Fiş toplayan zararlı toplamayan kârlı çıkacak

Ücretlilerin vergi iadesinin kaldırılması, yerine asgari geçim indirimi müessesesinin getirilmesi, birkaç gündür kamuoyunun gündemini oluşturuyor

Haberin Devamı

Ücretlilerin vergi iadesinin kaldırılması, yerine asgari geçim indirimi müessesesinin getirilmesi, birkaç gündür kamuoyunun gündemini oluşturuyor.

Hem Vatan’da hem de katıldığımız televizyon programlarında dile getirdiğimiz gibi yeni sistemden; ücretlilerden bir kısmı kârlı, bir kısmı da zararlı çıkacağa benziyor.

Maliye Bakanı, vergi iadesinin kaldırılmasından doğacak kayıpları telafi edecek bir sistem getirileceğini açıkladı. Bu açıklama üzerine biz de, geçim indirimi tutarının maktu bir tutar olacağına, asgari ücretliye de yüksek ücretliye de aynı tutarda uygulanacağına, bunun da yüksek ücretlerde kayba neden olacağına ısrarla dikkat çektik.

Dün de indirim tutarının “asgari ücretin yarısı kadar olacağı”, çalışmayan eş ve çocuklar için de ilave indirimler yapılacağı haberi basında yer aldı. Yani tutarın maktu olacağı kesinleşti. Ancak, indirim tutarının asgari ücretin yarısı kadar olması mümkün gözükmüyor.

Asgari ücretin yarısı zor
Vergi iadesinin kaldırılmasını IMF’in istediği ve Hazine açısından gider azaltıcı bir sonuç yaratmasının beklendiği, taraflı tarafsız herkesin üzerinde birleştiği bir nokta.

İndirim tutarının asgari ücretin yarısı olarak belirlenmesi ise tam tersi bir sonuç doğurur ve vergi iade tutarın artmasına, dolayısıyla Hazine’nin gelir kaybına neden olur. Yani Maliye, Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olur.

Şimdi şunu sorabilirsiniz. Nasıl oluyor da yeni sistemde hem ücretiler hem de Maliye kayba uğruyor? Birinin geliri azalıyorsa, diğerin gelirinin artması gerekmez mi? Teorik olarak doğru. Herkes, ücretinin gerektirdiği kadar harcama belgesi verip, vergi iadesi alıyor olsa, ücretlinin kaybı kadar Maliye avantaj sağlar. Ancak, kazın ayağı öyle değil. Ücretlilerin hepsi, ücretinin gerektirdiği kadar harcama belgesi vermiyor. Dolayısıyla vergi idesi almıyor.

Ücretlilere 2006 yılında yaklaşık 2.5 milyar YTL vergi iadesi yapılmış. Ücretli sayısının 10 milyon olduğunu varsayarsak, kişi başına düşen iade tutarı 250 YTL olur. Oysa asgari ücretlinin 2006 yılında alabileceği vergi iadesi tutarı 365 YTL idi. 10 milyon ücretliye, asgari ücretli kadar vergi iadesi yapılmış olsaydı, 2006 yılı iade tutarının 3 milyar 650 milyon YTL olması gerekiyordu. Buradan ücretlilerin tamamının vergi iadesinden yararlanmadığı ya da eksik yararlandığı sonucu ortaya çıkıyor.

Getirilmek istenen sistem 2005 yılında uygulanıyor olsaydı; kişi başına aylık indirim tutarı 244 YTL (2005 yılı asgari ücretinin yarısı), yıllık vergi avantajı 439 YTL olacaktı. 10 milyon ücretli için Hazine’nin vergi kaybı ise 4 milyar 390 milyon YTL olacaktı.

Hesabı bugünkü asgari ücrete göre yaptığımızda ise şu sonuç ortaya çıkıyor. Kişi başına aylık indirim tutarı 265 YTL, yıllık vergi avantajı asgari 477 YTL (yüksek ücretlilerde bu tutar daha da artıyor), hazinenin vazgeçeceği yıllık vergi tutarı ise 4 milyar 770 milyon YTL. Oysa, 2007 bütçesinde öngörülen iade tutarı tahmini 3 milyar YTL civarında.

Sonuç olarak;

* Geçim indirimi tutarı asgari ücretin yarısı kadar olmaz.

* Fiş fatura toplayıp ücretinin tamamı kadar vergi iadesinden yararlananlar zarar görür.

* Fiş fatura toplamayıp vergi iadesinden yararlanmayan veya eksik yararlananlar avantaj sağlar.

DİĞER YENİ YAZILAR