Sanat iyileştirir

Ülkemin, dünyanın gidişatından, her gün yüreğimi dağlayan haberlerden, acı, kan, gözyaşı, isyan, nefret çığlıkları dolu paylaşımlardan ve bunlar karşısındaki çaresizliğimden nereye kaçacağımı bilemezken, ilâcımın yine bende olduğunu fark ettim. Başka bir yerlere gitmenin, uzaklaşmanın tedavi olmayacağı durumlar vardır, aynen bugün Türkiye’mizin durumu gibi. Çünkü sevdiğiniz, kendinizi parçası hissettiğiniz, içselleştirdiğiniz kişilerle, aidiyet duygusunu tattığınız mekânlarla, vatan bildiğiniz topraklarla ilgili üzüntüleriniz, acılarınız nereye giderseniz gidin, size takip eder. Uzaklaşmak, bırakın iyi gelmesi bir yana, daha da azdırır içinizdeki yarayı, çoğaltır küskünlüğünüzü. Onun için; kalıp üzüntünüzle, kızgınlığınızla, kırgınlığınızla olduğunuz yerde başa çıkmanın yollarını aramak, bulmak gerekir. İşte böyle zamanlarda sanata sığınmak, sanatın uçsuz bucaksız derya zenginliğinden nasiplenmek benim en güzel ilâcım.

Şu son bir kaç gündür, sevdiceğimle birlikte kendimizi sanatın iyileştirici kollarına bıraktık ve tatlı bir nekahat dönemi yaşamaktayız. Bu nekahat kendi uğraşımız olan sanat dallarıyla haşır neşir olmaktan öte, sanat dünyasının geniş yelpazesinde kendine ait nişlerin hakkını vermiş, sanatı yüceltmiş ve beraberinde kendileri yücelmiş dostlarla buluşmak, zamanı paylaşmakla zenginleşen bir süreç oldu. Böylesine dostlarla yaşanan zamanda, dünyada kan ve gözyaşından başka bir şeyler, üstelik kanı ve gözyaşını aslında durdurabilecek kadar güzel şeyler olduğunu bir kez daha anımsıyorsunuz. Tabii, keşke politikacılarımız sanatı sevseler, sevenler daha çok sevse, sanata inansalar o zaman sanat gerçek işlevini yerine getirebilir.

Haberin Devamı

SINIRSIZ DÜNYA

Sanat; ırk, dil, din ayrımı yapmadan kendisine kucak açan, gönül veren herkese aynı eşitlikte sevgi verebilen bir dünya. İster notalar, ister tuval - fırça, ister kil, çamur, ister kelimelerle sanat yapın, orada teninizin rengi, konuştuğunuz dil, tapındığınız mabed, ülkenizin sınırları, cinsiyetiniz, yaşınız hâsılı bizi reel bildiğimiz dünyada ayıran, ayrıştıran ne varsa geçersizdir. Hiç bilmediğiniz bir besteyi ilk defa dinlerken, bunun bestecisi hangi ırktan, hangi dinden, hangi renkten acaba diye düşünür müsünüz? Ya da yaratıcısını bilmediğiniz bir tabloya, bir heykele bakarken aklınıza gelir mi sanatçısının cinsel tercihini sorgulamak? Sanat çok şeyi sorgulatabilir ama bunları değil. Çünkü sanat sınırsız bir dünyadır. Yaratıcılığın sınırsızlığı kadar uçsuz, bucaksızdır. Kendisini kısıtlayacak, daha iyiye, daha güzele kanatlanmasını engelleyeek hiç bir şekilciliği, bağnazlığı kabul etmez sanat. Sanat renklerin, seslerin, şekillerin zenginliğine âşıktır ve bunların hakkını verebilmesi, hakkıyla tadabilmesi ve ululaştırabilmesi için renk(ırk), ses (dil), şekil (din) kavramlarının farklılığını kucaklayabilmesi gerekir.

Haberin Devamı

Gerçek sanat dürüsttür. Dürüstlükten, emekten, alın terinden yanadır. ’Kurt Seyit & Shura’ romanımın Rusça baskısı hazırlık aşamasındayken bir başka Rus yayınevi tarafından sahte isimle basılıp piyasaya çıktığında en büyük desteğim Rus yayın ve sanat dünyası oldu. İçlerinde çok iyi tanıdıklarım da vardı. Uğradığım haksızlıktan bir yazar, bir sanatçı olarak büyük rahatsızlık hisseden ve bu talihsiz olay kendi ülkelerinde olduğu için büyük utanç duyan ve tanışmamamıza rağmen bana destek kampanyası açanlar da vardı. Kimi; sanatçı, kimi; yazardı, ya da sanata, edebiyata gönül vermiş ve özgün bir eserin değerine hürmet duyan ve bunu ifade etmekte sorumluluk duyan kişilerdi.

Haberin Devamı

ZOR ZAMANLAR

Yıllarımın, sancılı bir araştırma ve yazım sürecimin emeği olan romanımın çalınması bana ne kadar üzüntü verdiyse, bu konudaki mücadelem esnasında pekişen ve yeni edindiğim dostluklar en büyük kazancım oldu. Geçen akşam bir güzel vesileyle bu dostlardan bir gurubu evimizde ağırlama fırsatı bulduk. Boğazın tatlı bir sonbahara hazırlandığı akşam verandada kaynaşmış misafirlerimize baktığım zaman onların dünyayı güzelleştiren insanlar olduğunu derinden hissettim. Kimi enstrümanıyla, kimi sesiyle, kimi balesiyle, kimi çizdiği sahne kostüm ve dekorlarıyla, kimi oyunculuğuyla sahnelerden yüreklere, düşlere geçen insanlar… Hepsinin kökeni farklıydı, ana dilleri, dinleri de farklı. Kimilerinin ülkeleri birbiriyle savaş halindeydi hâtta. Ama sevgi, keyif ve huzur vardı beraberliğimizde. Çünkü sanat buluşturmuştu bizi. Sanat vasıtasıyla tanışmış, arkadaş, dost olmuştuk. Çok insanın önemsediği ayrımlar bizi ayrı düşüremezdi. Politikacıların, siyasetçilerin, çıkarcıların, bölücülerin, hainlerin, din ve silah tacirlerinin, savaş baronlarının yarattığı ve dayattığı dünyanın parçası olmayı reddetmiş insanlardık biz. Ne mutlu bana, zor zamanlarda ilacım olan sanat var, sanatçı ve sanat sever dostlarım var.

Haberin Devamı

Ne mutlu bana keyifler, lezzetler gibi zor zamanları da paylaşabileceğim, yüreğimdeki yükü hafifletebilen kendisi de sanatçı bir sevdiceğim var…

DİĞER YENİ YAZILAR