Gazete Vatan Logo

Politika kimyamı bozdu (1)

Uzun zamandan beri Zülfü Livaneli'yle ne zaman biraraya gelsek konu aynıydı: Ne oluyor CHP'de, AKP'yle Türkiye nereye koşuyor? Bilindiği üzere Zülfü Livaneli CHP'nin kurultayından sonra partiden istifa etti. Şimdilerde bağımsız milletvekili. Ve Livaneli uzun bir aradan sonra Hayata Dair adını verdiği yeni albümünü çıkıyor. Hayata Dair albümünde dokuz yeni Zülfü Livaneli bestesi var. Bunlardan biri "Gül Dünya" adında. Yeni albüm vesilesiyle buluştuk Zülfü Livaneli'y'e, siyasetten konuşmasak olmazdı...

* Son albüm 1996'da çıkmış. Yoksa siyaset mi sizi durdurdu?
Bana, "Niye albüm yapmıyorsunuz?" diyorlardı. Beste yapamıyordum. Beste yapmayınca nasıl albüm çıkarayım? Hiç mi beste yapmadım, yaptım ama beni tatmin etmedi yaptıklarım. Beste yapma duyarlılığını yitirmiştim.

* Politika kimyanızı mı bozdu?
Evet, politika kimyamı bozdu. Geçen yıldan itibaren kendimi topladım, besteler yapmaya başladım. Beste insanın içine tohum gibi düşer. Bağlama ya da piyano başına oturmakla da olmaz her zaman. Barcelona'da bir toplantıya davet edilmiştim üç ay kadar önce. Uçakta Yaşar Kemal'in mübadele Türkleri üzerine yazdıkları aklıma geldi, sonra Louis de Bernieres'in "Kanatsız Kuşlar" kitabını düşündüm ve mırıldanıp küçük bir not defterine yazmaya başladım. Barcelona havaalanına indiğimde Mübadele Türküsü bitmişti. Gül Dünya'yı da Atina'da konserden çıktıktan sonra yalnız başıma oturduğum bir restoranda yapüm. Son zamanlarda 30 kadar beste yaptım, dokuzunu yeni albüme seçtim.

* Anlaşılan çok özlemişsiniz...
Albümde düet yaptığım, konsere de çıkacak olan Azerbeycanlı Brilliant Dadaşova geçen gün stüdyoda bana şöyle dedi: "Çok mutlu olduğunuz ve müziğe susamışlığınız sesinizden belli oluyor. Gençken insan ne yapmam gerekiyor diye düşünüyor. Yaş ilerledikçe de beni ne mutlu ediyor diye düşünmeye başlıyor insan. Gerçekten de bu albümü hazırlarken mutluydum.

Üç dört kişiyi bile yönetemem
* Besteci, yazar, müzisyen Zülfü Livaneli bu süreçte kendisine "neden politikaya girdim" diye sordu mu?
Her gün soruyorum... Bir konserinize bakıyorsunuz sizi seven 500 bin kişi var, bunların politik bir duruşu var. Bu insanları temsil edilmez miyim? diye düşünüyorsunuz. Ben yöneticilikten hoşlanmıyorum, Türkiye'yi yönetmek, bir partiyi yönetmek gibi bir iddiam yok. Bırakın parti yönetmeyi birlikte çalıştığım üç dört kişiyi bile yönetemem. Yönetici değilim ama buna karşılık temsil etmek istedim. Türkiye'nin her yerinde temiz, aydınlık, sağduyulu insanlar gördüm, bunları temsil etmek istedim. Dünyada politikacı insan tipi var. Ben olamadım tam politikacı. Öyle bir iddiam da olmadı.

* Siyasetin yapılış biçimi sanatçıdan politikacı çıkmasına engel mi? Kısacası sanatçıdan politikacı olmuyor mu?
Dünyaya baktım, sanatçılıktan politikaya geçenler politikacı olamadılar. Yves Montand cumhurbaşkanı adayı olmak istedi. Bir TV programına çıktı, adamı paramparça ettiler. Politik hayatta başarılı olmuş sanatçı yok gibi, Vaclav Havel dışında. O da özel bir ülkede politikaya atıldı. (Çek Cumhuriyeti'nde
cumhurbaşkanı oldu Vaclav Havel)

* Sizce neden sanatçıdan politikacı olmuyor?
Sanatçılık her ne hissediyorsanız bunu dışa vurmaya bağlı, politikacılık ise içinizde ne varsa onu saklayıp dışarı başka şeyi vurmanızı gerektiriyor. Sanatçı politikacı olunca kişilik parçalanması yaşıyor. Ben de politikada gerçekten de çok zorlandım. Kitlelerle kaynaşma potansiyelimi gören herkes politikaya girmemi istedi, benim de heyecanlı bir yapım var, "Niye güzel şeyler olmasın? " diye düşündüm ama profesyonel politikacılar kadrosunun kişisel çıkarlarını aşmak çok zor.

Politika bana göre değil
* Miting alanlarında karşılaştığınız halkla, konserlerinize gelenler arasında nasıl bir fark var?
Hepsi aynı, miting alanı da konser salonu da. Paul Valery," Politika halka ait sorunları halkı karıştırmadan çözme sanatıdır " diyor. Bense hep halkla bu sorunları çözmeye inandım. Nereden bakarsanız bakın teroik olarak da yaşam biçimi olarak politika bana göre değil.

* CHP'den ayrıldınız, bağımsız milletvekilisiniz, ne yapacaksınız bundan sonra?
Görevlerimi yapıyorum. Avrupa Konseyi'ndeki, Avrupa Birliği'ndeki görevlerimi yaptım. Partiden ayrıldığım için onlar da bitti. Yeni bir çalışma olmazsa herhalde istifa etmem gerekir. Yararlı olduğumu hissetmediğim bir yerde duramam. Şu anda bakıyorum.

* İnsan hep aynı türküyü mü söyler? Meclis kürsüsünden de, bestelerinizde de aslında aynı türküyü mü söylüyorsunuz?
Gazetede yazdığım yazı süratle ulaşıyor okuyuculara ve o hızla da kayboluyor. Politikada yapılanların da ulaşma yolları var. Müziğin ise bambaşka gücü var. Serdar Erener, "müzik bulaşıcı bir şey " dedi geçenlerde, doğru söylüyor. Ben yasaklandım, yurtdışında yaşadım, tek başıma bir odada yaptığımı besteler milyonların dilinde oldu. Yaptığım parçaların bestelerin bana sağladığı karşılıklar ölçülemeyecek kadar büyük.

Devamı

Haberin Devamı