Gazete Vatan Logo

Bağışıklığı güçlendiriyor, bakterileri öldürüyor! Grip ve soğuk algınlığına karşı doğal savaşçı

Daha önce yararlarını hiç duymadığınız, hastalıklara karşı etkisi azımsanamayacak kadar güçlü besinler bulunuyor. Kış aylarında bunları tüketerek hastalıklardan ilaçla değil doğal yollarla korunmanız mümkün. Grip ve soğuk algınlığına karşı savaşıyor, bağışıklığı güçlendirip bakterileri öldürüyor. Aynı zamanda doğrudan antiviral etkiye sahip olup doğal ağrı kesici görevi görüyor. Detaylarıyla uzman isim tek tek açıkladı…

Bağışıklığı güçlendiriyor, bakterileri öldürüyor! Grip ve soğuk algınlığına karşı doğal savaşçı

ÖZGE SEREN DOĞU /gazetevatan.com

Kış kapıya dayandı, havalar üşütmeye başladı. Özellikle kış aylarında ortaya çıkan ve hızla yayılan hastalıklardan kendimizi korumamız oldukça önem taşıyor. Hastalıklara karşı güçlü bir bağışıklık sistemi ise hasta olunsa dahi sürecin daha kolay atlatılmasını sağlıyor. Havaların soğumasıyla birlikte vatandaşlar hastalıklardan korunmak için çeşitli besinlere, çaylara ya da vitaminlere yöneliyor.

Pandeminin etkisi ilk dönemlerine kıyasla azalmış olsa da bağışıklık sistemimizi etkileyen grip, nezle, soğuk algınlığı gibi bilindik hastalıklarla karşılaşmamız mümkün. Bu sebeple sağlıklı beslenmeye dikkat etmek ve bilinçli vitamin kullanımı oldukça önem taşıyor. Öte yandan bağışıklığa faydalı yiyecekler kadar uzak durulması gerekenler de bulunuyor. 

Peki sonbahar ve kış aylarında düşen bağışıklığı kuvvetlendirmek için hangi besinleri tüketmeliyiz? Hangi yiyeceklerden uzak durmalıyız?

Diyetisyen Özden Örkcü, yazısında yararı hiç bilinmeyen ve bağışıklığa karşı etkisi hiç azımsanamayacak birçok besine yer verdi:

Haberin Devamı

VİTAMİN VE MİNERALLER

Demir: Eksikliğinde bağışıklık sistemini güçsüz düşürür ve enfeksiyonlara duyarlılığı artırır. Kırmızı et, yumurta, kuru meyveler, kuru baklagiller ve yeşil sebzeler yanında C vitamini alınmalıdır. C vitamini demir emiliminin vücudumuzda artmasına yardımcı olur.

Çinko: Bağışıklıkta önemli rolü vardır. Et, karaciğer, yumurta ve deniz ürünleri, çinkonun en iyi kaynağıdır.

B12: Bağışıklık sisteminde, sinir sisteminde ve kemik iliğinde kan hücrelerinin yapımında görevlidir. B12 vitamini, et, süt, peynir, yumurta ve balık gibi sadece hayvansal besinlerde bulunur.

Ginseng: Ginsengi bitki olarak bulmamız pek mümkün olmadığı için multi vitaminlerle desteklenmiş preparatlar olarak besin takviyesi şeklide kullanabiliriz. Yapılan bilimsel araştırmalarda ginsengin fiziksel ve bilişsel yönden olumlu etkileri olduğunu gösteriyor. Bağışıklığı güçlendiriyor, konsantrasyonu arttırıyor.

C vitamini: Bağışıklık siteminizi güçlü tutarak hastalanmanızı engeller. Kuşburnu, turunçgiller, domates, biber, maydanoz, soğan, dutsu meyveler dediğimiz berryler, kabak, brokoli ve yeşil salatalar C vitamin almanızı sağlayacak besinlerdir.

Haberin Devamı

DOĞAL ANTİBİYOTİKLER

Hastalanacağımızı hissettiğimiz durumda ya da hastalandıktan sonra hemen ilaçlara sarılırız; özellikle de antibiyotiklere! Halbuki zararlı bakterileri öldürmek için çokça ve bilinçsiz şekilde kullanılan, fazla kullanımında ise ileride çok daha olumsuz sonuçlara yol açan antibiyotikler yerine doğal yolları tercih edip bağışıklığı güçlendirmek mümkün. İşte tüketilebilecek doğal antibiyotikler…

Sarımsak: Yemeklere lezzet verici olarak kullanılmasının yanında birçok hastalığı tedavi etmek amacıyla da kullanılmaktadır.

Kefir: Düzenli tüketildiğinde vücut direncini arttırma da çok önemlidir.

Kekik: Kramp çözücü, dezenfekte edici ve balgam söktürücü olarak kullanılmaktadır. Akciğer ve bronşlar başlıca kullanım alanlarındandır.

Bal: Yıllardır medikal tedavide kullanılır, içerdiği vitamin mineral ve aminoasitlerle doğal ilaç olarak kullanılmaktadır. Sadece bakterilere karşı değil virüs, mantar, parazitlere karşı da antimikrobiyal özellik göstererek bağışıklık sistemini güçlendirir. Yaraların hızlı iyileşmesini sağlar. Ağız yoluyla alınan bal immün sistemi güçlendirir."

Haberin Devamı

Çörek otu ekstraktı: Sağlıklı hücrelere zehir etkisi yapmayıp, tersine olumlu etkisi olduğuna ilişkin bulgular vardır. Tohum özsuyu ve tohum yağının antiviral ve antimikrobiyal etkisinin olduğu bildirilmiştir. Çörek otu tohumunun günlük 30 mg/kg oral kullanımının bağışıklık sistemini güçlendirici etkilerinin olduğu yönünde çalışmalar mevcuttur.

Tarhana: Biliyoruz ki tarhana Türk kültürünün vazgeçilmez çorbasıdır. Bir yakınımız hasta olduğunda söylediğimiz ilk kelime ‘Sana sıcak bir tarhana yapayım bir şeyin kalmaz’ oluyor. Tarhananın vitamin mineral ve antioksidan içeriğinin yanı sıra besleyici özelliği de yüksektir.

Sirke: tüketimine bağlı olarak gözlemlenen olumlu sağlık etkileri yaklaşık 10 bin yıl öncesine kadar dayanmaktadır. İlk defa, tıbbın kurucusu olarak atfedilen Hipokrat tarafından sirkenin sağlığa faydalı olabileceği belirtilmiştir. Antik zamanlardan beri, sirke antiseptik bir ürün olarak yaraların iyileştirilmesinde ve enfeksiyonlarla mücadele amacı ile kullanılmıştır. Sebze-meyve dezenfektanı olarak da kullanılabilir hatta suyunuza birkaç damla sirke ilave ederek içebilirsiniz.

Haberin Devamı

Zencefil: Asya kökenli bir bitki olan zencefilin sağlığa yararı çok eski zamanlardan beri bilinmektedir, yüksek vitamin ve besin kaynağıdır.

Ev yapımı turşular: Hem probiyotik özellik taşırlar ve bağışıklık sistemimizin kuvvetlenmesinde bizi yalnız bırakmazlar. Dışardan hazır alınan bir turşunun tuz içeriği yüksek olabilecekken özellikle tansiyon ve böbrek hastaları için risk teşkil edebilir, bu riski ortadan kaldırmak için kendi turşunuzu kendinizin kurmasında fayda var.

Omega 3: Bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklardan korunmayı sağlar. Balık (uskumru, somon, sardalye), ceviz, badem, soya filizi, koyu ve yeşil yaprak sebzeler, keten tohumu, semizotunda bulunur. Haftada 2-3 kez 150 gram kadar alınmalıdır.

Probiyotlar: biyolojik değeri yüksek süt ve süt ürünleri probiyotik ve prebiyotik içeren gıdalar, sindirimi kolaylaştırır ve bağışıklık sistemini güçlendirirler. Bağışıklık sistemini güçlendiren dost bakterilere probiyotik adı verilir. Kefir probiyotik bir besindir ve ayrıca B vitaminlerinin emilimini da artırır.

ÇAYLAR

Düzenli beslenme alışkanlıklarımız ve kişisel hijyenimizle beraber bağışıklık sistemimizi daha da güvenli tutabilir. Bunun için de iyi gelecek birkaç bitki çayı ya da ümmin sistem güçlendirici çayları kolaylıkla evimizde iş yerimizde yapabiliriz. Peki kış aylarında bağışıklığı güçlendirmek ve soğuk algınlığı, grip gibi hastalıklara kalkan olması için hangi çaylar tüketilebilir?

Diyetisyen Özden Örkcü, mürver, kuşburnu, ıhlamur, ekinezya ve yeşil çayın bu dönemlerde tüketilmesinin bağışıklığa ve sağlığa olumlu etkilerinden söz ederken, etkilerini de tek tek sıraladı:

Mürver (meyveli çalı cinsi şifalı bir bitkidir, halk arasında terleme çayı ve patlangıç olarak da bilinir): Yapılan ön klinik çalışmalarda siyah meyvelerinin grip virüsü üzerinde etkili olduğu ortaya koyulmaktadır.

Kuşburnu: Antioksidan ve antienflamatuar özeliktedir. Osteoartrit, soğuk algınlığı tedavisinde etkinliği çalışmalarla kanıtlanmıştır.

Ihlamur: Soğuk algınlığı şikayetlerini hafifletici ve ağrı gidericidir.

Ekinezya: Bağışıklık sistemini güçlendirir, doğrudan antiviral aktivite gerçekleştirir ve bakterilerin yayılmasını önler, soğuk algınlığını engeller.

Yeşil çay: Siyah çaydan daha yüksek antioksidan içeriğine sahip, 1-2 fincan limonla beraber içmeniz bağışıklık sisteminizin kuvvetlenmesini sağlayacaktır.

Tüm bunların yanı sıra toksin atımını hızlandırmak ve vücudu canlandırmak için günlük 8 su bardağı su tüketiminin ihmal edilmemesi gerektiğine dikkat çeken Diyetisyen Örkcü, taze sıkılmış bazı meyve ve sebze sularının da tüketimini arttırmanın çok doğru olacağını belirtti.

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ KUVVETLENDİRİCİ ÇAY TARİFİ:

  • Bir tutam tomurcuk ıhlamur
  • 2-3 adet çubuk tarçın
  • 5-6 adet daha da fazla olabilir karanfil
  • 2-3 dilim limon
  • Kuşburnu tohumu
  • Ayva ya da ayva yaprağı

Not: Böbrek hastaları bitki çayları içerken uzmanlarına danışmalı ve onay durumunda bitki çaylarını gerekli dozda tüketmeli.

BU BESİNLERDEN UZAK DURUN!

Serbest radikallerin hücre ve dokularda çoğaldığında DNA yapısında hasara neden olduğunu belirten Diyetisyen Özden Örkcü, sigara, hava kirliliği, radyasyon vb. nedenlerle de serbest radikallerin artacağını vurgulayarak artış durumunda ise kanser, kalp-damar hastalıkları, artritler vb. sağlık sorunlarının oluşacağını ifade etti.

Örkcü, “Besinlerle birlikte aldığımız antioksidanlar vücuttaki serbest radikallere karşı savaşırlar. Serbest radikallerin yarattığı olumsuz etkinin önlenmesi ve etkisinin en aza indirilmesi için yeterli miktarda antioksidan tüketilmelidir. Serbest radikallerin oluşmasına neden olabilecek diğer bir etmen de düzensiz ve sağlıksız beslenmedir.” dedi.

Diyetisyen Örkcü, özellikle içeriği bilinmeyen ürünler, hazır çorbalar, rafine gıdalar (sanayi tipi kek, börek, pasta, bisküvi, iyi pişmemiş ürünler üzerinde yanık ve kömür karası görünümü olan ürünlerden uzak durulması gerektiğine dikkat çekerek, “Nasıl üretildiğini bilmediğimiz, hijyeninde güvenmediğimiz ya da Gıda, Tarım Bakanlığı’nın ve Sağlık Bakanlığı’nın onayı olmayan yerlerden alışveriş yapmak ya da gıda tüketiminden kaçınmak gerek.” şeklinde konuştu.