Yatırım fonlarının vergilendirilmesinde son durum

Altın, döviz, mevduat gibi klasik yatırım araçlarını tercih eden tasarruf sahiplerinin yatırım alışkanlıkları giderek değişiyor

Haberin Devamı

Altın, döviz, mevduat gibi klasik yatırım araçlarını tercih eden tasarruf sahiplerinin yatırım alışkanlıkları giderek değişiyor. Tasarruf sahipleri portföylerinde artık, aynı anda farklı sermaye piyasası araçlarına yatırım yapma imkanı sunan yatırım fonlarına da yer veriyor. ABD’de 10 trilyon dolara, AB ülkelerinde 5 trilyon euroya ulaşmış durumda olan yatırım fonlarının büyüklüğü, Türkiye’de 23.5 milyar YTL’yi buluyor.

Dünyada 20 trilyon dolarlık yatırım fonu endüstrisini temsil eden International Investment Funds Association (IIFA-Uluslararası Yatırım Fonları Birliği) 20. genel kurulunu 1-3 Kasım tarihinde İstanbul’da yapacak. Amaç, yatırım fonlarının artık bir tasarruf aracından çok “endüstri” haline geldiğini Türkiye’ye anlatmak. Biz de bu vesileyle, Türkiye’de sayıları 3 milyon kişiyi aşan yatırım fonu katılma belgesi sahibini ilgilendiren ve 1 Ekim 2006’dan itibaren değiştirilen yatırım fonlarının vergilendirilme sistemini hatırlatalım istedik. 1 Ekim 2006’ya kadar olan dönemde vergileme, fonların gelirleri ve portföy kazançları üzerinden fon bünyesinde yapıldı. Stopaj (vergi kesintisi) oranı 23 Temmuz 2006 tarihine kadar yüzde 15, 23 Temmuz 2006 tarihinden 1 Ekim 2006 tarihine kadar yüzde 10 olarak uygulandı.

Yeni sistem, yatırımcının vergi yükünde bir değişiklik yaratmıyor. Yüzde 10 stopaj uygulaması devam ediyor. Ancak yapılan değişiklikle, 1 Ekim 2006’dan itibaren yatırımcı bazında vergilendirmeye geçilerek, stopajın yapılma zamanı değiştirildi. Stopaj, yatırımcının satış işlemini gerçekleştirdiği anda, alım satım kazancı oluşması halinde yapılacak. Böylece vergi, fon katılma belgesinin satış anına kadar ötelenmiş olacak.

Kazanç nasıl hesaplanacak?
Yatırım fonu geliri, katılma belgesinin alış değeri ile satış değeri arasındaki farktan oluşuyor. Değişik tarihlerde alınan yatırım fonu katılma belgelerinin bir kısmının satılması halinde, gelir hesaplanırken “İlk Giren İlk Çıkar” yöntemi uygulanacak. Yani, satılan katılma belgelerinin, ilk alınan katılma belgeleri olduğu kabul edilecek. Yatırım fonları, 1 Ekim 2006’ya kadar fon bünyesinde vergilendirildiğinden, yapılan stopaj günlük olarak fon fiyatına yansıtılıyor ve fiyatlar vergilendirilmiş olarak oluşuyordu. Buna göre, 1 Ekim’den önce alınan yatırım fonu katılma belgelerinin Eylül ayının son işlem günündeki (29 Eylül 2006 tarihindeki) kapanış fiyatı, bunların alış bedeli sayılacak. Bu tarihten sonra yapılacak satışlara ilişkin kazancın hesaplanmasında, katılma belgesinin 29 Eylül 2006 tarihindeki kapanış fiyatı ile satış fiyatı arasındaki fark, kazanç sayılacak. Bu kazanç (matrah) üzerinden yapılacak yüzde 10 stopaj, yatırımcı adına ilgili vergi dairesine yatırılacak. Stopajın, vergi kimlik numarası esas alınarak yatırımcı adına yatırılacak olması, ticari işletmelerde stopaj mahsubunun hesaplanması ve belgelendirilmesinde kolaylık sağlayacak.

A Tipi fonlara vergi avantajı
Yapılan bir başka değişiklik ise, sürekli olarak portföyünün en az yüzde 51’i İMKB’de işlem gören hisse senetlerinden oluşan yatırım fonlarına sağlanan vergi avantajı.

A tipi olarak adlandırılan söz konusu yatırım fonlarının katılma belgelerinin en az bir yıl süreyle elde tutulduktan sonra satılması halinde, elde edilen gelir üzerinden stopaj yapılmayacak. Bir yıllık sürenin hesaplanmasında, katılma belgesinin iktisap tarihi esas alınacak.

Bunların hepsi, Türkiye’de yerleşik tam mükellefler için söz konusu. Dar mükellef olarak adlandırdığımız yabancılar için değil. Çünkü, onlar için hiçbir şekilde vergi yok.

DİĞER YENİ YAZILAR