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin özgürlükçü, demokratik bir anayasaya ihtiyacı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
“Temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı, tam demokrasinin sağlandığı, demokratik, laik, sosyal hukuk devletinin sadece bir sözden ibaret olmayıp kurumsal alt yapısıyla birlikte tesis edildiği, üniter yapı içinde ulus devlet esası üzerinde şekillenen Cumhuriyet’in temel değerlerinin korunduğu, Mustafa Kemal Atatürk'ün kurucu rolünün vurgulandığı bir anayasanın uzlaşma içinde yapılmasına büyük önem veriyoruz.”

-“HER KESİMİN SORUMLULUK İÇİNDE HAREKET ETMESİNİ BEKLİYORUZ”-

Bu nedenlerle bugüne kadar Başbakan Erdoğan’ın ve AK Parti'nin süreci tıkamaya, günlük siyasi manevra ve hesaplarına kurban etmeye ve bozmaya dönük tüm çabalarına karşın, çalışmaları sürdürmeye özen gösterdiklerinin altını çizen Kılıçdaroğlu, “Bu çabayı bundan sonra da devam ettirme arzusundayız. Ancak TBMM Başkanı'nın, Başbakan'ın Uzlaşma Komisyonu'nu dağıtma arzusunu gerçekleştiren bir misyon üstlenmesini de uygun bulmuyoruz” ifadelerine yer verdi.


Çalışmalara devam etmek istemeyen bir siyasi partinin pekala masadan ayrılabileceğine işaret eden Kılıçdaroğlu mektubunu şöyle noktalandırdı:


“Bu durumda imzalanan protokole göre komisyonun dağılır. Siyasi sorumluluk komisyonu dağıtana ait olur. Gerek Başbakan'ın açıklamaları, gerek AKP yetkililerinin tutumları dikkate alındığında Anayasa Uzlaşma Komisyonunun varlığından rahatsızlık duydukları ve bir an önce sona erdirmek istedikleri anlaşılmaktadır. Üç yıllık bir çalışma birikimi ve özgürlükçü bir anayasa yapma fırsatının, iktidar partisinin günlük siyasi çıkarları ve kariyer planlaması uğruna heba edilmesi tabii ki kabul edilemez. Bu çerçevede çalışmaların amacına ulaşması için her kesimin sorumluluk içinde hareket etmesini bekliyoruz."

Haberin Devamı