Gecem gündüzüm Özgecan

Günlerdir gecem, gündüzüm Özgecan. Düşüncelerim onunla yatıp onunla kalkıyor günlerdir, geceleri rüyalarıma o giriyor. Onunla beraber başka kız çocukları görüyorum, hep bir yerlerden, birilerinden kaçırmaya çalıştığım. Bir başka rüyamda genç kızları saklıyorum, simsiyah gölgeler içinden gelen birilerinden...

Bembeyaz karlar kapladı her yeri. Romantik yazılar yazacağıma, Özgecan’ın dehşetten buz kesmiş narin bedenini düşünüyorum. Şömine ateşi içimi sıcacık duygularla ısıtacağına, alevlerin kıvrımlarında onun saldırılan, bıçaklanan, parçalanan bedeninin ıstırabını yaşıyorum. Küllerde onun yakılmış tazecik vücudundan arda kalanları görüyorum. Günlerdir gecem, gündüzüm Özgecan. Onun yaşamış olduğu vahşetin boyutunu katmerleyen gündem öğeleri, söylemler, alınan tavırlar duyduğum acıyı, kızgınlığı, isyanımı nefret boyutuna taşıyor.

Gecem gündüzüm Özgecan

Dahil olduğu sosyal, siyasî, meslek ve yaş gurubu ne olursa olsun tüm ülkemin kadınlı, erkekli ayağa kalkmış olmasını beklerdim bu sapık cinayetin karşısında. Ama sosyal medyada, gazetelerde, televizyon programlarında görüyorum ki; bu tecavüz ve cinayet trajedisi maalesef politik bir boyut sergilemekte. “Bunu politik bir olay haline getirmeyin” diyenlerin dediklerine kendilerinin de inanmadığını tahmin ederim.

Haberin Devamı

Çağdışı örümcek bağlamış ifadelerin amacı belli

“Hamile kadının sokağa çıkması ayıptır”, “Çalışan kadın iğfâl edilmeyi hak eder”, “Altı yaşındaki kızla evlenilebilir”, “Kadınla erkeğin eşitliğini söylemek abesle iştigâldir”, “Jean giymek tecavüz sebebidir”, “Ananız da olsa dizden yukarısı tahrik eder” benzeri sayfalar dolusu sayabileceğimiz, basiretsiz sözde yetki sahiplerinin lâfları, içinde sapkınlığı olan her sapığa sapıklığını yaşaması için vize vermekte. Bu söylemler gittikçe yoğunlaştı ve dinsel, siyasal, sosyal, kültürel, tüm hayatımızın alanlarında tekrarlanmaya başlandı. Aslında bu çağdışı, örümcek bağlamış ifadelerin amacı, kadını kadın olduğundan dolayı utanca, ürküntüye, korkuya düşürmek, kendisini korumak için sımsıkı örtünmek, evine kapanmak zorunda bırakmak. Kadının, aksi olduğu takdirde, başına gelebilecekleri düşünüp kendi kendine toplumsal hayattan uzaklaşmasını sağlamak. Kız çocuk okula gitmesin, çalışmasın, örtünsün, erkeksiz hiç bir yere ayak atamasın, altı yaşından itibaren evlendirebilsin... Bütün istenilen bu...

Haberin Devamı

Vatandaşların yaşam şekline müdahale eden beyinler

Yöneticilerin bu kör, karanlık inancın beslenmesinde, idamesinde dahli olmasa, bu tip sapık söylemlerin sahiplerini susturmazlar mı, kulaklarını çekmezler mi? Bu lâfları edenlerin çoğu, kimliği takip edilemeyecek, gizlenmiş, sıradan vatandaşlar değil ki. Çoğu devletin, yönetimin belli koltukları kendilerine bahşedilmiş insanlar. Kimi; siyasi kadro elemanı, kimi; bir gazetede köşe yazıyor, kimi; camide vaaz veriyor, kimi üniversitede öğretim üyesi. İstedikleri gibi atıp tutuyorlar, dini kendi küçük, cahil, kadın düşmanı ve hesapçı beyinleriyle yeniden yazıyor, vatandaşların yaşam şekline, kadının rahminden çiftlerin yatak odasına kadar girerek müdahale etmek hakkını buluyorlar kendilerinde.

Haberin Devamı

Şimdi, bu kadar güçlü bir kadro tarafından; genç kızlarımız, kadınlarımız, onların ön gördüğü gibi yaşamadığı takdirde cezalandırılmayı, tecavüze uğramayı, şiddet görmeyi ve öldürülmeyi hak ettikleri Allah’ın günü avaz avaz haykırılırsa; okumaktan, düşünmekten ırak, duyduklarını yorumlamak, değerlendirmek kabiliyetinden uzak insanları elbet buna inandırabilirler ve daha korkuncu bunların içinde zaten sapık temayülleri olanlara da cesaret verirler.

Erkeğin kadınlara olan ihtiyacı onu delirtiyor

Ülkemizde, son senelere büyük bir hızla tırmanan kadına şiddet ve kadın cinayetleri sayısına ve sebeplerine dikkat edin. Hep kadın cinsine olan nefreti, kadını aşağılamak, ezmek, can çekiştirmek ve yok ederek son cezayı vermek arzusunu görüyorsunuz ardında. Bu, sadece ‘ataerkil’ anlayış da değil. Daha farklı bir psikolojik boyutu olduğuna inanıyorum.

Kadının her şeyden önce insan olarak bireysel özlük haklarına sahip olduğunu kabul edemeyen, bunu hafsalası almayan, kadınla kardeş, kadınla arkadaş, kadınla sevgili, kadınla sevişen bir eş olmayı beceremeyen erkek zihniyetinin en büyük problemi; yok saymak istediği, fuzulî bulduğu kadına büyük bir ihtiyaç duyması. Hem yok olsun istiyor ama hem de ev, tarla, otlak her nasıl hayatı varsa onu çekip çevirmek için, içinde aşk, sevgi olmayan, hayvanınkinin bile yanında rafine kaldığı aşağılık cinsel ihtiyaçlarını karşılamak ve çoğalmak için ona ihtiyacı var. Bu ihtiyaç onu delirtiyor, zaten kompleksli ruh halini çıldırtıyor ve bunun acısını yine kadından çıkarmanın yolunu buluyor. İşte, burada, kadının itaatkâr olmadığı takdirde başına neler gelebileceğini işaret eden büyüklerinin! Lâfları yol gösteriyor.

Haberin Devamı

Bu meyanda, şunu da unutmayalım ki; bu sapık erkeklerin sapık emellerine sadece, birilerinin sapıkça öngördüğü üzere; sadece başı açık, mini etek, jean pantolon giyen, yalnız yolculuk yapan kızlarımız, kadınlarımız kurban olmuyor. Evinde oturan, tesettürdeki kadınlarımız da tecavüze uğruyor, hayatlarına kastediliyor. Çünkü o sapık; kız çocuk, genç, yaşlı kadın, erkek çocuk görünce, fark etmiyor, sadece kirletilesi, ezilesi, canı acıtalası bir et parçası görüyor ve kendisine verildiğine inandığı o kahrolası erkeklik hakkını kullanıyor.

Can kız... Senin katilin sadece o üç sapık değil

Benim bu konuda içimi en çok acıtan noktalardan birisi; bu şiddeti koruyarak, kadını aşağılayan, yok sayan ve ezen tüm adi söylemlere sahip çıkan ve utanmadan tekrarlayan, üstelik bir kısmı siyaset, sanat ve medya ile bağlantılı kadınlar oluyor ve bu kadınların öyle gelişigüzel konuştuğunu değil de; kendileri dayağı ve tecavüzü arzu ettikleri için hevesli olan erkek hempalarına kendi reklâmlarını yaptıklarını düşünüyorum.

Günlerdir gündüzüm o, gecem o... Düşüncelerimde, rüyalarımda o... Özgecan... bizi sakın affetme... Biz af dileye dileye öldürmeye devam ederiz...

Özgecan... can kız, can fidan... senin katilin sadece o üç sapık değil. Cinayet mahallinde olmadığı halde uzaktan uzağa, zihinlerinde seni iğfal eden, seni bıçaklayıp, ellerini kesen, sonra yakan daha on binler var bu ülkede. Aralarında kadınlar bile var, inan. Kimi Ankara'da, kimi İstanbul'da. Kimi Meclis'lerde, kimi sahnelerde, kimi gazete köşelerinde. Onların hepsi senin katilin... biz onları biliyoruz... ve bu konuda birşey yapamazsak sakın affetme bizi...

Gecem gündüzüm Özgecan

DİĞER YENİ YAZILAR